12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EricEmmanuel Schimitt'ten "Mösyö İbrahim' "Mösyö ibrahim "in filminden epey önce romanı gelmişti dilimize. Filmle birlikte bir tırmanış yakaladı roman da. Bekir Aktan, bu romanı değerlendiriyor. • Beklr AKTAN Bütün ırmaklar aynı denize dökülür. Tek denize... ya karar verişinden sonra tercihini ne yönde kullanacağını yonımlamak çok zor değil; kaldı ki, bu, yapıtlarında da çok kolay hissediliyor: Din ve felsefe... Orneğin "Le Visiteur Ziyaretçi"de tanrı ile Freud arasında kurduğu diyaloglarda olduğu gibi... Schimitt'in "Cycle de I'Invisible"adlı üçlemesinin birinci kitabı "Milarepa"da Budizm'i, ikinci kitabı "Monsieur ibrahim et les fleurs du Coran Mösyö ibrahim ve Kuran'ın Çiçekleri"nde îslamiyet'i, üçüncü kitabı olan "Oscar et le dame rose Oscar ve Pembeli Meleği"nde Hıristiyanlığ ı işlemesini de bu açıdan değerlendirmekte yarar var. "Bilge Kültür Sanat"yayınlarının bu üçlemeyi yayın programına alırken "Mösyö ibrahim ve Kuran'ın Çiçekleri"ni ük sıraya koymasının, çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede, önce Islamiyet'i konu alan kitapla başlamayı yeğlemesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Oysa bu kaygı duyulmasaydı ve üçlemenin tamamı aynı anda yayımlanabilseydi, aynı zamanda bir din araştırmacısı olan Schimitt'in, bu üçlemeyle vermek istediği §u ileti daha bir anlaşılır olacaktı: "Bütün dinler aynı gerçeği dile getirir. Değişik adlarla anılsa bile, bütün dinler bir ağacın dalları gibi temelde birleşir; amaçları aynıdır ve tümü tanrıya aittir. Toplumların çeşitli dinlere bağlanması kendi seçimleri ile değil, tanrının dilemesiyle ilgilidir. Bu yüzden hiçbir dinin temelsiz olduğu söylenemeyeceği gibi, bir kimsenin dininin yanlış olduğu da öne sürülemez..." YAHUDİ ÇOCUK İLE MÜSLÜMAN BAKKAL "Mösyö ibrahim ve Kuran'ın Çiçekleri'on iki yaşındaki bir Yahudi çocuk ile ibrahim adlı Müslüman bir bakkalın arasında gelişen dostluğun öyküsü özetle... Moiz sorunlu bir Yahudi avukatın oğludur. Annesi yıllar önce onları terk etmiştir. Babası sıkı sık onu, annesi ile birlikte giden, ama gerçekte var olup olmadığını bilmediği "Popol"adlı ağabeyi ile kıyaslamakta ve onu aşağılamaktadır. Babası için Moiz, asli görevi ev işleri olması gercken, sorumsuz ve tembel bir çocuktur. Aile sıcaklığının olmadığı, sevgisiz bir ortamda yetişen Moiz, bir yandan yalnızlığın , öte yandan, yaşının da büyümeye başlamasıyla, kadınlara karşı duymaya başladığı ilginin baskısı altındadır. Arzuları ve özlemleri onu küçük hırsızlıklar yapmaya da yöneltmiştir. îbrahim, etnik kimliği nedense soru işaretlerinin arkasına saklanmış, kendisine göre Anadolu'dan, Irak'a hatta Iran'a ibrahim uzanan bölgeyi tanımlayan "Altın Hilal "den gelmiş bir Müslüman'dır. Oysa, kendisini tanıyanların Arap olarak tanımladıkları Ibrahım'in söylemlerinde, Türk kültürünü çağrıştıran esintiler vardır. Az konuşması ve hoşgörülü davranışları ile Arap (ya da Türk) olmasına karşın bilge! bir kişi olarak kabul edilmektedir. Paris'in kenar mahallelerinden birinde bir bakkal dükkânı işletmektedir. Yolları, Moiz'in her gün alışveriş yapmaya geldiği bu bakkal dükkânında kesişir. ibrahim, Moiz'i babacan tavırları ile yönlendirmeye başlamıştır. Ona hayata gülümsemeyle bakmayı öğretir ve yaşamını kolaylaştıracak basit önerilerde bulunur. Çevresine küskün genç adam artık yaşamdan anlamlar çıkarmaya başlamıştır. İki yalnız insanın arasında sıkı bir dostluk köprüsü kurulmuştur. Moiz'in babasının ölümü ve İbrahim tarafından evlat edinilmesi ile bu dostluk baba oğul ilişkisinc dönüşür. Moiz'in adı da (İbrahim için...) artık Mııhammet'i çağrıştıran Momo'ya dönüşmüştür. Aynı zamanda bir sufi olan Ibrahim'in nntyü B ütün dinler aynı gerçeği dile getirir. Değişik adlarla anılsa bile, bütün dinler aynı ağacın dalları gibi gövdede birleşir; amaçları aynıdır ve tümü tanrıya aittir. EricEmmanuel Schimitt kendisinden söz ederken, "Müzik, din ve felsefe her zaman önemsediğim üç tutkum olagelmiştir. Felsefe ve müzik arasında gidip geliyordum ama, piyanist olmaktan başka bir şey de istemiyordum. Müzikteki kompozisyon beni çekiyordu. Ancak sınırlarımın ve yeteneğimin çabuk farkına vardım. Bana da yazı yazmak kaldı. Tiyatro ve edebiyata da âşıktım. Bu yolu seçtim. Yazmaya başladım."diyor. Bu tanımlamadan da anlaşılacağı gibi, yazma Ilk korkunun, ilk suçun, ılk sozcugün oykusu, Nedim Gürsel Okur, hem yazarın geçmişinde, çocukluğunun büyülü dünyasında, hem de İstanbul denilen o eşsiz şehrin dar ve çamurlu sokaklarmda, tarihi ve coğrafyasının dönüm noktasında buluyor kendini... DOĞAN KİTAP www.dogankitap.com.tr SAYFA 26 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 76<
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle