29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bir söyleşi ustası Sedef Kabaş'la söyleşileri üzerine ZAMANI DİZE GETİRENLER SEDEF KABAŞ 'Soruları doğru zamanda sorduğunuzda bilgilerin gizlendiği odanın kapısı açılır' Erdem ÖZTOP* evgili Sedef Kabaş, söyleşimizın hemen başında, şunu tnerak cdıyorum, yıllardır karşınızdakıne sız sortıyordunuz, şımdi ıse sorular sıze yöneltılecek1 Nasıl bir duygu ıçerıstndesınız, öğrenebtlır mıyim? Yıllardır hemen hemen her alundan yüzlerce kişi ile bine yakın röportaj yapmanın verdiği bir "mesleki deformasyon" ile hayata sorular çerçevesinden bakıyorsıınuz. Olaylar, konular, kişilere dair merak dııygunuz süreklı canlı, taptaze kalıyor. Ancak soru sormak yerine soru soranlar ile karşı karşıya kaldığınızda ister istemez "Ben olsaydım böyle sormazdım", "Ne kadar ilginç bir soru", "Hiç araştırma yapmamış" ve bcnzeri yorumlar aklınızda uçuşup duruyor. Belki de çoğu meslektaijim bunu tahmin ettiği için benimle röportaj yapma konusunda çok hevesli değiller! Gazetecilik mesleğinın birçok kalundafaalıyetlermiz oldu. Neden televizyon gazeteciligi ve neden röportaj? Televizyon haberciliği/gazeteciliği ülkemizde 199O'lı yıllarda özel televİ2yonların yayına başlaması ile hız kazandı. Arkaarkaya yayına başlayan özel televizyon kanallan haberleri hazırlayıp sunacak kadrolara sahip olmadıklarından ağırlıklı olarak TRT kökenli kişileri, ki çoğu "protokol haberciliği" geleneğinden gelen kişilerdi ya da gazetelerde çalışmış olan ama en ufak bir te farklı bir eğitim müfredatına sahiptir. Ben de bu yüzden işe Boston Üniversitesi'nde "televizyon haberciliği" (broadcast journalism) dalında mastcr yaparak başladım. Mezuniyet sonrası merkezi Atlanta'da bulunan Uluslararası CNN'de, haber merkezinde çalışarak sıcak haber tecrübesi kazandım. Türkiye'ye döndüğümde artık gündemdeki olayları insanlar üzerinden anlatmak istediğime karar vermiştim, bunun da yolu röportaj yapmaktı. Röportaj/söyleşi direkt olarak olayın kahramanına sorular yöneltme, olayların nedenlerini, niçinlerini sorugulama, birinci ağızdan bilgi toplama ve haberlerin derinine inme imkânı tanıyor. Doğru soruları doğru zamanda sorduğunuzda ulaşmak istediğiniz bilgilerin gizlendiği her odanın kapısını açmak mümkün. SESLİ DÜŞÜNENLER Sözü ılk kıtabınız, Sesli Düşünenler'e getirehm' Bıraz hikâyesini dinleyelim sizden Yaptığım programları bir kitap haline dönüştürmc fikri aslında yıllar öncesine dayanıyor. Gerek konuk olarak programıma katılanlardan, gerekse izleyicilerden sık sık "Neden bir kitap yazmıyorsunuz" şeldinde tavsiyeler alırdım. Bu noktada Sayın Emre Kongar'ın bana verdiği cesaretin altını çizmek isterim. "Çok yoğunum" bahanemi asla kabul etmedi, "Yoğunluğun verimliliğini daha da arttırır" dedi ve sonuçta haklı çıktı. Ilk kitabım "Sesli Düşüncnler"i yoğun iş tempoma rağmen 2003 yılında çıkarmayı başardım. Iki sene sonra ikinci kitabım "Zamanı Dize Getirenler"i ise daha da yoğunlaşan iş hayatıma karşın hazırlayıp okuyucularıma sundum. Ve kitaplarımı elime aldığımda, tüm yorgunluğuma değdiğini düşünerek mutlu oluyorıım. Çünkü televizyon Sedef Kabaş ismini duymamış olmanıza imkân yoktur herhalde! Cittikçe yozlaşmaya yüz tutmuş televizyon programlarının içinde nitelikli programlarla var olmaya başlayan, sayısı gittikçe azalmış gazetecilerimizden birü önümüzdeki sezon 1000. programına imza atacak olan Kabaş, kalıcılık açısından 2003ten bu yana kitaplaştırmaya da başladı yaptığı söyleşileri. Sesli Düşünenler' adını taşıyan ilk kitabından sonra geçen ay da devamı niteliğinde 'Zamanı Dize Cetirenler' okurla buluştu. Bu yeni kitabında genç kalmanın sırları' yer alıyor. Yani "Zamanı Dize Getirenler" yaş almış ama yaşlanmamış, hayata dört elle sarılan ve ruhen emekliye ayrılmayı reddeden kişileri bir araya getirdiğim bir kitap." Sedef Kabaş'la kitaplarını, TV programlarını konuştuk. Ama en önemlisi röportaj yazarlarına işin ehlinden püf noktaları aldık. Keyifli okumalar... SAYFA 4 S levizyon tecrübesi bulunmayan habercileri istihdam ettiler. Bir anlamda televizyon haberciliği ülkemizde emekJeyerek, deneme yanılma yöntemini izleyerek ve yurtdı^ındaki haberleri ya da haber programlarını taklit ederek yol katetti. Elbette yol alırken habercilik etiği, tarafsızbğı, derinliği açılarından da çok kötü bir sınav verdi. Oysa televizyon haberciliği yurdışında ayn bir dal olarak kabul cdilir ve iletişim fakültelerinde C U M H U R İ Y E T K İ T A P S AY I 807
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle