Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
sidir. Çocukluğunu Almanya'run güneyinde, taşrada geçiren Jonann, varbklı sayılamayacak bir ailede büyür. Hayallerinin içine gömülen savaş karşıtı bir baba ile ekonomik nedenlerle Hitler'in partisine katılmaya karar veren, daha gerçekçi bir annenin çocuğudur. Baba, oğluna güzeiliğe karşı duyarlı olmayı, dilin tınısını, yabancı sÖ2cülderin büyüsünü öğretir. Bu sözcük ve dil sevgisi küçük Johann'ı ömür boyu bırakmayacaktır. Ikinci Dünya Savaşı öncesi Almanya'smda Nasyonal Sosyalizmin dorukta olduğu 193345 ydlannı romanına fon alan Martin Walser, Johann'ın gözüyle ülkesinin siyasal gelişimini gözler. Böylece Johann'ın sözcük dağarcığına 'Hitler' ve 'parti' sözcükleri de eldenir. Nasyonal Sosyalistlerin tktidara gelmesiyle başlayan, Avusturya'nın ilhakıyla süren ve Ikinci Dünya Savaşı'nın bitimiyle sona eren bir dönemi anlatan Martin Walser'in dili 'bir pınar gibi' berrak ve temiz. "Bir Pınar Gibi", hatırlama ve natırlayış biçimleri üstüne bir başyapıt; Üçüncü Reich dönemindeki taşra Almanya'sının ve Almanya'nın en karanlık döneminin başarıh panoraması. \l;n'i«ıV\ ıİMi B1KPI\\R(.İBİ ya tersi olsaydı, bugün nasıl bir dünyada yaşıyor olurduk? Ya da 1529'da Kanuni Sultan Süleyman Vıyana'yı ele geçirseydi, Osmanlı ve Avrupa tanhi nasıl şekillenirdi? Veya Haziran 1815'de Napolyon Waterloo'da zaferi kazanan taraf olsaydı, ne olurdu? Ya da Hitler 1941 ilkbaharında Yunanistan'daki zaferinden sonra Türkiye'ye ve Yakındoğu'ya saldırsaydı büyük ihtiyaç duyduğu petrolü ele geçirebilirdi. Ârdından da Sovyetler Birliği'ne yönelseydi, îkinci Dünya Savaşı'nın gelişimi nasıl olurdu? Tarihin sonuçlan her birimizin kendi yaşamımızda karşılaştıkianmızdan hiç de daha kesin değildir. Tarih ormanının derinliklerinde gördüğümüz çeşitli patikalar insanın sonsuz seçeneklere sahip olduğunu kanıtlar. Bir harita sadece izlediğimiz yollan değil, izlenmeyen yolları da gösterir. Tarihçilere göre, kural domino taşlannın geriye devrilmesidir. Elimizdeki domino taşlannın öne devrilmesi deneniyor. Hayat Dolu/Jobn Fante/Çevtren: Avı Pardo/Parantez Yaytnlart/144 s. "Ev büyüktü, çünkü planlarunız büyüktü. Birincisi yoldaydı bile, karnında bir yumru: alev gibi hareket eden, bir yılan kümesi gibi kaygan ve kıpır bir şey. Gece yansının sessizliğinde kulağımı karnındaki pınara dayayıp su seslerini çağlamaları ve emişleri dinlerdim" "Taş gibi aranuza girmişti bebek. Endişeliydim, hiçbir zaman eskisi gibi olamayacağımızdan korkuyordum. Odasına girip eşarbı, elbisesi ya da beyaz kurdelesi gibi özel eşyalarından birini elime aldığımda başımın döndüğü, sevgilime duyduğum aşkın coşkusu ile kurbağa gibi vırakladığım o eski günlerin özlemi ile dolardı içim. Tuvalet masasının önündeki iskemlesi, onun o güzel yüzünü aksettiren ayna. Başını yasladığı yastık, yıkanmak üzere bir kenara fırlatılmış bir çift çorap, ipek pantolonun elimi ayağımı kesen cazibesi, gecelikleri, sabunu, banyo sonrasında hâlâ ıslak ve sıcak havlulan: ihtiyacım vardı bu şeylere; onunla olan yaşantımın parçalanydılar; ruj lekesi de hiç fark etmiyordu çünkü kadınımın sıcak dudaklanndan geliyordu. John Fante "Hayat Dolu"da her bebeğinin doğum öncesini, kansının hamilelik günlerini birlikte nasıl yaşadıklarını anlatıyor. Karı kocanın ilişlulerindeki değişimi, o değişimin hayatlanna getirdiği yenilikleri, hoşluklan ve zorluklan John Fante'nın duru anlatımıyla okuyacaksınız. Unutamadığım Karşıyakam ve tzmirim/Ertuğrul Erol Ergir/Kendi Yaytm/143 s. "Bu kitabın iki önemli özelliği var. Birincisi, kitap "coğrafya" içinde bir "tarih". Yakın geçmişten bir devre sinema diliyle, gözler önüne seriüyor. tkincisi hayal değil hakikat iırünu. Bir defa daha, gerçeklcrin düşlerden daha "Yaratıcı" olduğunu kavradım. Ergir'in alçakgönüllü bir ifadeyle yazdığı kitabının bir edebi eser olmadığı muhakkak. Ama, ebedi eser olacağı kesin. Çünkü yapmacıksız, özentisiz, samimi bir dille yazılmış tamamen özgün, bir hatıra kitabı. Yaşı 40'ın üstünde olanlann nostaljiyle, gençlcrin ise merakla okuyacaklan hoş bir kitap. Tavsiyc ederim." diyor Ege Cansen Hürriyet gazetesi yazan. Vcnüs Artı X/Tbeodore Sturgeon/Çeviren: Ayşe Gorbon/hhaki Yaymlart/285 s "Venus Arü X", kadın ile erkek arasındaki gerilimin artık varolmadığı bir uygarlığı görkemli bir şekilde yaratıyor. Ledom: Şiddetin anlamsız olduğu; cinsiyetin tümüyle geçmişin karanlık sayfalanna gömüldüğü geleceğe ait bir dünya. Charles Johns, Ledom'u ve buranın insanlannı keşfettikçe, kendisinin değerli bulduğu ilkelerin bu yeni dünyada değersiz olduğunu fark eder. Sarsıcı, heyecan verici ve ileri görüşlü bu muhteşem roman, cinsiyet üzerine şimdiye kadar yazılmış en olağandışı ve öngörülü bilimkurgu sayılmaktadır. Beni Anlayın Lütten/Katharina Zımmer/Çevıren: Penban Anaç/Özgür Yayınlart/l 76 s. Yetişkinler ve çocuklar özellikle de ebeveynler ve çocuklar arasın daki bazı yanlış anlamalar üzücü dür. Hoşgörü, samimimyet ve de sevgi çoğu zaman yeterli olmuyor Kendiınizi hiç kimsenin sebep ol madığı bir engelin karşısında bulu ruz. Şaşılacak bir durum değil aslında, çünkü işin için de güçlü duygular vardır; sevgi korku ve suçluluk duy gusu gibi. Bir çıkış yolu yokmuş gibi görünen anlayış sorunlarında en fazla acıyı belki de çocuk çeke,rçünkü tam anlamıyla ebeveynlerinin sevgisine ve tüm diğer akrabalannın, arkadaşlarıninın, öğretmeninin takdiri ne muhtaçtır hayati önem taşıyacak biçimde yani bir yetişkinin herhangi bir zamanda bir şekilde, sevgi ve takdirde ihtiyaç duyabileceğinden çok daha fazlasına. Bu kitabın amacı, kişilerin daha önce göremediği bk kaç yolu göstermek; bazıları dolambaçlı yollar olsa da hi... Ebeveynlerin, öğretmenlerin, çocukla ilişkisi olan herkesin okuması gereken bir kitap. Aydınlar Söz\üfc'uA4emet Fuat/Adam Yayınlan/695 s. "Dört yüzü aşkın aydın... Evet bu sözlükte çoğunluğu şairler, öykücüler, romancılar, eleştirmenler, bir de tiyatrocular olmak üzere, dört yüzü aşkın aydtn yer alıyor. Yaşamlanyla değil. Bir eleştirmenin elli yıl boyunca yaptığı değerlendirmeler, saptamalarla... Kimine belli tarihte bir iki söz, kimine ydlar boyu izleyerek bir sürü söz... Bu da işte böyle bir sözlük... Dünyada örneği bulunmayan bir sözlük... Varsa ben bilmiyorum..."diyor Memet Fuat. Yiiziin Yeryüzüdüı/Abmet Özer/Güldtkem Yaytnlan/224s. Ahmet Özer; dil ve yazın öğrenimi gören bir şair, bir yazar. Uzun yıllar değişik öğretim kurumlannda öğretmenlik yaptı. Şimdi Bilkent Üniversitesi Insani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi'nde öğretim Görevlisi. Bugüne değin altı şiir kitabı yayımlanan Özer'in, şiir alanındaki emeğinin yanı sıra; çocuk yazını, gezi, incelemearaştırma ve röportaj dallannda okura ulaşan pek çok yapıtı bulunuyor. Radyo ve TV programlan gerçekleştiren, senaryolara imza atan, sanat geceleri düzenleyen Özer, kültür ve sanat dergisi KIYI ile sanat kültür edebiyat dergisi BİLKENT 4 MEVSlM'in sanat yonetmenliğini yapıyor. "Yüzün Yeryüzüdür", Ahmet Özer'in daha önçe yayınlanmız arasında çıkan "Sarkaç", "Denizin Öptüğü Kent", "Sesimi Rüzgâra Verdim" adlarını taşıyan yapıtlannın bir süreği; 34 yılLk yazarlık yaşamında, okura ulaşan 15. kitabı. Ahmet Özer, "Yüzün Yeryüzüdür" adlı elimizdeki kitabında da bir aydının yaşam kanşısındaki örnek duruşunu ortaya koyuyor. Yaşamımızı kuşatan atmosferden şiirsel bir söylemle oluşturulan bu yazıları beğeniyle okuyacağıruzı umuyoruz. Kaybolan Yıllar 196M973/CW><m Tokatlt/Doğan Kitapçthk/531s. Orhan Tokatlı, 2 Mayıs 1960 darbesiyle askıya alınan demokrasiyi yeniden canlandırma çabalarını yıllar boyunca yakından izlemiş bir gazeteci... Tokatlı, Türkiye'nin bir dönemini, 19611973 ydları arasındaki Türkiye'nin darbe girisimleri, idamlar, hükümet bunalımları, askeri muhtıra sancıları içinde Kaybolan Yıllar'ını gözler önüne seriyor. "Barajlar Kralı" olarak ünlenen Süleyman Demirel'in, mavi gömlek ve kasketiyle "sol" görüşü düzen değişikliği biçiminde yönlendirmeye çahşan dönemin CHP genel sekreteri "Karaoğlan" lakaplı Bülent Ecevit'in politikaya adım atışlarının perde arkasını irdeliyor. Bu kitabı okuduktan sonra,1980'e gelirken ve 1980'li yıllar geçilirken çekilen sancıları da anımsayarak kendinize gene o soruyu soracaksınız: Tarih tekerrürden mi ibaret? Yeni ŞiiAeT/Osman Serhat/Hera Yaymlart/93 s. 19 Haziran 1955'te Ankara'da doğdu. Emekli askeri hâkim Güngör ErkekJi ile ressam Nebahat ErkekJi'nin oğludur. 1968'den beri şiir yazıyor, 1970'ten bu yana yayımlıyor. 1973'ten günümüze yılların göğsüne sığdırılmış onu aşkın kitabı bulunuyor. 19851996 yılları arasında birkaç şiir dışında hiç yazmadı. Nedenleri, niçinleri hep kendinde saklı. Seçme şiirlerinden oluşan "Yoksulluklar" (1995) adlı kitabıyla Hera Şiir Kitaphğının yayımcılık serüvenini başlatan şair oldu.Elimizdeki kitap, daha çok yirminci yüzyılın son birkaç ydının şiirleri var. Eğer Öyle Olsaydt/Derleyen: Robert Cotvley/Çeviri: Alı Çakıroğlu/Aykm Yayınlan/444 s. 'Eğer'in tarihçilerin en gözde gizli sorusu olduğu olduğu söylenir. Tarihçi E.H. Carr, 'eğerlerin tembel işi laf ebeliğinin ötesinde gerçek bir değer taşıdığını söylüyor. Carr'a göre, 'eğer'lerin tarih anlayışının gelişmesine, tarihin canlı bir biçimde gözler önüne serilmesine katkısı büyüktür. Bir çatışmanın kalıcı sonuçlannın yanı sıra taşıdığı olası tenlikeleri veya olanakları da şaşırtıa bir aynntıyla ortaya koyabilirler. I.Ö. 480'de Salamis'te karşı karşıya gelen Persler 'Doğu'yu, Atinalılar ise 'Batı'yı temsil ediyorlardı. 'Batı', 'Doğu'yu yenmişti, Kitabevlerinin Yeni Adresi Bayilerimiz İçin, Şırnak'ta Kitabevi Yönetimi Artık İstanbul Kadar Kolay SAYFA 22 CUMHURİYET KİTAP SAYI \ www.yenisayfa.com 5B( Bayilik Sistemi Hakkında Bilgi için Yeni Çizgi Yayın Dağıtım Tic. San. Ltd. Şti. Tel: 0212 220 57 70 pbx Müracaat: Arzu Hanım