05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? Bir din gibi üstümüze çöktü, radikal bir dinci akım gibi… Bu tabuları deviren bir girişim olarak devrim olduğunu ve insanların kafasında devrim yaratabileceğini düşünüyorum. Bunun dışında orada devrim yapılıyor mu? Galiba bunu biraz daha izlemek gerekiyor. Venezüella’nın ne yapacağına da bakmak gerek. Çünkü hem coğrafi olarak hem de politik olarak zor bir pozisyondalar. Chavez’in tek başına orada durabilmesi biraz zor, çevresindeki ülkelerin de destek çıkması lazım. Şimdi Bolivya’da Chavez’i destekliyor. Şunu söylemeye çalışıyorum: Devrim, ancak Latin Amerika’daki diğer ülkelerin de bu akıma dahil olmalarıyla olacak. Diğer yandan Avrupa için, Asya için, hatta son zamanlarda Ortadoğu için bir ilham kaynağı. Bunları yapabileceklerine inandırıyorsa insanları, "Evet, bir devrim" diyebiliriz. Biraz karışık oldu sanırım. Kitabın arka kapağındaki yazıyı siz mi yazdınız? Kısmen. Hangi bölüm? "Yüzyılın ilk devrimi" sözü size mi ait? Evet. Cevap alınmıştır. Şu söz de bana ait, bu sözü çok önemsiyorum, "Bundan böyle dünyayı büyük sözlerin değil küçük insanların değiştireceğine dair bir işaret…" Chavez’in iktidarlığında yürürlüğe giren Venezüella anayasası, kadın haklarına yönelik önemli iyileştirmeler sağladı. Hatta bu konuda söyleştiğiniz Ulusal Kadın Enstitüsü INAMUJER’in başkanı Mario Leon, "Bu anayasa, yirminci yüzyılda kadın hakları mücadelesi vermiş bütün kadınların kurduğu hayallerin yazılı halidir" diyor. Bu söyleşinin yer aldığı bölümün adı da: "Kadınlar Devrimi Daha Çok Seviyor!" Çoğunluğa oranlarsak bu sonuç çıkar mı gerçekten? Çıkar. Bu destek üst sınıftan da gelebilir, zengin kadınlar arasından... Çünkü az buz değişiklikler değil yapılanlar. Bir de şöyle bir durum var: Venezüella çoktanrılı bir inanca sahip köken olarak, aynı zamanda anaerkil bir yapıya... Fakat kapitalist ülkülerle beraber bu bozulmuş. Şimdi tekrar o köklere dönüyorlar. Bütün toplumsal dönüşümlerde kadınlar daha çok önemsenir. İşleri en çok onlar yaparlar. Bir devrimin kalitesi, ‘devrim bittikten sonra’ kadına verdiği önemle belli olur. Çünkü başlangıçta vitrinde iyi durur, işleri erkeklerden çabuk yaparlar... Ama sonra ne olduğu daha önemlidir: O kadını nereye koyduğu, haklarını teslim edip etmediği... Bu devrim, kadınlara borcunu ödeyebiliyorsa devrimdir. MASAL DEĞİL GERÇEK Aydınların tavrı nasıl Chavez’e karşı? Aydınların tavrı, olması gerektiği gibi, eleştirel. Benim konuştuğum aydınların öyleydi. Bence de bu noktada biraz eleştirel olmak lazım. Çünkü muhalifler ve toplumsal muhalif kimlikler muhalefet üretemiyor Venezüella’da. Aydınlar bu görevi yürütüyor. Ayrıca Chavez çok okuyan ve aydınlarla birlikte olmaya çalışan bir adam. Hem uluslararası konumdaki aydınlarla hem de ülkesindeki aydınlarla… Sanat ve edebiyat nasıl Venezüella’da? Özellikle şiir? Barrio’larda* sanat yapılmaya başlanmış. Bütün bu süreci, Chavez’in iktidara gelişinin öncesinden başlayarak referandum dönemini, sokaklarda ne olduğunu barrio’lardaki