Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
"Memet Fuat Kitaplığı" için kayıtsız durabilmem olanaksız. ilkin yazınımızın bir iki yetkesinden biri o! Sonrasında yazılarıyla kendime okul kurduğum, bu nedenle bireysel anlamda gönül borcu duyduğum az sayıdaki yazın erinden biri aynı zamanda. M. Sadık Aslankara Kitaplar Adası Memet Fuat Kitaplığı kalkarak Memet Fuat Kitaplığı'nın anlam örgüsünü ilmeklemek gereği duyuyorum. Hangi leri bu kitaplar? Eleştiri Üstüne (EÜ, Adam, 2001), Kitap Eleştirileri (KE, Adam, 2002), tncelemelerft, Adam, 2002). B ir süre önce ailesinin açıklamasından öğrendik. Memet Fuat'ın tiim kitapları, yani kitaplığı ya da eski deyişle kütüphancsi dışarıya, yazın ortamına, gençlere açılacakmış. Sevinmemek elde mi? Aile, bir dc ad vermiş buna: "Memet Fuat Kitaplığı". tyi de bunun, "Memet Fuat'ın Kitaplığı" biçiminde duyurulrnası daha doğru olmaz mıydı? Öyle ya bir Memet Fuat'ın kendi kitapları var, özgünlüğüyle, yapıt bağlamındaki bütünlüğüyle doğrudan kendi imzasını taşıyan; bir de başkalarınca verimlenmiş olup da kendisinin biriktirdiği, bir ölçiide "sahip olduğu" kitaplar var... llkinde sahibi değil kitapların, verimleyicisi, herhangi bir mülkiyet bağıyla ilişkilenmesi olanaksız! Oysa ne yolla edinirse edinsin kitapları, Memet Fuat'ın, ailesinin sonsuzca sahiplenebilcceği "mal", "şey", "nesne" konumunda. Memet Fuat verimi yapıtlarsa, bu ölçeğe gelmeyecek büyüklükte değer taşıyor. Bu açıdan adlandırmayı talihsiz buldum kendi payıma. Çünkü haberden anlaşıldığına görc Memet Fuat'ın sahibi olduğu kitaplardı kamuya açılan. Bunlar için, "Memet Fuat'ın Kitaplığı " demek daha uygun düşerdi herhalde. Olümü sonrasında Memet Fuat'ın tiim kitaplarını ayrı ayrı ele alan bir diziye girişmiştim. tlk üç yazı, 2002'de Ycnisayfa.com'daki "Karşılamalar" başlıklı köşemin son yazılan oldu. Bunları "Memet Fuat Kitaplığı" adı altında bir, iki, üç biçiminde sürdiirüyor, her birini onıın kitaplarından birine ayırıyordum. "Memet Fuat Kitaplığı" için kayıtsız durabilmem olanaksız elbette. Ilkin yazınımızın bir iki yetkesinden biri o! Sonrasında yazılarıyla kendime okul kurduğum, bu nedenle bireysel anlamda gönül borcu duyduğum az sayıdaki yazın erinden biri aynı zamanda. Memet Fuat'la hiç yüz yüze gelmediğimi de eldeyeyim şuracıkta. Olümünden birkaç yıl önce dostlarım Turgay Fişekçi, Turhan Günay üstelemişlerdi, ama direndim hep, kendi kozasında dinlenmeye çekilmiş birini rahatsız etmek olacaktı bu! Ama şimdi bir görcv düştüğünü sanıyorum üzcrime... Bu nedenle şimdilik üç kitabından KİTAP MEMET FUAT'IN YAZINIMIZ İÇİN ANLAMI "Memet Fuat Kitaplığı" üzerinde düşünceler üretmeye girişirken, onun yazınımız açısından taşıdığı önemin ne olduğu üzerinde durmak, bu çerçevede yaratılacak anlamı deşmek, ardından bütünlüldü bir bakışla bunları bir araya getirmek zorunlu! Memet Fuat'ın yazınımız için taşıdığı değerin tek sözcükJe ne olduğunu sorsalar bana, "saltıklık" der çıkarım işin içinden. Çünkü o, yazınımızı, saltık bir yazın etkinliğinden ayırmadığı gibi, kim hangi itkiyle üretmiş olursa olsun, tüm ürünlere de bu bakışla yaklaşmak gerektiğini vurgulamış, gide gide bunu ilkeleştirmiş bir öncii kuramcı. Memet Fuat, Eleştiri Üstiine'de şöyle tanıtıyor kendini: "Kalemi elime aldığımdan bu yana, hiç kimsenin baskısına boyun eğmeden, yalnız doğru bildiğimi, doğru olduğunu sandığımı yazdım." (57) "Benim işim, her şeyden önce, anlamaya çahşmak, anlayabildiğimi okuyuculara iletmektir. Yanılmalarım kötü niyetimi, 'dogma'cılığımı, 'hak yiyici'liğimi göstermez, yalnızca 'anlayamamış' olduğumu gösterir." (51) Bir başka yapıtındaki izlcre degöz atalım mı? " Yazarlığımın kökünde hep bağımsızlık, özgürlük, kural dinlemezlik yatıyor. Yıllar sonra dönüp arkama baktığımda bunu açık açık görüyorum. / Her zaman içinden geldiğince yazan bir denemcci, dcneme türünü belirleyen özellikleri bile gereksiz sayan özgür bir yazar olarak duyumsadım kendimi. Bir türün ya da bir anlayışın çerçevesinde kalamadım." (Kitap Eleştirileri, 8) Ahlakla örtüşmüş bir bağımsızlık, özgürlük düşüncesini tüm sanatçılara öneriyor Memet Fuat: "Bugün birçok sanatçı sanat ahlakının bilim ahlakıyla nerdeyse çakıştığını, usun önceliğinin, insanlıkta birliğin, düşünce özgürlüğünün, hoşgörünün, gerçek saygısının, araştırmalardan, gelişmelerden, değerlerin değişmesinden, gelecekten korlunamanın, sanatın da ilkeleri olduğunu, benimseyip benimsememek bir yana düşünmüyor bile..." "Insanlığı saplandığı SAYI 824 bataktan kurtarmakta sanata ne kadar büyük bir görev düştüğünü, günümüz sanatçılarına anlatmak çok güç, biliyorum; toplumsal yaşamdaki yerlerini, önemlerini, etkilerini küçümsüyorlar; alt düzlemlerde minik mutluluklar ararken 'sanat ahlakı'ndan uzaklaşıyor, yaratıcılıktan kopup çoğaltıcılığa sapıyorlar; usun önceliği; gerçek saygısı yok olup gidiyor, 'sanat' denebilecek bir şey kalmıyor ortada. / Oysa şu yaşadığımız 'çok çiğ çağ'da sanat, bilimden bile daha gerekli dünyamıza. Insana insanlığını ammsatabilecek başka bir güç düşünemiyorum." meler, 251,252) cele MEMET FUAT'IN ELEŞTİRİMİZ İÇİN ANLAMI Memet Fuat, çokluk "eleştirmen" olarak nitelenen biri. Ben buna geçmişte de, bugün de bütünüylc katılabiliyor değilim bir türlü. O, hepimizde tek tek bulunması gerektiği kadarıyla eleştirmendi, ötesine geçmiş değildi bencc. Ama çok az yazıncıda görülen birçok ufukluluk vardı onda. Bu nedenle eleştirimize bu bakışıyla katkılar getirebildi, onu kuramsal açıdan olduğu denli, eylemlilik içinde de destekleyebildi. Bir yandan eleştiri alanındaki virüsleri temizleyip kanser oluşumlarını önledi, öte yandan alana yönelik enerjileri yoğunlaştırıp bunları sinerjik dönüşümlere uğrattı, ötc yan dan alanda çalışanların ufkunu açtı... Sözgelimi şu dile getiriş, onun yazına hep saltık açıdan baktığını bir kez daha göstermesi bakı mından ilginç: "Bence eleştiri bir sanattır. Oteki sanatların konusu doğrudan doğruya yaşam, eleştirinin konusu ise sanat yapıtları. Ayrılık burada." "Diyeceğim, sanat ile eleştiri birbirinden çok uzak şeyler değil." "Fleştirmen kendi anlayışı, kendi beğenisi içinde 'tarafsız' kalabilir. Her yapıta, her sanatçıya küçük hesapların üstüne çıkarak yaklaşabilir. Namuslu, dürüst bir insan olması yeter buna." "Sanat üzerine yazılan her yazı eleştiri yazısıdır..." "Eleştiri zengin işidir. Bir sürü kitap alacaksınız, onları okuyacaksınız, oturup düşüneceksi niz. Sonu yok. (...) \almz çalıştığınız alanda derinleşmek de yetmez, bütün sarıatlarla ilgilenmeniz gerek." (EÜ, 47,48) Sürdürüyor Memet Fuat: "Ben eleştiri anlayışı 'toptan' yadsımalara uygun bir kimse değilim. Bir kuşağı, ya da bir sanatçıyı toptan yadsımak isteğini hiçbir zaman duymadım. Böyle bir istekle yazı yazmaya oturduğum olmadı." (51) Dahası şunları da söylüyor: "Kendimi bir kitap eleştirmeni olarak görsem, herhalde üstünde durup düşünülmüş, kalıplaşmış, tutarlı bir yaklaşımla, belirgin bir yöntemle yönelirdim kitaplara." ".. .Kitaplar bana yön verdi tanıtmak, eleştirmek, incelemek ne yapacağımı onlar seçti." (KE, 7) Bu konuyu, Incelemeler'de biraz daha derinleştiriyor Memet Fuat: "Tam bağunsız bir yazar olarak yaşadım kendimi bildim bileli. Siyasal yol göstericilerin baskısından da, yazın kurallarının baskısından da uzak, her işi ycniden doğar gibi yaparak. Tekrarlarsam, içimden geldiği gibi tekrarlayarak. Başkaları ne der diye düşünmeden." (7) MEMET FUAT'IN CENÇLERİMİZ İÇİN ANLAMI Bilen biliyor kuşkusuz; Memet Fuat, yalnız yazınımızda de(;il tiyatroda, sporda da gençlere ilgilenmek gerektiğini savnnmuş, üstelik bunu yaşamı boyunca uygulamış, onlara karşı her zaman sabır göstermiş biri... Memet Fuat'ın, yazınla ilişkilenişleri çerçevesinde gençlere yönelik düşünceleri öncülüğünü koruyor hâlâ. Gerçckten dc o, yazılarında gençlere yönelik herhangi bir söz sö^ylemese de, hemen ner yazısında onları öncelediğini, iletişimde asıl onları hedeflediğini sezdiriyor. Sözgelimi yazına yönelen gençler için, Eleştiri Ustüne'de kimi ipuçları serpeleyip şunları söylüyor: "Çalışmalarını beğendiğim, övdüğiim gençlerin şunu kesinlikle anlamalarını, bilmelerini isterim: /Yaptığım seçmelerde, verdiğim yargılarda dostluğun, arkadaşlığın en küçük bir etkisi yok. Gcnçlcri hoş tutmak, yüreklendirmek diye bir kaygıdan da uzağım. Aklımın erdiği, be ğenimin ulaşabildiği kadarını yazıyorum. Yazdığım yazılar bir bağlanmanın, bir katılınanın ürünü sanılmasın. Kimi gençlerle dünya görüşlerimize kadar inen karşıtlıklarımız var. Onların beğendiğim, doğru bulduğum birtakım davranışlarını, sırasında, kafası kafama uyan kimselere karşı savunuyorum." (68, 69) I ler yeniliğe açık duran Memet Fuat, bir görüşün peşine ta kılıp gidivermiyor öyle sıklıkla yapageldiğimiz biçimde. Tüm yenilikleri buyur edebiliyor, ama bunların her birini kendi estetik beğeni süzgecinden tek tek geçirerek. Şu uyarıyı bu yönde alabilmek pekâlâ olanaklı: "Yazın dünyasında, içerde dışarda, bir tür 'anormallik' düşkünlüğünün gittikçe yaygınlaştığı görülüyor. (...) Sanatlarda, alışılmış olmayana, 'aykırı'ya düşkünlük nerden kaynaklanıyor? / Sanatçı ilgi çekrnek isteyen kişidir. Yaptığı iş izlensin ister: Bakılsın, dinlensin, okunsun, beğenüsin..." "Ilgi nasıl çc kilir? / Insanlar bir sanat yapıtında nelerle ilgilenirler?" "Gazeteciler ne diyor: însan köpeği ısınrsa haberdir... / Demek ki olağan olmayan, her zaman görülüp duyulmayan şeyler insanların ilgisini çekiyor... /Sanatın yapısında bu özellik var zaten." Ama ardından ekliyor Memet Fuat: "Sanatın para ettiği, sanatçıya çıkar sağladığı ortamlarda, ilgi çekmek için aylurılıklardan yararlanmanın önlenmesi olanaksızdır. Çünkü başarıya, dolayısıyla paraya giden en kestirme yol insanın köpeği ısırmasından geçer. /...Büyük sanatçılar için böyle bir şey söz konusu değildir. Sanatsal başarının karşı konamayan ilgi çekme gücü aykırılıkların gelip geçici etkileriyle ölçüştürülemez... /Günümüzde 'olağan, sıradan' olana duyulan düşmanlık, 'anormallik'lerden, 'aykınlık'lardan yararlanma yarışı, hem sanatın para etmeye başladığının, bir çırpıda köşeyi dönme özleminin, hem de büyük sanatçı yokluğunun göstergesidir." "Büyük sanatçı 'olağan, sıradan' görünen şeyleri, 'olağan, sıradan' görünen bir anlatımla yansıtıp ilgileri üstüne çekebilen kişidir." (KE, 122 vd) Memet Fuat,".. .Saltık özgünlük yoktur. Bunu hiç unutmamalıyız," (1, 266) demeyi de savsaklamıyor bu arada. Memet Fuat'ın Kitaplığını ziyaret edersiniz, etmezsiniz bu sizin bileceğiniz iş, ama Memet Fuat Kitaplığına uğramadan yola çıkarsanız eğer, üstelik işlerin iyi gittiğini düşündüğünüz bir sırada hem de, duvara çarpabileceğinizi kesinleyebilirim sizin!" SAYFA 31 C U M H U R İ Y E T