Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
* * ' JAMES LASDUN BOYNUZLU ADAM Boynuzhı Acbun, inssuntn en korkunç canavan kendı içinde ammast gervktiğini ^isteren müthiş bir geritim* JAMES LASDUN sarışınlığını..." (s.9) "Olümden sıyrılmış Cumartesi yalnızlarında" yaşarken, diğer yalnızları görmezden gelemiyor. Alsancak Gan'nda devrilen, elleri kelepçeli erkck ile kadını anlatıyor. Gökyüzü olmak istiyor ozan. Ikinci Yeni şiirinin etkisiyle yazıyor: "...onları ben biliyorum asıl ben biliyorum/ durup durdukları yerde sanki kayboluyorlar/ ikiler ve buçuklar iizerinde acı siyah/ içip soyunuyorlar..." (s.51) Edip Cansever'in sesini duyar gibi oluyorsunuz. Ozan, "Yarının Başlangıcı" şiirini 27 Mayıs ülkücülerine sunuyor. Ozgürlüğe yürüyen Mayıs öğrencilerinin kurşuna dizilişlerini anlatıyor. "Ağlıyor vatan" diyerek yaşanan acıları, "Kuvayı Milliyc" rüzgârını, özgürlük türküsünü anımsatıyor. grev oylamasında bir ağızdan grev diven işçileri anlatıyor. Şili'nin Allende'sinden kocaman bir yürek kaldığını vurgıJuyor. Ozan bu kitabında, rubai biçimini severek kullandığını belirtiyor. "Ne yalan söylemeli, rubai denince benim içimde tınlayan ses hcp bu rubailerin sesi oldu..."'(s,128) Incesaz bölümündeki şiirlerde, Türk sanat müziğinin izleri var. Makamların admı vererek yazıyor. Ferahfeza, nihavent, mahur, muhayyer, saba, sultanı yegâh. Son makamla yazdığı şiirin bestelendiğini biliyoruz. Tutuklunun Günlügü bölümündeki şiirlerde, 194O'lı yılların karanlığı anlatılıyor; ama aynı karanlık 12 Mart'ta, 12 Eylürde de yaşandığı için onlara da uzandığını söyleyebiliriz: "...Ne haydut bir akşamdı/ Nâzım hapiste Dinamo sürgün/ bir o şür kalmıştı hani/ Gazali'den rubaüerle/ yalnızlıklar kesince önümüzüAara zından ağızları gibi büsbütün/...toprakta sürgünlerin ürkekliği/ bardakta sosyalist karanfiller..." (s.87) Tutukluyu uyutmamak da bir işkence yöntemi. Tutuklu bilinçli: "...kendini öldürmeyi belki bin kere tasarlarsın da/ bir kere aklından geçmez bitirmeden ölmek şarkıyı..." (s.95) Dövülmek kanh; ama dövülmekten daha kanlı olan da dövülmek korkusu. Ozan, Tutanak 1 ve 2'de işkenceyi anlatıyor: "...kendilerini cam çerçeve pencerelcrden atanlar/ damarlannı açanlar bulanık hücrelerde...(s.lO4) elektrik elletirler kıvücım yaJatırlar/ tuzruhu damlatırlar kulak boşluğuna/ çekip alırlar kerpetenle tırnaklarını..." (s.105) Ozan, toplumcuların işkencelcrden geçtiğini, inandıklarından vazgeçmeyeceklerini vurguluyor. Attilâ îlhan, "Böyle Bir Sevmek" kitabındaki (5) şiirlerini, toplumcu şiire, insancıl yaklaşımın örnekleri olarak sunuyor. İşkence sözcüğünü kullanmadan, işkence göreni böylesine etkileyici anlatmak ona özgüdür: " o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi/ bir bıçağın ağzında 824 SAYFA 15 BOYNUZLU ADAM İZMİR ŞİİRLERİ "Tutuklunun Günlüğü"nde (4), Izmir şiirleri yer alıyor. Ozan bunlann şür anlayışındaki yeni denemcler olduğunu bclirtiyor. "Klasik Türk şiirinin havasmı yeni ve toplumsal bir içerikle bağdaştırarak vermek!" amacını güdüyor. Daha ilk şiirinde toplumsal özü yakalıyorsunuz: "Ben sizi hangi cezaevinden tanıyorum yoksa yanılıyor muyum/ gözlerinizi buzlu çiviler gibi taşıyordunuz yüzünüzde... (s.ll) Sevdiğin kızdan ayrdmışsın beklediğin haber gelmiyor...(s.l3)...Bir güvercin ağidır atılır kubbelerdcn salkım saak/...tstanbul'da işçi partisi bir kere daa basılır..."(s.l5) Sovyetler'in Çekoslovakya'yı basmasına karşı çıkanların tepkilerini yansıtırken: "Bir komünist kendini asıyor" demektcn çekinmiyor. Göz dcyince ncler anlıyor bakalım: "...Göz deyince ben en büyiik şeyler anlartm/...darağaçlarına irkilmeden bakabilmek/ ellerin kelepçeli götüriilürken." (s.45) Emekçiye Gazel, Grev Oylaması, Allende Allende vb. şiirlerinde toplumcu çizgisini güçlendirdiği gözleniyor. Demir giyen, petrol içen, zehir yiyen emekçileri, K İ T A P S ~\?^ C U M H U R İ Y E T SAYI