27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"Alain de Bottonun bu kitabını okuduktan sonra. felsefenln blz insanlar için başka hangl teselliler verebileceğini düşündüm. Aklıma, sevilen birinin ölümü karşında ya$anan acının teselllsl. başanya çok yaklaşmışken kıl payı kaçırmamızın teselllsl. bir organ kaybının ya$attığı üzüntünün tesellisi geldi. Bu tesellileıi hangl fllozoflann eserterinde bulabileceğimlzln notlannı alıyorum. Belkl ben de felsefenln tesellisi Islmli bir kitap yazanm. Belki biri de cıkıp felsefenln veremeyecegi tesellileri düşünür ve düşündüklerinl bizlmle paylasır." diyor H. Haluk Erdem kitapla llgill... Turgay Gönenç İSKELENİN ALTINDAKİ DENİZ İskelenin Alttndaki Deniz'i okurken edebiyat, resim, müzik, sinema, tiyatro gibi sanatlar arasında düşündürücü, farklı bakış açılan getiren, çok keyifli bir yolculuk yapacaksınız. Bu kitaptaki yazılarm tümü insana ve sanata yapılmış küçük yolculuklardan oluşuyor. Turgay Gönenç, okura yol gösterici değil, yol arkadaşı olmaya çahşan biri. Elli yıldır sanattan ve sanatından ödün vermeyen, giderek bilgeleşen şiir yüklü anlatımı, çok yönlülüğüyle tanınan Turgay Cönenç'vn bu kitabının edebiyat dünyamızda sürekli gündemde kalacağına inanıyoruz. Turgay Gönenç İSKELENİN ALTINDAKİ DENİZ lür. Yerliler bu duruma örnektir. lspanyollar, keşfettikleri bölgelerdeki yerlileri anormal olduklan için katlettiler. Bu örnekler çoğaltılabilir. Normal olanı, anormal olandan ayırırken özel durumlardan yola çılularak bir kural türetilir. Örneğin birisinin zeki olduğuna karar vermek için daha önce zeki olarak adlandırılan insanların özelliklerinden hareket ederiz. Zeki insanın çok okuduğuna, siyah giyindiğine, ağırbaşlı göründüğüne karar veren biri, bu özelliklerin dışında olana aptal diyecektir. "Herkes alışık olmadığı şeyi barbarca buluyor; hakikate ya da doğru akıl yürütme yöntemine ilişkin ülkemizdeki alışkanlıklardan, burada üretilen fikirlerden başka ölçütümüz yok" der Montaigne. (s: 175176) Bir toplumun garip olarak nitelediğini, başka bir toplum çok yararlı ve son derece normal bulabilir. Kişi, âşık olduğu biri tarafından reddedilince büyük üzüntii duyar. Schopenhauer bu üzüntüden bizi çıkaracak bir teselliyi verir. Kişi, kimsenin sevmeyeceği biri olarak dünyaya gelmez. Bu dtırumda kendimizden nefret etmemize hiç gerek yoktur. Bir giin, bizi çok beğenen, biziınleyken çok doğal ve açık davranan birine rastlayacağız. Her reddedişte bilinmelidir ki, yaşama iradesi iki kişinin çocuk yapmasını istememiştir. Schopenhauer şu sözleriyle bizi teselli etmeye çalışır: "Bir erkekle bir kadın arasında aşk yoksa, bu onların birleşmesinden ortaya ancak kötü biçimlenmiş, mutsuz, kendi içinde uyumdan yoksun bir varhğın çıkacağına işarettir." (s: 240) ZORLUKLAR Yaşamımızın kısa bir döneminde de olsa zorluklar yaşamışızdır. Kimi bu zor lukların üstesinden kararlılıkla gelir, kimileri de mutsuzluğunu ölüme kadar sürdürürler. Zorluklar yaşamanın tesellisini Nietzsche yapıtlarında vermiştir. O, insanın, zaman zaman sefalet yaşamadan mutluluğa ulaşamayacağını söyler ve insan hayatındaki olumltı şeylerin ancak olumsuzluklar, manevi tatminin de ancak zorluklar sayesinde elde edilebileceğini gösteren bir benzetmede bulunur: "Buzullarla, yanklarla kaplı bu yamaçlara baktığımızda bir zaman sonra bunların yerinde ağaçlarla kaplı, derelerle sulanan, yemyeşil bir vadi uzanacağını asla hayal edemeyiz. Insanlık tarihinde de bu böyledir: Zalim güçler bir yol açar, bu yolu açarken pek çok şeyi de yok eder ama yine de bu güçlerin açtığı yol gereklidir; çünkü daha sonra daha insancıl başka bir uygarlık bu açılan yoldan geçerek eserlerini inşa edecektir. Insana korku veren, körücül diye nitelenen enerjiler, aslında insanlık için çahşan mimarlar, yol işçileridir." (s: 275) Alain de Botton'un bu kitabını okuduktan sonra, felsefenin biz insanlar için başka hangi teselliler verebileceğini düşündüm. Aklıma, sevilen birinin ölümü karşında yaşanan acının tesellisi, başarıya çok yaklaşmışken kıl payı kaçırmamızın tesellisi, bir organ kaybının yaşattığı üzüntünün tesellisi geldi. Bu tesellileri hangi filozofların eserlerinde bulabileceğimizin notlarını alıyorum. Belki ben de felsefenin tesellisi isimli bir kitap yazarım. Belki biri de çıkıp felsefenin veremeyecegi tesellileri düşünür ve düşündüklerini bizimle paylaşır.» Felsefenin Tesellisi/ Alain de Botton/ Çevıren. Banu Tellıofclu Altuğ/Sel Yayıncılık/ 309 s. 756 A$K VE İNSAN Kırık bir kalbin tesellisini kim ve nasıl verebilirlJ Böyle anlarda kendimizi, aşılması olanaksızmış gibi gelen bir durumun ortasında buluruz. Aşk acısının fiziksel acılardan daha ağır geldiğini konuşmalarımızda sürekli dile getiririz. Nasıl bir teselli bizim bu durumdan çıkmamızı sağlayabilir? Filozofların aşk konusun kayıtsız kalmalanna şaşıran Schopenhauer şöyle diyordu: "Insan yaşamında bu denü önemli rolü olan bir meselenin şimdiye kadar fılozoflar tarafından neredeyse tümüyle görmezden gelinmesi ve en işlenmemiş, en ham haliyle önümiizde durması bizi şaşırtmalı." (s: 228) Schopenhauer'a göre aşkın amacı, insanın gelecekteki varlığını sürdürme isteğidir. Birini bir kez daha görmek için bilinçli ve çok yoğun bir istek duyduğumuzda bunun nedeni, bilinçdışında bir gücün bizi üremeye ve bir sonralu kuşağı yaratmaya doğru itmesidir. Aşkta seçici olunmasının nedenini de çocuk sahibi olma isteğine bağlayan Schopenhauer'a göre, her önümüze gelene âşık olamayız, çünkü herkesle sağlıklı çocuklar yapamayız. Yaşam irademiz bizi, güzel ve zeki çocuklar dünyaya getirme şansımızı yükseltebilecek kişilere doğru itmektedir. "llk kez bir araya gelen ayrı cinsten iki genç insanın birbirlerini farkında olmadan ama derin bir ciddiyetle, araştıran, inceleyen bakışlarla süzmelerinde, birbirlerinin bedenlerini biçimsel açıdan ayrıntdı biçimde gözden geçirmelerinde ilgi çekici bir yan vardır. Aslında, bu araştırma ve incclenıe sırasında, tür ruhu, bu iki insanın birleşmesinden ortaya nasıl bir birey çıkabileceğini hesaplamaktadır." (s: 234) CUMHURİYET KİTAP SAYI Gamal Gitani GÜNBATIMININ ÇAĞRISI Gamal Gitani GÜNBATIMININ ÇAĞRISI Gamal Gitani, çağdaş Mısır edebiyatının en önemli adlarmdan biri. Bütün dünyadaki okurları, onu özellikle zaman kavramıyla ynadığı, belirsiz zamanlann külerini bir araya getirdiği yapıtlarıyla tanıyorlar. Günbahmının Çağrtst'nda ahire'de yaşayan Ahmed bin Abdullah günlerden bir gün bir ses duyar: "Git!" demektedir biri ona. Ve kahramanımız bu çağrıya uyarak günbatımma doğru yürümeye başlar. Sesin kaynağı belirsizdir, belki Ahmed'm kendi yazgısıdır bu ses, kendi gönlüdür seslenen. YAYINLARI http://www.canyayinlari.com eposta: yayinevi(o)canyayinlari .com V@SÖ Kitabevi: Yeniçarşı Cad. No: 22 Galatasaray SAYFA 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle