Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Anne Rice'ın kitapları yavaş yavaş da olsa dilimizde... Anne Rice 7O'li8O'li yıllarda "The vampire Chronicles" üstbaşlığı altında art arda yazdığı bir dizi vampir romanı yayımlamış. Asıl ününü ve başarısını bunlarla kazanmış. "Vampirle Konuşma" ve "Vampirin şarkısr (Vampir Lestat) bunlardan sadece ikisi. n Figen OYAN ünümüzün büyük romancılanndan olan Anne Rice'ın (tam adıyla Anne O'Brien Rice) eserlerinden Türkiye'de, Tiirkçe çeviriyle yayımlananlar, bulduğum kadanyla sadece iiç tane: 1) "Vampirle Konuşma" (Remzi Kitabevi, 1991) (orijinal adı "Interview With The Vampire", 1976) 2) "Vampirin Şarkısı" (Kelebek Yayınları, 2001) (orijinal adı "The Vampire Lestat", 1985) 3) "Vampir Vittorio" (Martı Kitabevi, 2000) (orijinal adı "Vittorio The Vampire", 1999) Her üç kitabı da büyük bir ilgiyle okudum. Ilk ikisi tükenmiş; ben zorlukla bulabildim. (Ne yazık ki, bunların yeni baskıları ve yazarın diğcr cserlerini yayımlamayı düşünmüyormuş Kclcbek Yayınları ve Remzi Kitabevi ıse kararsız. Yeni adresini bılmediğim Martı'ya ulaşamadım. Ayrıca Ithaki Yayınevi kararsız. Artemis Yayınevi G olumsuz yanıtladı.) Anne Rice 70'li80'li yıllarda "The Vampire Chronicles" üstbaşlığı altında art arda yazdığı bir dizi vampir romanı yayımlamış. Asıl ününü ve başansını bunlarla kazanmış. "Vampirle Konuşma" ve "Vampirin Şarkısı" (Vampir Lestat) bunlardan sadece ikisi (o seride başka roman da varmış). Artı, sonraki yıllarda (şimdiye dek) başka vampir romanlan da yazmış. Ayrıca yazann vampirlerle ilgili olmayan ama yine bilinmeze karşı tutkusunu yansıtan romanlan da varmış; bunlann en ünlü ikiyse "The Witching Hour" adlı epik bir hayalet romanı ve "Mumya" (orjinal adı "The Mummy Or Ramses The Damned"). Yazann "The Queen Of The Damned", "Crv To Heaven", "The Feast Of All Saints" adlı romanlan da varmış. Daha önce de A. N. Roquelaure adıyla "Beauty Üçlemesi"ni, ardından Anne Rampling adıyla da "Exit İ b Eden" ve "Belinda" adlı romanlannı yazmış. (Bunlann konulannı bilmiyorum.) Sıralayamadığrm daha birçoğu varmış. llgilenen herhangi bir yayınevinin bu yazann "bütün eserlerini" yayımlamasını canı gönülden istiyorum. (Vampirlerle ilgili olsun olmasın. Ama öncelikle vampirlerle ilgili olanlarını tabii.) En başta kendim bunlan okumak istediğim için. Yanı sıra, "Vampir Edebiyatı" türiinün ülkemizdeki tüm meraklılannın da bundan mahrum kalmalanna gönlüm razı olmadığı için. Meraklısı olmayanların bile, Rice'ı okudukları takdirde, meraklısı olacaklarına eminim (Bu türün ve bu yazann). Biraz olsun, gizem, gerilim, fantastik vb. türlere ilgi duyanların hatta duyınayanlanrı da. Anne Rice zaten Batı'da "bestseller" bir yazar. (Reklamı çok yapılmadığı halde.) Çünkü Batı'da bu türlerın ve özellikle "Vampir EdebiyatTnın çok "ciddi" biçimde üguenen meraklı okur kitlesi, bu yazann kıymetini biliyor. Şu var ki, kitle oluşturmak da asknda "tanıtım" olgusuna bağlıdır. Türkiye'de onun birer eserini yayımlamış olan, adıgecen üç yayınevi, aslında bu türlerle özellıkie Vampir Edebiyatı'ylaözel olarak ilgilenmedıkleri ve bu alanda belki sadece Batı'daki satış listelerine bakarak seçim yapmıs olduklan için, Rice'ın eserlerinin kendı alamnda ne denli anlamlı ve önemli olduğunu acaba bilmediklerinden midir, bu doğrulruda gereken tanınmı da yapmadılar. Bu durumda yeterince satmayışı da normaldi. Son yıllarda çok sayıda korku, gerilim, gizem, fantastik, fantezi, doğaüstü, bilimkurgu vb. türlerinde romanlar piyasaya sürülüyor ve satış da yapıyor. Hem bunlann az sayıdaki kaliteli örnekleri ve klasikleri (ki bunlan merak ve ilgiyle okuyonım) dışında, çoğunluğu "pulp fıction" niteliğinde (amiyane). Anne Rice'ın eserleri hiç de öyle değıl. Eğer Anne Rice'ın eserlerinin farklıhğı, önemi ve değeri üzerine bir tanıtım yazısı günlük gazetelerin "kitap" eklerinde ve aktüel dergilerin köşelerinde yayımlanırsa ve bu eserlerin reklam ilanı da medyada çıkarsa ve/ya tüm kitapcılann vitrinlerine asılırsa, maksat hasıl olacaktır fazlasıyla. O takdirde ülkemizde de büyük ilgi görüp kapış kapış satacağı kesin. içinde üstün, mümtaz bir veri var. Çünkü her şeyden (ince, Rice'ın dışındaki vampir öykülerinin, romanlannın büyük çoğunluğıına, vampirh filmlerin, dizilcrin henıen hepsine, hatta vampirlere ilişkin folldorık inanışların da çoğuna kıyasla, bu yazar kesınlikle en mantlki vampir tanımım yapıyor yani vampirlere ilişkin özelliklerin nispeten akla, mantığa en ııygun tanımını yapıyor. Bu husus çok önemli. Bu konuda ayrı bir makale yazmaktayım. Burada (yer darlığmdan) yalnızca şu belli başlı noktaları, kabaca belinmekle yetineyim: Bir vampirin bir insanı vampir yapmasının yegâne yolu, o insana (onun kanını gereği miktar emerek yer açtıktan sonra) kendi "vampir kanf'ndan vermesidir. Buna "Karanlık Armağan" denir. Bir vampir bunu (Karanlık Armağanıvampir kanını gerekirse zorla emdirerek ya da hipnozla ıkna ederek verır, zira eşe ve arkadaşa ihtiyaç duyar) ancak, özenle seçtiği pek az sayıda insana verir (birkaç ya da birkaç on). Bunun dışında vampirin (salt) kanını emdiği insanlar asla vampire dönüşmez; kanı emilerek ölen insanlar sadece ölü olarak kalır (cesetleri çürür), kanı az emilense bakımla iyileşır, yaşar (insan olarak). Asırlardırbinyıllardır, insan nüfusuna karşılık, dünyada çok az sayıda vampir olmasının nedeni de zaten budur. Anne Rice, bu meseleyi çok iyı çözümlemiş; yukarıdaki gibi açıklıyor. Zira düşünsenize, eğer vampirin sadece ısırmasıyla, kan emmesiyle ya da emerek öldürmesıyle insan vampire dönüşseydi, bir mantık ve matematik kuralı gereği "zincirleme gcomctrik artış hızı"yla vampir olunurdu; dolayısıyla ilk vampirin ortaya çıkışından cn geç birkaç ay sonra dünyadaki herkcs vampir olup hıç insan kalmazdı! Keza, bir yörede va da dükalıkta, birkaç yüzyıldır "şato'daki aristokrat" ile maiyetindeki birkaç kişi ya da sevgilileri dışında vampir bulunmayışı da (ki öyle hikâyeler de epey var) açıklanamazdı! (Bu arada, ekleyelim: "Esaslı" bir beslenme için vampirin bir insanı öldürecek kadar kanını emmesi gerekirmiş. Uzun süren açlıkta ise tamamen besinsiz kalınca vampir ölmezmiş ama çok acı çekip sonra da mezara girer ve orada kunıyarak kalırmış • uyanana ya da uyandırılana değin. Ayrıca, bir vampiri avlamak son derece zordur; sahip olduğu güçler düşünüldüğünderice'ın romanlarında da. Ve insanüstü Buffy'ler de yok; o bir film şirketınin icadı.) Ilaveten, amiyane vampir hikâyelerinde (film, roman, folklor), herhangi bir insan vampir olunca ya da her vampir ille de "çok kötü biri" olurmuş gösterilmesi de saçma. Zira vampir, (Rice'ın da belirttiği gibi) "ruhu bedeninde hapis kalmış" kişidir; bir Ölmeyen'dir. Dolayısıyla her vampirin kişiliği, vampir olmadan önceki kişiliğinin bir devamıdır ve karakter özellikleri de öyle. Keza, iyi bir insan, vampir olunca "kötü" biri olmaz. Zaten vampir olmaktan memnun değildir (kan emmekten gayrihtiyari zevk alsa da). Zamanla vicdan azabı artar (öldüreceği avını tahminen kötü insanlardan seçse de kaldı ki bu imkânı da her zaman bulamaz). Ve tanıdığı kötü vampirleri, hatta sonunda kendini öldürebilir; birçok vampir öyle yapmıştır. Bir vampirin yıllar geçtikçe "bunalıma" düşmesinde (hatta hassas biriyse kendini öldünnesinde) insan toplumundan dışlanmış ve aşağılanmışlık, sosyal tecrit altında, ne'liğini, kimliğini gizleyerek yaşaması ve yanı sıra dünyanın gitgide fazla değişip çok şeyin yitmesi de etkendir. Anne Rice, bu meseleyi de (vampirlerin kişilikleri) iyi çözümlemiş; yukarıdaki gibi. Şu da var ki, Rice'ın vampirlerine, kutsal semboller (haç vs.) ve ritüeller (dindar insanlarca uygulansa bile) hiç etki etmiyor. Rice belirtiyor ki, zaten vampirliğin de Hıristiyanlıktaki Şeytan'la falan bağlantısı yokmuş aslında. VAMPİR EDEBİYATI Anne Rice'ın eserleri hakkında belirleyici olan başlıca hususlan sıralamak gerekirse, kısa ve özlü olarak şunlan vurgulamak gcrekir: 1) Anne Rice'ın vampirh romanlannın, şimdiye kadarki tüm "Vampir Edebiyatı" Amiyane vampir hikâyelerinde, tüm dişi vampirler güzelken tüm erkek vampirlerin çirkrn olmalan da bir diğer saçmalık. Oysa Rice'ın romanlarındaki erkek vampirlerin çoğu yakışıklı; dişi vampirlerin de çoğunun (hepsi değil) giizel olduklan gibi. Rice ayrıca, vampirliğin nasıl ortaya çıktığını, doğal olmayan vc doğal olan özelliklerıni ve güçlerini, yeteneklerini de mümkün mertebe makul biçimde tespit ediyor. Yanlış anlaşılK İ T A P S AY I 75 6 SAYFA 18 C U M H U R İ Y E T