04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ŞENER ÖZTOP I stanbul, çeşitli dönemlerde gerek Türk edebiyatında ve gerekse dünya edebiyatındabir izlek olmaktan öte; Doğu'nun gizemli, büyülü, oryantalist duygu ve düşüncelerin merak uyandırdığı, çok zengin bir konu çeşitliliğine sanip olan tarihsel bir kenttir. Yazarlar, şairler, ressamlar bilinmeyen ya da gün ışığına çıkmayan konuların peşine düşmüşler ve özgün konular çıtcartmışlardır. I'ürk edebiyatında, sanatında ve kültüriınde Istanbul; doğurgan, imge yiiklü konular bütünüdür. lstanbul'u "ortak izlekler" halinde ele alan yazarlarımız kentin "atan nabzını" tutma amacını taşırlar. Anılar, acılar, özlemler ve yolculukların bıraktığı serüvenler gözlemler, izlenimler esin kaynağı olur. Diğer bir deyişle, her yazarın Istanbul hakkında değişik yaklaşımları, ilgi odaklarını öyküleştirmesidir diyebiliriz. Daha önemlisi "mazinin izi", "dünün dünyası" artık sepya fotoğraflarında yaşatılar. Öykülerin temel izleğini Istanbul oluşturur. Hir öykü bizi lstanbul'da bir unutuşu, zaman içinde sürüp giden "şimdi"yi anlatır. Zaten Istanbul odaklanan öykülerde anlatı zinciri toplumsal ilişkileri, özellikle Istanbul'un görsel, yaşamsal biçimiyle, insanlarıyla ve kelimenin tam anlamıyla bütün karmaşıklığıyla yansıtdır. Bu dünyanın hay huyu içerisinde sesler/ezgiler/yüzler/serüvenler ve tüm hayatıkapsayan öğeler; öykücülerimizin önemle üzerinde durdukları anıportrelerdir. "lstanbul'u yazmak günden güne güçleşiyor" diyor Selim Ileri... Eldeki kaynaklar birbiriyle çelişen bilgilendirmelerle yüklü. lstanbul'u gerçekten yaşamış kişiler, yazık ki birer ikişer göçtüler dünyamızdan; onları özlemek kaldı. Hatırladığımlstanbul'agelince(...) Eski Istanbul dediğim, çocukluğumun kenti. Hepi topu kırk, hadi bilemediniz, kırk beş yıl öncesinin Istanbul'undan geriye ne kaldı? Belki de hiçbir şey. Işte Bahariye: Ahşap köşkleri, Malta taşlı bahçe girişleri, kameriyeli bahçeleriyle o mimariden tek örnek kalmadı. Caddedeki kilise duruyor ama, öte köşedeki Asım Paşa köşkünün büyülü bahçesi de kendisi de yok oldu." (Cumhuriyet, 14.1.2000) 'İki kıta', 'iki kültür'ün övkülestipildini İstanbul özen gösterir. Saba, öznel duyarlılığını yansıtan öykülerinde 'nüzün' egemendir. Öyle ki, mahvolan bu geçici 'fâni' güzelliklere/görünümlere acır ve hayran olur. Yerinde bir benzetmeyle söylersek gizlice ağlar. Tabiatın giz dolu dünyasında bir renk cümbüşüyle gönüllerde taht kuran özellikle de Boğaz kıyüarı, sahilde sıra lanan yalıları, iskeleleri, ge niş perspektifli yan yana dizUmiş, eli böğründeli, cum balı tarihi evleri, sokakları, tünelin loş gri duvarlarını hep göz önüne getirir. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarının anıları/durumlar/izlenimler belleğinde yer edcr Bir ürperme/vecd hali var dır. Sözün özü: Istanbul sev gisi, bir tutkudur onda... Ve bu tutku, yaşam boyu sürecek, bağlılık haline dönüşür. Saba, duygu ve düşüncelerini dışa vururken, mesafelıdir. Daha doğrusu çekingendir. Bir Istanbul âşığı olduğunu gizler. Gösterişten uzak, mütevazı dünyasının bir yansımasıdır hep bunlar.. bürünür. Yoksa bunların hemen üstündeki gökyüzü ayın ışığıyla açık veya koyu mavi, sularsa baştan başa bir menekşe rengindedir" der. (Boğaziçi Mehtapları) Tanpınar, 'Emirgânda Akşam Vakti' adlı öyküsünde Bebek ve Boğaz ı ne güzel betimler: "Masmavibir deniz, daha ötede Bebek sırtları uzanıyordu. Bir bahkçı sandalı adeta rıhtımı larayarakgeçti.' (s. 352) (...) Açık pencereden sokağa ta^an bir Hawaii sağnağı meyVJ ağaçlarının Istanbul güneşinin, Boğaz denizinin üstunde başka bir mevsim gibi renkleniyordu." (s. 354) lstanbul'u 'Erguvanlar altında, yıldızlar altında' olarak tanımlayan Selim Ileri, diyebilirim ki yaşayan yazarlarımız arasında Istanbul'a yazılarında en çok yer veren ve bu tarihi kentin sorunlarını anıların ışığında söz açar, bir değinisinde şöyle der: "...yitip giden de6er yargılarını, kültürel birikimlerde neleryitirdiğimizi, bıınları bir mirasyedi savurganlığıyla harcarken yerine yeni hiçbir şey koyamadığımızı düşünüyorum ve üzüntü duyuyorum..." (Sema Aslan, Istanbulluların ihaneti, Radikal, 14.3.1999) Selim îleri'nin lstanbul'u odak alarak yazdığı "Gelinlik Kız"da Kadıköy'ü, Banariye'nin arka sokaklarını ne güzel anlatır. "Baba Lüferle Balıkcı" (Hisar Yay. Ankara, 1966) adlı öykükitabıyla edebiyat dünyamız da yeteri kadar değeri bilinmeyen, tanınmayan Ayhan Sarıismailoğlu, adı geçen öykü kitabında: 'Yağmurda Istanbul', 'Istanbul'dan Çukurova'ya', "Istanbul'da Olmak Vardı'başlıkh öykülerinde arkadaş ıslıklan arasında lstanbul'u anmak/yaşamak bir başka olur Sarıismailoğlu'nun kaleminden: '...Mahmut'u, ben ve Ahmet paltoların yakalarını kaydırıp tâ Pangaltı'ya yürümüştük Sirkeci'den, Meynane de aynı dostlar hep: Balıklar ve sarhoşlar. Dostumuz Salin Tozan'ın son günleriydi (...) (s. 110) Beyoğlu(nu da şöyle betimler: "...Tertemiz giyinip Beyoğlu'na inmiştik. (...) Beyoğlu nda olmak! Bütün Beyoğlu, kadını, kızı, orospusu ile tam bu saatte, bu caddede binlercesiyle sözleşmiş gibi buluşmak!" (s. 115) Ameliyat sonrası "...mazinin bütün acılarını ve hasretlerini unutmuş, kendimden geçti" diyen ilk gençlik dönemini yaşayan bir delikanlının anılarını dile getiren "Bir Gün Annemle Babam Konuştular" adlı ilginç öyküsünde Nahid Sırrı Örik (18941960), olay örgüsünü yine Istanbul'da odaklandırır. Bir çocuğun gözüyle aile içindeki çatışmalar/geçimsizlikler yüzünden, farklı mekânlarda geçen (Ihlamur, Bakırköy, Nişantaşı, Büyükada, Taksim) unutulmaş anılar, tabiat görünümleri sergilenir. Yazar, geçmişle/şimdiyi kurgulayarak öyküsüne ayrı bir canldık verir. Anlatıcı genç, çocukluk döneminin CUMHURİYET KİTAP SAYI 652 Semih Gümüş ten nefis bir derleme: Öykülerde Istanbul Hisap'sn, Tanpınar'sız ve lleri'stz Istanbul öyküleri olup mu? Semih Gümüş'ün hazırladığı "Öykülerde Istanbul" adlı seçkisini büyük bir merak, sevinç ve duygu sağanağı içinde okudum. Bağımsız olarak lstanbul'u konu edinen öykülerimizi bir arada okumanın güzelliğini anlatmaya gerek var mıdır? Semih Gümüs boşluğu iyi değerlendirerek bu önemli seçkiyi edebiyat dünyamıza kazandırmış oluyor. İyi de etmiş. Kitabın önsözünde şunları dile getiriyor: ".. .Öypkülerde Istanbul seçkisi için öykü dünyamızın derinliğine daldıkça benzerine az rastlanabilecek bir ilgiyle Istanbul'un konu edildiğini görüyorum. Ömer Seyfettin'den Renk Halit Karay'a, bir Istanbul öykücüsü olan Oktay Akbal'a, gönümüzün genç yazarlarına kadar pek çok öykü yazarı lstanbul'u öykü için benzersiz bir yazınsal dünya olarak da almaya çalışmışlar belli ki. (...) lç dünyasıdır Istanbul'a asıl kişiliğini veren. Sait Faik onun iç dünyasını insanları ve doğasından aldığı imlerle anlattı. Tatlı anlatırken bile koca bir kentin sorunları ve karmaşası altında ezilen bireyin varhğını hissettirerek." (s. 13) Öykülerde epepyce yer eden Beyoğlu hakkında da şu değerlendirmeyi yapar Gümüş: "...Bizim edebiyatunızaahiçbir yerin taşımadığı ağırlığı taşır Beyoğlu. Ne çok anlatılmıştır. Bütün yüzleriyle. Bütün azınlıkları ve güzel lazlarıyla... Ve şu önemli saptamasını da yapar, der ki: "Bu seçkideki en geniş Istanbul panoramasını Sait Faik, Ziya Osman Saba, Oktay Akbal çiziyor. Önlardan aldığım öykülerin çokluğunun nedeni öyküleri okununca sanırım anlaşılacaktır." Semih Gümüş'ün bu saptamasına itirazımız yoktur. Ne var ki (s. 14) A.H. Tanpınar, 'Emirgânda Akşam Saati' adlı nefis öyküsünde öykü başkişisi Sabri'yi şöyle konuşturur: "Hişlerimiz, fikirleri "Her yan şllrhıl söylüyor mazimlzden biza dönen rüyalar" JLŞ.Msar Istanbul âşğı şair ve yazar Ziya osman Saba (19101957) "geçmis" ile "şimdi"ye bağlayan yaşantıları dramatik bir atmosferde anlatır. Anlık içsel duygulanımlarını 'samimi' bir edayla okuruyla paylaşır. O, gerek şiirlerinde ve gerekse öykülerinde "değişen zamanı" ve "insarüarın" fotoğraflarını çeker. Kendisi gibi bir üslupçu olan Abdülhak Şinasi Hisar gibi düzyazı ile şiir yazmayı denemiştir. Z. O. Saba, enteresan bir öngörü ile Istanbul'un geleceğinin görüntüsünün ve mekânının değişeceğini sezinler"...çevremizde herkes, her şey, acıklı sonunu bilmediğimiz, kestiremediğimiz bir filmin başlangıcında gibiydi' der. Öykülerini "Değişen Istanbul', "Mesut Insanla Fotoğrafhanesi" adlı kitaplarında toplar. "Geçen zaman" insana adeta bir melânkoli navası terennüm ettirir. Geçen zamanın ve şimdinin hayat uğraşılarında, insanın ya da insanlann yenik düştüklerini Tanpınar da söyler: "Onların hepsi ömür dediğimiz o çeşitli kumaşı kendi içlerinden kopan bir şeyle dokumuşlar ' der. (Tanpınar, Hikâyeler, s. 348.) Semih Gümüş'ün hazırladığı "Öykülerde îstanbul" adlı seçki bağımsız olarak tstanbul'u konu edinen öykülerimizi bir arada okumanın güzelliğini tattırıyor bize. Semih Gümüş bu önemli seçkiyi edebiyat dünyamıza kazandırmakla önemli bir işin üstesinden geldiğini de gÖsteriyor.. miz, geçmiş hayatımız, gündelik teessürler, intibalar hepsi böyle değil mi? Hepsi kapandıkları yerde, bir nevi karanlik dolapta birbirine sarmaş dolaş bende müstakil ve hatta en küçük bir kontrole bile uğramadan yaşamıyorlar mı?" (Hikâyeler, Dergâh Yay., (4. baskı), Ist., 1999, s. 334) Burada bir parantez açarak seçilen öyküler bana öyle geliyorki titiz arayışlar içerisinde derlenmemiş. Tanpınar'ın deaiği gibi 'küçük bir kontrola bile uğramadan' hazırlanmış izlenimini verdi. Her seçkinin bir yazgısı vardır. O da 'dar bir pencereden' bakar gibi, fazla ötelere gitmeden kestirme yoldan sonuca ulaşmak. Işte Semih Gümüş'ün gözden kaçırdığı ya da hatasını tespit ettikten sonra şu sorumuzu soruyoruz: Türk edebiyatının önemli adlarından başka bir deyişle üçü de 'bir Istanbul âşığı' olan A. Ş. Hisar, A. H. Tanpınar, S. 1leri hatta A. Sanismailoğlu'nun lstanbul'u bir eksen olarak ele aldıkları öykülerini seçkide görmek/okumak istt'rdik. Boğaziçi'ni 'Mazi Cenneti' olarak tanımlayan A. Ş. Hisar, Boğaziçi'ni şöyle betimler:" ...Boğaziçi'nde mehtap geceleri yalnız sahillerle üstlerindeki tepeler gölgelenir ve siyahımsı bir kül rengine 'Dlr çocukkık mazlslni duymak" Ruh ufkunu apayan üç duygu adaım "BIPBP duygu ve a n iUrafları" Z. O. Saba yaşamının sonuna kadar yaşadığı Istanbul'dan kesitler sunmaya SAYFA 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle