Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Nevzad Sudinin kitabı üçüncü baskıda Küllük Anıları üsün Sanat Dostlartmj ll'dcki "porlre" çizgilerinde şu başlangıç vardı: "...Kökeniyle Batum Gürcusu... Yanıtıyla Erzincan'Ja doğmus bir Sıvas türküsü... Afrası tafrast yok; hep akla ve kaklılıfca taraf... Salt politikalardan değil, bireysclliği düşünsele bağlayan şiirsellikten yana..." Kadıköy Perşembe' lerinin "Nevzad ag'abey"ine şu soruyu sormuştum: "A. Nevzad odyakmaz yerine Nevzad Sudi niye?" Yanılı şöyleydi: "Sudi, babamın aaıdır. ilk ytllarda siirlerimi Nevzad Sudi ya da ona Odyakmaz ı ekleyerek yayımlıyordum. Küllük döneminin yazarlart, sairleri de beni bu adla tanınar..." "Küllük A nıları" üçüncü baskıyt yaptı. Yargıtay üyeltğınden emeklive VJ58 yılından bu yana beşi şiir, kırka yakın kitaht yayımlanmts olan dosta şimdi başka sorulanm var; kitabı yayımlayan "Mephisto" Kıtabevi'nde, Murat Kaplan tanıklığıyla güzel güzel söyleşirken: Kitabınıztn adı olan Küllük Kahvesi'nin özellig'i neydi? Küllük, Beyazıt'ta, Bcyazıt Camisi'nin yanmda, önii alarıa dönük, ağaçlıklı bir kahvenin adıydı. Bu kahve, 1939'lu yıllarda o dönemin şairlerinin, yazarlarının, sanatçılarının, akademisyenlerinin toplandıkları bir yerdi. Söyleşirler, tartı NEVZAD SUDİ küllük "D Ll Ismet Kemal KARADAYI şırlar, şiirlerini, öykülcrini birbirlerine ilk kez burada okurlardı. Sonraları yaygınlaşan şiir okuma matinclcrinin Küllük'te gerçekleştirildiğini söyleyebilirim. Sanırtm o dünemde "Küllük" adlı bir dergi de yayımlanmıstı. Evet, Küllük'te bir araya gelen yazıncıların 1940 yılında çıkardıkları "Küllük" adlı derginin yazıntmızda önemli bir yeri vardır. Ne yazık ki bir sayı çıkabilen bu dergi, o dönemin Dahiliye Vekâleti'nin gerekçesiz bir kararı ile kapatılınıştı. Söylentiye göre kapatılma nedeni, Orhan Veli'nin dergide yayımlanan "Tahattür" adlı şiiriydi. Oysa şiirin, dergi kapatdmasını gerektirecek denli aşırı bir yönü yoktu. Asıl neden, toplumcu yazarların, şairlerin çoğunluğunun bu dergide yer almusıydı. "Küllük Anılan"nda belirttiğim derginin içeriği, bu düşüncemi kanıtlar niteliktedir. "Siirin a^ırt bir yönü yoktu" dedınız Sizce, yazında, düşünde, ideolojik dünya görüşünde filan, "aştrt" ne demeye geliyor, az açar mtsıntz? Sorunuzu siyasal açıdan değil, yazınsal açıdan yanıtlamak isterim. Her yazınsal yanıtın, doğal gelişim içinde, siyasal ve toplumsal gerçekleri içermesi gerekeceği, böyle bir işlevi olduğu kuşkusuzdur. Ayrıca sizin sorunuz doğrultusunda, ülkenin var olan siyasal ve toplumsal yapısını da yansıtması doğaldır. Başa dö'nelim. Küllük Kahvesi'ne geliüiniz nasıloldu? dım. tlk kez Ankara'da, "Karşı" dergisinde bölüjn bölüın yayımlanan "Küllük Anıları", değerli dostum Burhan Günel'in Kcrem Yayınevi'nce kitaplaştırıldı. Kitap iki baskı yaptı. Bu kez Mephisto Yayınevi, kitabın genişjetilmiş üçüncü baskısını yaptı. Kitapta ikiyüzü aşkın kişi adı var. Anılarla yaşamım birbirine geçmiş durumda. Bu anılar kuşkusuz benim yaşamıma da ışık tutuyor. Yayıncılara ilişkin anılanmı anlatırken, kendi yaşadıklarımı da anlatıyorıım. Bu nedenle Küllük Anıları bir bakıma benim yaşamöyküm... Ayrıca kitapta, o dönemin tstanbul'undan özgün, çarpıcı göriintülere de ycr verildi. Hep sorulur Rcsnti ulraş birliktelığımiz var. Bana çok sık sorulanı ben