Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ergin Yıldızoglu'nun şifrleri "Geceyle Cece' Arasında" adıyla yayımlandı Toplumcu şiirimizde bir , ufuk genişlemesi Köşe yazılarındaki eleştirici akıl ve irdeleyici zekâyı, şiirinde kendisinin "melankoli" sözcüğüyle de tanımladığı bu somut özgürlük özlemiyle birleştiren gazetemiz yazarlarından Ergin Yıldızoğlu; kavramları imgeleştirmedeki başarı ye çok yönlülüğüyle, modern dünya şiirinin (T.S.EIiot, E.Pound, belki Mayakovski vb.) kaynaklarından özümsediği şiir yapılarının özgün (ye içeriksel) işlevselliğiyle, yazınsal ye genel kültürünün zengin ve sağlam altyapısıyla, toplumcu şiirimize özlemi duyulan bir yenileniş, bir ufuk genişlemesi kazandırmaktadır... 1 Ataol BEHRAMOĞLU 96O'lı yıllar toplumcu şiiri bir sentez şiirdi. Bu sentezin büeşenlerinin eksiksiz saptanışı olanaklı değilse de ana kaynaklar bellidir. Kısaca, Nâzım Hikmet şiiri, toplumcu şiirimizin başkaca kaynakları (kırk toplumcuları, A.llhan) ve 2. Yeni şiiri diye özetlenebilir. 60'h yıllar toplumcu şiiri içinde yer aldıkları düşünülen her şairin kendi kişisel şiir dünyalarının beslendiği başkaca kaynaklar, doğal olarak, bu özetin dışında kalıyor. Kendimden kısaca söz etmem gerekirse, benim şiirlerimin (sadece topgenişlemesiydi bu ve bir kuşak öncenin şairi olarak bu arkadaşları heyecanla destekledim. Sonra, her alanda olduğu gibi, toplumcu şiir alanında da bir duraklama dönemine girildi. Genç kuşaklar içinde, az sayıda istisna dışında, "2Yeni'ninkıIıçartıklan" diye adlandırdığım bir şiir hızla yaygınlaştı ve şiir ortamını ayrık otları gibi sardı... Toplumculuk ise, bir kez daha, şiir dışı sayılmaya başlandı. Bugün de görülen büyük ölçüde budur. Dergi sayfalarındaki şiirleri ya da yeni şiir kitaplarını gözden geçirirken yitirmiş olduğum heyecanı, Ergin Yıldızoğlu'nun şiirleriyle bir kez daha yakaladım... Hem del960'hyıllardaki gibi genç bir heyecan olarak... Ergin Yıldızoglu'nun, "Geceyle 'Gece' Arasında" adlı şiir kitabıyla, toplumcu şiirimize, yeni ve çok önemli bir ufuk genişliği kazandırdığını düşünüyorum... Giderek geriye kalan ölüm düşünçesiydi. Yitık aşkların soluklart dolaşıyordu Sazltklannda petrol rengi sulartn" ("Öridike") "La moneda. Toz, moloz, Yarılmış duvar Ytktlmış duvar, Çerçevesinden ftrlamtş Yepetaklak resimler, Ktrtk cam ve kan. . Ve barut dumanlart arasmdan Yolunu bulmaya çalıştı pulları dökiilmüş bir öğle gtineşı Çatallı dilıyle yoklayarak çatlaklartm mermer döşemelerin" Şimdi notlarıma da bakarak bu dış dünya (mekân) betimlerini örneklemeyi sürdüreyim: "Ayrıntılan belirsız bir gürültüyü yırttı yaslı baykuşun çtğhğı, bir süredır yalnız yaşayan meydanlara doğru, koparak yıkık medresenin bacasından. Gümü} gibi parlamayan birayın yanstmalartnda Çatık kaşlı heykellertn bakışlart daha da koyulaştı, Ava çıkarken çatlak duvarlartn yosun tarlalarında llk akrep surülert akşamtn." ("Çürümekle tigai") "Öldü, yeniden doğdu gölgeler, köşelerinde sokaklartn Gece gözkapaklannı açtı buluiları bir kenara iterek ve şizofren bir ay ellerini uzatıp boğazlanmış bir hayvan gibiyatan kentin derisiniyüzmeye başladı" ("Kişiye Ozgündür Ölümii") lmgelerle ve aynı zamanda sağlam bir anlatı diliyle örülü bu çarnıcı ve yukandaki son alıntı için söylenebüeceği gibi yer yer abartuı da bulunabilecek betimlerde, "fütürist" şiire, özellikle de Mayakovski'nin ilk dönem şiirlerine yabancı olmayan bir şair duyumsanıyor. (Bu vb. ve genellikle giriş betimlerini, Nâzım Hikmet'in "Hopa Mahpushanesi Notlarrndaki kimi şiirlerin giriş dizeleriyle karşılaştırmak ayrıca ilginç olabilir; "Bir gaz lambası.../Çivilenmiş duvara.../Çivi kuyruğunu kıvıra kıvıra/bir defter kâadının /kalbini delip geçmiştir/(....)/Çivi kâadın kanını İçmiştir/Lamba yağmurlu bir sabah güneşi gibi yanıyor/ve defter kâadı sallanıyor/asılmış bir adamın/ beyaz gömleği gibi.." ya da "Çıplak omuzlarıyla saatlar/çekiyor yedeklerinde:/gecenin siyah yelkenli gemisini") K İ T A P SAYI 761 ("11 Eylül") Ergln Yıldızoglu'nun hepsl blllnçll bir hesapla kurgulanmıs. cagnsımlar, göndermeler. cesltll kaynaklardan alıntılarla oluşturulan Siirlerlnl bir çırpıda kavrayıp özümsemek olanaksız... I 1 lumcu bakımdan) kaynakları arasında, yukarıda anılanlar dışında,başta Tevfik Fikret şiiri olmak üzere, Namık Kemal'i, Mehmet Emin Yurdakul'u dışarıda bırakmaksızın, Ahmed Arif e kadar uzanan sesler ve şiir dünyaları vardır... Yabancı toplumcu şiir dünyalarının ön sıralarında ise Lermontov devrimci romantizmini, Walt Whitman'ın özgür sesini, GinsbergFerlingetti kuşağının şiirini ve Neruda'yı sayabilirim... (Bunları sadece "toplumcu" kaynaklar ve 60'ü yıllar kapsamında sıralıyorum...) Her kuşak, kendi şiirini, varılabüecek son aşama olarak görür... Bu bizim kuşak için de böyleydi... Heyecanımızın, atılganlığımızın nedenleri arasında kuşkusuz bu duygu da vardı... Oysa yaşam gibi şiir de yenileniyor. 7O'lı yıllarda (yine toplumcu şiirden söz ediyorum) yeni aiir dünyaları uç vermeye başlamıştı bile. Ülkenin çeşitli yörelerinden ve genellikle halk çocukları, yörelerinin dil tatlarını ve yaşantı renklerini yansıtan bir şiiri örneklediler. Bizim kuşağın şiirindcn sonra, bence, toplumcu şiirimizde bir başka ufuk "Toplumsallık", bireysellikleri de kapsayan geniş bir kavram. Sanat alanında da, yapılan her şeyin toplumsal bir yönü olduğu kuşkusuz.Toplumculuk ise az ya da çok bilinçli bir seçimi, belli bir yönelişi tanımbyor. Ergin Yıldızoğlu, bu kitabındaki şiirleriyle, toplumcu bir şair. Şiirlerde betimlenen iç ve daha da çok dış dünyalar, toplumcu bir yaklaşımın ürünü. Bu şiirler, kaygı, tedirginük, öfke gibi kavramlarla nitelenebilecek bir iç dünyayı yansıtıyor. Iç dünyada bu duyguları oluşturan ise betimlenen dış dünyadır. Hemen her şiir, bir dış dünya (ya da bir dış mekân) betimiyle açılıyor. Notlarımı bir yana bırakarak kitabı rasgele açıyorum: "Grı, zehirli bir şubat sabaht, Yavaşça saplandı şehrin kalbine. hlak, yapışkan ve sapktn neşesiAb! Sapkın neşesıSöndü sokaklann. Şehırkoroldu " ("Şehir'deSabah") dı "Dunyamın geccuydı, Logos öncesiy II SAYFA 4 C U M H U R İ Y E T