23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O K U R L A R A Ayşe Sansayın'ı babası Behçet Necatigil üzerine yazdığı "Çok Şey Yarım Hâlâ" ve "Derin Mavi" adlı kitaplannın yanı sıra, iki öykü kitabıyla da tanıdık. Bu öykü kitaplarından biriyle bu yılın 'Sait Faik Öykü Ödülü'nü de kaıandı. Sansayın, son günlerde kendiü dışında gelişen bir tartışmanın da konusu olmuştu. Sansayın'la tüm yapıtlan çevresinde bir gezi yapmaya çalıştık. Mahmut Şenol'u gazetemizin dış haberler sayfasında çıkan yazılanndan anımsıyoruz. Bu arada bir romana da imza attı Mahmut Şenol. "Phaselis Adağı" Şenol'un ilk romanı. Şenol'la bu romanını konustuk. Alexandros Adamopoulos, çağdaş Yunan tiyatrosunun önemli adlanndan biri. Şu günlerde Boğaziçi Üniversitesi'nde tiyatro üzerine dersler de veriyor. Adamopoulos'la "12+1 Yalan" adlı oyunu üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Prof. Dr. Necdet Adabağ, îtalyan edebiyatı üzerine yazdığı yazılarla sık sık yer alıyor dergimizde. Adabağ'ın bu sayımızdaki yazısı îtalo Calvino üzerine. Ataol Behramoğlu, ilginç bir kitapla gelmisti okurlann karsısına. "Yeni Ortaçağın Saldımı" üzerine konuştuk Behramoğlu ile. Bol kitaplı günler!... Bu romanı içerdiği tarihi bilgilerden çok bugüne taze bakış getirdiği için okumak gerekir. 3. Haçlı seferinin komutanları Selahaddin ile Aslan Yürekli Kral lakabıyla anılan Richard'ın hâlâ bugün farklı asker tiplerine örnek oldukları kuşku götürmez. eçen sene Amerikalı gazeteci yazar Alexander Cockburn'un "Imparatorluk Haçlı Seferleri" (Impenal Crutades. \raq, Afghanntan, und Yugoslavia) adıyla çıkan kitabı, soğuk savaş sonrasında yeni nesil Amerikalı politikacılann kendileriyle işbirliğine yanaşmayan rcjimlere karşı nasıl tehdit oluşturduğunu anlatıyordu. Edward Said gibi değerli birçok yazarın düşüncelcrini temel alarak son on yıldır Amerika'nın ortadoğu ve Avrupa'da yürüttüğü politikaları bin yıl öncesinin Haçlı seferlerine bağlıyordu. Bu kitaptan kısa bir süre önce Papa II. Jean Paul bir pazar ayini sırasında (12 Mart 2000) tüm dünyanın öniinde, Katoliklerin günahı olarak gördüğü, iki yüzyıl süren Haçlı seferleri için özür diledi. 11. yüzyıl sonlarında kutsal toprakların alınması için savaş ilan eden yine bir papaydı. Kutsal Kudüs kentinin Araplann clinden alınması gerektiğini düşünüyordu vc bu konuda, birbirleriyle hiç durmadan savaşan Avrupa Katoliklcrini, bir araya getirmeyi başardı. HAÇLI SEFERLERİ Son yıllarda çok sayıda yazar I laçlı seferleri ile giinümüz savaşları arasında bağlantı kımıyorlar; Nazi Almanya'sı için de böylesi benzetmeler yapılmıştı. Son yıllarda Haçlı seferleri ve Selahaddin Eyubbi'nin bunca sık anılmasının tek nedeni günümüz düşünürlerinin ilgi duyması değil, çok sayıda popüler roman yazıldığı gibi Holîywood da konuya ilgi gösterdi. Bir anda rafları dolduran Haçlı seferleri romanlanna bir tane de günümüzün önemli Norveçli yazarlarından biri sayılan Thorvald Steen'den geldi. Steen "Tozkoparan: Bir Selahaddin Eyyubi Romanı" adlı kitabında iki farklı zaman dilimini paralellik içinde anlatmış. Roman üç bölümden oluşuyor. Ve her bölüm kendi içinde yine üçer bölüme ayrılıyor. Simetrik yapısı hemen akla, roman içinde yazarın da gönderme yaptığı Dante'nin "Ilahi Komedya"sını getiriyor. Roman, Oslo'da sıradan bir ailenin ev yaşantısı ile başlıyor. Kızlarını anaokulundaki gösteri için hazırlayan anne baba hem çok sıradan bir gün yaşıyor hem de hayatlarının değişmekte olduğu S AY I 809 Asuman KafaoğluBüke Yazın Sanatı Tozkoparan hissini veriyorlar. Romanın kahramanı şair Erik o gün yazarlar birliğinden bir seyahat ödülü kazandığını öğrenir. Karısı da bu parayla tek başına yolculuğa çıkmasını, bir süre evden uzaklaşmanın tekrar şiir yazmasına yarayacağını düşündüğü için kocasına destek olur. Sonra roman bir anda 1164 ilkbaharına sıçrar. (îenç Selahaddin'in barı^çı düşünceleri şekilleniyordur. Amcası Şirkuh'u çok sevmesine ve onun komutasında subay olmaktan gurur duymasına rağmen Arap kabilelerin birbirleriyle sava^rnalarını yanlış bulur. Müslümanların kendi aralarında yaptıkları savaşlara kızar fakat bu duygularını amcasına söylemeye çekinir, korkaklıkla suçlanacağını bile bile bunu göze alır. Amcası onun bu şüphesinin bir zayıflık anı olduğunıı sanır ve ona güç vermesi için yüzüğünü hediye eder. Elbette Selahaddin'in korktuğu savaşmak değildir. Onun gerçekte karşı olduğu şey, ne için savaştığmı unutmuş ölüm erlerine dönüşmektir. Henüz genç olmasına rağmen bir gün "Arap ülkelerindeki bütün Müslümanları bir araya toplayacak, dünya tarihindc kilise liderleri ve piskoposların kendisinden saygı ile söz ettikleri tek sultan olacaktı." Ayrıca Haçlıların Kudüs'ü ele geçirdiği tarihlerde Mısırlılarla savaşmaya da yanaşmaz; bir subay olmasına rağmen hiç çarpışmaya katılmaz, buna rağmen herkesi yöneticilik yeteneğiyle kendine hayran bırakır. Thorvald Steen, Selahaddin Eyyubi'yi anlatırken kusursuz bir tipleme yapmamaya özen göstermiş. Romanda ayrıca Müsİümanları, Arapları, yoksul Şam halkını mümkün olduğunda önyargısız anlatmaya çok çaba harcamış. Bu çaba çok değerli tabii ki ama bazen çocuksu bir saflık vermiş romana. Selahaddin ile Mahmud'un konuşmaları (s. 76) tarih kitabından alınıp romana yapıştırılmış bir yama gibi durmuş. İki devlet adamı sohbet ederken bir yandan da okura durumlarını izah ediyorlar, buradaki diyalog ilkokul tarih kitaplannın düzeyine indiriyor romanı. BUGÜN İLE TARİH Genelde Steen'in ifadesi çok yalın, hatta bazen ince zevkten ve şiirden uzak geliyor okura. Kitabı dengede tııtan bugün ile tarih arasında gidip gelmeler oluyor. Tarihi bölümleri turistik ve basit anlatmış yazar fakat bugün Erik'in yaşamına döndüğünde romanın kurgusunu toparlamayı ve derinlik vermeyi başarmış. Erik'in önce Lizbon'a, ardından Şam'a uzanan yolculuğu, karısı ve kızından uzak olduğu günlerde onlarla ilgili düşünceleri, özellikle de söylediği yalanlar hem karısına, hem de kendisine okurun karakterle yakınlık kurmasına yarıyor. Roman bugün herkesin kendisine sorması gereken sorular üzerinde duruyor. Körfez savaşında yapılan doğrular vc yanlışlar ötesinde "düşman" ne anlama gebyor? Ayrıca bu savaşla birlikte askerlik ahlakı da yeniden tartışılmah, Steen'in bu romanı yazmasındaki belki en önemli neden bu ahlakın sorgulanması. Selahaddin Eyyubi de bir asker ama düşmana saygı duymayı bilen bir komutan. Kudüs'ü ele geçirdiğinde halkı öldürmek yerine, zenginlerden vergi alıp yoksulları serbest bırakıyor; ayrıca kenti ele geçirdik,ten sonra Kutsal Mezar Kilisesi'ni yıkmak isteyen askerlerine karşı çıkıyor ve kiliseyi korumaları için daha fazla muhafız konulmasını emrediyor. Bütün bu hikâyelerin etkisiyle roman kahramanı Erik'in bakışının değiştiğini görüyoruz. Hoşgörü sadece askerler arasında değil, aile içinde de anlam kazanmaya başlıyor. Selahaddin'i tanıdıkça sanki kendi davranışlarına temel oluşturuyor. İlk başlarda "Cesaret yetersiz bügiden kaynaklanmaz mı?" "Tarih zaten herkesin aslın G da hiç olmaması gerektiğini düşündüğü savaşlarla doludur" ve "Herkesin kendinden bu kadar emin olduğıı bir durumda korkak olmak için de biraz cesaret gcrekmez mi?" diye soran roman kahramanı, romanın sonlarında bu apolitik duruşunu kaybediyor. Roman Erik'in kaderci ama barışçı karakter yapısı ile Selahaddin'in hiç kaderci olmayan, hayatı değiştirmek isteyen ama Erik kadar barışçı yapısını karşı karşıya getiriyor. Sanırım bu karşılaştırma sayesinde bugün yapılan seçimleri daha kolay değerlendiriyor okur, sadece tarihsel olayların değil, bugün yapılan yanlışların da altı çizikniş oluyor. SELAHADDİN EYYUBİ Selahaddin Eyyubi için romanda "Dante Alighieri Divina Commedia'da cennete girmesi gereken tek Müslüman'ın Selahaddin olduğunu yazar" diyor roman karakterlerinden biri. Aslında Dante'nin "tlahi Komedi"sinde cennette hiç Müslüman yoktur. Selahaddin de, cehennemin limbo bölümünde (Clehennem, Canto IV, 129) yer alır. Fakat burası Dante için saygıdeğer bir yerdir, çünkü Sokrates, Platon gibi "bilgelerin bilgesi" dediği Aristoteles de burada hemen Selahaddin'in yanındadır. Burada başka dinden olan saygın kişiler ile Hıristiyanlık öncesi dünyaya gelme şanssızlığına uğramış bilgeler vardır. Bu romanı içerdiği tarihi bilgilerden çok bugüne taze bakış getirdiği için okumak gerekir. 3. Haçlı Seferi'nin komutanları Selahaddin ile Aslan Yürekli Kral lakabıyla anılan Richard'ın hâlâ bugün farklı asker tiplerine örnek oldukları kuşku götürmez. • asu@yazinsanati.com Tozkoparan/ Thorvald Steen/ çcv.: Deııtz Canefe/ tthakı Yayınları/2005/ 19ü say/a SAYFA 3 TURHAN GÜNAY email: cumkitap@cumhuriyet.com.tr Imtiyaz sahibi: cumhurlyet vakfı adına llhan Selçuk Cenel Yayın Yönetmeni: Ibrahim YıldızOYayın Yönetmeni: Turhan Günay o Sorumlu Mudur Mehmet Sucu o Cörsel Yönetmen: Dilek Akıskalı o Yayımlayan: Yenl Cün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. o Baski: Ihlas Cazetecilik A.ş. 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna Istanbul v Idare Merkezi: Türkocağt cad. No: 3941 Cağaloğlu, 34334 Istanbul, Tel: 0 (212) 512 05 05 Cumhuriyet Reklam: Cenel Müdur: özlem Ayden / Müsteri Temsilcisi: EylemÇevikO Yerel süreli yayın 0 Tel: 0 212 512 47 78 512 48 30 KITAP Blr anda rafları dolduran Haçlı seferleri romanlanna bir tane de günümüzün önemli Norveçli yazarlarından biri sayılan Thorvald steen'den geldi. Steen "Tozkoparan: Bir Selahaddin Eyyubi Romanı" adlı kitabında İki farklı zaman dilimini paralellik içinde anlatmış. CUMHURİYET KİTAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle