Katalog

• likte cıktıkları ve Sabahattin Eyübog lu'nıın "MaviGezi" olaıak adlandırdığı tekne luıundan kaynaklanıyor. Kimler yoktıı kı bu gezıde! Eyubogİu kaıdeşlerinın yanı sıra Sabalıaltin Ali, Neeati (lıımalı, Erol ile baeanağı Benya ve, hiç kuşkusuz, Cevat Şakır Balıkcı'nın "Güneye gelin, güzellığin nc dcmck olduğıınu iyice .ınlayın" (S.128) eağıiMyla Hge'nın sıılarına açılan arkada^larm bır yandan açlık ve susıızluk, ore yandan ise balık ve rakı bollu^u arasındaki günleri keyiflı bieimde aktarılıyor, anıların bu bölümünde... ı Ciüney'in anlamkl.ırını okurken /.aman zaman güliımsüyor, arada biı kabkaha larla d.ı gülüveıiyoısunu/. Terdime Biirosıu'ndaki ilk mcmııiiıık günlerinde, "enteresan" bulmadı£ı ya/ıları çöpe at ması dışında bazı askerlik hikâyeleri, Schwcyk'ııı öykülerini andırmıyor degil hele ıcvirdc nöbet tııtarkcn, j»ccc yarısı bir hastanın ondan "ordck" ibtemesi gi bi... Aşk konusu da kıs,a kalmıyor, Cii Yapı Kredi Sermet Cifter Salonu'nda Erol Guney'le kitabı üzerine yapılan söyleslye kitabın yazarlarından Haluk Oral ve Sabri Koz'da katıldı ııty'ın anılarıtula Yozgat'la gö/.altın tlaykcn, 'l'ürk^c bilnıcyen Anıerikalı bır kadına, saıibiir nedeniyle Tıırk^c olaıak, veya Sabahattin Ali'nin sadcce Almanca bilcn bir scvgilisinc, kendisinin yerine bir Cyrano de Bergerac örneği! çatpat Almancasıyla aşk mcktupları ya/ması... F^aha sonraki ı^i Dora'vı da iyi tanıyan ve takdir cdcn 1 lasan Ali Yiıcelın 7orlaıııasıyla ııikâh masasına oturan F.rol (Jüney, evlilige ancak şu şartla razı olmu^tu: "Dora'ya, 'Bcn sana sadık kalnıaya mecbur dcğilinı, kalamam da. Sen de istediğini yap. Bi/, hep dostıız, anıa scrbest olnıami/. gerek!' denıi^tim, o da kalnıl et ınışti." (S.88). Kitabın ba^ka hir ytnndc, "O bu özgürlükten yaıarlandı mı, bilnıiyorum. Ben onun tahminındı;i] daha ı,xık yararlandım vc sanırıın ıma bıraz üziintü verdim" (S.210) itirafında bulıınmakla birlikte, şıınları d.ı ekliyor: "Anıa onu ve aıleyi hicbir /aman terk etmeyeceğimi biliyordu." Kşinin ıızıın sıircn hastalığı boyunca da yanından hic ayıılınayan (iii ney'ın, ona kar^ı duyduğu aşkı şöyle tanımlanıaktadır: "Ankara'da ikimi/in de aynı yöne baktığı o yaşamımızın en giizel yılları hariç, Dora'yı hiçbir zaman hasta yatagında çaresiz yatarken sevdigim kadar sevmemişımdir." Cîerçektcn de Ankara yıllarıdır, Erol Cîiiney'in ıı/nn yaşamıııın en giizel drinemi... Kitabın iiçiincü böhimiinü okurken, Paris, Israil, W,ıshington yıllannda veya gazcteci olarak gezdigi dünyanın tüm ıılkelerinde sanki ya^amak ıçın çalıştıgmı algılıyor okıır oysa ki, Ankara ve ö/ellikle Terciime Bürosu yıllannda, ea lışmak ıçın ya^adıgını, çevresindekı aydın ve onun gibi yaratıeı dostlarıyla birlikte olınaktan büyük keyif aldıgını anlamak güc değil... Okurlaıına d.ı buuık kevıt \eıı\oı Erol Cîiiney'in anıları, bilgilendirici olmakla birlikte. Bu kitabın (Mina Urgan örneg'i!) daha birçok baskı yapacagı kolaylıkla kestirılebılır ve bu bagiamda, çeşitli bölümlerin art arda dizilmesiyle gözden kacıııı^ olabilecek birtakım yinelemeleıin ortadan kaldmlması onerilebi lir (örn. Benya hakkında sayla 72, H î ve 182de yer alan aeıklaınalar; Inöniı'niin sayfa 97 ve H'î'tekı sözleri, N.Cumalı ile ilgili sayfa 61 ve 189'daki bilgiler, vbg.). Çarlık Rusya'sında Michel Rottenberg olarak dünyaya gelmiş, Tiirkiye'de Erol (îüney adını alan, Fr.ınsa'da Alaiıı C!uiney olmuş ve tsrail'de Erel Cîinayi ola rak bilinen ve keııdisini Karadenizlı ola rak görmekten büyük /.evk alan "Erol Abi"ye, anılarının Sonsoz'iınde arzuladığı gıbi "severek, hayran olarak ve ötkesini koruyarak" daha nite yıllar dilerim...B Erol Güney'in Ke(n)disi/ Haluk Oral Şeref ()z\oy/ Yupı Krcdı Yayırılıirt/İ12 r. TÜM KİTAPÇILARDA... BIR ZAMAN LARIN İSTANBULU Sennur Sezer Adnan Özyalçi Geçmişinden bugüne kadar hep bir kültiir ve inanç mozaiği niteliği taşıımş, birçok uygarlığa ve dine başkent olmuş İstanbul'un zengin bir folkloru olmasına karşın, bu birikim ne yazık ki bütün yönleriyle kitaplaşamarmştır. Sadece eski tstanbul'u tammak değil günumüzün tstanbulunu anlamak açısından da önemli bir yapıt olan "Bir Zamanlann tstanbulu", yazarlanmn da dediği gibi, siri masal olmuş bir tstanbul'la tanıştıracak. SELAM BERLİN Yade Kara 2004 yılında Atmanya'da En İyi Hk Kitap ödülü'nü kazanan ve büyük bir ilgiyle karşılanan Selam Berlin, Almanca yazan Türk yazartardan Yade Kara'nın ilk romani. Yade Kara, Selam Berlin'de Almanya'daki ikinci kuşak Türk gençlerinin yaşamına Berlin Duvan'mn yıkılmasıyla oluşan yeni koşullann çerçevesinden bakiyor. İl* I M K I L A P I www mkıl.ıp » m o C U M H U R İ Y E T K İ T A P S AYl 782 SAYFA 19