04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KanaBı Mektuplar sığdırdığı Şehir Mektupları'yla, Ziya Gökalp'in Limni ve Malta Mektupları'nı ilk planda anmak yerinde olur. Bualanda edebiyatımızın yakın dönemine ışık tutan yazar ve yapıtlarını hatırlayacak olursak, köşe başlarında şu adları görürüz: Nâzım Hikmet'in Kemal Tahir'e yazdığı mapusane mektupları, Cahit Sıtkı Tarancı'nın Ziya Osman Saba'ya yazdığı mektuplar (Ziya'ya Mektuplar), Yaşar Nabi Nayır'a gönderilen yazar dostlarının mektupları (Dost Mektupları), Ahmet Hamdi Tanpınar'ın mektupları, Halikarnas Balıkçısı'nın Azra Erhat'a yazdığı mektuplar, Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun mektupları (Yaradana Mektuplar), yine Bedri RAhmi Eyüboğlu'nun Eren Eyüboğlu'na yazdığı mektuplar... Son dönemde mektuplar unutulmaya yüz tuttu. Artık kımse şapkalı, çantalı postacıdan mektup beklemiyor. Belki bu yüzden, çocukluğumuzun "Bak postacı geliyor/ Selam veriyor..." diye başlayan o güzelim şarkıları da söylenmiyor. Insanlar mı ihanet etti mektuplara, yoksa teknoloji mi, tartışılır. Onlar birer nostalji artık. Epostalar, çetler, telefon mesajları varken kim gidip çizgisiz kâğıt alır (eğer yazacağı sevgiliyse pembe olması gerekir), dolmakalemle özenli bir biçimde yazar, sonra da götürüp postanelerden birinde atar. Üç beş sözcükle çekersin bir ceptelefonu mesajı, ya da geçersin bir eposta, girersin internete, başlarsın çetleşerek geyik muhabbetine, olur biter. Günümüzde haberleşme bu. Sevgiler de sıcaklığını, içtenliğini, özverisini, kısacası büyüsünü yitirdi dersek abartı yapmış olmayız. Insanın, insan emeğinin (burada elyazısının) yerini alan makine, insanı olan hemen her şeyi sanallaştırdı. Sanal dünyanın heyecanı insan sıcaklığını alıp götürdü bu yüzdendir ki bilgisayarlara taklalar attıran gençler, kalemi eUerine aldılar mı ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Onca geyik muhabbeti yapıyorlar ama (üşendikleri için buna sadece 'geyik' de diyorlar), duygularını eli yüzü düzgün birkaç tümceyle dile getiremiyorlar. Çalışan, kendi kendini var eden Hasan Akarsu, bu kez de "Şiirin Kanatlarında Mektuplar" (1) adlı kitabıyla çıkageldi. Kitabın ilk mektupları tlhami Bekir Tez'e ait. Tez, 197982 yıllarına ait tam beş mektup yazmış. Türk okurunun tlhami Bekir Tez'i yeterince tanıdığını sanmıyorum. Tez, Türk şiirine hizmet etmiş bir şair. Nâzım'ın mapusane arkadaşı. En çok da çıkardığı SEK adlı sanat edebiyat dergisiyle anılıyor. Mektuplardan anladığımıza göre, Hasan Akarsu çiçeği burnunda bir şairken Ilhami Bekir Tez'le tanışıyor. Bu tanışma sıcak bir dostluğa dönüşüyor. Sık sık mektuplaşıyorlar. Tez, "moralim çok bozuk" diyecek kadar içten şeyler yazıyor genç dostuna. Bir mektubunda da "Bana mektup yaz/mektup yaz, yaz, yaz, yaz!" diye haykırıyor. Şu içten, özverili tümce de Ilhami Bekir'e çok yakışıyor: "Bana birtakım borçlarından bahsediyorsun; asıl borcun beni görmektir." Bu mektuplarda genç bir şair adayına sahip çıkan yaşlı, yorgun va yalnız insanın yaşamının son dönemindeki bunalımlarını görerek duygulandığımı söylemeliyim. Kitaptakı ikinci mektup Cemal Süreya'ya ait. Yıl, 1979. Mektubun bir bölümünde şöyle diyor Süreya: "Ben Papirüs'ün yıllık sürdürümünün 300 TL olduğunu da öğreniyoruz bu arada. Ve Cemal Süreya'yı Cemal Süreya yapan o soylu direnişlerini de... Kitaptaki üçüncü mektuplar Aslan Pulathaneli'ye ait. Pulathaneli'nin Trabzon'da yaşadığını, kültürel etkinliklere destek verdiğini, özellikle de iyi bir kitap kurdu (okuru) olduğunu biliyoruz. Oyle bir kitap kurdu ki, yeni yayımlanan bir kitap gördüğünde bir mektupla hemen yazarına ulaşıyor, yeni yayımlanmış o kitaptan bir ya da birkaç adet istiyor. Bedavacı değil, mektubun içine posta pulu dahil, ederini koyuyor.. Pulathaneli'yi yakın yıllarda yitirdik. Türkiye'nin en büyük özel kütüphanelerinden birini arkasında bırakarak "bu güzel insan güzel atlara binip gitti..." Dördüncü mektuplar folklor araştırma uzmanı, yazar Âydın Oy'a ait. Yıl 19871997. Oy'un tam on yedi mektubu var. Bu mektupların tümünde dost mektuplarının sıcaklığını görmek olası: "Şiir diliyle kurulan dostluklara vurdun damganı. Söz güneşiyle içimi bir kez daha ısıttın, ışıttın." "Taşıma gücü olup da çalışanlara gıpta ediyorum. Yoruldum diyebilmek bile bir mutluluktur." Oy'un mektuplarından edebiyatın mutfağına dair birtakım ipuçlarını da yakalıyoruz. Örneğin, bir dönem Mehmet Başaran'la birlikte Yurt Ansiklopedisi'nde birlikte çalıştıklarını öğreniyoruz. Aydın Oy, mektubunun birinde şu ilginç saptama Sanal bir iletişim MEHMETGULER "azarların, sanatçıların mektuplarına ben gençlik mektupları gözüyle bakmışımdır hep, yazarların yaşlarını hesaba katmadan. Çünkü bence mektuplar yaşlanmıyor, hep genç kalıyor" diyor Vedat Günyol. Yazarlar, sanatçılar açısından varsıldır mektup dünyası. Bunun türlü nedenleri var. Yazarlar, sanatçılar duygusal insanlardır her şeyden önce mektuplar onların duygu dünyasına seslendiği için, yazınsal tür olarak bu duyguların dillendirilmesine aracılık eder. Onemli nedenlerden birisi de sanatçılardan, yazarlardan gelen mektuplann, hatta tebriklerin özenle korunma gereğinin duyulmasıdır. Bunu tüm yazarlar bilir, hisseder. O nedenle de yazar dostlarından gelen en küçük bir belgeyi saklarlar, korurlar. Sanatçı, yazar mektupları kitaplaştırıldıkları zaman iki özneli değildir artık onlar. Kişisellikten kurtulurlar, toplumsal işlev yüklenmeye başlarlar. Iki sanatçının özel, gizli ürünleri olmaktan çıkarlar, kitlelerin ortak, konuşkan malı olurlar. Artık yığınlara seslenirler. îletilerini yüksek sesli paylaşırlar. "V" yı yapıyor: "Mektup yazarken elime kalemi almıyorum da parmaklarımı tuşlara dokunduruyorum. Böylesi bana daha rahat ve kolay geliyor. Ayıp derlerdi, biliyorum ama sen eğer gene de ayıp karşüıyorsan bile bunu hoşgör." Beşinci bölümün mektupları Şevket Yücel'e ait. Yıl 199094. Yucel, mektuplarının bir bölümünde Aydın Oy'un söylediğinin tam tersini söylüyor: " Yazıyı (mektubu) daktiloyla yazamadığım için özür diliyorum. Çünkü onu tamire verdim." Pek çok yazarı kuşatan ekonomik sıkıntı Şevket Yücel için de geçerli: "Edebiyatçdar Derneği'nin üyesi olduğum halde Ankara'ya bile gidemiyorum. Gitsem bütçem bozulacak." Şu itiraf da ilginç değil mi? "Barada dergiye abone bulmak isterdim (Akarsu'nun Tekirdağ'da çıkardığı Kiraz dergisi için); gelgelelim okumaya çok kapalı bir yer burası. Adam leblebi alıyor ama bir dergiye vereceği paradan çekiniyor." Altıncı bölümün mektuplarıysa Karabüklü şair Ibrahim Yıldız'a ait ve yıl 1994. Yıldız, şiirleri gibi kısacık mektup yazıyorve mektubunun sonunu şöyle bitiriyor: "Sanatçı dostaların ve sizin sevgi dolu yüreğinizden şiir sıcaklığınca öperim." Şiir sıcaklığında mektuplar bunlar. Çoğunda şairlerin yürekleri atıyor. Hasan Akarsu, Tekirdağ'da yaşayşan Tekirdağlı bir şair. Hemşerisi Namık Kemal'in dört ciltlik Şehir Mektupları, "Şiirin Kanatlarında Mektuplar"ın ortaya çıkmasında gizli bir öncülük yapmış mıdır acaba?.. • (1) Şiirin Kanatlarında Mektuplar/ Hasan Akarsu/ Cerçek Sanat Yaytnlart/ 2001/76 s. ÇAĞDAŞ ÖĞRETİLER (NEW AGE • EQ) ANADİZİSİ î AMAY1N! JEĞİŞİR! •\RMASI! UMAYIN! Güvencesizlikteki Bilgelik ALAN W. VVATTS Çocuklarımıza, tüm insanlığa vereceğimiz tinseltensel esenlik öğretisi ne olmalı? "Gerçek, Tann, heyecan, yaratıcılık, yaşam senin, evrenin birparçası olan bedenindir, bunun farkında ol, yeter!" diyor Zenci, Geştaltçı, Taocu ustalar. "Zihnimizin böyle açılmasıyla, gözlerimizi yepyeni bir dünyaya, 'sabah yıldızlarının birlikte şarkı söyledikleri, Tanrı'nın bütün çocuklannm sevinç çığlıkları attığı, yaradılışın ilk günü kadar yeni bir dünyaya açacağımızı,'" söylüyor Alan W. Watts. Kanath mektuplar Dünya ve Türk edebiyatında yazar ve sanatçılarla ilgili önemli mektuplar var. Bunlar yazınsal değerler taşırken, o yazarların gizli dünyalarını da açar bizlere. Okunası tadlarını da her dönemde içlerinde saklarlar. Jean Paul Sartre'nin Simone de Beauvoir'e, Pablo Neruda'nm Matilde Urrutia'ya yazdığı mektuplar unutulacak gibi değil. Yazınsal değer açısından Stefan Zweig'in mektupları da son derece önemli. Iki kişi arasında karşılıklı gel gitlere dayanmadan deneme tanıda yazılmış mektuplar da var. Bazen roman biçiminde de karşımıza çıkar bu mektuplar. Dünya edebiyatından François Nourissier'in Köpeğime Mektup adlı yapıtıyla, Türk edebiyatında Leyla Erbil'in Aşk Mektupları adlı kitapları bu türdendir. Türk edebiyatında kalıci olmuş, düşünsel ve estetik anlamda değerini korumuş yazar, sanatçı mektupları var. Bunların içinde Namık Kemal'in dört cilde CUMHURİYET KİTAP SAYI 652 Dünya ve Türk edeblyatında mektup örneklerl '".FfTALT Geştalt Terapisi İÇİMİZDEKİ ÇOCUK Geştalt Terapisi İÇİMİZDEKİ ÇOCUK 2 Geştalt GRUPI (kasetlı kitap) Geştalt GRUP I (kasetsiz kitap) GÜVENCESİZLİKTEKİ BİLGELİK İÇİNİZDEKİ İNCE SİZ Kitapçımzd.ın isteyiniz! Sıparışlerınız ya da öbür dizilerimıze ılişkin bilgi için: Tel: (0212) 280 67 01 • [email protected] SAYFA 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle