Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Camze Reisoğlu şamdancıyla ilk romanı Yalnızlığınla Kal'ı konuştuk 'Kendimi bildiğimden beri yazmaktan keyif alıyorum' YALNIZUGINU KAL Söylesimizin ikinci bölümüne gelelim, AÜ Hukuk Fakülleu mezunmunuz. Kısa bir süre avukatlık sonrasında meüeg't bırakış ve tstanbul'a gelı$, medyada çalışmaya haslayıs... Avukatlıklan ayrılıp gazetea olmak ıçtn ne gıbı sebepler vardı? Ve neden Istanbul? 11laki denız istegi mı ömegin? Avukatlığı mesleğim olarak görmüyorum, kâğıt üzerinde öyle olsa da ben çok kısa bir dönem avukatlık yaptım. Benim çocukluk hayalim gazeteci oimaktı. Hukuk fakültesine giderken bile "avukat olacağım" diye gitmedim, "gazeteci olacağım, hukuk da benim artım olacak" diye gittim. îstanbul'a geliş sebebim de denizi değil, çocukluk hayalimi gerçekleştirmek içindir. 1 lürriyet Vakfı gazetecilik kursu veriyordu, oraya başvurdum. Kabul cdilince apar topar Istanbul'a geldim. Kurs yanlış hatırlamıyorsam dokuz ay sürecekti ama ben sonunu getiremedim çünkü o dönem atv kuruluyordu ve yetiştirmck üzere elenıan arıyorlardı. Bu fırsatı kaçırmadım ve atv Haber Mcrkczi'nde işe girdim. Çoğunluğu atv'de olmak üzere altı sene televizyonlarda haber muhabirliği yaptım, iki sene de yazılı basında çalıştım. Bu arada tabii tstanbul'a, Istanbul'un denizine de alıştım! Artık denizi olmayan bir şehirde yaşayamam ama Ankara'nın yeri benim için ayrıdır. Ankara bcni büyüten şehirdir. Neden gazetecilik derseniz, hayatı izlemek değil, yaşamak istedim. Haber muhabirliği bu beklentimi fazlasıyla karşıladı. Pek çok ülke, pek çok şehir gördüm, ünlüünsüz pek çok insanla tanıştım, acılara, sevinçlere tanık oldum. Cîerçekten renkli bir meslekti, çocukken doğru hayalin pcşindc koşmuşıım diyebilirim! Gazi olaylarını da izlcdim, bungee jumping dc yaptım, Zeki Müren'in cenazesini helikopterden takip ettim, Halkalı çöplüğünde haberler yaptım, Başbakanı Roma'da izledim vs. vs. Şu anda aklıma gelmeyen daha pek çok olay. Bir gün geldi yoruldum, artık habere giden kameramanTmuhabir, şoför üçlüsünün içinde olmak istemedim, alacağımı almıştım galiba. Haberin günlük temposundan uzaklaşmak istedim. Biryandan en önemli televizyon kanalhırtnda çaltşırken, diğer yandan da edebıyattmızın başat kabul gören dergilerinde öyküleriniz yayımlamyor' İlk durak öykü; neden? Oykülerimin dergilerde yayımlanması îstanbul'a gelmeden önceki döneme denk geliyor. Istanbul'a gelip medyada çalışmaya başladığımda uzun sürc edebiyat anlamında bir şey yazmadım. Bana renkli gelen yeni bir dünya ile fazlası ile meşguldüm galiba. Oktay Rifat Ayvalık'taki yazlık komşumuzdu. Oykülerimi okur, fikirlerini söylerdi. Oykü yazmadığım ve yazmamakla hata mı ediyorum diye düşündüğüm o yıllarda, "Böyle molalar olabilir, bir gün yeniden yazmaya başlayacaksın" diyordu, haklı da çıktı. Bu arada garip gelecek ama ilk durak öykü değil, roman. 1984 yılında iki yüz sayfalık bir roman yazmıştım ama ona roman değil "ısınma turları" demek daha doğru. Bu gün okuduğumda bcni gülümseten yazılar diyelim. Ciddiye alınıp basılan ilk yazılanm öyküler oldu. Neden öykü derseniz, o zaman aklıma başka türlü yazmak gelmiyordu zaten. Öykü yazmak istiyor, öykü okumayı seviyordum. Şimdi öykü beni tatmin etmiyor. 'Reklamctlıkla uğra^an her kıy sonunda edebiyala kayıyor' tezimı bir reklam evınde üç yıl boyunca metin yazarlığı yapan bın olarak nasıl değerlendırırsınız? Edebiyat benim hayatımda yıllardır var, metin yazarlığı ise sadece üç yıllık bir uğraş, bir iş'ti. Dolayısı ile bu tez en azından benim K İ T A P S AY I 8 2 4 Gamze Reisoğlu Şamdancı ilk romanıyla bizleri selamlasa da aslında 22 yıldan bu yana belli dönemlerde edebi metinlerini yazınımıza sunmuş bir yazar. İlk ürünleri zamanın en önemli edebiyat dergileri olan Türk Dili ve varlıkta yayımlanmış. Kendini bildiğinden bu yana yazan ve bundan da keyif duyan bir yazar, şimdi de ilk romanıyla karşımızda. Son yıllarda, belirli dönemler medyada çalışmış ya da çalışmakta olan bazı gazeteciler, yazdıkları edebi ürünlerde başarı sergiliyorlar. Bu bağlamda hemen Çiğdem Anad ve Nesrin Turhan'ı anmak gerekiyor. Her ikisi de yazdıkları romanlarla isimlerinden söz ettirdiler. Adlarını andığımız bu gruba şimdilerde Gamze Reisoğlu şamdancı da giriyor. şamdancı'la yeni romanı nedeniyle bir araya geldik, geçmişten günümüze uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik. SAYFA 4 n ErdemöZTOP /^ evgili Gamze Reisoğlu Şamdana, V söyleşimize 'diin'den baslayalım is \ tiyorum. Yazıyla bulusmamzın ba}^ J langtana gidelim; nasıl oldu o an? Bu söyleşi için eskileri karıştırdım da, ilk öyküm 1986 yılında Varlık dergisinde çıkmış. Daha öncesi de var; 1983 ücak ayında Türk Dili dergisinde bir şiirim yayımlanmış, on altı yaşındaymışım o zaman. Ncrcden baksan üzeıinden yirmi iki scnc geçmiş. O an'ı hatırlamak güç yani. Sadece, kendimi bildiğimden beri yazmaktan keyif aldığımı söyleyebilirim. Bir daktilom vardı, şimdiki bilgisayarlar gibi sessiz değildi tabii. Oturur, gecenin bir vakti bayağı gürültii çıkararak yazardım. Kımlerdı size bu yolculukta eşlik edenltr? Kılavuz yazarlanmzt merak edtynrum '> Kılavuz yazar olarak aklıma hemen gelen isimler yok. Dediğim gibi o ydlar çok geride kaldı. I layal gücü geniş yazarları çok severdim. Ama galiba favori yazarım Boris Vian'dı. Nazlı Eray'ı severdim. Paul Auster'ı da... Rahat okunan, kendini su gibi okutan romanları severim. "YAZMAK İSTEDİM" Ve gencl bir soru Nıye yazıyor Gamze Reisoğlu Şamdana ? Niye piyano çalmak istemedim de yazmak istedim diye sorayım ben de! Piyano örneğini çocukken evimizde piyano olduğu için veriyonım. Annem bana piyano öğretmek için çok çabaladı ama ilgimi çekmedi işte. Daha doğarken ilgi alanlanmız belli oluyor herhalde. Ben yazarken yaratmaktan ya da yazarak yaratmaktan diyelim, keyif alıyorum. Bu iş bcni mudu ediyor. Özellikle yazdtğımı beğenirsem benden mudusu yok. Ama yazmak aynı zamanda yıpratıcı, yorucu bir süreç. Gün geliyor, bir sayfayı oturup yazamıyorsun, o zaman moralin bozuluyor. Yine de vazgeçemiyorsun; bana kimse yaz demedi, ben yazmak istedim. Ben yazı insanıyım, hayatımı yazarak kazandım. Televizyon muhabirliğinde görsellik daha ön plandaydı ama sonuçta oturup haberini, anonsunu yazıyorsun. Televizyon muhabirliği bana net ve kısa cümleler kurmayı öğrctmiştir. Bir buçuk dakikalık haberde bütiin gün izlediğin olayı anlatmak zorunda kalabiliyorsun. Zaten televizyonda uzun cümleler dikkati dağıtır, eline gazete alıp okumak gibi değildir. Seyrettiğin haber geçer, gider. Anlamadığın cümleyi tekrar dinleme şansın yoktur. Daha sonra yazılı basında röportajlar ve yazı dizileri hazırlarken yerim genişti! Yinc de anlaşılır, akıcı yazmaya özen gösterdim. Uzun cümleler kurmaktan kaçındım, nasıl okumaktan hoşlanıyorsam, öyle yazmaya çalıştım. Metin yazarlığı isc bambaşkaydı, 45 saniyelik reklamlara metin sığdırmaya çalışıyorsun. Kısacası yazıyı, yaptığım işe uydurmayı öğrendim. En keyif aldığım alan tabii ki roman yazmak. Burada kuralları ben koyabilirim. C U M H U R İ Y E T