25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Anadolu'nun köşe bucağında onlarca şiir dergisi çıkıyor. Bunların kimileri şiir geleneğimizi bilmeden, çağdaş şiırimizin dokusunu tanımadan şiir derlemeleri yapmakla vetiniyprlar. Ğünümüz şiirini yorumlamak için şiir dilinin geçirdiği evreleri bilmek gerektiğinin de ayrımında değiller. hoderlos dc Laclos'nun ünlü romaııı "Les Lisisons Bangercus" dilimize "Tehlikeli llişkiler" diyc çevrilmişti. Romanı çcviren Nurııllah Ataç çeviri serüvenini okurlaılyla paylaşırken kitapta örtüşen kavramların divan cdebiyatındaki örncklerini dipnot olarak romana cklenıişti. Ne Laclos'un, nc de divan ozanlarmın birbirini okuması söz konusudur. Ayrı dönemlerde, ayrı bölgelerde yaşayan o/anlar aynı dııyarlık içiııdt* olabiliyorlar. Edcbiyattaki bıı aıılam uyuniuna "levarüd" dcniyor. Dilimize "aıılam örtüşmesi" diye kazandırmak ııygıın olabiür. "Şiiıılc Tchlikeli llis.kiler" haşlığı alcında Nilay Ozer'in hazırladığı dosyayı okıırkcn "Esinlcıııne, .ılınlı, çaJımı ve metinlcrar.ısı" konukırınm irdelendiğiııi, bıı konular içiııde ayrıca ele almmasa da, Ataç'ın çevirisini anımsattığı içiıı. "aıılam örrüşmesi" kavranıına değinınek gereğini duydıım (Yasak mcyve, Mayıs I Iaziraıı 2004). Anadolu'nun köşe bucağında onlarca şiir dergisi çıkıyor. Bıınların kimileri şiir geleneğimizi bilmeden, çağdaş şiirimizin dokusunu tanımadan şiir derlemeleri yapmakla yctiniyorlar. Güniimiiz şiirini yorumlamak için şiir dilinin geçirdiği evreleri bilmek gerektiğinin de •ayrımında değiller. Yasakmeyve Ûe, ne zamandır özlemini duyduğıımuz bir şiir dergisine kavuştuk. Şiir dergileri üzerine genel bir değerlcndirme de gerekir. Yasak meyve'nin önemine değinmek istedim. Nilay Özer çağdaş şiirimizin nitelikli ozanlarından biri. Kendine özgü sesi ararken dize kurmada, imge düşürmede şaşırtıcı izler bırakıyor. Ayrıca böyle bir dosya hazırlamak için sağlam bir edebiyat kültürü, taşınma izlenimi bırakmayan bir birikim ister. Şiir söz konusu olunca, çalıntı (intihal) sayılması için, anlam örtüşmesi (tevarüd) dışında, dize kıırgusu, biçem özgünlüğü, ses uyumu gibi özelliklere de öyküniilmesi gerekir. XIII. yüzyıl Anadolusu'ndaki hoşgörii ortamının oluşmasında Mevlana'nın etkisi düşünülürken, ondan 200 yıl önce yaşamış Mustafa şerif onaran Dergilerde de kalmıştır. Kimi sözcüklerin çekiminden kurtulamamış, şiirin eskidiği bir yerde oyalanır olmuştur." "MEDYA NOTU" Ekrern Kongar'ın başlığını ödünç alıyorum. "Edebiyat Medya llişkileri" başlıklı yazınula anlatmak istediğim bir ol.ıy vardı. Kendimizden söz açmanın doğrıı olmayacağını düşüiKiek bırakmıştım. Bu yazıyl < > k ilgileııeıı oldıı. Hazırladığııni, bir edebiyat izlencesini mer.