23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Prof. Dr. Aysıt Tansel'le Oğuz Tansel'l ve 'Bektaşi Dediklerl'nî konuştuk 'Kitabın isim babası, Metin Eloğlu' "Yaşamayı seven, dünyanın nimetlerinden yararlanmayı insan için kutsal bir hak bilen fıkraların Bektaşisi, dünyamızla ilgili her şeyi hakir sayanın 'mistik' düşünüşten çok, günümüz insanının gerçekçi ve insanın değerini yüceltme çabasında olan tutumuna yakındır." Bektaşi Dedikleri kitabına "Bektaşi ve Bektaşi Fıkraları Üzerine Birkaç Söz" başlığı altında doyurucu bir inceleme, nef is bir önsöz yazan Pertev Naili Boratay, Bektaşi'nin insani özünü, günümüze taşıdığı bu tümcesiyle vurguluyor. Cumhuriyet'in köşeyazarı llhan Selçuk ustamızın da günümüzün karmaşık olaylarını ayrıştırmada başvurduğu, olayların içine katarak yorumlamalarına sıklıkla konuk ettiği Bektaşi, Pertev Naili Boratav'ın altını çizdiği gibi: İğnesini karşısındakinin canını yakacak, onu çileden çıkaracak bir insafsızlıkla değil, sadece onu uyaracak ölçüde batırmaya dikkat eder." Metin Eloğlu ve Oğuz Tansel'in şiirleştirdikleri "Bektaşi Dedikleri'nin beşinci baskısı Pertev Naili Boratav'ın önsözü ve Abidin Dino'nun desenleriyle Mayıs 2004'te yayımlandı. Uyağın sağlayacağı tekdüze basitliğe düşülmeden an bir Türkçeyle oluşturulan şiirlerde uygun ölçü, müzikal tartım sağlanmış; öze uygun düşen biçimsel doğallık okuru derin anlama yönlendirmiştir. Tarihsel altyapı, dönemin ekinsel tammına uygun olarak döşenmiş; giyimkuşam, uzam, zaman, pırıltılı betimlemelerle canlandırılmış; adeta Bektaşi fıkraları oyunlaştırılıp belleklerde yaşatılarak zenginleştirilmiştir. SAYFA 12 n vedatYAZicı y*v u ortak çalışI 3 mayı ne za f A man düşündü1 J ler? Sizın bıldtğıniz, iki şairt, Metin Eloğlu ile Oğuz Tansel'i bir araya getiren ne oldu? Nasıl başladı ortak çalışma? Metin Eloğlu ile babanızın dostlukları çok önceden geliyor değil mi? Tabıt kttaptan ünce? Btraz onlardan konusalım. Kitabın yazılıs süreciyle ilgili sızde olan bılgıler, gözletnler... Şöyle ne varsa anlatmaya çalışalım O zaman Metin Eloğlu bizde kalıyordu; Konya'daki evimizi ve bahçeyi çok severdi. Babamla da çok iyi anlaşıyorlardı. Bizi ziyaret ederdi. Yılda bir defa gelirdi. 1963 yılında Adana Kız Lisesi'nden mezun olup geldiğimde Konya'daydı. ODTÜ sınavlanna girecektim; birlikte Ankara'ya geldik; Konya'ya döndük. O yıl bizde üç buçuk ay kaldı. Bu sıraiarda Konya'da, sipariş üzerine Öğretmenler Derneği'nin yeni binasına bir pano yaptı Metin Eloğlu. Panoyla uğraşıyordu. Ressamlığt var tabii... Evet ressamlığı var. O önemli bir resimdi. Resmi bitirdi. Temmuzun sonuydu. Artık Istanbul'a dönecek; akşama trene binecek. Biraz canı sıkılıyor; gideceği için üzülüyor. Babam içerde oturuyor. Annemle öğle yemeği hazırhyoruz. Metin Amca da salonda arkası dönük kütüphanedeki kitapları inceliyor. Ben de salo na hazırlık için girip çıkıyorum. Bir tane kitap çıkardı: Ahmet Halit Yaşaroğlu'nun "Bektaşi Fıkraları" kitabıydı. Bcnimle de konuşuyor bir taraftan. () sırada babam geldi. Şöyle bir kitabı aldı, baktı: u Bu kitabı şiirleştirelim; var mısın? Ne dersin Reis?" dedi. Birbirlerine ara sıra reis, diye seslenirlerdi. Böylece fıkraların ^iirleştirilmesine karar verilmiş oldu. Ne yaptılar tam anımsamıyorum. Çünkü o sıraiarda fotokopi yaygın değildi. Fotokopi yoktu bile 1963 yılında. Kitabı bölüştüler mi, ayırıp böldüler mi? Ne yaptılar bilmiyorum. Metin Amca Istanbul'a dönünce sahaflarda kitabı bulmuş da olabilir. Kitapta fıkralar numaralandırılmış. Şu §u numaraları sen yap, şu şu numaraları ben yapayım, diye bölüşmüşler. Uzerinde çalıştıkça birbirlerine yolluyorlar. Metin Amcanın mektuplarına baktım. Hemen her mektupta: "Bektaşiler üzerine uğraşıyorum, senin yolladığın şunu aldım." Ya da "Bu ara elim Bektaşilere değmedi; halden anlarsın." diye hemen hemen her mektupta yazışıyorlar. Mesela 1964'ten mektuplar var. 14 Şubat 1964 tarihli mektubunda: "Abi, Bektaşi Fıkraları'yla ilgili formülüm baştacı. Buradaki kitapçılan arşınlayıp güvenilir kaynaklan araştırmaya çalışacağım. Istanbul'a vardığımda Arslan Kaynardağ istediğimizden âlâsını sağlar. Ötesini gönlünüzce yapın. Güze de yayımlanz. Kolay gele diyelim şimdilik." diyor. Burada özellikle söylemek istediğim, güze yayınlamayı planlıyorlar; 1964'te. Fakat kitap 197()'te çıkabildi ancak. Çalışmalar bıtmedt.. Devam etti. Ondan sonra, yayımlamakta biraz titiz davrandılar. Yayınevleri uzerinde anlaşamadılar. Bir süre de o şekilde oyalandılar. Ad olarak 15 Ocak 1965'te Metin Amcamız 'Bektaşi Dcdikleri'ni öneriyor. Ad babası olııyor. Mektupta diyor ki: "Ümit Yaşar dostumuz (Oğuzcan) bir dergi yayımlıyor; Yergi diye. Fıkralardan bir iki tane de ona yolladım." Yergi'de yayımlanmış olduğunu sanıyonım. Dost dergisinin arka sayfasında da bir ay babamın, bir ay Metin Amca'nın olmak üzcrc birkaç fıkra yayımlandı. Salım Şengıl ve Nezıhe Şengtl'ın (Merıç) Ankara'da çıkardtklan Dost dergısı.. Evet. Bu arada babam, Pertev Naili Boratav ile sıkı ilişkiler içcrisinde. Pertev Naili Paris'te yaşıyor. Abidin Dino Paris'te. Babamın ikisiyle de ilişkisi var. Boratav babamın Konya Lisesi'nden öğretmeni. Babam lstanbul Davutpaşa Ortaokulu mczunu. Sonra Pertevniyal Lısesi'ni bitirmiş. Bu arada bir yıl Konya Lisesi'nde okumuş. ü yıl Pertev Naili Boratav babamın öğretmeni olmuş. Pertev Naili Boratav önce üniversitedeymiş. Daha sonra üniversitcdcki görevinden alınıyor; Konya'ya veriliyor. Hatta oğlu Korkut Konya'da dünyaya geliyor. Eşi Fahrünisa Hanım'la Konya'da tanışıyor. FOLKLORA İLGİ... Folklora ılgısı o zaman çekilmiş olabilir habanızın Evet, folklora ilgisi o zaman başlamış. Pertev Naili ile ilişkileri öylece süriip gitmiş. Babam Pertev Naili Boratav'dan Bektaşi Dedikleri'ne önsöz yazmasını istemiş. Abidin Dino'dan da kitap için dcsen çizmesini istiyor. Pertev Naili önsözü yazmadan önce şiirleri görmek istiyor. Metin Amcamız da biraz yavaştan almış; şiirleri bir türlii bitiremiyor. Babam daha çabuk davranmış, daha sıkı çalışmış. Üzerine düşeni yapmış. Evet, yapıp bitirmiş. Pertev Amca'ya da 1965in sonunda ulaştırabilmişler önsözün yazılması için. 3 Âralık 1966 ve 10 Nisan 1967 tarihli mektuplarında Metin Amcamız diyor ki: "Bektaşileri gerçekten çözümlemek için yan yanalığımız gerekiyor. Eh bu durumda gidişatta o da ancak güze.", "Bektaşiler için dediklerinin tümüne pekâlâ ya; bu ara nasıl bitişip de bütünleşeceğiz?" Hep bu mektuplarda bir araya gelip bütünlemek konuşuluyor. Bir tiirlu bir araya gelemıyorlar. Evet. Bir araya gelemiyorlar. Benim sandığıma göre de hiçbir zaman bir araya gelip şiirler uzerinde berabcr çalışamadılar. Ayrı ayrı üzerlerine düşeni yaptılar. Harmanladılar, yayımladılar. Hiç böyle bir hava yok şiirlerde. Bir kalemden çtkmts gibi... Nasıl bir tletijimse bu. Yazijmalarla basarılmıs~ olmalı Birbirlerine yazdıklarını göndermisler ama.. değil mi? Gönderdiler. tkiside havayt almış.Ortaklık oradan geliyor Ablam, ağabeyim ve ben hangisinin babama, hangisinin Metin Amca'ya ait olduğunu anlayabiliyoruz. I Talk deyimlc rini daha çok kullanmış babam. Kıtabın yayımlanmasına geçelım ısterseniz. Yayımlanması başlı başına bir hikâye. Birçok yayınevi talip oluyor. 1965te Ağaoğlu Yayınevi sahip çıktı. Ayrıca Hacıbektaş Cemiyeti'nin de yayımlama umudu beliriyor. 1970 Ekim'inde Ümit K İ T A P S AYI 807 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle