Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Son Yeniçeri/ Reha tsmail/ Reha ÇaÇamuroğlu/ Dogan murofclu/ Doğarı Kitap/ 451 s. Kitap/ İH2 s Tarih Heterodoksi ve Babaîler Sabah Rüzgârı/ Tarih Heterodoksi Reha Çamurogju/ ve Babaîler/ Reha Doğan Kıtap/108 s. Çamuroğlu/ Doğa/ı Kılap/214 y Degişen KosullartJa Alevılık Kapak konusunun devamı. Bektaşiliği ve Aleviliği sorun edinen bir tarihçi •" sanlar bir şekilde yaşıyorlar ve eskiden olduğu gıbı, bundan 2030 sene öncesindc olduğu gibi, içinde yaşanılan ortama herhangı bir ciddi altematıt görülmüyor. lnsanlar içinde yaşanılan sisteme alternatif olabilecek başka bir sistem görme duyguedin; yani aynı torbaya koymayın. Şimdi sunu yitirdiler. "Evet su, bunun alternatisözgelimi bir hadi kendiminkllcri söylefi" diyebilmelerini sağlayacak bir duyguya meyeyim Boğazkesen ile Safiye Sultan'ı sahip değiller. Böyle bir netliğe sahip değilaynı potada dcğerlendirip, eritebilir misiler ve zatcn böyle bir şey yok şu anda. Yaniz? Böyle bir şey olamaz. Çok kötü çalışni, "burada değil de şurada yaşasak, nasıl malar var ortada Ama ben okurun bunlayaşarız?" denebilecek bir şey yok. Mesela rı zaman içinde eleyeceğini düşünüyonım bundan 20 sene önce su denebiliyordu: âçıkçası. Geçmişte de mesela Bizans impa"Üretim araçlarının özel mülkiyeiinin buratoriçeleri üzerine az kitap yazılmış değillunduğu toplumlarda yaşamak, diyelim kadir; imparatoriçelerin aşkları, sekshayatlapitalist toplumlar; üretim araclarının kon üzerine çok kitap yazılmıştır. Ama bugün lektif mülkiyet altında bulunduğu toplumbunlar hatırlanmaz. larda yaşamak, diyelim sosyalist toplum Salt popüler kttaplar yani... lar..." Oysa şimdi böyle bir şey kalktı. BöyEvet... bugün bunlar hatırlanmaz, bunle bir yön duygusu yok insanlarda. Böyle bir lar gelir geçer. Tarihî romanda da bu var, somut alternatif olarak görülebilecek bir genelde romanda da böyle bir şey var zaşey yok. Ama "bugün"den rahatsızlıklar ten. Bu, sadece tarihî romana özgü bir şey devam ediyor. Yani sistem herkesi mutlu değil. Kalitesiz eserler her alanda var. mesut fılan etmiyor. Bu sistem binlerce, mil TÜYAP'ta "Tarthî roman" konulupanelyonlarca insanı mutsuz ediyor. Adalet duyde resmîtarihten yakınmıştmız Pekı, tarıhgusunun gittiğini, yok olduğunu görüyor te en ba&laytcı unsur olan tarih felsefesinde insanlar. Ve başka bir şey arıyorlar, bir "ötedurum nasıl? Yeterince tartısılıyor mu sizki" arıyorlar, burada olmayan, "şimdi"de ce?.. olmayan ama kendilerine ayna tutabilecek Onu tartışmadığımızı düşünüyorum zabir şey. Bu, fantastik dünya da olabilir; bu, ten. bilimkurgu da olabilir; bu, tarihsel roman Resmî tarihe karsı olmak, çokfarklt göda olabilir. Başka bir şey arıyorlar: ötekini rüslerden insanların birleştikleri bir nokta. arıyorlar. Yani kendilerini yeniden kurguAma ya sonra^t lamaya, kurmaya yardımcı olabilecek Lir Ideolojlk sorun "ötekı"ni arıyorlar. Bu, çok önemli bir şey. Tartısmamız gerekiyor. Mesela bundan Bu ötekini bazen bir başlca âlemde fantasyaklaşık bir yd kadar önce bir TV progratik romanda olduğu gibı; ya da gelecekte mında bir tarih profesörü, Fatih Sultan bilimkurguda genellikle olduğu gibi; ya Mchmed'in kardes katlini yasallaştırmasıy da geçmişte arıyorlar. Dolayısıvla Den bu la ilgili bir konuaa konuşurken "Büyük trendi önemsiyorum. Birçok eleştirmenin Sultan kardeşlerini devlet için feda etmişaksine de olumluyorum. Bu nedenle de zatir" dedi. Bunu bir tarih profesörü söyledı. ten bu alanda çalışıyorıım. Bir de su sıralar çok tartışılan bazt popii Arkasından devam etti: "Benim çocuğum ler tarihsel romanlar var. Daha çok Osman devlete feda olsun" Benim de bir çocuğum lı haremindeki yasamı, sultanlartn hayatla var. Vallahi hiçbir şeye feda oknasrn benim nnı konu alan bu romanların tarihsel bir tu çocuğum. Burada bir ideolojik sorun var. tarlıltğt olmadığı; arastırmadan yazılan ikin Burada bir zihniyet sorunu var. Bunun üzecı sınıfromanlarolduğu ıddta eâiltyor. Siz bu rinde çalışıknası, bunun tartışılması geretür romanlar hakkınaa ne düsünüyorsunuz? kiyor. Tarihi bir kahramanlık destanı, bir hamaset nutku gibi görmemek lazım. OsMesela en basiti Safiye Sultan. Şimdi bumanlı dönemine ilişkin, özellikle 700. yılnu nereye koyarsınız? Âçıkçası bir klasman da, çok tartışıldı, cok yazüdı. lyi de oldu. yapuğınızda ya Safiye Sultan'ları ayn bir Ama şunu görmek lazım ki, Osmanlı sadeyerde klase edin ya da doğru dürüst tarihî ce sultanlardan, saraydan, hanım sultanlarroman çalışmalannı başka bir yerde klase SAYFA 4 Reha Camuronlu Değişen Koşullar Dönüyordu/ Reha da Alevîlik/ Reha Çamuroğlu/ Doğan Çamuroğlu/ Doğan Kitap/104 s Kitap/ \% s. bir hayal gücü kullanmak zorunda. Bu kadar oluşturulmuş, bu kadar manipüle edilmiş bileiden nispeten daha bâkir biljgilere ulaşabilmek için müthiş bir dedektiflik yap mak zorunda. îsmaıl'de yazarm ağzmdan, tarthı yonlendiren, etkıleyen insanların yasamtarını okuyoruz. Son Yeniçeri'de ise romanın büyük bö'lümünde anlatıa Sarı, kalan bölümlerde ise Sabit. Tarihın akışından etkılenen insanlar. îkiromanın kurgusu arasındaki bu fark bilinçli bir seçim mi?.. Son Yeniçeri'de iki anlatıcı var. Bunlardan biri Sarı Abdullah, diğeri de Sabit Ağa. İki farklı yerden, iki tarklı duruştan göriiyorlar. Falcat Son Yeniçeri'de bu anlatımda ortak bir van var: Saray yok isin içinde. Saraydan bakış yok. II. Mahmud bütün bu olup bitcnleri nasıl görüyordu, o yok; III. Selım nasıl görüyordu, o yok. Bu, bilinçli olarak yok. Üstelik elimizde bu döneme ilişkin çok kaynak var. Yani sarayın kaynaklanna dayansak, çok kaynak var. Ama ben başka bir soru sormak istedim: Bu Batüılaşma harekederi, yenileşme hareketi, Osmanlı modernizasyonu denen süreci halk nasıl görüyordu? lstanbul halkı nasıl görüyordu? San Abdullah'a dikkat edin, Sarı Abdullah doğrudan halkın içinde biri. Sabit Ağa ise bir ayağıyla da devletin içinde; önemli bir yeniçeri subayı. Dolayısıyla devletin uzanaığı yerleri de görebiliyor; savaş sahnesini görebiliyor, yeniçeri ocağının tam göbeğini görebiliyor, kışlalann içini görebiliyor ama orayı gördük ki halk da görebiliyor; mesela San da bir şekilde gidıp orada bir meclise katılabiliyor.Şimdi bu iki anlatıcı arasında böyle ince bir aynma gitmek gerek tabiî. Sabit, San'ya göre daha razla devletin kinde ve devleti tanıyor. San ise tamamen Çardak kahvehanesinde, Bektaşî dergâhlannda, csnaf loncalarında göraüğü halkı tanıvor. Burada önemli bir vurgulama yapmalc, "Bakın bu Osmanlı'da var" demek istedim. Osman lı'dan bahsediyorsanız, bu halk da Osmanlı ve bunlar bu Batılılaşma ya da modernCUMHURİYET KİTAP SAYI 603 dan ibaret değildi. Osmanlı'da esnaf vardı, Osmanh'da yeniçeri vardı, Osmanlı'da köylüler vardı, Osmanlı'da azınlıkta bulunan Müslüman dinscl gruplar vardı. Osmanlı'da Müslüman olmayanlar vardı. Osmanlı koskoca bir bütündü. Bu bütün içinden sarayı seçip Osmanlı'yı anlattığınızı söyleyemezsiniz. Yani mesela bakın, Os manlı'da bir efsane vardır; halk arasında bir rivayettir ve halkın bir kısmı buna içtenlikle inanır: Osmanlı padişahı Allah'ın yeryuzündeki gölgesidir ve Osmanlı padişahı bir mekâna girdiğinde orası nurlanır. lnsanlar bu nuru gördüklerini düsünürler. Inanırlar buna. Ve görürler de taDİÎ inandıkları için. Şimdi bu, gerçekliğin sadece bir kısmıdır. Ama mesela Son Yeniçeri'de de görebileceğiniz gibi aynı Osmanh'nın tebâsı aynı padişah için "Bre Selim, bre Abdülhamid, yetmez mi bu yaptığın? Bu halka çektirdiğin yetmiyor mu? Bre sen de bir insan değil misin ? In ulan başımızdan!" falan diyebiîmektedir. Bu da bir gerçeküktir. Gerçekliğin bir tarafını vermek bir tercih olabilir. Siz sürekli, nurlandıran padişahı gerçeklik olarak sunabilirsiniz. Bu, si zin tercininizdir. Ama ben de size "Işte bu da var" derim. Osmanlı üzerine yazmak, iyi, güzel; çünkü bu, bizim geçmişimiz; bunu reddedemeyiz. Biz Osmanlı'nın en önemli mirasçısıyız. Tek mirasçısı değiliz belki, ama en önemli mirasçısı biziz. Dolayısıyla bu geçmişimizi reddedemeyiz. Bunu anlamak, mümkünse aşmak, çözümlemek zorundavız. Ama bunu tek yanlı bir nurlandırma nâlesi içinde, son derece romantik hanım sultanlarla, son derece kahraman padişahlarla yapamayız. Onların başka gerçekliklerini anlamamız gerektiği gibi, bir de, onları sultan olarak tutan halkın gerçekliğini anlamak zorundayız. Yani resmî tarih mesclesinde burada büyük bir kopuş beliriyor. Resmî tarih, sultanı kendi çevresinden yazıyor. Bahşişle ödüllendirilen vakanüvislerden yazıyor, dinliyor, okuyor ve belce olarak da maalesef ehmizde kalanların biiyük çoğunluğu bunlar. Dolayısıyla tarihçi, burada mecburen müthiş hd poman arasmdakl tark