Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kapak konusunun devamı. Michel Hardt ve Antonio Negri "İmparatorluk"u irdeliyorlar Dünya solunun son dönemlerde üzerinde en çok tartıştığı 'tmparatorluk' kitabının yazarı ttalyan düşünür Antonio Negri ile Roma'da tarihi şehrin imparatorluk sınırları dışında kalan bölümünde Via della Gensoladaki evinde görüştük. 73 yıllık ömrünün uzun bir bölümünü hapiste geçirmesine karşın son derece dinç görünen Negri bizim kendisiyle görüşen ilk Kürt ve Türkiyeli gazeteci olduğumuzu söyledi. Negri 21. yüzyılın bamarları dediği gÖçmenlerin "împaratorluğu istila ettiğini" söylüyor. Negri ile solun durumunu ve geleceğini konuştuk. İSMET KAYHAN erkesin küreselleşmeden söz et/iği bir dönemi yaşıyoruz. llguiilgisiz her yerie kullanılıyor bu kavram. Sizce küreselleşme neair? Küreselleşme nastl ifade edilebilir? Gerçek şudur ki, tüm dünya düzeni çok hızlı bir şekilde ilerleyen yeni bir finansal organizasyon aracılığıyla yeniden örgütleniyor. Bu dünya tarihinde yeni bir durumu arz ediyor. Kapitalizm, doğduğu günden beri tek bir dünya pazarı yaratmaya çalıştı, ancak bu her zaman Küreselleşme momentinde olmadı. Bununla birlikte, şimdi sadece bir dünya pazarı söz konusu değil. Aynı zamanda ticari ve endüstriyel gerçeklikle finansman çevreleri arasında karşılıklı bir etkileşim var. Süregelen bir akış ve pazarın küresel bir gerçekliği var. Küreselleşme problemi ortaya konulduğunda, bence iki farklı yaklaşım ortaya çıkıyor. Birincisi; küreselleşme probleminin pazarın yapısıyla ilgili olduğunu öne süren tanımsal yaklaşım, diğeri ise pazarın bir ' düzenlemeye ihtiyacı olduğunu öne süren eleştirel yaklaşım. Hiçbir zaman kuralları olmayan bir pazar olmadı. Bu kuralları kim koyuyor? Pazarın kuralları kaynağını nereden alıyor? Küreselleşmeden bahsedilirken, ortaya konulan büyük bir problem budur. Vahsefln veni adı olarak, Fransa'nın cumhuriyetçi devletinin korunumu var. Mesela, önümüzdeki günlerde Fransa'da yapılacak seçimlerde, aday olan Chevenement, küreselleşmeye karşı ulus devleti savunan bir programla sol ve sağdan oyları topluyor. Bugün yapılabilecek en büyük hata budur. Peki siz nastl bir küreselleşme öneriyorsunuz? Daha çok özgürlük, daha çok eşitlik, daha çok demokrasi ve adalet. Alternatif küreselleşmeden kastettiğimiz de zaten budur. Söz konusu mevcut küreselleşmenin biçimi ve uygulanması eleştiri konusudur, küreselleşmenin kendisi değil. Kastettiğimiz daha üretken ve demokratik bir küreselleşmedir, küresel yurttaşhktır. Bütün ezilenlerin evrensel yurttaşlık haklarmı savunmaktır. Solun geleceğini nastl görüyorsunuz? Sol bir güç olabüecek mi? Yeni programt ve planı ne olmalı? Inanıyorum ki, eğer sol canlanacaksa, Amerika'da da canlanmak zorunda H teborg eylemleri yeni bir manifesto için Paris Komünü işlevi görebilir mi? Yoksa yeni bir mücadele sürecine mi girildı? Bilemiyorum, sanırım burada sadece bazı hipotezler öne sürebilirim. Reel sosyaüzmin 1989'daki çöküşü ve Berlin dır. Şimdiye kadar sol emperDuvan'nın yıkılışının ardından bir dizi yalizme karşı savaş ile kendini yeni mücadelenin kendini inşa ettiği bir nep ifade etti. Ama bence en döneme girdik. Yeni mücadeleler artık önemli problem, sermayeye izole olmayan mücadelelerdir. Ancak orkarşı örgütlenmektir. Günütak söylem ve ifade babında aynı paramüzün proletaryasını, yani digmalara sahip olmaya başladılar. Eğer göçmenleri, kadınları, işçüeri, 9O'h yılları ele alacak olursak, bir kıpırişsizleri, entelektüelleri örgütdanma söz konusuydu. Mesela, Çin'de leyebilmek. Bunların ihtiyaçlaTien an Men Meydanı, Los Angeles'tarını, istemlerini organize edeki siyahların büyük mücadelesi, 9596 bilmek asıl problem. Bu aynı kışında Paris'teki mücadele... Bunların zamanda sosyal bir sorundur hepsi de neoliberalizm ve özelleştirme da. Bence bugün solun en tekarşıtı olarak gelişti ve sosyal bağları yemel problemi, göç hareketini takip etniden elde etme girişimi üzerine kurulmemektir. Bugün sol bununla kurulmamuşlardı. Bunlar çok önemli mücadelelı, sol sınırlan ortadan kaldırabilme yelerdı, ancak izole edilmiş hareketlerdi. teneğiyle Ölçülmelidir. Eğer ürünlerin Zapatista mücadelesi uluslararası alana dünya çapında bir pazarı varsa, emek iletişimle, inrernetle taşınmada başarılı gücünün de ürünler gibi dolaşım serolduysa bile yine de izole olmaktan kurbestisine sahip olmaması anlaşılmazdır. tulamadı. Işte, sol bunun üzerinde yükselmelidir. Bugün için ise şunu söyleyebilirim: SeSol, söz konusu işgücünün dünyada yayılması için daha fazla göç hareketini örattle'dan başlayarak, bütün mücadeleler gütleme yeteneği üzerinden doğacaktır. birbirleriyle ilişkilendiler ve bu büyük Ve o zaman bu hareketliliğin, bu harebir yeniliktir. Burada birçok farklı müketlerin teminatı olma gerçeğinden doğcadele ortak bir düşman tanımaya başmalıdır. lıyor ve kendi kelimeleriyle ilişki kurma Peki Cenova, Neu> York, Seattle, Gö ya başlıyorlar. Bu önemlidir, çünkü ka İmparatorluk: Manifesto denil komünist "Alternatif küreselleşmecilerin manifestosu" olarak değerlendirilen İmparatorluk Alman dilinde de yayimlandı. Kitabın tanıtımı için Almanya'ya gelen împaratorluk yazarlarından Michael Hardt ile heise.de internet sitesi bir söyleşi gerçekleştirdi. Sunuyoruz. edebiyat çevresi var. Kitap, henüz Cenova patlamadan önce olayların perde arkasını aktarmıştı. ltalyan Kızıl Tugaylar'ın eski bir taraftarı ile şimdiye clek adı sanı duyulmamış bir Amerikan edebiyat profesörü birlikte bir kitap yazmaya karar verdiğinde neler olur? Antonio Negri ile Michael \ lardt, İmparatorluk ile tam 12'den vurdular. 2000 yılında gün ışığma çıkan kitap, sol akademik çevrelerde şiddetli bir tartışmaya neden oldu ve 'Seattle'dan Cenova'ya uzanan protesto hareketlerinin "kutsal kitabı" olarak tanımlandı. Kitabın tanıtım turuna çıkan Hardt, küreselleşmenin çelişkileri ve gerçek küresel ve demokrat toplum ütopyası üzerinde durdu. "imparatorluk", aralartnda Slavoj Zizek'in de bulunduğu aydtnlar tarafından günümüz dünyasımn Komünist Manifestosu olarak adlandınlıyor. Bu tür yakıştırmalardan rahatsız mısıntz'1' Elbette bu kitap komünisttir. Bu tanıma itirazım yok . Ama kitap bir manifesto değil. Bir manifesto için çok fazla uzun ve herhangi bir siyasi program da sunmuyor. Mevcut dünya düzenini tarif etmeye çalışıyoruz. Elbette kendi önerilerimizi de dile getiriyoruz. Ancak uygulamaya dönük çalışmanın siyasi hareketler bünyesinde gerçekleşmesi daha uygun olur. Küresel iktidar yapılanmast kendisinı nasıl sunuyor? "imparatorluk" denince kimilerinin aklına eski Roma, kimilerinin aklına da &ünümüzdeki ABD geliyor. Yeni iktidar, "İmparatorluk", "Roması olmayan bir İmparatorluk". Merkezi değil ağ biçiminde isliyor. ABD'nin bu yapdanmada, özellikle askeri alanda D u k e Üniversitesi'nde edebiyat profes ö r ü d ü r. Kendi yazdığı Gilles Deleuze: An Apprenticeship in Philosophy (1993) kitabının yanında, Antonio Negri ile birlikte Labor of Dionysus: A Critique of the Stateform (1994)kitabınıdayazmıştır.Paolo Virno ile birlikte Radical Tnought in Italy (1996) ve Kathi Weeks ile birlikte The Jameson Reader (2000) kitaplarının editörlüğünü yapmıştır. Halen Pier Paolo Pasolini'nin yazı ve filmlerinin yanı sıra 20. yüzyü edebiyatında modernizm ve realizm üzerine çalışmaktadır. ayrıcalıklı bir konumu var. Aynı zamanda ABD, ağ bünyesinde bir düğüm anlamına geliyor. Ancak eski emperyalist ilişkilerde belirleyici olan merkeziyetçilik artık söz konusu değil. Ağ yapılanmalartndan söz ediyorsunuz. Bu yapdanma bünyesinde yeni teknolojiler nasıl bir rol oynuyor? internet in özgürlestirici gücü üzerine çok fazla şey isittik. Aynı zamanda yeniyüksek teknoloj'iyi "isçi sınıfının" bastırılmasında bir araç olarak değerlendinyorsunuz. Teknoloji de, küreselleşme kavramı gibi çift yönlü algılanabilir. Genel olarak teknoloji ya da özel olarak yeni enformasyon teknolojileri kendiliklerinden CUMHURİYET KİTAP SAYI 657 MICHA& HARDT Peki solun bu konuda ortak bir tanıma sahip olduğunu diişünüyor musunuz? Yoksa berkes kendi küreselleşme tantmtnt mt yaratıyor? Sol iki yanlışa saplanmış durumda. Birincisi, küreselleşmenin totaliter, statükocu ve tıkanmış olarak görülmesidir. Bu bakış açısına göre, kapitalizm tamamen sermayenin baskıcı egemenliğinin bir çeşididir. Ve yine bu bakışa göre, kapitalizmin konseptine öncülük eden tüm ideolojik düşünce ekolleri devinimsiz ve dogmatiktir. tkinci büyük yanlış ise; kapitalizm, bir hukuk olarak ner şeye hükmederken, solun küreselleşmeyi sadece totaliter birfenomen biçiminde değerlendirerek ve ulusalcılığı esas alarak küreselleşmeye karşı direnmesidir. Sol ulusal sınırları tek zemin olarak kabul ediyor. Sermaye karşısında ulusdevleti güçlendiren her türlü politika yanlıştır. Bunun yerine global zemini direnisin maddi temeli olarak kabul etmeye ihtiyacı vardır. Bugün Avrupa'da çok karakteristik bir fenomen SAYFA 4 Solun iki yanlışı S tefan Krempl'in sorularını yanıtlayan yazar Hardt, İmparatorluk kitabının bir manifesto olmadığını belirtti. "Kitapla mevcut dünya düzenini tarif etmeye çalıştıklarını" vurgulayan Michael Hardt, dünyanın keskin bir dönüşümünden yana olduğunu, bu dönüşümün de devrim olarak tanımlanmasının mümkün olduğunu kaydetti. 11 Eylül sonrası ABD merkezli güçlerin tüm dünyayı siyasi ve toplumsal bir şantajla yüz yüze bıraktığını savunan Hardt, şunları söyledi: "Elbette Bin Ladin ve El Kaide'ye herhangi bir sempati beslemiyorum. Ama tutup onlara 'şeytan' demek, düzgün bir değerlendirmeden uzaklaştırıyor. 'Şeytanlaştırma' küresel iktidar güç yapılanması konusunda bize yanlışbir algılama dayatıyor." lleise.online sitesinin söyleşisinin, girişinde şöyle deniyor: 'Empire' birçok anlama geliyor: Küreselleşmeye ilişkin bir sol teori; iktidar analizi; daha çok özgürlük, eşitlik ve kardeşlik için bir çığlık ; bir 'kült'... Orneğin Berlin'de bir yılı aşkın bir süredcn beri kitapla ilgili tartışmalar yürüten bir Mevcut dünya düzent