04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kraliçe Loana'mn Cizemli Alevi Umberto Eco'dan 'Modern Zamanlar' romanı Sadece İtalyanların değil, diğer yeryüzü yurttaşlarının da ne yazdığını merakla beklediği Umberto Eco, bu kez günümüze daha yakın bir romanla çıkıyor karşımıza. İkinci Dünya Sayaşı yıllarında yetişen bir yeniyetme, altmış yaşında hafızasını yitirip yeniden o günleri hatırlamak isterse neler gelir başına? Eco, İtalyanın İkinci Dünya Savaşı tarihini, hayli yetişkin bir çocuğun gidip gelen hafızasının ara sokaklarında gezinerek yeniden biçimlendiriyor. iz insanlar farklı hafıza türlerine sahibizdir. Birinin adı kapalı hafızadır, öğrendiğimiz bir dizi şcyi yapmamızı sağlar, diş fırçalamak, radyoyu açmak ya da kravat bağlamak gibi şeyleri" diye anlatıyor gayet ciddi bir edayla Doktor Gratarolo. Hafızasını yitirdiğini tam olarak öğrenemesek bile ortada sevimsiz bir şcylcr döndüğünü sezdiğimiz Giambattista Bodoni veya eşdost arasındaki İMniyle Yambo ise tam bir hasta ciddiyetiyle dinliyor doktoru. Doktorun ifadesiyle, 'küçük bir kaza' geçirmiş, bu nasıl bir 'küçük kaza' ise artık, bunun sonucunda hafızasında derin boşluklar oluşmuştıır. Karısını, çocuklarını ya da torunlarını hatırlayamayacağı kadar derin boşluklar. Ancak, sözgelişi dişini fırçalamayı unutmamıştır. Bu da bize, insan hafızasının dörderden sekiz şeride ayrılmış otoyollara bir hayli benzediğini düşündürüyor ister isteme/. Birkaç şerit sürekli meşgulken ve sürekli kııral hataları o şeritlcri içinden çıkılmaz halc gctirirkcn, bazı şeritler inanılmaz ölçüde sakindır hep. Zaten Doktor Gratarolo'yı bu küçük analizi yapmaya yönelten de budur: "Diş denemesinden sonra, sizin yazı yazabiİeceğinize, hatta araba kullanabileSAYFA 12 "B 1 ÜmİtE. UYANIK ceğinize de bahse girerim. Kapalı hafıza bize yardım ettiğinde hatırladığımızın bile farkına varmayız, otomatik olarak hareket ederiz. Bir de açık hafıza vardır. Onunla hatırlarız ve hatırlamakta olduğumuzu biliriz. Ama bu açık hafıza çifttir. Biri şimdilerde anlamsal hafıza denilen hafızadır, genel bir hafıza, yani kırlangıcın bir kuş olduğunu, kuşların uçtuğunu, tüyleri olduğunu, bu arada Napolyon'un ölüm tarihini de bilen hafıza. Bu hafızanızın yerinde olduğunu sanıyorum, hem de fazlasıyla, çünkü size bir input verildiğinde okul bilgileri diye tanımlayabileceğim hatıraları ılişkilcndirmeyi biliyor ya da dcyimlere başvuruyorsunuz. Ama bu, çocuk yaşlarda oluşan ilk hafıza biçimidir, çocuk bir arabayı, bir köpeğı tanımayı ve genel şemalar edınmeyi çabuk öğrenir, daha sonra bir kurt köpeği gördüğünde, ona hayvanın bir köpek olduğu öğrctildiyse, bir labrador gördüğünde de köpek diyecektir." OTOYOL SENDROMU Doktor Gratarolo tatlı tatlı anlatıyor anlatmasına da, Yambo neden hafızasını kaybetti o zaman, yahut ti|) neden böyle söylüyor? Otoyol metaforunun peşinde koşmayı sürdürürsek sözgelişi, Yam bo'nun hangi şerıtlerı ıptal edilmıştir geçici bir süre için ya da iptal edilmemiş de yoğunluk dolayısıyla trafiğe kapatılmıştırr1 Daha tcknik terimlcrlc konuşmak gerekirse, Yambo'nun yitirdiği 'açık hafıza'nın hangi bölümüdür acaba? Doktor, onu da izah ediyor: "Oysa çocuk, olaylarla ilgili ya da otobiyografik dediğimiz ikinci tip açık hafızayı geliştirmede daha fazla zaman harcar. Hemen hatırlayamaz, hatta bir ay önce büyükannesinin bahçesinde oynarken köpek görmüş olsa bile, bir köpek gördüğünde hatırlayamayabilir, bu iki deneyimi de yaşayan odur. Bugün olduğumuz şeyle geçmişte olduğumuz şey arasında bir bağlantı kuran, olaylarla ilgili hafızadır, yoksa ben dediğimizde, yalnızca şimdi duyduğumuz şeyden söz etmiş oluruz, daha önce hissettiğimiz şeyden değil, nitekim o da sisler içinde kaybolur. Siz anlamsal hafızayı değil, olaylarla ilgili, yani hayatınızın olaylarıyla ilgili hafızayı yitirdiniz (...) Bir yerlerde okumuş ya da duymuş olduğunuz her şeyi hatırlıyorsunuz, ama hatırladıklarınız doğrudan kişisel deneyimlerinizle ilgili değil. (s.1718)" CEÇMİŞE DOĞRU YÜRÜMEK Bu bilgileri edinen kahramanımızın yapacağı şey, hemen herkesin aklına gelebiIccek kadar basittir aslında: Geçmişini aramak. Eh lolavuzu da Umberto Eco gibi hayli 'tanıdık' bir isim olduğu içın, geriye dönük bu yolculuğun hayli keyifli geçeceği ortadadır. Giambattista Bodoni veya eşdost arasmdaki ismiyle Yambo da bunu yapar. Çok geçmeden fark edeceğimiz gibi, aradığı sadece kendi geçmişi veya hafızası değil, aynı zamanda Itajya'nın da geçmişi veya hafızasıdır da. Ustelik, ikinci Dünya Savaşı yıllarına yani Italya'nın faşist dönemine ilişkin bir arayış, deyim yerindeyse bir hesaplaşma, bir yüzleşme biçimidir de bu. Edebiyat, sinema ve tiyatro tarihinde binlerce kez ele alınmış bu konuyu son derece çarpıcı bir kalıba döken, hem eğlenceli bir bulmaca, hem de hayli hüzünlü bir kurmaca haline getiren Umberto Eco'dan ve onun kıvrak zekâsından, engin bilgisinden baska bir şey değil hiç kuşku yok ki. 'Gülün Adı,' 'Faucault'un Sarkacı' ya da 'Baudolino' yazarı, bu romanlarındaki labirentlerin bir benzerini, İkinci Dünya Savaşı Italyası'nda da aynı ustalıkla inşa ediyor. înşa ederken araya ufaktefek aşklar serpiştirmeyi de ihmal etmiyor elbette. Sözgelişi, roman kahramanı Yambo'nun, çocukluk arkadaşı Gianni, hiç de yeri değilken, "Bu durumda güzel Sibilla'yı hâlâ görmedin...(s.43)" deyince, "Sibilla da lcim" diye elinin ayağının dolaşması anlaşılır bir durumdur Giambattista Bodoni'nin veya eşdost arasındaki ismiyle Yambo'nun. lyi ama hakikaten kimdir bu Sibilla? Atalartmız muhtemelen bir yerde, 'Fazla merak roman okuru için iyi değildir' türünden bir şeyler söylemişlerdir, söylememişlerse de biz söylenmiş gibi K İ T A P SAYI 824 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle