Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
o minik gövde içinde bin kişi gibi dolaşmak, evleri kucaklayacak kadar uzun kollan olmak, bir ayağı Guerrero'da, öbür ayağı Texas'ta, Çinliye de, Maranhcnseye de, Rusa da, zenciye de ayrım gözetmeden konıışmak: aramızda herkese aynı davranmak, sözcükleri ayıklamadan, kimseye mavi boncuk vermeden. Bilmediğimiz koca bir kent olnıalı senin içinde. V Kör bir kız âşık oluyor sana. Birden gözleri açılıyor, hayır, artık âşık değil sana. Zenginin biri sarhoşken dostluk kuruyor seninle; aynlınca, geri çeviriyor senin zenginliğini. Yanılan biziz, çünkü biz ölümlüler, unutuyoruz her birimizin yapısında ne kadar su, ne kadar rüzgâr, ne kadar masumiyet olduğunu. Nasıl da bel bağlıyoruz o uyduruk masallara: soluk çiçeklere, yalancı meleklere, yuvarlak kasalara, tıknefes şiirsel okullara; mavi, beyaz, mor görenekJere; makinalara, telgraf yığınlanna, fabrikalara, fabrikalara, lamba fabrikalarına, yasaklara, şafaklara. alt tarafı sıradan bir işçisin sen. Öfkeli bir sesin megafbnla yönettiği bir emir kulu. Bir dişli, bir çırpınma, ekşi bir yüz. Hâlâ sıçrayan parçalannı topluyorum yerden, sakatlanmış kertenkele. Bir araya getirip yapıştırıyorum parçalannı. Böylesine un ufak edilmiş bir dünyada garip bir bütünlük seninkisi. Biz ki her dımda örtünüp, soyunup maskeler takjyoruz yüzümüze, tanımakta güçlük çekiyoruz sendeki aynı insanı Çirağı itfaiyeciyi kasadarı şekerciyi göçmeni tutukluyu tamirciyi nişanlıyı i.Ü..) İ't . i..ı "i I >. patencıyı askeri ı çalgıcıyı yolcuyıı sirk cambazını markiyi denizciyi piyano hamahnı bu arada hep kendinsindir s>en, kimseyle uzlaşmayan, ama gene de fazla alçak göniillü, mal sahibi olamayan, kimsesız yollarda başına buyruk, yağmurda evimizde, aynada, belleğimizde ağırlayacağımız, ama gcne de yitirdiğimiz bir dost.^ inatla dünyanın her yanına sürüklüyor seni. Elin her işe yatkın, usturayı aldın mı, ezilmiş dünyanın ortasındakı o unutulmuş berber salonunda, Brahms'ın ritnıiyle basjıyorsun tıraşa ve biz onca boşluk ve sessizlikten sonra keşfediyoruz seni yeniden iyi ki sustun buhca yıl Düş kurdun kilitlerin, zincirlerin, çubuklu giysilpin, tel örgülerinıh gölgesinde; sert sözler, taşj^ır, çimento, bomba ve suçlamalar biriktirdin; gizli bir kurşun kalemle binlerce ölünün, binlerce kanayan ağzın, binlerce elleri böğründe insanm kaydını tuttun. ama bir gün kusacağın bir öfke yumağı düğümlendi boğazuıda. Ah o önce güvensiz, sonra söylenen kurtarıcı sözcükler. Ah o eski, soluğu tükenmiş sözcüklere yeni bir soluk veren ve yeni sözcükler yaratan insan sesinin gücü. Ah o haklı bir öfkede ve köklü bir sevgide dile gelen, insan ruhunun kökünde, canı yanmış ağaçta, zorbalann baskısına direnişteki sesin saygınlığı. Ah Şarlo, benim ve hepimizin dostu, kunduraların ve bıyığın yürüyüp gidiyor tozlu ve umudu bir yolda. VI Artık seni değil, yalnızca yaptığın işi düşünüyorum. Garip saatçi. Bir bir kokluyorsun söktüğün parçaları, harekete geçiyor zemberek ve ilerlemeye başlıyor zaman. Bir cam silicisisin sen. Sokakları süpürüyorsun. Ne önemi var, çekip gitme isteği içini kemiriyor, bir sonraki köşe seni bir başka insan yapacak ve mantık seni o hesaplı ayncalıklardan uzak tutacaksa da. Çalışma gücü var sende, maymun iştahlı, ya da iyi niyetli, hiç de burjuva olmayan sanatlar doğuyor bu güçten, havadan ve gözyaşlarından yapıtlar, bize kanat ve taçyaprakları olan giysiler, dostlarımızın zaman jçinde yolculuklara çıkacağı, kitapların canlanacağı, resimlerin konuşacağı, her şeyin özgürlük içinde karşılıksız bir sevgi seline, gülümsemelere ve günışığına dönüşeceği çelikten olmayan trenler ve gemiler doğuyor. Uğraşın, senin uğraşındır seni hepimizin arasına katan: iki vardiya arasında aylak, çekiç sallamada, biçim dikmede, yapıştırmada usta, ayakların m i m a r L ı k k ü l t ü r s a n a t d e r g yapı b a y i l e r d e ...$. Olaylar Yorumlar Doğan Hasol • • Türklye'de Yabancı Mimarlar (19372003) •£ Enis Kortan • • • Mimarca Değinmeler •$ GUrhan TUmer •••'<• Kentsel Açık Alanlar: Kadıköy Iskele Meydanı ve Çevresi AyşegUI Kılıç Handan Dülger TUrkoğiu •••}• Son 50 Yıl Turk Mımarlığının Onemlı Pro|esı Unutulan Beyazıt Meydanı Şevki Vanlı • • Muze Bınalarının Gelısen Mekânsal Organızasyonları •£ "MUzeler/Mekan" ve "Kullanıcı/Çocuk" Etklleşlml Leyla Y. Tokman •İ Möblus Evi Hett Gool. Hollanda Mimari Tasarım: UN Studio •••<• Izmir BUyUk Efes Oteli Yenileme Projesl Mimari Tasarım: Has Mimarlık nbbj J Glrlt Mlnos Uygarlıgı'ndan Yapı ve Saydamlık Dersleri Vedat Tokyay '<r Açık Alan Tasarımlannda Kullanılan Oturma Elemanları Gökçen Firdevs Yücel • •• Bina Cephelerinde Isı ve Yoguşma KontrolUnUn önemi: •> Ataschır Ornegı Gül Koçlar Orai '<• Bang & Olufsen: "Daha Az, Daha Çoktur" •••}• Yeni Inglllz Sanatı özkan Eroğlu OCAK SAYIS yapı'ya abone olmak için •• • •$ U M H U R İ Y E T K İ T A P S AY I 7 25 SAYFA 25