çocuklar belgesel yapmışlar ve çok iyi bir belgesel. Bir de müthiş müzik yapıyorlar. Yeni müzik yapmaya çalışıyorlar. Manu Chao etkisi çok büyük. Sanat biraz daha sokaklarda yaşanan bir şey haline gelmiş. Kitlelere hitap eden, onları devrime çağıran sanatçılar var mı? Var tabii. Çok heyecanlı şairler var. Toplumsal dönüşümler çok sancılıdır. İnsanları bir yerden bir yere hareket ettirmek için şiir gerekir. Her anlamda şiir… Şiir derken sadece dörtlüklerden, dizelerden bahsetmiyorum. Bir şiir duygusu gerekir. Şiir varsa olur, yoksa mümkün değil kimseyi kıpırdatamazsın yerinden. Chavez’in kendisi de şiir gibi konuşan bir adam. Latin Amerika çok şiirli bir kıta zaten. Dolayısıyla şiirli bir memlekette şiirsiz bir lider, zor… Kitabın son bölümü: "Rakamlarla Masalın Sonu". Masal bitti mi sizce? Bitsin ve bütün bunlar gerçek olsun artık. Ama masal bitmedi. Bitmedi… Bitsin istiyorsunuz. Hikâyenin masal kısmı bitsin de bütün bunların gerçek olduğu anlaşılsın istiyorum. Bu yüzden ‘masal’ dedim. Çünkü Türkiye’de anlatırken masal gibi dinliyorlar. Ama masal değil bu gerçek ve gerçek olduğunu görüp ‘Biz ne yapabiliriz’ noktasına gelmesi lazım insanların. ? * barrio, İspanyolca ‘mahalle’. Venezüella’da, özellikle Caracas’ta, şehirlerin etrafını saran tepelerde yer alan ‘varoşlar’. Biz Burada Devrim Yapıyoruz Sinyorita/ Ece Temelkuran/ Everest Yayınları/ 220 s. KİTAP SAYI 836 DEVRİM VE MUHALEFET Venezüella’da bulunduğunuz sürede sürekli güvenlik sorunlarıyla, sizin deyiminizle güvenlik paranoyasıyla karşılaşmışsınız: Teybinizi açtığınızda, fotoğraf makinenizi kullanmak istediğinizde, kamerayla çekim yapmaya kalkıştığınızda… Ülkede iyiye doğru değişimin tatlı telaşı mı, yoksa köşe başlarında gizlenen bir huzursuzluk mu var? Her ikisi de. Toplumsal dönüşüm denilen şey ‘karnaval’ havasında olmuyor. Toplumsal dönüşüm denilen şey, sancılı bir şey. Örneğin, Venezüella için problem olan şeylerden bir tanesi, bütün bu toplumsal değişim içinde insanlar zenginler ve yoksullar olarak ikiye ayrıldı ve zaten çok güçsüz olan orta sınıf üzerine kimse politika üretmiyor. Chavez’in neredeyse hiç umurunda değil gibi. Yoksulların zenginlere karşı öfkesini politik dinamiğe dönüştürmek tamam; ama bir yandan da öğretmenler var, öğretim üyeleri var… Bunlara ilişkin pek bir şey yok ve burada bir sıkıntı başlıyor yavaş yavaş. Sadece yoksullar mı Chavez’i destekliyor? Hemen hemen evet. Çünkü o kadar çok yoksul kesim üzerinden konuşuyor ki, başka sınıflardan onu destekleyenler çıkarı olduğunu düşünüyor. Örneğin gazeteci Gregory Wilpert. Yoksul bir adam değil, yine de Chavez’i izliyor ve biraz da onaylıyor. Çok suçlandığı, iş bulamadığı gibi şeyler anlattı. Muhalefetin çalışmaları neler? Bir dizi semtte para karşılığı silahlı çeteler oluşturulduğu ve bunların ABD donanma saldırısıyla işbirliği halinde darbe yapmayı planladıkları söyleniyor. Böyle bir duruma tanıklık ettiniz mi? Bence bu konuda çok ciddi bir sıkıntısı var Venezüella’nın. Muhalefet hiçbir şey yapmıyor. Hiçbir politika