Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yaşar Mirac'la şiir ve edebiyat üzerine Tjîayat kimi zaman kendini tükettiği, derinleştirdiği, iiıcelttiği bir sınav' Yaşar Miraç şiirimizin en özgün seslerinden biri. 1970li yıllarda başlayan şiir serüveni hızını hiç düşürmeden devam ediyor. Yaşar Miraçla şiirinin başlangıcından bu yana gelen bir söyleşi gerçekleştirdik. olan Subutay Hikmet Karahasanoğlu avukatLk yapıyor ve bue yakın oturuyordu. Bir gazetenin de şiir köşesini yönetiyordu. Annem, "Şıırlcrini Subutay Bey'e göster istersen," demişti bir ara. Ben dc defteri Subutay Bey'e gctirip verdim. O, bazılarını beğendi ve işarctledi. Sonra da onlan gazetede, şiir köşesinde yayımladı. Benim yayım serüvenim işte böyle başladı. "Bayraktar", "Hizmct", "Son Haber" gibi yerel gazctelerde şiirlenm yayımlandı. Orta birde okulun edebiyat kolu yönetimüıe seçildim ve duvar gazctesi çıkarnıa görevini üstlendim. "Karmanın Sesi" adlı duvar gazetesi yedi seluz sayı, aylık olarak yayımlandı. rimi dergilere gönderdim. 1975 yılında, "Militan" dergisinin Araiık sayısında dokuz şiirim yayımlandı. Ocak ayında "Türk Dili"nde bir şiirim yayımlandı. Bu şiirler ilgi çekti ve üzerine yazılar yazıldı. Türlü maceralar nedeniyle Trabzonlu Delıkanlı ancak 1979 Mayıs'ında yayımlanabildi. Ben o arada, şimdi 1001 Şiir'in birkaç bölümünde yer alan şiirleri, lçli Şarkılar'ı, Çan Deresi TürküJerinı ve Trabzon'dan Çıktun Yola'nın bazı şiirlerini yazmıştım. 1974'te yazdığım Çan Deresi Türküleri de, 1975'te yazdığım lçli Şarkılar da ancak 1981 Haziran'ında yayımlanabildi. Bunlara 1001 Şiir'de yer alan ilk birkaç bölümdeki şiirleri de ekleyebiliriz. Ilk kitap öncesi şiir serüvenimi böyle özetleyebilirun. Trabzonlu Delıkanlı jtırtmıze gelırdığt genç ve Itrık damarla genış yankı uyandırdı. Sız bu kıtabtnızt kendı şıırtniz ıçınde nasıl deg'erlendırtyorsutiuz? Güçlü bir çıkış olduğu kesin. Fakat daha sonra Ahmet Ağabey'le (Ahmet Arif) tanışmıştım, o bana şiirlerimi çok sevdiğini söyledi, "Ama ben senin yerinde olsaydım kırk şiir değil on beş yirmi şiir alırdım kitaba," dedi. Kendime güveniyordum, moralliydim; çünkü zaten bu şiirler dergilerde yayımlanırken usta şairler beni, kitabı çıknıış birçok şairdcn daha içten bir arkadaşlıkla karşılanıışlardı. İşte bu doğallık içınde, kendımc güvenım hiçbir zaman şımarıklığa dönüşmedi. Bu kitabın önemi; kendime özgü bir şiir dili, duyarlılığı yakalamakta çok emek vennem ve bunu büyük ölçüde başarmamdır. Kendi yaşantımdan kaynaklanan olay ve gözlemleri bir Trabzonlunun kişiliğine sadık kalarak, Istanbul ya da başka cazibelı kentlerin şiirdeki etkınliğine hayran olma tuzağına ya da o kentlerdeki şairler gibi olma özentisine düşmedcn gerçekleştırdiğim şiirlerdir bunlar. Buna Trabzon ve Karadeniz'in doğa ve insan coğrafyasının ilk kez bu ayrıntıda ve derinlikte konu edilmesıni de eklcmeliyiz. İşte bu yiizden Trabzonlu Delıkanlı daha ilk çıkışıyla şiirimizde yeni bir bölgenin, yeni bir konunun, yeni bir biçimin ve üslubun simgesi oldu. Tanımadığım şaır, cleştirmen, birçok insan kıskançlık duymadan bunu dile getirdiler. Onlara yıllar sonra burada teşekkür edıyorum. Çünkü şimdi görüyorum ki bir şair ya da kitabı üzerine yazmak artık ısmarlama, ücretli, profesyonel bir ilişkı haline gelmiş. 1001 Şiir ile, kırk yıllık emeğim yayımlandı, bir iki paragraflık değinmeler dışında görmezlikten gelindi. Dediler ki, "Çok doğal, çünkü bu işler artık profesyonelleşti." Fakat bu, şiirimizin, edebiyatımızın, sanatımızın geleceği için hiç de olumlu bir gelişme değil. Sonrasında polıtık ifertğı güçlü kıtaplarınız geldı Bu kıtaplarda dogana yakın serl bir söyleyışlc, mcelıklerle dolu bir fiır dılını bajarıyla bir arada kullandımz. Bu bırleştmı nasıl gerçekleştırdtntz? Bu sorııya çok kısa bir yanıt vermek istiyonım. Ben çekirdckten, doğuştan devrimciyim. Birçoklan gibi sonradan, özentiyle devrimci olmadım, hâlâ da öyleyim. ü dönemde toplumsal bir sommlulukla, ilerici sosyalist hareket içindc yer aldım, grevlere girtim, yürüyüşlcre katıldım, işçilerle sohbet ettim, tartışmalara girdim. Bütün bunları yaparken de şiirler yazdım. Trabzon'da yaşadığım olayları nasıl şiirselleşürdiysem bunlan da bire bir, yaşayarak yazdım ve yayımladım. Pek bir fark görmüyorum daha önceki^iir uğraşımdan. Bugünün apolitikleşmiş toplumuna, şiir okuruna bunlar belki bir şey ifade eüniyor ya da bu şiirler politik konıiu, slogana çalan katılıkta , keskinlikte görülmüş olabilir. Ben onları da yaşantımla, şiir birikimimle kaynaşmış bir doğallıkta yazıp yayımladım. j ilhrinm GEÇIM DERDI Bu politik şiirler 12 Eylül dönemtnde kttaplarımzın yasaklanmasına yolaçtı. Bu dönemde yasadığınız zorluklar hayatımzı ve stirtntzı nasıl etkıledı? 19S0 sonrasında Yeni Türkü Şiıryayımlarinı kurdunuz. Bu yayınevi dönemın b'nde gelen pek çok yeni şaırınin ilk kitaplarınt yayımlayarak şiir tarihımizde ö'zel bir yer edındi Bu ytllara bugün baktıgınızda neler düsünüyorsunuz? Benim için en büyük zorluk geçim derdi olmuştur. Kitaplanmın yasaklanması beni daha da dirençli yaptı. 81'de üç kitabım yasaklı iken üç kitap çıkardım, "Askeri yönetimle maç 33 berabere devam ediyor," dedım. Yeni Türkü Şiir yayımlan'nı kurdum. Adnan Ozer, Turgay Fişekçi, Ahnıet Erhan gibi arkadaşlanm da bana yardımcı oldular. Kısa zamanda, büyük yayınevlerinin başaramadığı, yalnız şiir yayımlayan ve "ilk yapıtlar dizisi" ile Türkiye'de bir ilki oluşturan, kitap kapaklanyla, iç düzeniyle yenilikler getiren, genç şairlerin bir Edip Cansever'e, Cemal Süreya'ya yakın sayıda kitap imzaladığı imza günleri gibi etkinlikler gerçekleştiren öncü bir yayınevi olduk. Bunu yaparken, askeri yönetim deyip kendi kendimize sansür de uygulamadık. Ör n Nurgüi ATEŞ r ~r erka sızı Trabzonlu DelıkanI ğ lı adlı ılk kıtabınızla tanıdı. t 1 I979'a gelenekadarnasılbır mmm M I şiir geçmıştniz oldu? llkokul üçte, on yaşındayım, ilk şiir denemelerimi defterlerime yazmaya başladım. "Bayburtlu Şaban" adlı bir şiırim vardır; Almanya'da I985'te yayımladığım Istanbul Bir Kımıızı Gül adlı kitabımda yer alır. Oradaki öykü üçüncü sınıfta yaşadığım bir anıdır. îlkokulun son günii. Karneler dağıtılmış. Sııııfta dersler boş. Öğretmenimizle sohbet ediyoruz. "Ne yapalım" diye sordu öğretmen, "şiirokumak isteyenyar mı?" Arkadaşlanm beni göstererek "Öğretrnenim Miraç okusun," dediler. Ben de son yayımlanan 1001 Şiir adlı kitabımın ilk şiiri olan "Okula Veda" şiirimi okudunı. Oğretmen çok duygulandı, gözleri yaşardı, "Ara sıra kulağını çekmiş olmakla birlikte, ben cn çok Miraç'ı sevdım," diyc bir itırarta bulundu. Çünkü kız arkadaşlarımız "En çok hangimizi seviyorsunuzr1" gibi sorularla onu zorluyorlardı. Ortaokula başladığımda bir defter şiirim vardı. Trabzonlu, usta ve iyi bir şair SAYFA 4 ()kul yıllarımda edebiyat kollarında, 10 Kasım düzenlemc çalışmalarında hep görev aldım. Trabzon Lisesi'nde biriııcı sınıfta "Haykırış" adlı bir duvar gazetesi hazırladım. O zamanki ülkü ocaklı öğrenciler okıılda terör estiriyorlardı. Gazetenin catnıni kırdılar, böylece devam ettiremedim. Lise birde şiir yarışması düzenlendi, benim şiirimi dördüncü yaptılar. Lise ikide yine yarışma oldu, bu kez beni şiirde ikinci, şiir biçiminde yazdığım fıkra ile de birinci yaptılar. Edebiyat dergilerini, çıkan şiir kitaplarını izliyordum. Devrimci arkadaşlanmızın "Nâzım gibi yaz," baskısına karşı duruyordum. Gazetede yayımladıklarımı 1001 Şiir'de ilk kez kitaplaştırdım. 1971 'e doğru Trabzonlu Delikanh'daki şiirlerimi uzun bir destan şiir biçiminde yazdım. Sonra onlan böldüm, işledim. 197273 arası Almanya'ya gittim, orada on beş ay kaldım. O dönemde hep o şiirlerle uğraştım. 1974 baharında Trabzonlu Delikanlı son biçimi ile ortaya çıkmıştı. Ankara'da üniversiteye başlayınca hazırladığım üç nüshayı değişik şiir çevrelerine gösterdim. (Bunların birini Attilâ llhan'a, birini Ceyhun Atuf Kansu'ya, bir diğerini de hikâyeci, kitapçı ve yayımcı Remzi Inanç eliyle Metin Demirtaş'a ulaştırdım.) Bazı şiirle ncğin Nihat Behram'ın başka yayınevleri tarafından, yasaklanır korkusuyla basılamayan kitabını biz bastık. Mehmet Yaşın'ın Sevgilim Ölü Asker kitabını, adını değiştirmeden, ilk kez yayımladık. Kardeş 1 ürküler seçkisini, Ozan Telli'nin yasaklanma tehlikesi olan şiirlerini... Bununla şunu söylemek istiyorum: Hcm öz hem de biçim olarak önciıydük. Birçoklan bu kavramlann ancak lahnı cttiler. Gerçekten adına yaKİTAP SAYI 753 C U M H U R İ Y E T