Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
lirli oyuncular ve yapım koşullarına göre yazdı. Antiteatr'da öncelikle edebi uyarlamalarla yola çıktı. Kahvehane (Das Kaffeehaus, 1969) Fassbinder'in ilk tiyatro çalışması antiteatr için Goldoni'den uyarladığı Kahvehane oldu. Kahvehane'yi 1969 yılında antiteatr ekibiyle Bremen 'I'iyatrosu'nda sahneledi. Goldoni'nin kumar tutkusunun esiri olmuş bir Venedikli tüccarın odak noktasını oluşturduğu burlesk komedi, Fassbinder'in elinde trajik bir iarsa dönüştü. Fassbinder'in bu rejisi 1970 yılı başlarında WDR tarafından filme alındı. Bremen'deki sahnelemeden farklı olarak bıırada dekorun bir kısmından vazgeçildi. Oyuncular sahnenin çeşitli yerlerine gruplanmış olan kahvehane sandalyelerinde oturuyorlardı. Antre yaptıktan sonra hareketsiz oturarak dekoratif birişlev taşıyoılardı. Goldoni'nin metninde yapılan zekice degişikliklerle oyun, bir baijka insana yardım etmenin olanaksızlığını ele alan bir metne dönüştü. Kerhaneci (Katzelmacher, 1968) tlk oyıınu. Bu oyıında Fassbinder toplumda önyargı mekanizmasının nasıl işlediğini ortaya koyar. Almanya'da çalışan Yunanlı işçi Yorgo, bir Bavyera köyünde can sıkıntısı içindeki gençlerin önyargılan ve ırkçılıklarına hedef tahtası olur. Gençler onun kadınlarla ilişkilerini kıskanır, hakkında komünist olduğu dedikodusıınu yayarlar. Namus ve ulus kavramlarının birleştirdiği gençler yabancıya haddini bildirirler. Ancak Fassbinder urada Yorgo'nun da önyargılardan nasibini aldığını gösterir. Yorgo, birTürk işçiyle birlikte çalışacağını öğrenince, bu kez kendisi aynı önyargılarla davranır. üysa Alman toplumunda bir yabancı olarak kendisi de bu önyargtlann kurbanı olmuştur. Sonuç olarak şiddet kısırdöngüsünün çıkışı olmadığını anlatır Fassbinder. Oyunun orijinal ismi Katzelmacher Bavyera bölgesinde Italyanlar için kullanılan bir aşağılamayı ifade ediyor. Zaten oyunun başında Yorgo hakkında'Italya'dangelme bir Italyan'olduğu kanısı hâkimair. Fassbinder yönetmenliğini üstlendigi bu ilk oyunuyla Gerhart Hauptmann ödülü aldı ve tiyatro alanında önemli bir çıkış yaptı. Aynı temayı Korku Kemirir Ruhu adlı yapıtında da ele aldı. Yaşlı bir Alman Fassbinder'in oyunları temizlikçi kadınla Faslı bir işçinin ilişkisinin anlatıldığı filmde ve oyunda, Emmi genç bir yabancı işçiyle birlikte olduğu için çevresi tarafından dışlanır. Ancak işyerinde bir vabancı temizlikçi kadın çalışmaya başlayınca, diğer arkadaşlarıyla birlik olup onu dışlamaktan, ya da Ali kuskus istediğinde "Almanya'da kuskus yenmez, buraya alışsan iyi olur" diyerek Ali'nin yabancı konumunuvurgulamaktan çekinmez. Fassbinder bu iki yapıtında da her insanın içinde toplumun empoze ettiği ırkçı önyargıların olduğunu gözönüne serer. Korku Kemirir Ruhu (Angst essen Seele auf, 1973) Fassbinder'in yapıtları arasında yalın keskinligi ve duygusallığıyla ön plana çıkan Koruk Kemirir Ruhu, eleştirmenler tarafından "masalsı öğeler taşıyan naif bir sosyodrama" olarak nitelendirildi. Toplumun dışladığı, ezdiği kişilerden yaşlı bir temizlikçi kadınla, genç bir Faslı işçi arasındaki iliş kiyi de alan oyunda Fassbinder ustaca yazdığı yalın ve kısa diyaloglarla duyguların sömürülmesini, ırkçı önyargıları minimalist bir tarzda ve kışkırtıcı bir dinginlikle vansıtır. Toplum düjina itilme, insan yerine konulmama, mutlu olamama korkusunun, ezik iki insanın ruhıında koparttığı fırtınaları tüm çelişkileriyle vurucu bir biçimde ortaya koyar. • Korku Kemirir Ruhu Filmi üzerîne • •• HANS GUNTHER PFLAUM T~\ ay Fassbinder, bu filmde çok ya rS Itn, basitlestirilmiş bir bykü an~" I J latıyorsunuz. Çelişkılertn aza indirj>,enmesinde belli bir amaç güttünüz mü? Bence öyküler ne kadar basit, yalın olursa, o kadar gerçektir. Eğer bu filmde Ali karakterini çok karmaşık ele almış olsaydık, seyircinin öyküyü izlemesini güçleştirirdik. Zaten seyirci bütün ilişki çeşitlerini onaylamakta güçlük çekiyor. Eğer bu karakter karmaşık olsaydı, filmin bir tarafı, Ali'yle Emmi arasındaki ilişkinin çocuksuluöu zedelenirdi. Anlatılan öykü, tıpkı iki kahramanıgibi çok naif. Ama ben seyircinin bunu kendi gerçeğiyle tamamlayacağını düşünüyorum. Öykü ne kadar basit olursa, seyirciye bu imkân o kadar fazla tanınır. Pekı filmin bu yalınlıiı, seyircinin "hayatta her sey bu kadar basit mi?" diye düsünüp fılmden uzaklaşmasına neden olanıaz mu Tabii bu da olabilir. Hatta bu öyküden uzaklaşmaya zorlandıklarını düşünebilirler. Bu da filmin değil ama gerçeğin yararına olur. Filmler artık film olmaktan çıkmalı. Öykü öykü olmaktan çıkmalı, canlı olmalı ve nisanları "benim hayatımda bu nasıl olur?" diye düşünmeye yöneltmeli. Ben bu filmin herkesiçünkü aşk herkesi ilgilendiren bir konu koyu tenli ve yaşlı insanlarla olan ilişkilerini gözden geçirmeye zorlayacağına inanıyorum. Filmin bu yalınlığı aynı zamanda da kışkırtıcı Ali Emmt'nin evine geldiğin Fassbinder içln oyun yazmak. gerçeklestlrmek istedlğl projeye yönellk bir ön hazırlık nltellği taşıyordu. de, bü'yük boş bir ev ve ufak tefek yaslı bir kadın görülüyor. Ali 6 kişt bir odada kaldıklarını söyledıginde, insan ister istemez Ali'nin neden Emmi'nin evıne taştnmadtg'tnı düşünüyor. Evet, biz filmde her şeyi böylesine yalın bir şekilde anlatmayı denedık. Birçok şeyin mümkiin olduğunu göstermeye çaîıştık. Bu insanların değişebileceğine inanıyorum ben. Bu zaten filmin yapısında da var. Büyük ideolojik tasarımlar benim işim değil. Benim ilgimi çeken küçük imkânlar. Çünkü bu konuda fikir sahibiyim ve bunu çok çekici buluyorum. Korku Kemirir Ruhu filmı bana dramaturjik açıdan Douglas Sırk'ün fılnılerıni anımsattı. Filmin ilk yarısında çıft, dısarıdan gelen sorunlarla savastyor ve ilışkilerı sorunsuz. Ancak dıs çevreden gelen batkı bıltıgU andan itıbaren her ikisi de iç sorunlan fark edıyorlar Bu yalnızca Sirk'ün ele aldığı bir şey değil, hayat böyle. Azınlıklarda, toplum dışındaki insanlarda hep böyledir bu. Dısarıdan gelen baskıları nissettikleri sürece, dışa karşı kendilerini koruyııp dayanışma içinde olmaya çalıştıkları için kendi içlerindeki sorunlarla ıığraşmaya vakit bulamazlar. Senaryoyu yazarken kendime, ya insanlar bu çifte baskıyı uygulamasalar ne olurdu diye sordugumda cevabı bulmakta zorlandım doğrusu. Ali midc rahatsızlıg'ı geçirıp hastaneye kaldırıldtpnda, dnktorun bu durumun yabancı işçilerde stk görüldüğünü söylemesinin, son sahnenin tşlevi nedır'> Huradafılmeanıden ba\ka birgerçek eklenmiyor mıu Bu gerçek bir saptama. Bir doktor bana bu olayı ayrıntılarıyla anlatmıştı. Bu tam bir yabancı işçi gerçeği. Filmın sonu, çok sevdiğim ve çok önemli bıılduğıım bu kişisel öyküyü keskin bir gerçekle bitirerek seyirciyi uyarmak için böyle yazıldı. • (Filmkorrespondenz de yayımlanan söylesiden 1V74, Çevıren Stbel Anlnn Yesilay) TopluOyunlar1 (KahvehaneKorku Kemirir RuhuKerhaneci)/ Kaıner Werner Fassbinder / Mıtos BoyutYayınları / 144 s CUMHURİYET KİTAP SAYI 666 SAYFA 9