de size sorayım: Bir yanımzda hukuk, öte yanınızda yazın... Bu ıki uğraşm sizdeki bilinç ve etkileşint alanları nasıl oldu, oluyor? Toplumda var olan ve bilinçli bir yöntemle algılanan her oluşumun, bilimsel etkinliklerin kendi alanlarında tümiiyle bağımsız olduklarını, herhangi bir etkileşim altında bulunmadıklarını söyleyebilir miyiz? Sizin de bildiğiniz gibi, öğretide hukukun birçok tanımı yapılmıştır. Bu tanımlamalardaki belirgin öğeler gözönünde ttıtularsa kısaca hukuk, adalete yönelmiş buJunan bir toplumsal yaşam düzenidir. Bu yaşam düzeni içerisinde, toplumsalhg'ın gere^i olarak, yazının vc yazıncılann varlığını, bu düzene katkılarını, aralarındaki etkileşimi yadsıyabilir miyiz? Bilinçli olan her yazıncı, bir yanda toplumsal yaşamla iç içe olmak, bir yandan da bağımsız ve her bakımdan özgür olmasını sağlayacak hukuksal bir düzenin nimetlerinden yararlanmak durumundadır... Eh, öyle ise lesckkür edtyorum. Ya ben ne diyeyim dost?..» Küllük Anıları/ Nevzad Sudi/ Mephisto Yayın/ 20H s. Bu kahveyi de, buraya gelen yazıncıları da 1939 yılında tanıdım. Onaltı yaşındaydım. Toplumsal içerikli bir dergi olan Ses dergisine gönderdiğün "Toprak Şarkısı" adlı bir şiirimin bu dergide yayımlanması, Küllük'teki şairlerle, yazarlarla tanışmamda etküi olmuştu. (O şiiri neden kitaba almadınız sonısıınu sormadım). ANILARI YAZMA NEDENİ Ozellikle "Küllük Anıları"nt yazmanızın nedeninı sorabılır mıyım? Küllük'te tanıdığım, dost oldıığum o dönemin şairlcrine, yazalarına ilişkin anılanmı yazmayı yıllar sonra düşündüm. Uzun süre karar veremedim. Onların çoğu ünlenmişlerdi. Birlikte geçirdiğimz özel yaşamımıza ilişkin günlerimizi açıklamam doğru olur mu diye usumdan geçirdim. Oysa onların, toplumun benimsediği kişilikJerini, yapıtlarını, bildik sandığım yazıncılar olduldarını düşününce, bir sakınca olamayaeağı sonucuna vardım. Anılarınızı yazarken nasıl bir yöntem uyguladınız? Yazıncağımın başına oturup, zorunlu durumlar dışında, hiç ara vermeden, tarihsel bir sıra gözetmeden, önceden bir karalama da yapmadan, anılarımı yaz Nazım Hikmet'ten Yaşar Kemal'e Mektuplar Nazım Hikmet'in daha önce yayımlanmamış konuşmaları... Yaşar Kemal'e yazdığı mektuplar... Şiir taslakları.. TKP Yundışı Konferansı'nda yaptığı tartışmalarm tutanağı... Orijinal el yazısıyla birlikte... Gün ışığma yeni çıkartılan belgeler, ilk defa bu kitapçıkta bir araya getiriliyor. Yaylamıza Kiraz Vakti, Ragıp Zarakolu'nun önsözü ve Hacı Orman'ın sunuşuyla, Sanat ve Hayat'm okurlarına sürpriz armağanı. Osnuuıaga Mah. Mürverçiçegi Sk. Mürver Apt. No.1/12 Kadıköy tST. 1 3. SAYI BAYİLERDE VE KlTAPCTI.ARDA Tcl.: (.0216) 346 85 70 Telefaks : (0216) 348 82 12 Email: beksav@tnn.net posta@sanatvehayal.org Hapishane Yazıları Haluk Gerger, ClA'nin kültürelideolojik yayın organı Encounter Dergisi'nin öyküsünü yazdı. Devrimcileri aşağılayan roman furyasma yanıt, F tipi hapishanelerden geldi. Cemil Aksu, Tekin Karasu, Bülent Parmaksız, Cem Aksoy, Sami Özbil ve Ozan Veli' nin "Hapishane Yazıları", günümüz Türk edebiyat estetiği ve ideolojisini sorguluyor. • Ayrıca... Müzik, sinema, edebiyat, tiyatro hakkında güncel eleştiriler, özgün değerlendirmeler, nitelikli röportajlar... Beş yeni öykü, yirmi yeni şiir, üç yeni deneme... SAYFA 16 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 7 64