Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Güzin Dîno ile dolu bir yaşamın içinden... (iü/in Dino (.l.l.ZAMAV (İİTZAMAN a Bak iste Güzin..." Güzin Dino... Abidin Dino ile bütünieşmiş bir isim. Bir insan yaşamını kat kat dolduracak bir yaşam sürmüşler Pariste, ama Türkiye ile bağlarını hiç koparmamışlar. Kimler gelip geçmiş bu yaşamın içinden tahmin edemezsiniz. Güzin Dino ile rüya gibi bir söyleşi sunuyoruz sizlere. Nice şairler, yazarlar, romancdar, nice ünlü ressamlar ve resimler gören gölgeli gözleri buğulandı: O entelektüel çevrenin yarattığı çok güzel bir ortam vardı. Yok artık bu. Çoğu öldü. Elsa, Aragon, Tzara, SoupauJt... Çok yakın olduğumuz, evlerine gidip geldiğimiz dostlarımızdı bu insanlar. Hepsi beni çok etkiledi. Bir John (Berger) yaşıyor: Alp dağlarının etejinde bir köyde. Michel Coumot çok sempatik bir insandır, çok severim. Kankoca d<i\tlu$ıtnuzu büiyoruz Bıze Nâzım'dan söz edcr mısiniz? (Söz Nâztnı \\ıkmei'ten açtlınca Güzin Hanım ncşelendı) "Dur, önce çayımı tazeleyeyim. (deyip mutfağa yöneldı, Döndüfcütide yüzünde körpe bir gülücük vardı Kurabıyesını çaya bandırıp tadını çıkara çıkara yemeye ve anlalmaya başladı) Nâzım birçok kez geldi Paris'e. Biz o yıllarda asansörsüz bir binanın 5. katında oturuyorduk. Nâzım'ın kalbi hastaydı, enfarktüs geçirmişti. 5 katı tırmanmasını asla istemiyorduk. Bu nedenle de Paris'e her gelişinde bizim eve bitişik otelde kalırdı. Hep dışarda yer, dost evlerinde birlikte olurduk. Sık sık Aragon'lann Varennes Sokağındaki evlerine yemeğe giderdik. MUKEMMEL BİR GECE Ancak son gelişinde ısrarla evimizi görmek istedi. Yaşar Kemal de buradaydı. Abidin, Yaşar'a dedi ki: "Merdivcnleri çıkarkcn her katta durun, Nâzım'a bir şeyler sor, konuşmaya tut, her katta dinlenmiş olur böylece." Bu şekilde çıktılar beş katı. O gün de Şakir Eczacıbaşı, bize Türkiye'den uçakla koca bir sepet dolusu yiyecek göndermişti. Tesadüf iştc... Barbunya, midye dolması, börek, beyaz peynir, zeytin... Binbir çeşit yiyecek. Oturdıık masaya. Nâzım, Yaşar, Abidin ve ben koca sepetin üstesinden geldik. Anlayacağınız o akşam bile Nâzım'a yemek yapamadım, kısmet de^ilmiş. Oysa yemek yapmasını çok severim. Güzel Istanbul yemekleri bilirim. Kuzıı kapama, pathcanlı pirinç pilavı, börekler, çerkez tavuğu (bu arada bandı durduruyoruz, Cjüzın Hanım bana kıızu kapamanın tarıfını venyar) Abidin yemek yemesini seven biriydi. Özellikle de dolmanın her çeşidini severdi. Yani anlayacağınız evime ilk ve son olarak geldiği o gece de Nâzım'a kendi ycmeklerimden yediremedim. Mükemmel bir geceydi, çok hoş vakit geçirdik ve işte o geceden de Nâzım'ın o enfes şiiri çıktı. ". .57. Michel nbtımında beşınci kaltan çıkar yola Yüzer bacaların iislünde Dıno'lann tavan arası Burası ölümsüz dostlukların gemısi Tuallerde Antibes denızı cıvıl cıvıl Ve so/rada mıdye dolması htanbıılum'dan Ve duvarda "Ahl"tn ıkı gözii ikt çeşme Ve Güzin ablam zeytin dalıdır Abidin dümenı Güneydoğu'ya kıvır Varalım Emırgân'a." 30Aralıkl962 Nâzım buradayken çeşitli davetlere, lokantalara giderdik. Nâzım buraya gelmeden önce o yıllarda birlikte yas,adı£ı ve aynı zamanda doktoru da olan Galina Abidin'e mektup yazardı. "Nâzım için şuna şuna dikkat edin, şunları yemesin, şunu şunu yapmasın" diye. Örneğin Nâzım'ın 12 saat yatakta kalması gerckiyordu. Diyelim ki gece 12'de mi yattı, mümkünse ertesi gün öğlen 12ye kadar ~l Elif Sll ALKAN üzin Dino ile yapacağım söyleşi için, Sipa Ajans'ta birlikte çahştığım Ibrahim Öğretmen'den de resimleri çekmesini rica ediyorum. Elimizde adres yola çıkıyoruz... "L'Eure Sokağı'nda 5 nolu binanın önündeyiz. Zile basıyoruz. Güzin Hanım'ın tatlı ve sevecen sesi: "Merhaba çocuklar hoş geldiniz". Kucaklayıp öpüyor bizi. "Istanbul kokuyorsun" diyor bana. Salondayız. Yasemin çayı demlenıiş, yanında Proust'un çok sevdiği madelin kurabiye G leri. Gözleri ışıl ışıl, ikinci baharını yaşayan, hareketli sıcacık bir kadın. Yaşama küsmemiş. Abidin Dino'yu yitirmesine karşın yalnızlık sıkıntısı çekmiyor. Yine eskisi gibi yaşamın, yazının, şiirin, resmin, kısaca sanatın içinde Uzun uzun sohbct ettik. Abidin Dino'yla tanışmasını, îstanbul'da geçen günlerini, Paris'e yerleşmelerini, Paris'tcki yaşamlannı, ünlü sanatçı dostlarını, özel zevklerini tatlı tatlı anlattı. Şair olduğum için söyleşimiz de halıyle önce şiirle başladı. Okudug'unuz ievdığımz lürk \aırlerı hangileri? Yerti kuşak Türk şaırlerinın ça lışmalarını izleyebiliyor musunuz? • Bir Yunus Emre var, Nâzım Hikmet, Fuzuli, Nedim var. Bu şairler başkalarıyla kıyaslanamaz... üktay Rifat, Orhan Veli, Cemal Süreya ve Turgut Uyar'ı çok severim. Mclih Ccvdct Anday da büyük bir şair.. Yeni nesli pek tanımıyorum. Burada elime pek bir şey geçmiyor. Cumhuriyet gazetesine aboneyim. Bir de Hürriyet gazetesini evden hiç eksik ctmem. Bcnim için Türkiye'den gelen bir sestir. Kar, kış da olsa hasta da olsam, üşenmem, çıkar satın alırıın. Tanijtığınız \analçılar ıçınde sızı en çok etkıleyen ktmler oldu? yarakta kalsın. Biz tabii uyanır uyanmaz Abidin'le otelc koşuyor, Nâzım yatagından kalkmasın diye yanına oturuyoruz. Bir taraftan sohbet ediyor, bir taraftan da gelen telefonları yanıtlıyoruz. Bu şekilde bir ay kaldı Nâzım. Ne olur ne olmaz diye iki de kalp doktoru bulduk Paris'te. Pierre diye bir arkadaşımız vardı, biz olmadığımız zaman Nâzım'a gittiği K İ T A P SAYFA 4 C U M H U R İ Y E T S AY I 7 54