ık edenler de var dır 'l'RT 2'de, üç yıl "Söziin Büyüsü " adında bir edebiyat izlencesi düzenlemiştik. Talat Sait Halman, Erendiz Atasü ile birÜkte yürüttüğümüz bu izlencede, konuyu ilgilendiren bir de konuk çağırıyor, ya o edebiyatçıyı, ya da bir edebiyat sorununu söyleşiyorduk. Bıı izlenceden tat alanların belü bir birikimi olnıak gerekiyordu. Bu izlencenin özelükle edebiyat öğretmenlerince beğenildiğini, sınıflarda tartışma konusu edildiğini öğreniyorduk. Radyo, televizyon konuşmacısı olarak yurtdışında da deneyimi olan Talat Sait Halman, üç yılın sonıında izlenceyi bırakmamızı önerdi. lnsanın yüzüne, sesinc, davranışlarına alışılıyor; izleyenler bizden usanmadan kendimizi çekelim ki, yeni bir güçle, yeniliklerle dönmek olanağını bulabilelim, diye düşündük. Ozverili, ç.ılışkan, içi sevinç dolu arkaıl.içl.tı ımız vardı. Yö : netmcnimiz < nilçin Onbaşıoğlu, "Bu izleıı^Liıin adını yaşatalım. lzin wiii.i.niz birbaşka ıçerikle 'Suum Büyüsü' nü yeniden ele .1! . dedi. Biz ne k.u.... cmek \rermiş olursak ol.ı < ad, bizim değildi, TRT ; nı.J olmuştu. ^'öş netmeninıi/. ,/111 istemese de tad sarısını uygııl.ıyabilirdi. Ama biz, izlcnccınii böyle bir içerikle iz bıraktığım. bir başka içerikle kullanılmasının ııygun olmayacağını düşünii\orduk. Her izlenccııin belli bir ömrü var. TRT'de nice yönetmen yeni bir tasarıyı uygulamak istiyor. Biz kendi izlcncemizi geliştirip sürdürmek istesek de, TRT yönetimi belki de yeterli bulacaktı. TV'de görünmenin çekici bir yönü var. Geniş topluluklara ahşanlar yıprandıklarının ayrımına varamıyorlar. "Okudukça" izlencesini sürdüren yeni çalışma takımı belki eskisinden de başarılı olacaktır. Ancak, "ükudukça" adını kulanmadan, yeni bir başlık kullanarak izlencelerini sürdürmek koşuluyla... Bir başka birikimden yararlanarak izlence düzenlemek, şürdeki "tehlikeli iüşkiler"e benzemese de, sanat töresi bakımın "Şiirde Tehlikeü İliskiler" olan Iranlı Ebu Said'in ctkisini çalıntı saymak gerçekçi bir yaklaşım sayılır mı? Mevlana'nın riibaneisini Hikmet llaydın'ın çevirisiyle anısayalım: "Cîel gcl her nc olursan yınc Kâfır ya Mcatsı nc olursan yınc gcl Dergâhım ınsanları nıulsuz kılmaz Yiiz kerre eğer lövheni kırsan yinc gel." Böyle düzeyü bir şiir çevirisinde Mevlana'nın rübaisiiKİeki biçem özelliği ilgi çekicidir. "Anlam örtüşmesi" gcride kalır. Başlık "Şürde TehlikeÜ llişkiler" olunca Orhan Pamıık. Ahmet Altan örneklerine yer ver mek konııyıı gereksiz yere genişlel mek olıır. Nilay ü z e r "Tehlikeli llişkileı "in divan edebiyatı boyııtunu araştırmak için Mehmet Kal paklı ile Emrah Pelvanoğlu'nun görüşlerini de değer lendirmiştir. Mehmet Kalpaklı XVI. yüzyıl divan ozanlarından Zati'yi anlatırken nice ozanın şiirini kendisine mal etnıeyi doğal saydığına değiniyor. Nâzım Payam'ın "Bizim Külüye"deki yazısında, şiir ortamlarını anlatırken, Zati'nin Beyazıt'taki dükkânında, dönemin ozanlarıyla şiir söyleşilerine giriştiğini de anımsatmıştım. Fuat Köprülü, Necati ile Baki arasında bir aşama olarak benimsediği Zati'nin; öğütler vererek, özendirerek özelleştirerek döneminin ozanlarını etkilediğini söyler (Divan Şiiri Antolojisi, Halil Erdoğan Cengiz, Bilgi Yayınevi, 1983 AnFuat Köprülü. Necatl İle Baki arasında bir aşama olakara). rak benimsediği Zati'nin dönemlnin ozanlarını etkiMehmel Kalpaklı lediğini söyler SAYI 754 Lamii Çelcbi'nin bir sözünü anıyor: "Şairlik yeteneği olmayanların şiiri çalması aftedile mez." Cîünümüzün kimi usta ozanları beceriksizce söylenmiş iyi bir imgeyi kendi biçemlerinde yaşatırlar. Her ne kadar Sümbülzade Vehbi, "Sırkatişt'r edenc kal7 zcban lazımdır" dese de, işini bilen öyle usturuplu çalar ki, ne ayrımına varabiür, ne dilini kesebiürsin. Söyleyiş özelükleri bakıtnından şiire sızan öyle ayrınttlar vardır ki, bunları "çalıntı" gibi yorumlamak yanlış olıır. Ama divan şiirinden söz açılmışken "nazire" geleneğine de yer vermek gerekirdi. FuzuÜ, kcndisinden yüz yıl önceyaşayan Necati'nin, "Bcnı ağlan hcnı kim iistümc gelmez ölücek Hır avuç loprak atan badı sa • badan gayri" beyitine yakınlık duymasaydı, ona olan saygı borcıınu öderken, ünlü gazeliyle "nazire'de bulunur muydu? "Nc yanar kimse baını ıi/cşı dildcn özj!.c Nc açar kimse kapıtiı biidı sabadan nayrı". "Nazire" yazanlar örru'k aldıklan şiirin üstünde olmalılar ki, "Bıı şiir böyle yazılır" diye ö\ünme payı çıkarabilsinler. Cielıe ılc bir söyleyiş bi^ir'inin ödiinç alınması söz kıMi'.ı oldııgıında, "nazire " ya/.ır. '/.mın önü iliklidir. Di\pan Edebiyatı'nı iyi bilen Mustafa lsen, Latili'ııin luızırladığı "Şııara Tezkireleıi"ni incelerken şiir sanatı üzerine önemli l^ilgiler saptamıştır. Emrah Pelvanoğlu'nun da anımsatuğı gibi "mîri mal "ı kullanmanın ne anlanıa geldiğini ıleğerlenıürmck gerekir. "Yalnızlık ", "ölüm ", "ayrılık" gibi konular, işlendikçe yenilenen, şiirimizin eski konularıdır. Şeyh Cjalip'in "Mesnevi"ye öykünmesi söz konusu değildir. Mevleviliğin ortak değerlerini işlemektir önemli olan. Şeyh Galip'in beyitini anımsarsak; "Esrartnı Mesnevi'den aldınt Çaldıtn, veli, mîri malı çaldım" demesini bu anlamda yorumlamak gerekir. tlhan Berk çağdaş şiirimizin Zati'si olarak, ayrıntılardaki şiiri sezen, genç ozanlara görmeyi öğreten, bir usta ozandır. Bir ozanın duruşundan, bakışından nasıl bir şiir kumaşı olduğunu sezer. Neyi, nasıl kullanacağını da iyi bilir. Şiire emck vermek isteyenler için sözü şöyle bağlayaüm: "Yeteneğini geliştiremeycn ozan dilin geçirdiği evrimle Türkçenin nasıl bir ivme kazandığının ayrımına varamaz. O geÜşmcnin yeni imgelere âşık, yeni söyleyiş biçimleriyle dile anlam derinliği kazandırdığını bilemez. Beğenisi gerilerde bir yer C Bu sayfayla iletişim kurabilmeniz içindergilerinizivekitaplarınızı aşağıdaki adrese gönderirseniz memnun oluruz. Hekimköy Sitesi 20. Sokak No: 8 ÜmitköyAnkara Tel.: (0S12) 235 9111236 23 46 SAYFA 22 06800 Mustafa $ertf ONARAN C U M H U R İ Y E T K İ T A P
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle