01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O K U R L A R A 1970'liytHartnetkiU mizah dergisi Cırgır'ın yanı sıra, etki alanı oluşturmuş dergilerden biri idi Çarşaf. 19751988 arastndaki 13 yıllık yayın hayatında Türkiye'ye önemli çizerler kazandırmış Çarşaf'ın öyküsünü Nurdoğan K. Gülen ve Engin Gülen çifti kaleme aldı. Mizah tarihimize bir katkı saytlabilecek kitap üzerine Setnih Poroy yazarlanyla bir söyleşi gerçekleştirdi. Tuna Kiremitçi, roman dtşt bir küapla çıktt okurlannın karşısına. Dergilerde yazdığı denemelerini "A.Ş.K. neyin kısaltması?" adı ile yaytmladı. Yenibir deneme yazarını haber veriyor kitap aynı zamanda. Erdem Öztop kitabt değerlendirdi. Gürsel Aytaç, Alman dili ve edebiyatı üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanıdığımız bir bilim insanı. Son yıllarda edebiyat ve kültür üzerine görüşlerini yeni çahpnalarla dile getiriyor. Onur Bilge Kula, Gürsel Aytaç'ın "Edebiyat ve Kültür" adlı yeni yapıtını değerlendirdi. ŞerefBilsel ve Cenk Gündoğdu şiir üzerine çalışmalar yapan ve şiir yazan iki genç şair. Hazırladikları "Şiir Defleri" adlı atıtoloji Toroslu Kitaplığı 'ndan yayımlandı. Antoloji 2004 yılında dolaşımda olan 100'ün üzerindeki dergi ve fanzinden hareketle hazırlanmış. Şere/Bilsel ve Cenk Gündoğdu ile antolojilerini konuştuk. Bol kitaplı günler!... Abdülhak Şinasi Hisar, "AN Nizami Beyin Alafrangalığı ve şeyhliği" romanını 1952 yılında yazmış. Başlığından herpen anlaşılacağı gibi Doğu ve Batı karakteristik özelliklerini karşılaştıran bir anlatı düşünmüş. debiyatımızın klasik eserleri eğitimin bir parçası olarak okutulmadığı için, adlarını duyduğumuz birçok yazarı okuma fırsatı bulamayız. Son yıllarda yayınevlcri Cumhuriyetin ilk dönem yazarlarını yeniden gündeme getirerek, çok önemli bir eksikliğimizi kapatmamıza yardımcı oldular. Neden bunu bir cksiklik olarak gördüğümü sorarsanız, ilk başta bugünün romanını değerlendirmck için gerekli olduğunu söyleyerek başlanm, ama benim için daha da önemli olan bir neden, sadece bilgi olarak eski metinlerin okunması değil, değerlendirmc olarak da yeniden ele alınmaları. Neden bir yazarı diğerlerinden üstün tutuyoruz? Neden bazıları elli yıl içinde bunca eskimiş? Nasıl oluyor da bazıları hcr çağda aynı zevkle okunuyor? gibisinden sorıılar çıkıyor karşımıza. Kuşkıısuz her nesil sanatsal değerlerini yeniden gözden geçirmeli. Unutulmaya yüz tutanları hatırlatnıalı, hıkat bunu yaparken sadece geçmişte yazılanlara da hak ettiklcrinden fazla değer vermemeli. I ler neyse, bu hafta Abdülhak Şinasi l lisaı'ın kitaplarının yayımlandığını görünce, okuma fırsatı bulamadığım bu yazarı ele almaya karar verdim. Aslında okumaya karar vcrmemdeki tek ctken, Hisar'ın babasının Tevfik Fikret'in dostu olduğunu ve küçük yaşta Hisar a edebiyat ve Türkçe dersleri verdiğini öğrcnmenı oldu. Bir yazarın izi Edebiyatımızın en parlak yıldızlardan biri olarak gördüğüm Tevfik Fikret'in adı Hisar'ın ilgimi çekmesinc neden oldu. Ayrıca edebiyata mcraklı babasının Tanzimat'ın ünlü iki şairinin (Abdülhak Hamit ve Şinasi) adlarını oğluna vermiş olması da dikkatiıni çekti. Asuman KafaoğluBüke Yazın Sanatı Alafranga bir aslında ilgiden çok gösteriş için kahramanın hayatında olduğunu gösteriyor. Çevresinde kimseye değer vermeyen, inanılmaz derecede bencil birinin portresini çiziyor. Çok varlıklı olması sayesinde her şeye kolayca sahip olan. ama bunlann pek değerini anlamayan biri Ali Nizami Bey. Doğu ve batının Istanbulluların yaşamındaki yeri, o yıllardaki gibi halen bugün de yazar ve düşünürlcrimizin sevdikleri konulardan biridir. Abdülhak Şinasi Hisar Istanbul'un günlük yaşamını yazarken Orhan Kemal, Kemal Tahir gibi yazarlar gerçekçi çizgide ürün veriyorlardı. Köy yaşamı ve Anadolu'nıın gerçekleri yansıyordu romanlarına. Âslmda bugün Türk romanına bakınca bir yanda toplumsal sorunları ele alan gerçekçi romanlar diğer yanda da bireyin ya da şehirli küçük adamın duyarlılığını anlatan dünyalar olarak ikiye ayırmak çok doğru gelmiyor. Bu iki yazı türünü birbirlerine karışan nehir kollan gibi bazen ayrılan bazen bir araya gelen akımlar olarak düşünmek daha doğru geliyor. Hisar'ın lstanbul beyetendisıni anlattığı bu romandaki "alatrangalık " nasıl alaturka doku taşıyorsa, kentli roman da içinck köylülüğü benzer şekilde taşıyor. E DİN VE DİNCİLİK Romanın ikinci bölümünde, aşırı zengin Ali Nizami Bey'in nasd parasını yitirdiğini ve kendini dine verdiği anlatılıyor. Emektar hizmetkârını kendine mürit yapan roman kahramanı kendi kurduğu yeni bir gerçeklik içinde yaşamaya çalışıyor. Ârtık Büyükada gibi zenginlerin oturduğu semtlerde değil, yoksul halkın oturduğu, çamurlu sokak üzerinde, yıkık dökük bir evde oturuyor. Ama Ali Nizami Bey aslında pek değişmemiştir; gösteriş meraklısı olduğu dönemde nasıl sanattan anlamadan sanat scver gibi görünüyorsa, şimdi dc dindar olmadan kendini "Baba" ilan eder, yolda karşılaştığı yazara "Oğlıım, elimi öp (...) Bcn şimdi 'Baba' oldum! Çamlıca'da da bir hanıkah açtım!" der. Trajik olan budur Ali Nizami Bey'in hayatında: Alafranga olamadığı gibi alaturka da olamaz. I ler şeyi gösteriş için yapan bir karakter olarak gördüğümüz için, her iki ortamda da inandırıcı değildir, çünkü kendi inanmıyordur. NOSTAUİ ( (>k lı.ısiı hir kon u üzerine l TURHAN GÜNAY cposta: [email protected] [email protected] DOĞUBATI Abdülhak Şinasi Hisar, "Ali Nizami Beyin Alafrangalığı ve Şeyhliği" romanını 1952 yılında yazmış. Başlığından hemen anlaşılacağı gibi Doğu ve Batı karakteristik özelliklerini karşılaştıran bir anlatı düşünmüş. Novclla iki bölümden oluşuyor, birinci bölümde çok varlıklı bir lstanbul bcycfendisinin ev yaşamını, çapkınlıklarını, kumar ve sanat merakını anlatıyor. Köşkünün duvaılarında Ayvazovsky'ler, Dupre'lcr asılı olan bu adam, akşam davctlerinde oda müziği dinleyen, evine ünlü sanatçı ve müzisyenleri davet eden biri. Kitabın bu bölümündc anlatılan kişinin gelişmiş bir zevki olduğunu zannetmemize izin veriyor yazar ama sonradan bunların SAYI 825 KİTAP Imtlyaz Sahlbl: Cumhuriyet vakfı adına llhan Selçuk Cenel Yayın Yönetmeni: Ibrahim Yıldız o Yayın Yönetmeni: Turnan Cunay o Sorumlu Müdür Mehmet Sucu 0 Cörsel Yönetmen: Dilek Akıskalı 0 Yayımlayan: Yeni Cun Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. o Baski: Ihlas Cazetecilik A.$. 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna Istanbul Idare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar öktel Sok. No: 2 34381 Şlşlilstanbul, Tel: 01212) 343 72 74 120 hat) FakS: 0 (212) 343 72 64 0 Cumhuriyet Reklam: Cenel Müdür özlem Ayden/Reklam Müdürü: Eylem Çevik Yerelsüreli yayın . Tel: 0 (212) 251 98 74 7501212) 343 72 74 CUMHURİYET KİTAP kurduğu romanı yazar, bu noktada geliştirmeye kalkışmıyor. Sadece bize sahte görüntüler altında yaşanmış bir hayat hikâyesi anlatıyor. Bu hayatın neden böyle olduğu, neden Batılı ya da Doğulu olamadığı konularında fikir öne sürmüyor. Ali Nizami Bey'i, yazarın çocukluk ve ilk gençlik anılarında bir portre olarak tanıyoruz ve bu portre olarak kalıyor. Bu kitabı okurken, bir roman değil sanki bir romanın parçasını okur gibi oluyoruz, dondurulmuş bir zanıan içinde, tam da romanda anlatılan yağlıboya tablolar gibi, statik ve tek boyutlu bir kişi tanıyoruz. Bu kitabın güzelliği anı roman olmasından ve yazarın çocukluğunu tüm canlılığıyla dile getirmcsinde yatıyor ama bunun dışında kurgusal olarak gcliştirilmediği için yavan kalıyor. Bu roman yine de iki açıdan ilginç gelebiiir bize: Birincisi Türkçe'nin sadece kelime hazinesi olarak değil, gramer yapısıyla da ne denli değiştiğini görmemize yarıyor. Açıkçası bu beni çok şaşırttı. Bugün en amatör yazarların bile yapmayacağı gramer hatalarından bolca var bu kitapta: örneğin, "halbuki" ve "bilakis" sözcüklcrinin aynı tümcede ycr almalan ya da "Fakat Ali Nizami Bey'in ise bu tekkcde..." gibi ifadeîer çok sık kullanılmış. Bir de tabii aile içi yaşamın ne denli değişmiş olduğunu görmek kitabı ilginç kılıyor. ilk başlarda bir dizgi hatası sandığım "annelerim' sözcüğü çok sık karşıma çıkmaya başlayınca anladım ki yazar, annesinin de içinde yer aldığı harcmin hanımlarmdan "annelerim " diye söz ediyor. Bir crkeğin hanımından bahsederken de "haremi" diye söz ediyor, burada tekil bir kadından mı yoksa birkaç kadından mı söz ettiğini anlamak mümkün değil (s. 30). Bugün farklı bir dil kullanıyor olsak da, Hisar'ın Türkçe'si kolay anlaşılır ve hiç zorlayıcı değil; ancak, bunun gibi romanları bence açıklayıcı dipnotlarla basmak daha doğru olurdu. Böylece "mekemmelen" "eğelenceli" "ralanti" gibi sözcükîcr yazann yanlış yazmış olmasından mı kaynaklanıyor yoksa basit dizgi hataları mı bilebilirdik. • [email protected] Ali Nizami Beyin Alafrangalığı ve Şeyhliği / Abdiılhak Şması Hisar I Yapı Kndı Yayınlan / 2005 / 68 say/a. SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle