08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Feridun Andaç'tan Küllenen Herşey1 Fl"KİI)l'\' A\I>AC KÜLLENEN HER ŞEY Edebiyat haritasında bir yolculuk tabın sonunda kendisiyle yapılmış bir radyo söyleşisi de yer almakta; bu da yazarın denemelere girmeyen farkL bir yönünü imlemekte. Andaç, bu deneme kitabında bir bellek yolculuğuna çıkıyor, bu bellek yolculuğunda karşılaştıklanyla yüzleşmeye çalışıyor. Ama "yüzleşme hep acı vermez, sağıntı getirmez. Bir dostunuza yüzünüzü döndüğünüzde size taşıyacaklarının ışıltısını verir bazen. Bize her dem eşlik eden de başka neolabilirki!" (s.14) Feridun Andaç üretken yazarlarımızdan. Onu üretken kılan ve erken yaşlarda başlayan okuma tutkusunun yanında "bilinçli" gezmeleri, gözlcmleri, tuttuğu notlar, hafızasına kazıdığı sözler ve görüntüler bir bir geçiyor bu kitapta. Bunları 'gıpta' ile okurken, yazar olabilmek için ne çok ve nasıl çaba harcamak gerektiğini de görüyorsunuz. O, özellikle anı ve özyaşamöyküleri konuşunda yazmak cyleminin öğretilebilirliğine inanıyor. "Bu türden yazı çabasına soyunan insanlann belirli bir öğrenme sürecinden geçmesi gerekmektedir." (s.126) Bu anlamda "yazma eylcmi"nde ustaçırak ilişkisini önemsiyor, buna da yürekten inanıyor. (Celile'de Kuşlar Ölüyor, Can Yay., s.113) ORTAM KİRLENİYOR. YAZAR NE YAPIYOR? Son zamanlarda gittikçe çoğalan, derinlikten yoksun söyleşilere, yazılara her bilinçli okur gibi ben de kızıyorum. Kitaplarıyla kendimize bir dünya kurduğumuz kimi yazarlarımızın bu tür söyleşilerle karşimıza çıkması, kurduğumuz dünyayı yıkmanın ötesinde, yazın ortamının sığlaşmasına "katkı"dan başka bir şey değil. Ama sanınm bundan yine okurlardaıı çok o yazarlann kendileri zarar göreccklerdir, çünkü çıtayı düşüren onlardır; 'o vakit' geldiğinde şikâyet değil, konuşma hakları da olmayacaktır üstelik. Andaç bunlara dikkat çekerek, "Bunca kirlenme, yozlaşmanın edebiyat ortamımızı bir salgın gibi kaplaması artık incitmiyor beni! Çünkü orada görülen, sunulan; 'dcğer' diye öne çıkarılanlar 'geleceğin yazısı'nı kuracak düzeyde değillerdir." demektedir.(s.l8) Feridun Andaç çok haklı, 'geleceğin yazısı'nı elbet onlar kurmaya getirdiği bir cesaret örneği" olarak yorumluyor. Hatta, "öyle anlaşılıyor ki( ) kardeşimiz okumadan/bilmeden, cahil cesaretiyle konuşuyor" (s.19) demekteyse de, bunlar yine yumuşak kalıyor; çünkü, amacının "bir tartışma/polemik yaratmak" olmadığını belirtiyor. Bence bir tartışma yaratmalıydı, bunu böyle söylemeliydi en azından. Sapla samanın karıştığı ortamlar nezaket kaldırmaz. Tabii ki yazın ortamının değer erozyonuna uğramasında yayınevlerinin de payı büyük. "Yayımlanan ürünlere baktığınızda ince eleyip sık dokunmadığı kanısına vanyorsunuz. Ardından; kitap satılmıyor, okunmuyor yinelemeleri, pek faydası olmayan yakınmalar..." (Edebiyatımızın Yol Haritası, Can Yay., s.12) Öyleyse, "Bunları yayımlayarak 'yayıncılık hüneri' diye bize sunanlann da her gün aynaya bakması, yaptıklarının ne işe yaradığını kendilerine sorması gerekmektedir..."(KHŞ,s.l2) YAZI... YÜZLEŞMENİN BİR BİÇİMİ Feridun Andaç, küllenmeye başladığına inandığı 'şey'leri yeniden körükleyip, kendi çıkardığı alevle yüzleşiyor Küllenen Her Şey'de. Tüm yüzleşmelerde olduğu gibi bu da "biraz sonra" oluyor. Neden mi? Çünkü, "Sözle yazının insan ömründeki belirleyiciliğini anlamak için ne denli erken yola çıksak; kâğıdı kalemi kuşanarak hayatın sırrını edinebileceğimiz cdebiyatla yüzleşmek hep sonradan gclmiştir" de ondan. ( Söz Uçar Yazı Kalır, Can Yay., s.12) Küllenen Her Şey'de Andaç, kendisi için dünyanın hiçbir güzelliğine değiştirilmeyecek okuma anlannın tadını, yine aynı tadı vermeye çalışarak "sevgili okur"una da tattırmak istiyor; bunu başarıyor mu? Yeterince. Bu okuma anlarının üzerinde sık durmasının nedeni ncdir, diye sorduğunuzda, aldığınız yanıt şu oluyor: "Elim, yüreğim, gözüm gönlüm hep o iyi an'lara, güzel kitaplara, has yazarlara gidiyor. îşte bunıın içindir, getirip getirip bunlan sizlerle paylaşmak istiyorum sevgili okurum... Elimizin sıcaklığını birbirimize ulaştırmak, bakışımızın ışıltısını gözden göze geçirmek..."(s.22) Feridun Andaç üretken yazarlarımızdan. Onu üretken kılan, erken yaşlarda başlayan okuma tutkusunun yanında "bilinçli" gezmeleri, gözlemleri, tuttuğu notlar, haf ızasına kazıdığı sözler ye görüntüler bir bir geçiyor bu kitapta. ~l şahin YILDIRIM okundum ycşile. Top top duran üzümlere... Koparmaya kıyamadım. Tadını anımsadım dudaklarının... Dilimle damağım arasında tuttum o tadı. Mayhoştu! Dil dile kalmıştık frenk üzümlerini dudaklarımızın arasında ezerek... O ilk sabah, 'abla' dediğimdc; azarlarcasına susturmuştu beni. "Adımla çağır,' demişti. Bahçenin en saklı köşesinde, bcdeninin keşfine doğru yolculuğa çıktığımda, şaşkındım, iirkektim... O öğreten, ben öğrenendim. "Onlar öyle scvilmez, hiç anne sütü emmemişsin galiba! Vay başıma!' sözünü unutamam. Kıpkırmızı kesilmiştim. Sevişen bir yılanın gözleri gibiydi gözlerim. Dokunmayı öğrenmiştim ondan, bir de sevmcnin dilini. Dilbendim olmuştu sonraları, 'Aşk ycmişi' dediği frenk üzümlerinin tadını bir ömür boyu aradım." Frenk Üzümleri adlı öyküsünden alıntıladığım bu yazının sonunda şöyle bir not vardı: Yazarın üzerinde çalıştığı yeni öykü kitabından bir bölüm.* Doğrusu, yazı ustası Feridun Andaç'tan, lezzeti hâlâ akkmda olan bu öykünün kitaplaşmış biçimini beklerken o yinc bir başka deneme kitabıyla çıkageldi: Küllenen Her Şey. "D ANDAÇ YAZISININ ÖZELLİĞİ Feridun Andaç'ın her yazısında dikkati çeken "içtenlik" burada da hemen gösteriyor kendini. Ben onun yazılannda hep bir yüreğin atışlarını hisscdcrim, belki de bu yüzdendir satırlarının sıcaklığı, kavrayıcılığı, sarmalayıcılığı, en önemlisi de inandıncılığı... Yazdıklarının bir başka özelliği de başkasına kolay kolay aktarılamaması. Öyküleri deöylc;onun yazdıklırını özetlemeye, aktarmaya kalktığınızda başka bir c'ıl kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Çünkü kullandığı dil, "kendine özgü"lüğünü çabucak belli ediyor. Dilin önemini sık sık vurgulaması da bundan olsa gerek: "Bizlerin kimi zaman sığınağı, kimikez debayrağı dil..." (s.12) Feridun Andaç bu dili kendine sığınak etmiş, o sığınağında bayrağını sürekli dalgalandıımayı 'meziyet' saymış bir entelektüel değerdir yazınımız için. Onun dile özenini sadece bu kitabıyla sınırlayamayız. Herhangi bir öyküsünde bile kolayca görülür bu: "Keklikler sekti, kardelenler soldu, karlar çözüldü. Turaçlar buğuladı havayı. Esti, savurdu rüzgâr. Palandöken alacalığını giyindi. Yer gök renk ağışmasına döndü. Durdu dil, asileşti söz." (Gönlümün Yitik Yurdunda, Can Yay., s.12) Bugün, dilimizin artık kurtanîmaya ve korunmaya gereksinimi olduğu herkesçe bilinmektedir. Fakat bu bilinçten çoğunluğumuz yoksunuz. "Bir dili kurtarmak, tarihin ve bilincin aydınlığına doğru yürümekle gerçekleşebilir ancak. Karşınıza çıkan engeller vuruşarak yol alma duygunuzu nasıl öldürebiür ki! Ayağınızın altındaki toprağın dil ve duygu dünyanızın biçimleyici öğesi olduğunun farkında değilseniz eğer, ne o türden yolculuğunuza çıkar, ne de vuruşmayı göze alabilirsiniz." HAYATI ANLAMANIN/ ANLATMANIN YOLU Yeryüzünün her an, durmaksızın kanadığı bir çağda, sözünü ettiği kitapları/yazarları masamıza düşmüş bir umut ışığı olarak görüyor. Bunun içindir ki karamsarlığını sezdiriyor, umudunu yitirmiyor; böyle yazıyor, böyle okuyor. Yazmak ve okumak tutkusunu da bu çerçevede yorumluyor: "Yazmak duygusu, okumak duygusuyla gelişen, birbirinin labirentlerinde gezinerek oluşan bir girişimdir aslında. Bunu uğraş edinme biçimi/yordamı için yol gösterici hayatların deneyimlerine yüzümüzü dönmemiz zenginleştirici bir çaba. Daha da ötesi, yazıyı ve hayatı yeniden kurmanın en önemli yolu." (s.59) Bazen "sannlı bir yolculuk" da olabiliyor yazmak. (s.66) Buradan hareketle, yazarı yazmaya iten gerekçe ne ise, okuru okumaya iten gerekçenin de aynı olması gcrektiği, ancak o zaman "metnin içinde saklı olanı çözme(nin), hayatın saklı yüzünü anlatma"nın mümkün olabileceği üzerinde duruyor. Aidiyete, ulusallığa, yurtseverlik duygusuna, gezmegörme bilincine ayrı ve özel bir önem veren Andaç için söyleycceklerimizi yine onun satırlanyla (s.85)bitirelim: "Edebiyat haritasında yolculuğa çıktığımızda yurt kitaplığımızın ne denli zengin olduğunu gözleriz. Tanımak, anlamak, öğrenmek adına böylesi bir birikime yüzümüzü dönmemiz kaçınılmaz gibi geliyor bana." • [email protected] Feridun Andaç, Küllenen Her Şey, deneme Can Yay., 2005 *Agora, Sanat Kültür Edebiyat dergisi, sayı: 37, MayısHaziran 2004 K İ T A P SAYI 8 0 5 Feridun Andaç'ın denemeleri klasik deneme türünün kendineözgülenmlşblçlml. caktır. Ama onlara dur deme cesaretini göstermezsek, onlann bu alelade sözlerine her hrsatta karşı çıkmazsak, kurulacak olan 'geleceğin yazısı'nı da geciktirmiş, bıınu sekteye uğratmış olmaz mıyız? Bu halde, geleceğin yazısını kuracak olanlann seslerini yükseltmeleri gerekmez mi? Bana kalırsa, sevgili Feridun Andaç tam bu noktada bir de çağn yapmalıydı, tüm bu yazın ve dil ortamını bılerek/bilmeyerek kirleten eylemlere karşı çıkılması konusunda en azından dergilere, gazetelere ve kendi gibi aydın yazarlara bu çağnyı çok görmemeliydi; bunu o güzelim yazılann bir eksikliği olarak görmekten kendimi alamadım. Bir dergide, bir yazarla yapılan söyleşiden yola çıkarak dile getiriyor kirlenmeyi.(Derginin ve yazarın adı kitapta verilmiş, ben burada söylemeyi gerekli bulmuyorum) Söz konusu söyleşi için, "yüksek perdeden konuşan birinin 'roman' diye yazdıklarını piyasada 'çok satar' olmasının KENDİNE ÖZGÜ DENEMELER Küllenen Her Şey bir deneme kitabı olmasına karşın bilinen deneme kitaplannın, deneme kalıplarının dışında, yine yazarına özgü bir denemeler kitabı. Yazdar kimi zaman eleştiri, inceleme, bazen de anı, öykü havası taşımakta. Sözgelimi, Kcmal Bilbaşar'la ilgili yazısı(s.l5) karşılaştırmalı bir inceleme özelliği gösterirken; bir yazarın söyleşisi hakkındaki sözleri(s.l8) eleştiri ağırlığı taşımakta. Ya da ortaokul ydlarına uzanan okuma eylemleri birer anı gibi; bunları anlatırken öyküleme tekniğinden bolca yararlandığını da belirtmeliyim. Dolayısıyla Andaç'ın denemeleri o klasik deneme türünün 'kendine özgü'lenmiş biçimi diyebilirim. Ayrıca kiSAYFA 8 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle