Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
lan ümiclim nı, ne oldu; uğraşmayı oelki o yüzden rcih ettim" Pınar Kür Pınar Kür edebiyattan elini ayağını çekti derken, tam on iki yıl sonra "Hayalet Hikâyeleri" ile çıktı karşımıza. Pınar Kür'le bu öykülerini konuştuk. Pelin özer arkadaşımız da bir armağan yazısı yazdı Kür için. SAYFA 4 DTÜIİnER ^* 2 yıl gıbı uzun biraradan sonra, I ycnı öykü kıtabımz Hayalet Hı i kdyelerı geçen günlcrde yayım* landı. Bu arada neler yapttnız' Bu kadar uzun bir ara vermemzın nedenı neydı? Bu sorııya yüzüncü defa cevap veriyorum. Bu kadar uzun ara verincc tabii oluyor, yani herkes merak ediyor. Tckrar kısaca söyleyeyim. Kendi birtakım kişisel problcmlerim vardı tabii ama o hcr zaman olıır; yani yazıyı yazmayı engelleyecek kadar ciddi problemlerim olmadı. Ama cdebiyat ortamindan biiyük ölçüde so£udum. Bunda da pck çok etken var tabii, pek çok şeyin etkisi var. Ama beni en çok yıldıran, ülkemizde edebiyata verilcn, daha doğrusu verilmeyen değer. Eskiden ve riliyor muydu, derscniz eger, şimdikinden daha çok veriliyordu, o kesin. Ben edebiyat diinyasındaki kendi kişisel tarihime baktığım zaman görüyorum bıınu, ki ilk yayımlanan kitaplaıımın gördüğü ilgi vc okurla kurdugum iletişim çok daha kuvvetliydi. Zamanla bu azaldı. tlk romanım Yann Yarın yayırnlandıgında, hiç tanınmayan, adı sanı duyulmamış bir yazar olmama karşın, biiyük ilgi görmüştü. Çünkü o vakitJer bir escrin edebi değeri üstünde tartışdırdı.. Seksenlerde de devam etti bu, doksan öncesi yayımlanan bütün kitaplanm tartışma yarattı. Üç tanesi yasaklandı, yargılandı; belki sizın yaşınız tutmaz, hatırlamazsınız. Sonunda hepsi aklandı tabii. Neyse, diyetegim, doksanlarda durum de^işti, 1980 darbesinin tahribatı hisscdiltneye başlandı, arti, tabii Turgut Özal'ın "köşe dönme"yi bir ideal ha linde sunan politikaları.. Okurun ilgisi başka alanlara dagıldı. Son yıllarda ise, bir çok satma merakı çıktı yayın dünyasında. Artık edebiyat olan eserle edebiyat olmayan eser arasında ayrım yapılmıyor ne yazık ki. Genel olarak ülkcnin bu hali, dünyanın hali bendc bir bıkkmlık, isteksizlik yarattı. Yazmaya devam ettim ama yayımlamak istemedim. Ve uzun süre bu böyle devam etti. Teklif almama rağmen, yazmıyorum, vcrmeyeceğim, öldükten sonra çıksın filan gibi laflarla adatıyordum. Ama şöyle bir şey oldu, geçen yazın sonunda dörtbeş yayınevinden birden, neden bilmiyorum, teklif geldi. Ben de bunu o zamanki yayınevimle, Can Yayınlarıyla konuştum, yani böyle böyle teklifler geliyor, bir de işte atılım yapma durumu var ama bu atılımı burada da yaparım isterseniz dediysem de oradan tatminkâr bir cevap alamadım. Bunıın üzerine o gelen teklifleri değerlcndirmeye karar verdim, umarım en iyi seçimi yapmışımdır. Aynı zamanda, benim edebiyat ortamından olan şikâyctlerimin yani sıra, Türkiye'dc aslında çok kitap yayımlanıyor. Şaşıyorum bu kadar kitap yayımlanmasına. Ve bunlan kimin okuduğunu çok merak ediyorum. Yani, Çin Halk Cumhuriyeti'ne yetecek kadar kitap çıkıyor. Şu son günler içinde, mesela Selim tleri'nin kitabı çıktı, Duygu Asena'nın kitabı çıktı, Hlif Şafak'ınki çıktı, arka arkaya, arka arkaya... Sonra bir sürü anı kitabı, popüler edebiyattan çeviriler.. Peki bunlan kim okuyor? Hakikaten merak ediyorum, çünkü ben üniversitede ders veriyorum, edebiyat dersi veriyorum ve öğrcncilerime kitap okutmak için çekmediğim kalmıyor, okumuyorlar. K İ T A P C U M H U R İ Y E T S AY I 7 44