23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cürhan Tümer'in gezi yazıları bir kitapta toplandı Gezili yerler,'Yazılı Yerler' OÛRHAN TUMER YAZILI YERLER Gürhan Tümer yıllar yılı gezip gördüğü yerleri çeşitli dergilerde yayımladı. Bu yazılar şimdi Yazılı Yerler" adıyla bir kitapta toplandı. "Paris'in, Budapeşte'nin köprülerinin altından çok sular akti; ama Paris, hâlâ Paris, Budapeştte, hâlâ Budapeşte. 0 ihtiyar venedikli çoktan öldü, ama San Marco Meydanı, dün olduğu gibi, bugün de cıvıl cıvıl. Estergon Kalesi yerinde duruyor; ama 'Estergon Kalesi su başı durak/ Kemirir gönlümü bir sinsi firak' türküsünü artık ben bile söylemiyorum" diyor Cürhan Tümer. "I Cemal NAKKAŞ "T% ir geziye nasıl karar veriyorsuu 3 nuz? Zorunluluklann yönlenmm I J dirmeü dışında, bir yeri sizin MJ için gidılip görülesi kılan, o yerin merak uyandıran yanı nedır? Zorunluluklann yönlendirmesi dışında, gezmeye gideceğim yeri seçmcmde, hiç kuşkusuz pek çok neden etken oluyor. Yinc hiç kuşkusuz, bu ncdcnler, verdiğim her karar için farklı ağırlıklar taşıyor. Örneğin, yurtdışına ilk kez özel arabamla çıktığımda, yolda bozulur, ortada kalırım kaygısıyla, yakın bir yere, Yunanistan'a gitmcye karar vermiştim. Geziye ayırabileceğim gün sayısının, ekonomik olanakların da etkisi elbette k) var. Gideceğim yeri seçmemde, akılcı, maddi yönü ağır basan bu gibi nedenlerin yanı sıra, daha duygusal, deyim yerindeyse, daha şairâne nedenler de etken olabiliyor. Orneğin, soğuk ve yağmurlu bir kış günü, akşamüzeri, Izmir Körfezi'ne alacakaranlık çöktüğünde, Kordon'da yürürken, birden, "Şimdi Prag'da olmak vardı" diye bağırmak gelebiliyor içimden ve bu bastırılmış çığlık, hemen dcğilse bile, o yaz ya da başka bir zarnan, bir Çek Cumhuriyeti gezisini teoııııu I I D IV C T Ç A V I tikleyebiliyor. Tanı biltniyorum ama, sanki böyle oluyor, bana öyle geliyor. Ote yandan, öyle yerler var ki, oralara gitmek için neden bulmakta asla zorluk çelunez insan. Örneğin, Paris böyle bir yerdir. "Paris'e neden gitmek istiyorsun?" sorusu, ancak bir kara cahilin sorabileceği abes bir sorudur. Paris, çok ayakaltı, kaşarlanmış bir turistik kent.Orayı görmemiş olmak, bir gezgin için büyük bir eksikliktir. Ama ben, daha bir kıyıda köşede kalmış, dünyanın gündeminde pek fazla yer almayan kentleri gezmeyi de severim. Örneğin, Slovakya'nın başkenti Bratislava'ya ya da Mohaç Ovası'na, bu dürtüyle gittiğimi söyleyebilirim. Geziye nasıl hazırlantyorsunuzP Okumaktart bavul hazırlamaya kadar nasıl bir ritüeliniz var? Çok büyük hazırlıklar yapmam. Biraz harita üzerinde çalışırım, biraz okurum, biraz düş kurarım. Bunun dışında, özel, gizemli bir ritüelim yok. Bavul hazırlamayı hem sevmem, hem de bilmem. O işleri eşim yapar. YOLCULUK KOSULLARI Nasıl yolculuk etmeyiyegltyonunuz1 Taşıt korkunuz var mu Eskiden, yolculuk koşulları üzerinde çok fazla titizlenmezdim; gece trenlerine, gece otobüslcrine, gece gemilerine biner, kalabalık vagonlarda, pencercsiz kabinlerde yolculuk yapardım; valizlerimi gardan gara, limandan otele taşımak, nefes nefese kalsam da, alnımdan ter damlasa da, zor gelmezdi. Şimdilerde ise, biraz daha konfor arıyorum. Üçak fobim var; uçağa binemiyorum. Bu nedenle, ta Iskandinavya'ya, Kopenhag'a, Oslo'ya, karadan ve denizden gittim. Ama bu gidişle, daha uzaklara, örneğin Çin'e, Japonya'ya, Brezilya'ya varmam olanaksız. Oraları hiçbir zaman göremeyeceğimi biliyorum. Cıttiğınız yeri nasıl geztyorsunuz? Nelerı görmeyt, yaşamayı ıstiyorsunuz öncelikle? Her ülkcnin, her bölgenin, her kentin, oraya giden herkesin mutlaka görmesi gereA 9 < % ken özellikleri vardır. Mekke'ye gidip Kâbe'yi, Vatikan'a gidip Papa'yı görmemek olmaz, öyle değil mı? Paris'ten gcldiğini söyleyen birine, "Eiffel nasıl? Hâlâ daha dimdik ayakta mı?" sorusunu yönelttiğimizde, "Bilmiyorum, haberim yok, görmedim" gibi bir yanıt alırsanız, o kişi hakkında ne düşünürsünüz? Buna karşılık, yalnızca beylik, "best seller" turistik öğelcri görmekle yetinmek de olmaz. Biraz ara sokaklara dalmak, nereye gittiğini bilmeden bir belediye otobüsüne atlayıp, kentin kcnar mahallclerini ziyaret etmek ya da ne bileyim ben, haritalarda, kitaplarda yeri olmayan minik bir parkı, minik bir meydanı keşfetmek de iyi bir şeydir, mutluluk verir insana. Döndüg'ünüzde ntier hissediyormnuz? Döndüğümde, sevincin yanı sıra, hüzün de olur içimde. Zamanla, sevinç azalır, hüzün artar. "Geçen hafta bu saatte Paris'teydim, ChampsElysees'de yüriiyordum" ya da, "Helsinki'deki otelin resepsiyonunda çalı^an sarışın kız, şimdi acaba ne yapıyor?" gibi düşünceler, sorular geçer kafamdan. Bu, bir süre böyle devam eder. Döndüğümde, bir de, kentimdeki, çevremdeki insanlarla, gezdiğim kentlerdeki insanların birbirlcrinden habersiz yaşayıp gittiklerinin bilincine vanrım ve bu durum, tuhaf duygıılar uyandırır yüreğimde. Sonra, oturur yazımı yazarım. Turiznı ve turhtler hakkında, turist bakışı hakkında ne düiünüyorsunuz? Çeşit çeşit turist var. Bunların bir bölümü, dinlenmeye, gününü gün etn;eye, güncşten, denizden yararlanmaya geliyor; onlarııı, kültürel bir bakış açısı ve talebi yok. Kimileri, "tarihi, kültürel ve turistik" yerleri de geziyorlar ama, bir çeşni olarak, naif bir merakla yapıyorlar bunu. Bunlar tipik turistlcr. Bunların bakışı, tipik turist bakışı, yani yüzeysel. Ama daha bilinçli, bir rehber kadar bilgili turistler de mutlaka var. Gezı edebıyatında en sevdıg'iniz yazarlar kımler? Eskı gezı kitaplan, sızin gezilerinizt ve yazdarımzı nasıl etkilıyor? Ahmet Haşim, Falih Rıflü Atay, The ophile Gautier, Alphonse de Lamartinejulia Pardoe, Rene Chateaubriand ve elbette ki Evliya Çelebi, Ibni Battuta, gezi edebiyatı bağlamında okuduğum yazarların yalnızca bir bölümü. Sonra, sefaretnameler ve "Gulliver'in Seyahatleri", "Güneş Ulkesi" gibi, düşsel, ütopik gezileri anlatan kitaplar var. Benim için, bütün bunların hepsi bir yana, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Beş Şehir"i bir yanadır. Tam olarak gezi edebiyatına girmeyebilir belki, ama bence, bu kitap bir başyapıttır. O beş şehri, Istanbul'u, Bursa'yı, Konya'yı, Erzurum'u, Ankara'yı, Tanpınar'la gezmenin tadına doyum olmaz. Doğrusu ya, onun gibi yazmak isterdim, kentleri yazarken birilerine öykünecek olsaydım, gözüm ne Evliya Çelebi'yi görürdü ne de Lamartine'i; illâ ki, "Beş Şehir"i yazan Tanpınar'a öykünürdüm. CEZİ DERCİLERİ Yaygtnlaşan gezi dergıleri sizin için ne ifade ediyor? Daha çok yakın zamanlara kadar, ülkemizde, başka ülkelere, başka coğrafyalara, başka kenderc ilişkin bilgi veren yayınlar çok azdı. Hele kirni yerlcr söz konusu olduğunda, hiç yoktu.Orneğin, Şili'yi tanıtan bir rehber kitap bulamazdınız. Ben, 9O'lı yıllarda yaptığım ve "Yazılı Yerler" adlı kitabımda yer alan kentlerle ilgili yayınlara, burada ulaşamadım. Gerekli kitaplan, gezilerim sırasında edindim. Bu nedenle, günümüzde gezi dergilerinin yaygınlaşması iyi bir şey. Bu gibi yayınlar, hem gezebilenler, hem de gezemcyenler için yararlı. Bu dergilerin, birincilerin daha çok, daha bilinçli gezmelerini, ikincilerin de, yerlerinden kımıldamadan, bir dergi parasına, Stockholm'e ya da Himalayalar'a gitmiş gibi olmalarını sağladığını düşünüyorum. Mutlaka gitmek ıstedig'inız yer neresı? Mutlaka gitmek istediğim yer değil, yerler var. Bunlar, hiç gitmediğim ve özellikle de hiç gidemeyeceğim yerler. • Yazılı Yerler/ Gürhan Tümer/ Genis Kitaplık Yayınları/157 s. SAYFA 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle