Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r 9/ KALAN ÎZLER Günlük, 118 sayfa, Nisan 2000, Bumerang Y., lst. Kitap, altı bölümden oluşuyor. Birincide Hasan Turunçel (s. 5), ikincide Karadeniz Kıyüan (s. 29), üçüncüde Ege Kıydarı (s. 73), dördüncüde Hastane (s. 91), beşincide Ameliyat Günlükleri (s. 11) yer alıyor. Akarsu, yedinci sayfada "Dost Truunçel" diye başlamış günlüğüne. Okuyorsunuz, tam yirmİDİr sayra. Doğrusu merak ettim Turunçel'i. Kımdir, kım değildir, hakkında bilgi yok. 103/106. sayfalarda ölümünden söz ediliyor. Ancak, günlüklerden, şairin unutulmaz, sağlam bir dostu olduğu anlaşılıyor. Bir de kitaba değgin önsözün gerekliliği duyumsanıyor. Didaktik bir kitap bu. Okuyan herkesin işine yarayacak. Belki bir bakanlık önerecek okullara! Altı bölumlük günlüklerin güzelliği, çekip götürüyor sizi. Dalıyorsunuz içine; şiir, tarih, felsefe, düşünce, yönseme, gelenek, turist, turizm, duygulanma, tasınlama... buluyorsunuz. Kıyısında denizi dağında ağacı, kentinde kalıtını, hastanesinde doktorunu, dergisinde şiirini yazıyor şair. Her günlüğün ardından bir şiir geliyor; yetmiş üç şiir saydım ben! Dergiîer, kıtaplar, şairlerin aaları geçiyor. Cemal Süreya, Nevzat Çelik, Talat Sait Halrnan, Neruda, Küçük Iskender, Leyla Şahin, Nâzım Hikmet, Dağlarca, Sabahattin Ali, Namık Kemal, Aziz Nesin, Ece Ayhan, Neyzen Tevfik, Can Yücel...Ve daha birçok isim! lletder..;gün gün, saat saat saptannp yazılmış. Tümceler kısa, anlamlı, eğip bükülmeden söylenmiş söylenecekler. Özgün, seçkin örnekler verilmiş. Akarsu'dan bir örnek: "Dalyan'da Köyceğiz'de Gökova'da sevdim seni Marmaris'te yaşadım Kıvrda kıvrıla giden yollarda Dağlarda ormanlarda Sevdim seni Yurdumsun ey sevgili Sevgili yurdumsun (s. 71) Bir örnek de tarihten geçelim: "20.07.1999, 10.00: Söke, yedi bin yıl dan beri insanların yaşadığı yer. ÎÖ 5000 ydlanndan bu yana yerleşim yeri. Önce Hitit Devleti egemenlüc kuruyor..." (s. 77). / Bir örnek daha "23.11.1998, saat 8.30'a doğru hastaneye geliyoruz Aynur'la. Eczaneden daçlarım getirdiyor. 11.00'e doğru ameliyat önlüğümü giyip yürüyerek gidip ameliyat masasına yatıyorum." (s. 113). Örnekleri çoğaltmak olası. Biz geçelim şairin çay sevdasına: Çok çay içiyor şair, çaya âşdc. Üşenmeyip saydım bunu da; otuz kez çay içmeyle dgİli tümceler var kitapta. Sıralayalım birkaçını: "Bir bardak çay, bir dilim yağb ekmek ve gül reçeli" (s. 94). / "Kadir çay saatini lcaçırmadı" (s. 95). / "Çayla birükte 6, 7 çürükzeytin" (s. 96). / "Yemekgelse de çay demlesek" (s. 97)./ "Birparçapeynir,bir bardak çay" (s. 98). / "Çay demliyoruz" (s. 99). / Merak ettiniz mi kitabı? Hemen alın! 10/ ŞttRLER DEĞDİ SEVDAYA Değini, 128 sayfa, Kasım 2000; Gerçek Sanat Y, lst./ 43 Şair ve kitapları tanıtılıyor. Kimilerinin isimleri şöyle: Gülten Akın, Behçet Necatigd, Necdet Tezcan, Ilhami Bekir Tez, Cemal Süreya, Ahmet Özer, Mehmet Başaran, Faik Baysal, Enver Gökçe, îbrahim Yddız, Sabahattin Kudret Aksal, Cahit Külebi, Osman Bolulu, Ruşen Eşref, Subutay Hikmet.../ Başka hangi isimler mi var diyorsunuz/ Açın/ kitaba bakın o zaman. Tanıtımlarda şöyle bir yöntem izleniyor: Şairin kısa yaşamı, kitabı, şiirleri ve söylemek istedikleri. Yalın bir dd kullanuıyor. Yazın kaygısı yok. Kesin, kısa, kestirme ve özümşenmiş tümcelerle anlatdıyor her şey! Öyle açdc ki, bir soru sordurmaya bile fırsat bırakmıyor. Şöyle diyor Akarsu: "Insan, sevgi, nefret, barış, savaş, düş gerçek, tutku, iktidar, ozanın içindedir' (s. 47). Şiir örneklemelerinde de aynı özen gösterdiyor. " Açacaktır/Elbet/Bizim/ Caddelerimizde de/ Bayram/Olacak/Halkın/Üstüne/Böyle/ KAsa da/Faşist Namlular"(s. 51). (Enver Gökçe) Şairlere ve şiirlere yaklaşımı da öyle. Yalın ölçülü ve çekincesiz. îbrahim Yddız için şu saptamayı yapıyor: "Şiire verdiği emekle flgi çekiyo. Kimi şiirleri var ki, başlayış ve bitiş tarüıleri arasında otuzbeş yu bulunuyor. Şiiriyle bu denli içli dışlı oluşu onu kısa sürede tanttmaya yetti' (s. 69). Sabahattin Kudret Aksal şiiri için de; "Onun şiiri, bağıran, coşturucu bir şür değildir. Oldukça anlamı ele veren duyguru.hüzünyüklübirşürdir" (s. 71), diyor. Seçtiği şiirlerde de önemle özentili. Gülten Akın'dan bir seçki: "Yazdarı tersinden okuyorlar... Zulümün durağı yitüt oldukça Kavga gündemden düşmüyor." (s. 8) Bir seçki de Külebi'den: "...îlk ustam oldu benim halk jtlunci ustam doğa... Üçüncü ustamdı kadınlar..." (s. 75) Ya Mehmet Başaran ne diyor: "Çamlıbelde bir gül açsa/Uykuları kaçar Bolubeyüıin/ÇünKÜ kırmızıdır gül/Halkın ve toprağın uyanışına benzer// Bir değü bin gül açıyordu Anadolu'da/Ekmeği ikiye Dölsen/Aydınldc sesi duyuluyordu halkın// Bir olaylar da Bolubeyi'yle/Kapattdar Enstitüleri" (s. 43). On kitaplı şairi düıledüıiz. Merak etmez misiniz onu?> CUMHURİYET KİTAP SAYI Mehmet Güler (soida) ve Hasan Akarsu Sesin Kaldı Bende NECDET TEZCAN A karsu dediğim, Hasan Akarsu, 'Sesin Kaldı Bende' son şiiryapıtının adı. Bir süre önce posta kutumdan; duruşuyla, gülüşüyle, bir nisan lalesi gibi kucakladı şiir sevdamı. Yanlış saymadıysam bu onun onikinci kitabı... Ne denli üretken bir ozanyazar olduğunu öncelikle vurgulamalıyım. On ikiTtitaba ulaşabilmek az şey mi?.. Kapağı ve düzenlemesiyle şirin mi şirin bir yapıt. Özlü ve kısa şürleriyle okur karşısında bu kez Akarsu. Yaşamın ipuçlarını arayıp bulan ve şiiirin gizeminde eriten bir ozan. Işte Marmara Depremi'nin Akarsu şiirinden görünüşü: Şiirin adı 'Güzel Marmara' 'Güzel Marmara! Sevgili deniz!/ Sakın sallanma!' Görüldüğü gibi yüzyüın belki de binyılın olayı üç dizeye sığdırdmış.. Akarsu'nun en seçkin özelliklerinden biri de bu: Az söz, derin anlam. Şiirin tdsımı da bu değil mi aslında? 'Elde' şiiri de aynı özellikleri içermiyor mu? 'Çıkar arkadaşlığı/ Düş arkadaşlığı/ Ne kalır elde' Bu dızelerae hem anlam çokluğu hem de derinliği var. Ve şiirselliğin özgün boyutu tabana yaslanmış gibi. Kitaba adını veren (yazıma aldığım) şiir de Akarsu damgası taşımıyor mu? O, toplumsal olayları ve sorunları da dize aralanna erimiş olarak yansıtır. Estetiğin özsuyunda akıştırır. Kitabın bölümleri de var: ŞiirlikDergilerde KalanlarAndardan Şiirler. Anılardan şiirler bölümünde ozan, aramızdan ayrılan ozanlarımızı anar. Bir ozanın şiirlerle anılması en azından 'yakışır' dedirtir türden. Cemal Süreya için şunları yazmış: 'Hatay Lokantasında/ Tütün sardım Cemal Süreya'ya/ Pişman Köyü tütünü Malkara'dan/ Uyardı arkadaşı Tevfik Akdağ, içtirmedi/ Oysa ne çok çekmişti canı/ ... Ikisinin de ölümü tütünden değÜ.' Sabahattin Kudret Aksal îçin: 'Tüm bulutlar çiçek şimdi/ Aksal bulutlarda çiçek.' tlhami Bekir Tez: 'Ilhami Bekir Tez, toplumcu ozan/ Nâzım Hikmet'in arkadaşı/ însan sıcağı sevgiler taşıyan... Her yıl çiçek açıyor 'merhaba' dercesine/ Badem ağaçlarından.' Şevket Yücel: 'Mavi mavi öten bir kuş/ Gözyaşlarıyla konduğunda omzuma/ Yüz rengi bir ayrdıktı söylediği.' Ercüment Uçarı: 'Bir gün duyduk ki ölmüş/ Utlarla yaşamaya.' Behzat Ay: 'Yaşamı hiçe sayarcasına/ Çıplak yüreğiyle/Ayrddı aramızdan.' Cahit Külebi: 'Türkçemizin kiraz sesli sevgdisi.' Salâh Birsel: 'Bir şür seliydin dünyamızda.' Yavuzer Çetinkaya: 'Bilmezdi ki 44 yaşında/ Yüreğine yenileceğini.' Aydın Oy: Ay çiçeklerince sevdalı coşkulu' tbrahim Yıldız: 'Şiirine gelinlik giydiren ozan', 'Şimdi gömülü sözcüklere/, 'Yddızları şiir eyledi gözlerimize.' Necati Cumalı: 'Bozkırda bir atlı/ Yüreklerimizden geçen.' Cengiz Özkantürk:'Yddızlı gecelerin şiirlerinde / Sonsuzluğa koşturur çocukları' Cumali Karaydan: 'Savrulur rüzgârlarda şimdi/ Sevdiği bozlak türküleri/ erken ölümünden.' Hasan Akarsu, yalnız şürleriyle değd, kitap tanıtım yazılarıyla aa edebiyat gündeminin özgün burcunda hep. An gibi üretken, kelebek gibi duyarb bu şiirleri okumak gerek bence. Tadına varmanın Akarsu'yu yatağında tanımanın yolu sanınm bu. Arınmış Marmara mavisiyle kanşan Tekirdağlan rüzgârının duyarlı sesini bu şiirlerde aramak ve bulmak olası bence. Nice yeni yapıtlara Akarsu, eline yüreğine sağhk... Nice yeni yapıtlara.. Kalemin dert görmesin emi! Gözlerinde ışıklarla Gözlerinde ışıklarla Umut vererek gittin Aydınlık bakışlarla Bir yaşam paylaşırcasına Sevinçler içinde gititn Yeşeren sevdalarla Çocuk ellerinle Kız gülüşlerinle gittin Gülen andarla Sesin kaldı bende Sesin Kaldı Bende/ Hasan Akarsu/ Gerçek Sanat Yaytnlart/ Şıır SAYFA 6 652 J