03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

etmesinin yanı sıra, kadın hareketinin bugünkü durumuyla da ilişkili. Kadınlar ve erkekler arasındaki eüç dağılımının politikada, iş yaşamında ve özel yaşamdaki eşitsizliğini göstermek için başlayan hareket aUede, cinsellikte rollerin nasıl dağıldığı sorusuyla uğraştı. Cinsel şiddetin istisnai bir durum olmadığını ortaya koydu. Tüm bunların açıkça ve yüksek sesle dile getirilmesi bile bir devrimdi. Anja Meulenbelt "bu büyük yargılama döneminin sona erdiği' görüşünde. Fiilen haklı sayılabilir, artık hiç kimse ailede, sokakta, işyerinde genç kızlara ve kadınlara yönelik cinsel tacizin varlığından kuşku duymuyor. Ailede tecavüz ceza yasası kapsamına alındı, çocuklar özel olarak korunuyor, iş yerlerinde cinsel tacizde kadının ifadesi yeterli sayılıyor Avrupa'damedya bu tür olaylan etraflıca gündeme getiriyor. Kadınlara aynlan özel kotalarla üst düzey pozisyonlara gelebiliyorlar ya da parlamentoya girebiliyorlar vs. Ama kaclınlann vaşadığı eşitsizlik ve şiddetin yüksek sesle söylenmesi henüz Dİr şeyi değiştirmedi. Sadece, kadınlar bu durumlan yalnız değil hep birlikte yaşadıklarını öğrendiler. Uluslararası ilişkiler kurdular ve başka uluslann kadınlannın da aynı kaderi paylastıklarını fark ettiler. Belki de bu ilişkileri kurduktan sonra bu kadar büyük bir baskının altından kalkamayacaklannı düşünüp, kişisel kurtuluşlan ile yetinmeye karar verdiler. Kadın hareketi artık kadın projelerine dönüştü. Ve herkesin kabul ettiği eşitlik ve özgürlük ilkelerini toplumsal bir dönüşümle değil, iğneyle kuyu kazar gibi elde etmek için çabalamaya başladılar. 70'li yıllarda yeni toplumsal yapılanmaları tartışıyor, bağımlılıkları ortadan kaldırmayı amaçlıyorlardı. Bugün eski toplumsal yapının bir parçası olarak kendilerine fırsat eşitliği verilmesini istiyorlar. 70'li yıllarda ataerkil düzene karşı çıkıyorlardı, bugün ataerkil düzen içinde başarılı olmak istiyorlar. Kazandıklan güven ve aldıkları eğitim sayesinde üst düzey pozisyonlara talip oluyorlar ama parmakla gösterilecek kadar azlar. Genelde ücret eşitsizliği devam ediyor. Çocuk yetiştirme izni sayesinde kariyer yapma ve annelik duygularını tatmin edebiliyorlar ama işyerlerinde kadınların ihtiyaçlanna uygun bir değişim yaşanmadı, işyeri kreşleri hayaUerde lcaldığı gibi çocuk yuvalarının sayısı gittikçe azalmaya başladı. Şimdi kadınların önüne açılan yeni pencere evde çalışma. Televizyon reklamlarında şık giyimli kadınların bir eliyle biberonu tutarken öteki ile bilgisayarına komutlar verdiğini görüyoruz. Evet, reklam sektörü, bir zamanlar kadınların durumlarına dikkati çekmek için çizdiği karikatürleri şimdi geleceğin projesi olarak koyuyor önümüze. Üstelik bunun durumumuzun karikatürü olduğunu çok az kişi anlıyor. Şiddet artık gizli kalmıyor, ensest ve cinsel taciz davalan açan cesur kadınların sayısı artıyor ama medya kadınlara karşı şiddeti voyörist bir anlayışla getiriyor ekranlara. Bu şiddetin ardındaki ve onu mümkün kılan yapıyı kimse sorgulamıyor. Hâlâ feminist olanlara fosil muamelesi yapılıyor. Üstelik muhafazakâr kesim bıraktığı mevzileri tekrar ele geçiriyor. 70'li yıllarda kadın hareketinin güçlü olduğu ülkelerden biri olan Almanya'da kadınlar kürtaj yaptırdıkları için mahkemede hesap vermek, kürtaj olabilmek için komşu ülkelere gitmek zorunda bırakılıyor. Bir zamanlar radikalliği ile tanınan bir gazete (Tageszeitung) artık uluslararası kadın gününde, moda, yüz ve vücut bakımı, rnasaj teknikleri, burcunuz ve falınız eki veriyor. Feminist kadınlara pek rağbet yok ama, bağımsız kadın imajı bol bol kullanılıyor. Kadınlar için şehır rehberi, kadın projeleri telefon rehberi, kadın oteli, kadın kahvesi, feminist iş kadınları için danışma merkezi, feminist psikoterapistler, CUMHURİYET KİTAP SAYI 5 5 3 lerine uymayı yeğlerdi o. Ve hepsinden öte buna değinmeme gerek bile yok belki, anydı. Yazmaya başladığımda daha ilk sözcüklerde onunla karsılaşıyordum. Kanatlannın gölgesi kâğıaımın üzerine düşüyor, odamda etekferinin hışırtısını duyuyordum... Arkamdan usulca yaklaşıyor ve fısıldıyordu... Sevimli ol, daha alımlı ol, kandır, cinsinin hilelerini kullan. Senin de kendine ait bir beynin olduğunu kimsenin anlamasına izin verme. Ve hepsinden önce; saf ol. Ve kalemimi yönlendirmeye çalışıyordu. Şimdi haneme kazanç olarak geçirdiğim bir eylemi anımsıyorum... Arkama döndüm ve gırtlağına sanldım. Onu öldürmek için elimden geleni yaptım. Eğer bu yüzden bir gün hesap vermem gerekirse bunu kendımi korumak için yaptım, nefsi müdafaydı. Eğer ben onu öldürmemiş olsaydım, o beni öldürecekti." Klasik bir cinavet ve üç yüz sayfalık bir itiraf. Meulenbelt, Utanç Bıttt adlı kişisel anlatısında evin meleğini öldürüyor ve bunu nasıl yaptığını anlatıyor... Cinayet işlemek, bencilliğe ahşmamış kadınlar için ciddi bir kendini aşma devinimini gerektiriyor. Bu sürecteki acıları okurla paylaşıyor Meulenbelt. Sadece kendisininkileri değil, diğerlerini de katarak kadın hareketinin nefsi müdafaa cinayetinin anatomisini çiziyor ve bu döneme tanıklık ediyor. • Utanç Bitti/ Anja Meulenbelt/ Çevıren îlknur Igan/ Ayrtntt Yaytnlart Giindelik Muduluğa Alışma/ Anja Meulenbelt/ Çevıren Îlknur Igan/ Aynntt Yaytnlart Kayıp Zaman/ Anja Meulenbelt/ Çevıren: îlknur Igan/ Ayrtntı Yaytnlart • Hayranlık/ Anja Meulenbelt/ Çevıren: îlknur Igan/ Ayrtntt Yaytnlart Evtaımlağl Ceyrek yüzyıl önce yofiun bir sekllde yatanan ve Avrupada Ikincl Kadın Hareketi olarak adlandınlan bu sürecl en lyl anlatan Anja Meulenbelt oklu. feminist dizayncılar, feminist kabareler, yatınm yapmak isteyen lezbiyenler için danışma merkezi ve bu tür projeleri destekleyen fonlar. Radikal gruplarsa simdilik internet özgürlüğü ile yetiniyorlar. Daha önce yılda bir kez düzenlenen uluslararası toplantılara artık her gün katılmak mümkün. Elektronik posta kutusunda Berkeley Üniversitesi nden kadın tarihi arastırma grubunun mesajı, Viyana'dan bir kadın ırkçılık konusundaki tartısmaya katılmanı öneriyor. Norveçli kaaınlar, yeni bir kent projesi üretmişler, bu konuda ne düşünduğün soruluyor. Dünya küçüldü ve genişledi. Herkesi tatmin edecek eylemfilik mevcut, ama artık alanlarda değil ekranlarda. Kadın hareketi yıllardır özlediği bağlantılarına kavuştu, artık herkes ağın bir ucunda, yaşasın email, yaşasın internet. Bir kutudan öbürüne akıyor düşünceler, argümanlar, sorular, cevaplar. Kadınlar suskunluğu kırıp konuşmaya başladıklannda bunun bir bedeli olacağını biliyorlardı. Kendilerini açıp yaraıanmaya hazır oldular. l ler alanda yaşadıklan şiddeti anlatarak cinsler arası güç dağılunının eğitimde.günlük yaşamda, iş yaşamında ve politikadaki devamını ortaya koydular. Aile içi şiddetin istisna olmadığını gösterdiler. Bunu sadece kadın grupfarında anlatmakla kalmayıp, anonimliği aşarak toplum önüne çıktılar. Şok etkisi yaratıp, sarsıp uyandırmak istedüer. Kısmen başardılar Çeyrek yüzyıl önce yoğun bir şekilde yaşanan ve Avrupa'da îkınci Kadın Hareketi olarak adlandırılan bu süreci en ivi anlatan Anja Meulenbelt oldu. Anlattıklan, kimilerince kendini gördüğü bir ayna olarak algılandı, kimileri voyörist duygulannı tatmin etmek için okudu Meulenbelt'i. Utanç bitti diyordu Anja Meulenbelt ve tüm tabuları yıkarak konuşuEordu. Anja Meulenbelt on yıllar sonra ugün kadın hareketinin vardığı aşamadan memnun görünüyor. Bir söyleşide "Elbette büyük değişiklik önce kafaJarda oldu, topiumsal değişim bunu oldukça ağır izliyor. Yapılacak daha çok şey var. Ama bu artık öncülerin meselesi değil, herkes bir şeyler yapmalı" diyor. Bu saptama doğru olmakla birlikte toplumsal değişim yaşanmadığı için kadın nareketinin kazanımlannın bireysel kaldığı gözleniyor. Işte böyle bir dönemde geçmişin deneyimferini kavramak için önemli bir kitap Utanç Bıttı Evdeki meleği hâlâ öldürmeyenlere de rehber olacak bir kitap. Meulenbelt, birinci ve ikinci kadın hareketi arasındaki bağlantıyı Virginia Wo olftan yaptığı şu alıntı ile kuruyor, belki üçüncüsüne de köprü olur: "Bir hayalete karşı mücadeleye baslamak zorunda olduğumu keşfettim. Bu nayalet bir kadındı, onu daha iyi tanıdıkça 'Evin Meleği' şiirindeki kahramanın aoını verdim ona. Evin meleği korkunç tatlıydı. Olağanüstü alımlıydı. GenellikJe bencil değildi. Aile yasamının zorlu sanaünda mÜKemmeldi. Tavuk varsa kanadı o ahrdı. Esiyorsa ceryanda o otururdu. Kısacası öyle yaratılmıştı ki, hicbir zaman kendi düşünceleri ya da istekleri olmazdı, tersine başkalarının düşünce ve istek Melis Özcan 14 yaşındayken, 17Agustosl999 depremini Yalova'da yaşayan MELİS ÖZCAN, kendini bir karanlıkta buldu. Genç ömrünün ince yolu "çodırkentten başkente" uzanırken, yaşadıklannı yazdı. Yalın, içten,abartısız. KDV dahil 1900 om Lıra NAYLON KÖŞK 2. Basım hdnci Kadn Hareksti IUIIUN KİIAItlVI I KİNDI BILGI KITABEVİ Sakarya caddcsı B/A Yanifehır Ankara 7wi 312 434 41 06/07Fax 312 433 19 Jd BİLOİ DAÛIT1M Narhbahça Sokak I Jl\ Cağaloğlu ISTANBUI Tol 212 522 5201 Fa« 212 52741 19 BİILGİ Meşrutlyet Caddesl, 46 A Yenişehlr 06420 / ANKARA Tel (0312) 431 81 22 434 49 98 Faks (0312) 431 77 58 www bllglyaylnevl com tr * emaıl. İnfo@bflgiyayln«vl com tr YAYINEVİ SAYFA 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle