03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KISAKISA... KISAKISA... KISA KISA... KISA KISA... olumlu bir cevap almadan ayrdmamaları gerekmektedir." Şiirli Defter <>»* \lu»4 Vnirl Şiirli Defler İ 88 / • » » • MustafaASLAN GÜNLÜK TUTMAK B izdc giinlük tutmak, hele hele bunu yayımlamak pek alışılmış bir şey değildir. Bir kcre birçok yazar/şair günlük tutmaz. Haydi giinlük tuttu diyelim bunları başkalarıyla paylaşmaya yanaşanların sayısı parmakla sayılacak kadar azdır. Ahmet Necdet, bu az sayidaki kişilerden birisidir. Bu, yazınımız açısından oldukça önemlidir. Günlükler, bireye olduğu kadar bir toplumun tarihine de ışık tutar. Şiire ömrünü adayan Ahmet Necdet, yaşamının on yıllık bir döncmini bizlerle paylaşmaktadır, "Şiirli Defter"de. Ilk şiirinin 1950 yılında Bursa'da "Uludağ" dergisinde yayımlandığını belirtirsek bu sözün anlamını daha iyi vurgulamış oluruz. "Şiirli Defter"de 19881998 yıllarının günlüklerini okurla paylaşmakta, şair. Günlüklerinden yaşamını edebiyata göre ayarlayan bir insanla karşı karşıya olduğumuzu anlıyoruz. nun dışında Metin Cengiz, Ataol Behramoğlu, Özdemir înce, Tuğrul Tanyol, Adnan Ozer, Afşar Timuçin, Sait Maden, Ece Ayhan, Mehmet Fuat... Örneğin, Afşar Timuçin'le Nâzım Hikmet'in şiiriyle ilgili;"Şeyh Bedrettin Destanı'nda şiir açısından ve fikir açısından bölümler azdır "görüşüne karşı çıkıyor. Bir şiir laboratuarına benzetiyor Şeyh Bedrettin Destanı'nı (s.s.4243). Necdet, çeviri sorunlarına da kafa yoran birisi. Günlükleri de bunu onayhyor. Sait Maden'in Baudelaire çevirisi ile ilgili uzun uzun söz cder günlüklerindc. Kimi dizelerin çevrilmesi konusunda Madcn'e katılmadığını belirtir. Bıınlardan kimilerini bir de kendisi çevirip okurun beğenisinesunar. (s.s. 116117) Bir başka örnek: Ece Ayhan 'la "Cologne" sözcüğünün çevirisi üzerine kıyasıya bir tartışmaya girer. O, sonuçta "Cologne" sözcüğünü "Köln" olarak Türkçeleştirir, Ece Ayhan ise "Kolonya" olarak. Ahmet Necdet'in günlüklerinde dil çetrefilli değil, kimi kuramsal konuları açıklarken bile. Içten bir anlatımı olduğunu, şiirselliğiyle birlikte eklemem gerekir. Hatta kimi tümceler şiir gibi diyemeyeceğim, gibisi fazla çünkü. Bu günlüklcr bir bireyi anlatmakla birlikte toplumsallıktan kopmamış. Anlayacağınız bunalım takılıp lafı eveleyip gevelemcmiş, Ahmet Necdet. Söyleyeceğini dolambaçsız, açıkça söylemiş. Karşılıklı konuşur gibi oluyorsunuz omrünü edebiyata adamış bir insanın günlüklerini okurken. • Şiirli Defter (Günlük)/ Ahmet Papirüs Yayınlanl 168 s Necdet/ ŞİİRDE CELENEK Günlüklerin önemli bir bölümünde içerik olarak "şiirde gelenek" konusu ağır basmaktadır. Afşar Timuçin'e verdiği yanıttan yukarıda söz etmiştik. Onun bu konudaki görüşü oldukça nettir. "Bazı şairler geleneğe yaslanarak iyi şiirler yazmış olabilir ama her iyi şair, ille de geleneğe yaslanacaksın diye sıkboğaz edilebilir mi?" (s, 42) Hemen üç sayfa sonra Oktay Rifat'a bir gönderme yaparak, "Bir zamanlar Perçemli Sokak'la gerçeküstücülüğün labirentlerinde dolaşan Oktay Rifat'ın, yıllar sonra, o güzelim 'Hürrem Sultan'a Gazel'i yaratması geç de olsa, geleneksel'in değerini anlamasından kaynaklanmıştır" diye belirtir. Mavi Bir Rengin Tarihi muk Prenses, siyahlar içindeki kötü kalplı cadı ve zehirli kırmızı elma; ya da kara karga, beyaz peynir ve kızıl renkli tilki.... Bu dizgede mavinin yeri, bir ikincil renk olarak yeşil ve morla birlikte siyahın yanında. Mavinin renk sistemindeki itibarını kazanması için ortaçağın ikinci yarısına kadar beklemesi gerekiyor. Önceleri Meryem Ana'nın, ardından soyluların, kralların ve kahraman şövalyelerin armalarında değer kazanan mavi, Protestanlığm yükselişiyle birlikte doymuş, ölçülü, derinlikli, koyu bir tonda, ahlaksal bir anlamla donanıyor. Bu sırada üçlü renk sistemi yerinı kırmızımavi karşıtlığıyla belirlenen ikili sisteme bırakıyor. Şenlık rengi, maddesel renk, yakın renk ve eril renk olan kırmızının karşısında, ahlaksal, tinsel, uzak, dişil bir mavinin değer kazandığını görüyoruz. Bu yükselişe rağmen, mavinin zaferi ancak on sekizinci yüzyıldan sonra kutlanıyor. Boyaboyama tekniğindeki gelişmeler ve "maviyi kesin olarak ilerlemenin, aydınlanmanın, hayallerin, özgürlüklerin rengi yaparak bu renge ilk sırayı veren yenilenmiş bir renk simgeselliğinin yerleşmesiyle" (s.136). Elbette bu yükselişin temelleri önce Alman romantizminde, ardından da Amerikan ve Fransız devrimlerinde atılıyor: On sekizinci yüzyılın sonlarında Goethe'nin Genç Werther'in Acıları'nda bctimlediği Werther'in sanmavi giysileri, bu yıllarda Almanya'da moda olan mavinin ününü pekiştiriyor. Dahası, Goethe, geliştirdiği renk sisteminin temeline oturttuğu maviyi, sarının karşısında etkin, sıcak, parlak bir renk olarak tanımlıyor. Diğer yandan, Alman romantizminin de katkısıyla, edebiyatta ve sanatta mavi şiirsel güçlerle donatılıyor. Tıpkı melankoli, özlem, efkâr duygulanyla ilişkilendirilen AfrikalıAmerikan kökenli blues müziğinde olduğu gibi: Sözcüğün açılımı olan Blue Devils (Mavi Şeytanlar) mavinin bu çağdaş anlamıyla müziğin "melankolik ruh durumlannı yansıtan dört zamardı ağır ritmini" özdeşleştiriyor. ULUSUN RENCİ Fransız Devrimi, kaçınılmaz olarak maviye bu romantik anlamların ötesine geçen çeşitli siyasal anlamlar yüklüyor. Kralın, devletin, ve üniformalarından dolayı askerlerin rengi olan mavi, devrimle birlikte "ulusun rengi" olarak anılmaya başlıyor. Fransa'yla birlikte birçok Avrupa ülkesinde önce ilerici cumhuriyetçi partilerin, sonra merkezcilerin ya da ılımlılann, sonunda pembe ve kırmızı ile simgelenen sosyal demokradarın ve komünistlerin karşısında, muhafazakârların rengi olııyor. Yirminci yüzyıla geldiğimizde denizci mavisinin yükselişi, mavinin tonlarını üniformalardan günlük yasama taşıyor; mavi tüm toplumsal sınıf ve kategorılerde giysilerde en çok tercih edilen renk olmaya başlıyor. Elbette mavinin giyim sektöründeki bu üstünlüğünde, on dokuzuncu yüzyılın ortalannda yanında satnıak için bol miktarda çadır beziyle San Francisco'ya gclen, elinde kalan bczlerden işçiler için dayanıklı pantolonlar diken ve sonradan çadır bezinden daha hafif ve yumuşak olan, indigoyla boyanmış pamuklu bir tür kumaştan diktiği pantolonlarla ün kazanan Levi Strauss'un rolünü göz ardı etmemek gerekir. Mavi, blucinle birlikte, Avrupa, Amerika ve dünyanın her yerinde, zengin ya da fakir olsun, her yaştan ve cinsiyetten insanın günlük hayatının vazgeçilmez bir parçası haline geliyor. Mavi, bugün, Batı dünyasının bütününde, tüm tonlarıyla, cinsiyet, toplumsal kökenler, meslek ya da kültürel donanım ne olursa olsun hem giysilerde en çok kullanılan hem de en sevilen renk. Çoğumuz, en sevdiğimiz renk sorulduğunda, hiç düşünmeden "mavi" yanıtını veriyoruz. Mavi, birçok dilde sihirli, hoşa giden, yatıştıran, hayaller kurduran bir sözcük. Gökyüzünü, denizı, dinlenmeyi, aşkı, tatili, sonsuzluğu çağrıştırıyor. Edebi metinler içinde sevinç, sevgi, dürüstlük, barış ve tesclli düşünccsiyle ilişkilendiriliyor. İlerlemenin, aydınlanmanın, hayallerin, özgürlüklerin ve melankolinin rengi olarak anılıyor. SİYASAL TARİHİMİZ Ahmet Necdet'in günlüklerinde yakın tarihimizle ilgili bölümler, ipuçlarını da bulabiliyoruz. Ülkede Türklslam Sentezi'nin yerleştirilmeye çalışıldığı dönemlerle onun günlüklerinde karşılaşıyoruz. "Ilımlı Islam" gömleğinin ne zamandan beri bize giydirilmeye çalışıldığını açıklıyor. Ama bir türlü giydiremiyorlar. Burada Necdet Evliyagil'in TRT1'dcki "Şiir Dünyası" programını eleştirmektedir. Onun günlüklerinde TRT'deki kadrolaşmayı da yakalıyoruz. "...Pek doğal olarak, TürkIslam Sentezi'ne ııygun olarak. Bay Evliyagil'in şairliği ve yazarlığı nereden geliyor bilen var mı? Bildim, Ajans Türk Takvimi'nden!" Sanatçı "çağının tanığı" değil midir? Ya 12 Eylül 1980 askeri darbesinin YÖK uygulamalarına ne demeli? Bilimin, sanatın üniversitelerden nasıl kapı dışarı edildiği aşağıdaki örnekte gayet açıktır. "Şiirli Defter"in sayfalarını araladığımızda görüyoruz bunu. Yıl 1977... Uludağ Üniversitesi profesörlerinden Ahmet Necdet'in izin isteyip TÜYAP Kitap Fuarı'nda imza gününe katılmasına bakın neler deniliyor? "... Kitap Fuarı'na katılmak için yıllık iznime 'mahsuben' iki günlük izin isteminde bulunarak Bursa'dan İstanbul'a gelmiş. Türkiye Yazarlar Sendikası'na ait standda kitaplarımı imzalamış, bu arada da Tekke şiiri adlı çalışmamı kitaba dönüştürecek bir yayıncı aramaya koyulmuşum." Üniversite yönetiminden Ahmet Necdet'c verilen yazı dikkate değer: "... Öğretim elemanlarının izne ayrılmadan önce verilen izin dilekçelerine DOST ACI SÖYLER Yayın dünyamızı yakından izleyen, kimseden de sözünü sakınmayan birisi, Ahmet Necdet. Bunu da günü gününe yayın organlannda çıkan yazılara verdiği yanıtlardan, eleştirilerden anlıyoruz. "Şiirli Defter"in ilk yıllarını içeren günlüklerdc A. Necdet'in kimi şair, yazar ve eleştirmenlere verdiği yanıtîarı görüyoruz. tlk olarak Hilmi Yavuz'a verdiği bir yanıttan söze başlamak istiyorum. Bu 'Ve mavi kalbi yüreklendirır Çünkü renkler içinde imparator odur' Anonım, Sone de Nancay ~l ÜlkÜDOĞANAY F Slire ömrunu adayan Ahmet Necdet, yaşamının on yıllık bir dönemini bizlerle paylaşmaktadır, silrll Defterde. ransız tarihçi Michel Pastoureau, Mavi: Bir Rengin Tarihi'nde YunanRoma antikçağı ve erken ortaçağda değersiz, silik, küçümsenen bir renk olarak görülen, barbarların rengi olarak adlandırılan, çirkin ve kaygı verici bulunan, ölümle ve yasla bütünleştirilen mavinin yirminci yüzyılda doruğuna ulaşan yükselişinin kökenlerinı araştırıyor. Bu yükselişi toplumsal düzendeki, uüşünüş sistemlerindeki ve duyarlılık tarzlarındaki önemli değişimlerle ilişkilendirırken mavinin Avrupa'nın dinsel, siyasal, kültürel, teknolojik, edebi ve genel anlamıyla sanatsal tarihi içindeki serüveninin ızlerini titizlikle sürüyor. Bu serüvenin başjangıç noktasında mavinin, Doğu, Hıristiyan, YunanRoma antikçağında ve birçok Afrika ve Asya uygarlığında hüküm süren eski üç kutuplu renk sisteminde kendine ait bir yerinin olmadığını görüyoruz. Çağın üç işlevli renk kümelenıesi, beyaz ve siyah karşıtlığında, birincil renkler olarak kırmızı, beyaz ve sıyahı öne çıkarıyor. O çok iyi bıldiğımiz Kırmızı Başİıklı Kız, Pamuk Prenses ve hepsinden daha cski olan Karga ile Tilki masallarının simgesel alanı hen bu üç renk etrafında kuruluyor: Kırmızı başlık takan kız, siyahlar içindeki kurt, hasta büyükanneye götürülen beyaz süt; ya da beyazla simgelenen Pa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle