30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tupkiye'de kitap ye dergi iipetimi üzerine niceliksel bip denerlendirme BULENT YILMAZ * lkelerin gelişmişlik düzeyleri belirlenirken genelde ulusal gelir, kişi başına düşen ulusal gelir, üretim, ihracat gibi ekonomik nitelikli ölçütler temel alınmaktadır. Gelişmişlik kavramının, alryapısal bir öğe olaraK önemli olmasına karşın ekonomi ile sınırlandınlması, özellikle çağımız koşullannda son derece sağlıksız ve vetersiz bir yaklaşım olacaktır. Bazı ulkelerin hâlâ ortaçağ yapılarına sahip olarak yaşamaları, onların, yalnızca kişi başına ulusal gelirleri çok yüksek diye gelişmiş ülke kategorisine sokulmalannı, doğal olarak sağlamamaktadır. Ekonomik güçlülüğün yanı sıra gelişmişlik için başka ölçütlerin söz konusu olacağı.açıktır. Bu nedenle, Birleşmiş Milletler Örgütü, son yıllarda, "Insani Gelişme Endeksi" adıyla oluşturduğu ekonomiden iletişime, eğitimden kültüre ve yaşam uzunluğundan insan haklarına kadar karma yapılı bir ölcüt grubunun gelişme kavramı için dana gerçekçi olduğunu vurgulamaktadır. Bu son derece doğru bir yaklaşım gibı görünmektedir. Gelişmişlik için eğitim kültür boyutunun yadsınması olanaklı değildir. Çünkü, eğıtım ve kültürün ekonomik gelişme için olmazsa olmaz koşullar niteliğine sahip olduğu, ekonomiyi temcl alan görüşlerin de kabul ettiği bir gerçektir. Eğitim düzeyi ile ekonomik üretkenliğin ve dolayısıyla verimliliğin artışı arasındaki doğru orantılı ilişki bilimsel araştırmalarla ortaya konmuştur. Tarihte ilköğretimin zorunlu ve parasız duruma getirilmesinin arkasında, o dönemde okuryazarlığın sanayileşme için asgari koşul kabul edilmesinin yattığı bilinen bir gerçektir. Daha sonra ortaya çıkan mesleki ve teknik eğitim olgulan da aynı kaygıların/zorunlulııkların ürünleridir. Günümüzde hızlı kalkınmaya örnek olarak sunıılan ulkelerin (Örneğin; lrlanda) bunu eğitimkültür ile başarabildıkleri bilinmektedir. Kısaca, hem genel gclişim hem de ekonomik gelişim açısından eğirımkültür varlığı yadsınamaz yapılaruır. Buna karşın, eğitim kültürü bir "aksesuvar" olarak görenlerin oranı da, özellikle ülkemizde KÜçümsenmeyecek boyutlardadır. Eğitim ve kültüre bütçeden ayrılan payı, DU anlayışın, daha doğrusu anlayışsızlığın, ülkenin yönetim yapısına yansıyan ölçüsü olarak kabul etmek yanlış olmayacaktır. Bir ülkenin yıllık kitap/dergi (süreli yayın) üretim miktarı (bu makalede "başlık" temel alınmıştır), o ülkenin yayın yaşamının canlıhğı, okumanın tonlumsaf yaygınlık düzeyi vb.'nin ötesinue, eğitimkültür yapısını/düzeyini gösteren, bu anlamda da genel gelişmişlik düzeyi hakkında önemli ipuçları sunan gerçekçi bir veridir. Bu nedenle, aşağıda, sayısal ağırlıklı görünen değerlendirmeleri, bu lconudaki sorunu anlama ve çözmede somut göstergeler olarak algılamak daha anlamlı görünmektedir. Türkiye'de son 20 yıllık dönemde yayımlanan yıllık kitap ve dergi sayıları ile bunlara ilişkin artış ya da azalışlar, bu SAYFA 12 ya göre okuyucu açısından süreklilik gerektirmesi, ki bu süreklilik okuma açısından da söz konusudur, talebi daraltan bir unsur olabilmektedir. Türkiye'de son 20 yılda dergi sayısımn 2 2002 500 aralığında olduğu ve kitaplarda olduğu gibi, artış/azalış anlamında istıkrarsız bir yaoı gösterdiği anlaşımaktadır. tstikrarsızlığın ait olduğu yılların kitap ile dergilerde farklılık göstermesi, yani, herhangi bir yıl kitap sayısı bir önceki yıla göre artarken aynı yıl dergi sayısımn azalması dikkat çekicidir. Yaymlanan Kitap ve Dergllarde Konusal DağriHn Çok fazla sayıya boğmamak için beşer yıllık aralıklarla aktarmayı uygun gördüğümüz yayımlanan kitaplann konusal dağılımını gösteren veriler konunun farklı bir boyutunu ortaya koyacak nitelikte görünmektedir. Buna göre, incelenen yıllar itibariyle belirlenen konularda farklı sayılarda kitap yayımlanmıştır. Konuların tarklı kapsamda olmaları kitap sayılarındakı farklılaşmanın doğal karşılanmasına yol açmaktadır. Ele alınan tüm yıllarda en çok kitap toplumsal (Sosyal) bilimler ve edebiyat alanlarında yayımlanmıştır. Aynı biçimde, en az kitap yayını ise bütün yıllar itibariyle kuramsal bilimlere aittir. Ayrıca, kuramsal bilimler kitap sayısı itibariyle 1998 yılında 1979 yılına göre azalmanın olduğu tek konudur. Din ve ilahiyat kitaplarının incelenen tüm yıllarda Felsefe kitaplarından anlamlı oranda fazla olması dikkat çekicidir. Konusal dağılım açısından dergilere baktığımızda durum biraz farklı görünmektedir. En fazla derginin genel konularda yayımlandığı, bunu toplumsal bilimlerin izlediği anlaşılmaktadır. Kitapta toplumsal bilımlerle birlikte en fazla sayıya sahip edebiyatın dergilerde sonlarda ver aldığı görıilmektedir. En az dergi felsefe konusunda yayımlanmakta, din konusunda yayımlanan dergi sayısı tüm yıllarda daha fazla görünmektedir. Kitaplann aksine, 1998 yılında yayımlanan dergi sayısında 1979 yılına göre dört konuda (felsefe, toplumsal bilimler, dil, ve edebiyat) azalma görülmektedir. Dikkati çeken bir başka nokta ise, konular arasındaki dergi sayısı farkının kitaplara göre çok daha fazla oluşudur. Türkiye'de 1998 yılında 1979 yılına göre, yayımlanan kitap ve dergi sayılanndaki artış ve azalışların oransal dağdımı genel değerlendirme yapmamızı kolaylaştırmaktadır. 1998 yılında 1979 yılına göre sadece kuramsal bilimlerde azalma söz konusu U f Tablo 1: Türkiye'de yıllara göre yayımlanan kitap sayıları ve bunlara ilişkin artış/azalışlar Tablo 2: Türkiye'de yıllara göre yayımlanan dergi sayılan ve bunlara ilişkin artış/azalışlar Yıllar 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 Kitap say&ı 5 071 4318 • 5 610 6 190 7 180 7 224 6741 6 794 6 382 6 101 5 870 6 586 6 522 6151 5 978 5 631 5 172 8 207 8 352 9 383 Artıs/Azalıs % 0,7 14,8 29,9 10,3 16,0 •6,7 Yıllaı 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 İCİtflD SftVlSl 0,6 0,8 4,4 3,8 12,2 1,0 5,7 5,8 8,1 58,7 2,8 •6,0 1,8 123 2222 2019 2298 2535 2487 2635 2568 2670 2856 2873 2787 2614 3033 2910 2734 2763 2594 2405 2499 2515 Artış/Azslış % 9,1 9,1 13,8 10,3 1,9 5,9 2,5 4,0 7,0 0,6 3,0 6,2 16,0 4,0 6,0 1,1 6,1 •7,3 3,9 0,6 Kaynak : DlE 2000; DlE 1993; DÎE 1985. DÎE 2000; DlE 1993; DÎE 1985. Kaynak: 1 konuda genel bir değerlendirme yapmaya olanak sağlayacak niteliktedir. Yayıncılıkta son 20 yılda herhangi bir canlılığın olup olmadığı, nasıl bir eğilimin söz konusıı olduğu ve yayın aralığının hangi rakamlar arasında Dulunduğu bu ve rilerle yanıtlanabilir. 1979 yılından 1995 yılına kadar kitap sayısımn 4 0006 000 aralığında dalgalandığı, bu aralığın 19961998 yıllarında 8 0009 000'lere çıktığı anlaşılmaktadır. Diğer bir deyişle, son 20 yılda Türkiye'de 4 0009 000 aralığında bulunan kitap sayısı heniiz 10 000'e ulaşamamıştır. Dikkati çeken bir başka nokta, kitap sayılarında düzenli bir artıs ya da azalış olmadığıdır. Kitap sayısı bir yıl yaklaşık %10 azalırken, ertesi yıl %59 artabilmektedir. încelenen yirmi yılın 10 yılında kitap sayıları bir önceki yıla göre azalırken, diğer 10 yılında artmış olduğu anlaşılmaktadır. Yani, kitap yayıncılığın da yayın sayıları açısından istikrarlı bir yapıdan söz etmek olanaklı görünmemektedir. En büyük azalışın 1980 yılrnda, en büyük artişın ise 1996 yılında olduğu gürülmektedir. 19911995 yılları arasında beş yıl üst üste gerçeklesen azalış dikkat çekicidir. Kitap yayıncılığındaki istkrarsızlıkta, Türkiye'deki ekonomik istikrarsızlığın belirleyici rol oynadığı söylenebilir. Yayınevlerinin genelde güçsiız olmaları ve sağlamgeniş bir okuyucu kitlesinedayanamamalanbubelirleyiciliği kolaylaştırmaktadır. Aynı dönem içinde dergi yayıncılığında durum biraz daha durgun görünmektedir. Kitap yayıncılığına göre çeşitli açılardan dana zor olması bu durgunluğu bir ölçüde açıklamakla birlikte, yukarıda kitap yayıncılığı için dile getirilen sorunların genelde gergiler için de geçerli olacağı söylenebilir. Bunun yanı sıra, dergi satın almanın kitap satın alma CUMHURİYET KİTAP SAYI 603
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle