Katalog

"Aşk blzl mutlu edlyor, çünkü onun sayeslnde kurtuluyoruz bllinclmlzden Kendlmlzi aptal gibl hissediyor ve bundan zevk alıyoruz. Aptal bir âşığa dönüşmek resmen mutluluk veriyor blze." bundan /evk alıyotuz. Aptal bir âşığa dönüşmek resmen mutluluk veriyor bize." (s. 41) Peki üstat, bunları söylerken neden karşılıksız aşkı yaşayanları unutuyorsun; o aşh en masum haliyle yaşayanları... Sonuçta onlar da âşık, ama yalnızlar!.. Hadi seni kurtarayım; belki de onlar da bir dizeyle mutlu olmasını biliyorlardır; mesela açmışlardır defterlerini, "oysa ki, sonbahar en sevdiği mevsimdi" sözlerini telefonundaki mesaj hanesine alma sebebine mütehasır ustanın dizclerini okumuştur kendi halinİ, "sen olmadığın vakit büyük yalnızhğım var dalgaların kendÜenni taştan taşa vurmaları sonbahar yıldızlarının sessiz sedasız çırpınmalan ve büyük yalnızhğım var biliyorsun hani o rüzgârın gözüne karanlık bir yelken gibi açtığım içimsıra vahşi bir kadın gibi taşıdığım yalnızlığım" Attilâ llhan bir selam da sana, duyuyorsun mutlaka!.. Hatırlar mısın en son seni kaleme aldığımda, Tuna Kiremitçi ile The Marmara'da söyleşiyorduk ve şöyle sesleniyordum sana: "Attilâ llhan mı? O da her zamanki köşesinde yazmaya devam ediyordu..." Seni ilk kez o gün canlı canlı görrnüş ve öyle heyecanlarjmıştım ki... Kalkıp yanına gelmeyi, bir "merhaba" sohbeti etmeyi öyle çok istemiştim, ama elinde kalem, öyle düşünceli görünmüştün ki bana, boşvermiştim, görmüştüm ya, yeter de artardıbile... *** Kitabın ilk denemesi, 'Dualar Kahcıdır'ı okuduğum vakit, düşüncelerim aynı paralellikteki konu üzerinde olduğundan şaşırdım ilk anda doğrusu. Yeni okuduğum Osman Akınhay'ın 'Ölüme Bakmak' adlı romanında, ateist bir oğulun, babanın cenazc namazında elini açıp dua etmesinin neye tekabül ettiğini düşünürken, Kiremitçi konuyu Musevî şair Yehuda Amihay'ın bir dizesiyle özetler: "Tanrılar gelip geçer, dualarsa kalıcıdır." "Geçen ay Siirt'teydim. Botan Vadisi'nde durup yıldızlara tbrahim Hakkı'nın iki yüz yıl önce baktığı gibi baktım ve seni düşündüm. O yıldızların arasında senin C U M H U R İ Y E T K İ T A P dc küçük varhğına bir yer aradım. Küçücük bir yıldızın seninle doğmakta olduğunu düşünmek hoşuma gitti. Kâğıttan dağlar arasında geçmiş ömrüme sayende bir ışık düştü, umut düştü, gül düştü." (s. 16) Bir evlat sahibi olmak çok mutlu bir duygu olsa gerek! Yazarımız da bu mutluluğun ilk haberini aldığı günlerde yukarıda alıntıladığım sözcükleri kaleme almış!.. Şimdilerde 'Can' bebek yaşını dolduruyor; öyle ki, yeni bir şans, yeni bir muduluk getirmişe benzer Kiremitçi ailesine! Kitabın arka kapağına baksanıza; ne kadar da gözünün içi gülüyor yazanmızın!.. 'Hazır hissetme hali'. Aslında hiçbir zaman, hiçbir şeye ha/ır hissedcmcz kendisini insan; aşka, yazmaya, okumaya, ağlamaya, gülmeye... Kiremitçi çok güzel anlatıyor, gelin kulak verelim: "İlk dufa bir kıza çıkma teklif ettiğim zaman da şıı yanıtı almıştım: "Kusura bakma, kcndımı henuz biriyle çıkmaya hazır hissetmıyorum..." Itiraf edeyim, bugünc kadar duyduğum en nazık reddetme şeklıdirbu. Hazır hissetmiyormıış. Sanki uzaya fiize gönderecek." Ah gençlik!.. Şimdilerde bile bundan farklı değÜ be üstat; gençlik kapris yarışında. Zamane gençliğc seslenelim buradan: Bırakınız böyle reddedişlcri, şu fani dunyada varmış edilmiş bir teklif, dcğer mi reddetmcye!.. Kiremitçi'nin romanlarında aşk teması ağır basar, bunda hemfikiriz. İlk ikisinin ismi bile buna manidar... Peki ncden? Neden ılla ki, 'aşk'ı yazıyor Tuna Kiremitçi? Sorumuza ilkin kendimiz cevap verelim, konuya dair son sözlerde yazarımız eşlik etsin bize: Bana söyleyiniz ki, hangi bir yazar, bir kelime; hatta bir harf dahi aşk'ı ışlememiş olsun metinlerinde, olacak ış değil! Evet üstat, söz senin: hep okunan kitapl YEKTA KOPAN KARA KEDİNİN GÖLGESİ Yekta Kopan 'dan hep kıyıda kalmış küçük şeyler için kısa metinîer. Birer şimşek gibi çakıp sönüyor. Temür Köran'm desenleri eşliğinde. KEM CÖZLER... "Zaten ne aşk ne de yazı kem gözlerden uzak durabilmiş tarih boyunca. Istediği şeyi yazdığı için zulüm gören yazarlar varsa, istediği erkekle seviştiği için öldürülen kadınlar da vardır. (...) Aşk yazıyla, yazı da aşkla sevişiyor binlerce yıldır. Bizler bu sevişmenin çocuğuyuz." (35) *** Gelin, yazımızın sonlarına doğru, biraz da soytarılık yapıp, Kircmitçi'nin sözlerindcn kadınlara seslenelim: "Biz erkekler, çiçeğizdir. Solmaya hazır taçyapraklarımız, kolayca bükülen birer boynumuz vardır. lyi bakıhrsak çok iyi sevgili olur bizden. Baba, ağabey, kardeş olur. Ama hayat fırtınası dört yandan eserken zorlanırız bazen. O zaman isteriz ki çiçek adlarını bilen bir kadın girsin rüzgârla aramıza. Her şeyi göze alıp korusun bizi. Korusun ki açalım, onun güzel bahçesinde." (s. 55) Geçen ilkbaharda Tuna Kiremitçi ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide sözü yarım bıraktığımızı şimdi anladım! Nc demiştik en son: "Bence yaşam bize sunduğu aşk dışında hiçbir şeye değmez. Bazen dc yalnızca öyküyü anlamak vc gizemi çözmek için âşık oluruz. Güzel bir öykü dinlemenin yerini de ancak güzel bir sevişme tutabilir bu yüzden." Sanki böyle bir kitabın çıkışını hissetmişti ki Kiremitçi, aşk için böyle güzel sözler sarf etmişti o söyleşimizin sonunda. 'A. Ş. K. neyin kısaltması?', romancı olarak bildiğiniz (!), aslında iyi bir düzyazı ııstası mertebesine erişen Tuna Kiremitçi'nin kaleminden ince elenip sık dokunarak damıtılan, hayata dair güzel bir derleme! Kış aylarına girmeye hazırlandığımız, sobanın yanı başına geçtiğimizde, içimizi de ısıtıverecek türden denemeler bunlar. Belki de yeni roman öncesi inceden bir türkü tutturuş, ne dersiniz? Yalnız da olsa, aşkı var eden tüm insanoğluna; önce sana bu kitap önerisi!.. • * [email protected] A. Ş. K. neyin kısaltması? / Tuna Kiremitçi / Doğan Kıtap /191 s. SAYFA 11 YEKTA KOPAN KARA KEDİNİN GÖLGESİ SAYI 825