Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hasan Bülent Kahraman "Kültür Tarihi Affetmez" diyor Şimdiye odaklanmış aydın Hasan Bülent Kahraman'ın Modernite ve Postmodernite Arasında Türkiye ile başladığı ve Kültür Tarihi Affetmez kitabıyla devam ettiği Türkiye'nin 'şimdisi analizleri, Türkiye'de sadece malumattan ibaretmiş gibi gösterilmeye çalışılan şimdi'nin bilgiye dönüşmesinin ne kadar gerekli olduğunun altını bir kere daha çiziyor. 1 ÖVÜI DURMUŞOĞLU anıtları ve evrensellikleri yok eden, şimdinin atalcti ve sınırlamalan içinde zayıf noktaların açılımların ve güç dizilerinin yerlerini belirleyip onlara işaret koyan, konumunu sürekli yerinden oynatan ve şimdiye fazlasıyla odaklandığı için ne tam olarak nereye gittiğini ne de yarın ne düşüneceğini bilmeyen bir aydın hayali kuruyorum." Foucault'nun 19611984 arasında verdiği röportajların yer aldığı kitabın arkasındaki bu alıntı, es geçilemeyecek bir 'şimdi'nin bir durum ve kavram olarak varlığına ve bu 'şimdi'nin içerisinde aydının kendini tektipleştirmeden oynayacağı kritik role işaret ediyor. Bu düş, sadece söylendiği zamanla ve yerle sınırlı değil; Türkiye'nin 'şu an'da yaratmış bulunduğu ve yaratmaya devam ettiği bağlamı içerisinde önemli bir eksikliğe de dokunuyor, 'şimdi'nin bilgisi. Hasan Bülent Kahraman'ın Modernite ve Postmodernite Arasında Türkiye ile başladığı ve Kültür Tarihi Affetmez kitabıyla devam ettiği Türkiye'nin 'şimdi'si analizleri, Türkiye'de sadece malumattan ibaretmiş gibi gösterilmeye çalışılan 'şimdi'nin bilgiye dönüşmesinin ne kadar gerekli olduğunun altını bir kere daha çiziyor. 'Şimdi'nin içinde yaşıyoruz, 'şimdi'yi yaşarken biz üretiyoruz, ürettiğimiz 'şimdi'yi besleyen ayrır.tılar ileride ne olacağına ilişkin 'bilgi'nin ipuçlarmı bizlere sunuyor. Kahraman'ın daha önceki kitaplarına koymadığı türden açık ve net bir yargı cümlesi "Kültür Tarihi Affetmez", artık bu bilgiye ulaşmanın ne kadar öncelikli olduğunun bir uyarısı olarak algılanabilir ve algılanmalı da. CUNCELLİK, TARIHSELLİK VE KUITIIR Hasan Bülent Kahraman'ın kitabının önsözünde dile getirdiği güncellik, tarihsellik ve kültür tartışmasını bu bağlamda değerlendirmek gerek. Şimdi olarak söz edilen olgu, tam da güncel olanla kültürün çatışmasının veya karşılaşmasının üzerinde kuruluyor. Kültür, bizlere şu anda gerekli olan analizin gereçlerini sunuyor, tarihsel olanın, bir nevi göz boyamasının ardındaki görüntüye SAYFA 6 sanının bir gün popstar olabilme ihtimalinin büyüsüne kendini kaptırdığı bir 'şimdi'nin sadece malumat olarak kalmasının sonuçları artık daha fazla tahammül edilemeyecck kadar vahim. Malumat olarak kaldıkları sürece toplumsal bellekten silinmeleri de o kadar kolaylaşacak. Oysa günün konjonktürü içinde toplumsal kredi kardarımız limit aşımında. MODERNLEŞME PROJESİ Pozitivist ideolojinin merkeziyetçiliği, doğrunun tektipleştirilmesi, Türkiye'nin modernleşme projesinin yukarıdan aşağıya inen gelenekçi yapısı, kültüralist projenin elitlerini tahrip etmesi, kimliğin kişiden bağımsız oluşturulması, sübjektivitenin yadsınması, bireyleşmeye izin verilmemesi, yanlış yapma hakkının tanınmaması, bilgi temelinde yozlaşma gibi temel sorunların çözümü gibi bu kitapta irdelenen sorunsallar yine en temelinde bilgi olarak bilgiyi edinme sürecini başlatmak, retorikten analitiğe geçmek gibi görünüyor. Bu konuda esas görev ise Kahraman'a göre aydına düşüyor. Görselliğin kimliği ve belleği etkisi altına aldığı, henüz bireyleşememiş bir toplumda bilgiyi bilginin kendisi için arayan aydın, Türkiye'nin değişimdönüşüm sürecinin kilit etkeni. Tabii ki bilgiyi parçası olduğu toplumdan saklamadan ortaya süren ve bir şeylerin altında yatan bir şeyleri bilmenin ve anlanıanın toplumsal bir dönüşümde atılacak ilk bireyci adım olduğunu, bu adımların devamının geleceğini bilen bir birey olarak aydından söz ediyoruz burada. CÜNCEL ŞİZOFRENİ Christopher Norris, Nietszche'den sonra hepimizin gerçeğin değerinin gölgelenmesinin günahını taşıdığını söylüyor. Ama Foucault'nun aydın düşünü de unutmamak gerek, taşıdığı günahı gören, analiz eden, yerine göre kışkırtıcı olan, tektipleşmiş doğruya karşı analitik bilgiye değer veren kendisi de tektipleşmeyen aydın. 'Şimdi'ye ve onun tarihselliğine odaklanmış analizleriyle Kahraman kendine düştüğünü düşündüğü görevi yapıyor ve görünüyor ki yapmaya devam edecek. Başkalannı da sadece kuramsal sözcüklerin yan yana gelmesinden oluşmamış olan, yaşamış olduğumuzu geçmişten ve yaşamakta olduğumuz güncelden beslenen, şimdiye ilişkin bu tamlamaları bir analiz çerçevesinde bir araya getirmeye itmeyi diliyor yine kitabın önsözünde. Televizyonun klip yayımlayan kanallarından birinde kendine Laz Taylor diye 'esprili' bir isim takmış bir kadın kafasına geçirdiği siyah kovboy şapkasıyla "nazar etmesinler" diye bir şarkı söylüyor. Kimse nedendir bu şizofreni diye sormayacak mı? Bunun ne ilk ne de son olması, her kesimde türlü türlü biçimlerde tecrübe ettiğimiz güncel şizofrenimizi genel geçer, uzmanlarca kanıtlanmış doğallıkta bir olgu haline mi getiriyor? Kahraman'ın kitabı bu hayati sorulara verilmiş bir yanıt; ya da, onun vurgusuyla, cevapları bulduğuna inanan bir topluma sorduğu soruîar. • işaret ederek zayıf noktaları, çatlakları, açılımları ve güç dizilerini farklı bir değerlendirmeye almamızı sağlıyor. 'Aydınlar, Bilgi ve lktidar', 'Türkiye ve Kültür', 'Eğitimin Dehşet Hali' ve 'Toplum ve Kültür' ana başlıklan altındaki medyanın güncel olanla bütünleşmiş söyleminin etkisine direnen bir kitap halinde önümüze geliyor. Hepimizin diline pelesenk ettiği toplumsal belleksizliğe karşı bir çözüm olarak da düşünülebilir bu kitap, zira bu kitabın oluşturduğu bütünlük yazarın da altını çizdiği kültürün tarihseli derin kuyusunda soğutma eylemini yerine getirmeyi üstlenmiş. Analiz lerin yola çıktıklan sorunsallar şu anın sorunsalları, analizlerin ortak perspektifi ise şu anın sorunsallarını, güncel olandan sıyrılmış, sorunsalların köklerini sorgulayarak şimdinin analitik derinliğine işaret ederek bilgi haline dönüştüren bir bakış. Bu ortak perspektifin yarattığı bütünlük, farklı alanlarda da olsa problemlerın kökünde hep aynı olguların yattığını gösteriyor ve ortak çözümler dile getiriyor. Hep aynı sorunları gösteren oklar ise okuyucusunu 'şimdi'ye ilişkin başka bir algılama ve düşünme yöntemi edindirme çabasmda. Avrupa Birliği'nin kapısına gittikçe yaklaşır görünen, misafir ettiği NATO zirvesiyle yeni Ortadoğu çözümlerinin içindeki kritik konumu belli eden, Insan Hakları Komisyonu'nun gözetiminden çıkan, AÎHM'den çıkan türban kararıyla kamusal çehresine ilişkin yeni kararlar almanın eşiğinde olan, sözde, 'sol'u temsil eden muhalefet partisinin kendi muhalefetine karşı uyguladığı değme faşist yöntemlerin karşısında sözsüz kalan, genç erkeklerine model olarak bir mafya babası karakterinin ilahlaştırılarak gösterildiği, kadınlannın kendilerine karşı geçirilen yasa tasarısına karşı meydanlara yürümek yerine estetik ameliyatlarla onları gençleştirme çağnsında bulunan televizyon programlarına yöneldiği, namus cinayetlerine, aile içi tecavüzlere bir avuç kesim dışında sessiz kalmayı yeğlediği, çoğu in "K ; • ' * Hasan Bülent Kahraman'ın "Modernite ve Postmodernite Arasında Türkiye" ile ba$ladığı ve "Kültür Tarihi Affetmez" kitabıyla devam etöfll Türkiye'nin şimdisi analizleri. Türkiye'de sadece malumattan ibaretmiş gibi gösterilmeye çalışılan 'şimdi'nin bilgiye dönüşmesinin ne kadar gerekli olduğunun altını bir kere daha çiziyor. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 7S6