üretmiyor. Sadece "kötü Chavez", "deli", "diktatör"… Başka bir şey yok. Muhalefetin iyi olması gerekir oysa. Silahlı çeteler konusunda bir bilgim yok, ben döndükten sonra oldu herhalde. Ama bu çok mümkün. Kendilerini hem devrime karşı, hem Chavez’e karşı hem de Venezüellalı yoksullara karşı korumak istiyor olabilirler. Çünkü toplumsal sınıflar arası bir paranoya var orada. Venezüella medyasının Chavez’e karşı tavrı nasıl? Gazeteci Gregory Wilpert ile söyleşinizden, medyanın muhalefetten yana olduğu anlaşılıyor. Gregory Wilpert’ın da söylediği gibi, Chavez’in kendisi medya zaten. Ne olursa olsun mesajını iletme becerisi var. ŞovSAYFA 24 Ece Temelkuran Venezuella’da... men, tam bir gösteri adamı… Şovmen derken yanlış anlaşılmasın, ‘şov yapıyor’ anlamında değil. Kendini çok iyi ifade ediyor. Dramatik konuşabiliyor. Ama medya, hâlâ aynı. 2002 yılındaki darbe girişiminden sonra millet sokağa döküldüğünde bir tek kare yayımlamıyorlar. Hiçbir şey söylemeyip en sonunda, "Sokakta birtakım insanlar var, bizim can güvenliğimiz tehlikede" diye haber yapıyorlar. O insanların neden orada olduklarına dair hiçbir haber yok. Türkiye’de medyadan çok yakınırız bu anlamda. Venezüella’da daha kötüsü varmış, ben onu gördüm. ONLARIN DİLİ Muhalefetin isteği belli: Chavez’i iktidardan indirmek. Peki Chavez yanlıları? Onların rüyası da Chavez’inkiyle aynı mı? Yoksa Latin Amerika’nın birleşmesinden daha öncelikli istekleri mi var? İnsanlar politik hayvanlar değildir. Ben bunu Arjantin’de düşünmeye başladım. Barikat eylemcileri vardı Arjantin’de. Yirmi üç yaşında bir liderleri vardı, bir kız… Konuştuk. Politika konuştuk, Arjantin’deki olayları konuştuk… Kız bütün mahalleyi toplayıp yolları kesiyor, barikatlar kuruyor… Dedi ki, "Ben bunları yapmak istemiyorum aslında. Aslında hepimiz, sadece işimize git meyi, akşam eve gelip yemek yapmayı, hafta sonları da sinemaya gitmeyi istiyoruz" İnsanların istekleri çok karmaşık değildir: Parasız eğitim, parasız sağlık… Böyle şeyler isterler. Sonra gelir daha karmaşık, daha sofistike talepler. Niye Chavez’in yanındalar? Onların diliyle konuşuyor. Onların yanında olduğunu her seferinde gösteriyor. Bu yüzden... ‘Onların dili’yle kastettiğiniz, ‘anlayabilecekleri dil’ mi? Onların diliyle konuşup, onlara karşı bir şey konuşmuyor. Bir çiftçiyi, "Artistlik yapma lan" diye azarlasa, bütün Chavez olayı bir günde biter. Onların diliyle konuşmak önemli değil, aynı zamanda onların tarafında olmak da gerekiyor. Eğer sadece onların diliyle konuşursanız ‘argo konuşan bir lider’ olursunuz, başka da bir şey olamazsınız. ‘Onların diliyle konuşuyor’ deyince, demagoji yapan bir başkan canlanıyor benim gözümde. Oysa, siyaseti ayrıcalıklıların işi olmaktan çıkartıyor. Çünkü öyle bir şey gelişti dünyada: Siz kendi kendinizi yönetemezsiniz, biz sizi yöneteceğiz. Onların diliyle konuşmak şu demek: “Sen kendini yönetebilirsin ve bunu henüz bilmiyorsun, şimdi ben sana anlatacağım ve beraber yöneteceğiz.” CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle