02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

S Ayvaz ülkemizde ihmal edilen çocuk oyunları konusunda önemli bir boşluğu doldurma abasında... Bunu yaparken e konularına titiz bir yaklaşımla yöneliyor. Belki de büyükanne ve büyükbabalarından masal dinleme şansı olmayan çağımız çocuklarının masal, hayal, fantezi dünyalarına seslenerek, bunu doğruyu bulmanın bir aracı olarak kullanıyor. Çocuğu unuttuğu masal cerçek sentezi içinde oyunla buluşturuyor.. Doc Dr. HULYA NUTKU lkü Ayvaz, Türk tiyatrosu'nun genç kuşak yazarlan arasında son yirmi yıldır yazdığı Yeniden Yaratma, Vajii Vilayet Hademei Devlet, Troyayı Özlüyorum, Nihavent Longa, Külhanbeyi Operası gibi oyunlarıyla ses getiren bir yazar olmayı başarabilmiştir. Geriye Bakma ve Bağlanma adlı oyunları son oyunlan arasında yer almaktadır. Onun oyunlannda ele aldığı temalar ve işleyişindeki titizlik ona bu naklı yeri kazandınrken, o aynı zamanda konu seçiminde çeşitlilik ve iletisindeki tutarlılıkla da dıkkati çekmektedir. Tiyatro yazıları, Duvardan Gelen Sesler başlıklı incelemesi, tşlerin Yolunda Gitmesine Engel Olan Kim? (1983 Akademi Kitabevi Oykü Basarı Ödülü), Gri Oğullar, Olaylar ve Kanramanlar gibi hikâye kitapları özgün radyo oyunlan ya da sinema senaryolanndan radyo tiyatrosuna uyarlamalan ile üretken bir yazardır. Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü'nden mezun olduğu 1980 yılından bu yana yaptığı çalışmalarla, aldığı ödüllerle başarıyı yakalamıştır. 1982 yılında çocuk oyunu olan Şahane Lunapark'la TOBAV'ın açtığı yanşmada birincilik yine bir diğer çocuk oyunu olan Yaşasın Gökkuşağı adlı oyunuyla da 1986 TBMM Çocuk Oyunlan Yanşmasında birincilik ödülü almıştır. "Nihavent Longa" oyunu ise 1993 Kültür Bakanlığı ödulünü kazanmıştır. Çocuklanmıza gelecegi yakalamada yol gösteriyor Ulku Ayvaz'ın Çocuk oyunu vazarlımndaki yeri mosferinde geçen bu oyunda önce sirkte çalışanlar (aslan, cambaz, zincirkıran gibi) gösterilerini sergiler. Sonra çığırtkanın yardımcıLğını yapacak olan eşeği, ardından da patronu tanınz. Lunaparka gelen dede ve torun, o sırada gökyüzünü aydınlatan ışığın bir sirk numarası olduğunu sanırlar ama yine de bir anlam veremezler. Ö. Tabloda sahneye üstü başı parçalanmış, su isteyen çocuk gelir. Herkes ona dinlenmesini önerir. III. Tabloda çocuk onlara savaşı haber verse de kimseye kendisini inandıramaz, patron çocuğa evine dönmesini söyler. Anlatılanların tümünün çocuğun düşü olduğunu sanan bu kişıler, sonuçta patlamanın ye ışığın yakınlanna gelmesiyle işin ciddiyetini anlar ve birleşme karan verirler. Kendisini terk etmelerini istemeyen ve yalnızca para kazanma hırsı olan patrona, aslan maskını takarak sirkte onun çaİışmasını söylerler. Sonunda yanlanna dede ve torunu alan kişiler, hep birlikte dekoru söküp gitmeye hazırlanırken, seyircilerin de kenaüeriyle gelmesini önerirler. Hem her yere ulaşıp insanlara yardım edeceklerdir, hem de nerkese savaşın kötülüklerini anlatacaklardır. Ülkü Ayvaz bu oyununda savaşın kötülüklerini bir düş değil, olsa olsa karşı durulması gereken, mutsuzluk getiren bir şey olduğunu, muduluğun ise banş ve birliktelikle sağlanabileceğini iletir. Yaşasın Gökkuşağı'nın yazarı Ayvaz bu oyununda da tek renge bağlı, tek düşünceye gözü kapalı inanmaK yerine, çok renkten oluşan gökkuşağı sevgisi yoluyla düşüncede de çoksesliliğe önem verilmesini anlatıyor. Bunu yaparken de çocuklara onlann dünyasından seslenmeyi başararak, onlara renkli bir demokrasi dersi veriyor. Bu oyunda da masal öğesi önemli bir yer alıyor. Masalcı baba yoluyla oyunu serimleyen yazar, hükümdar, kral, vezir ve yaverin olduğu iki ayrı ülkede san ve mavi muhafızlar ve yine san ve mavi nöbetçiler vardır. Halk san ve mavilerden oluşmaktadır. Maviler ülkesi de, sanlar ülkesi de aynı tekdüzeliği vaşamaktadır. Üzerinde ner iki rengi de taşıyan delikanlı yaptığı oyunla, sevdiği kıza ulaşır ve ona kırmızı bir gül sunar. Çünkü bu durumdan memnun olmayan tek kişi odur. Art arda renkleri sayarlar kız ve delikanlı, tam o sırada başlayan yağmur sarı ve mavilerin renklerini alır, götürür. Ama ardından gelen gökkuşağı ve onun yedi rengi bu insanlara çokrenkliliğin güzelliğini yansıtır. Herkes farklı renklerde giysıler giyerler. Masalcı her iki ülke arasında giderilen bu sorunun birlikte olmayı ve el ele yaşamayı getirdiğini müjdeler ve gökkuşağının bizîere her türlü rengi sunduğunu söyler. Finalde çiçekçiden rengârenk çiçekler alan Kral ve hükümdar DU rengârenk çiçekleri çocuk izleyicilere sunarlar. Çokrenkliliğin güzelliğini onlar da yaşarlar. Masal öğesi tekrenkliliği yaşananlarsa çokrenkli ve barışçıl bir dünyayı verir bizlere... Ayvaz'ın Teneke Şövalyeler adlı oyunu soru sormarıın erdemleri üzerine kurulııdur. W. Weyrauch'ın "Ben yanıt vermem, soru sorarım. Çok soru soran, çok yanıt alır çünkü" sözünden yola çıkan yazar, adları sırasıyla şöyle: Papatya, Arkadaşım Şanso Panso, Küçük Dost, Dünyanın En Güzel Yolculuğu, Mavi Yıldız, Bir Armağan Seçelim. Papatya sekiz kişilik bir oyun, marketin ve binaların bulunduğu açık bir alanda, tek bir ağacın ve yeşilliğin yer almadığı bir mekânda geçen bu oyunda Ayvaz beton çatlaklan arasında çocuklar taranndan bulunan bir papatyanın yaşatılma çabasını anlatıyor. Ansiklopedilerden ve öğretmenlerinin anlattığı kadanyla bu çiçeği tanıyan çocuklar, market sanıbinden eski kente ilişkin anılan dinliyorlar. Gökdelenler, büyük çarşılar, binalar ve asfaltlar doğayı yok etmiştir. tnsanlar çiçek yetiştirmek için toprak bulamamaktadır, bu nedenle marketin sahibi onlara plastik çiçek önerir. Eve giden çocuklar annelerinin sadece nişanda babalannın aldığı kır çiçeği dışında çiçek görmediğini öğrenirler. Çiftçi olan Büyükbaba ise toprak ve çiçek yokluğu nedeniyle artık marangozluk yapmaktadır. Bir avuç toprak arayan ve bulan çocuklan izleyen şoför onlara yardımcı olmak amaayla arabasından su verir ama araba su kaynatüğı için çiçek cansızlaşır. O sırada üzülerek ağlayan DU çocuklann gözyaşlanyla ıslanan papatya canlanır. Oyunda aoğanın önemi, çevrenin korunması ve doğada yaşayan tüm canlılara çocuklann duyduğu sevgi yoluyla geleceğine sahip çıkmayanlann neler kaybedebilecekleri onlara anlatıbr. lkinci oyun Arkadaşım Şanso Panso, arkadaşlan yazlıkta olduğu için sıkılan ve odasına kapanıp televizyon seyreden ve kitap okuma alışkanlığı olmayan Ali'nin öyküsüdür. Bu duruma üzülen anne ve baba, şimdiye değin yalnızca üç sayfa okumayı başarabilmiş olan Ali'ye Don Kişot kitabını verir ve onu odasına gönderirfer. Odada kitabı okurken uykuya dalan Ali'yi, Şanso Panso uyandınr ve Don Kişot'la tanıştınr. Don Kişot çocuk taranndan tanınıyor olmaktan sevinç duyar ve Şanso Panso'yu da alarak iyilerin yardımına koşmaya gider. Tekrar dalan Ali bu kez Tom Sawyer tarafından uyandınhr. Korsanların hazineyi gizlediği mağaraya ulaşan Sawyer, Ali'den kasabaya gidip haber vermesini ister, Ali padişahın kızına âşık olan Keloğlan ve onun annesine rastlar. Yola düşen Keloğlan yaşlı çobanın kendisinden ilerdeki kuyudan su istemesine karsılık olarak verdiği ettiği kavalı alıp uzaklaşır. Kavalı ilk uflediği anda açılan pencereden giren peri kızı çölde rastladığı mavi boncuğu gömüp, sudan içmesini önerdiği sırada yeniden uykuya dalan Ali, bu kez Pamuk Prenses taranndan uyandınhr. Yedi cücelerin aşağıda olduğunu ve onu kuliibelerine bekfeuiklerini söyleyerek davet eder. Anne ve babasımn gelişiyle finalde uyanan Ali'ye yorulduğunu ve beşinci kitabı okuduğunu söyleseler de Ali, Pamuk Prenses'lekırlaragitmekistediğini ve pek çok dostu olduğunu (Don Kişot, Şanso Panso, Tom Savvyer, Keloğlan, Pamuk Prenses...) bu nedenle de mutlu olduğunu anlatır. Ülkü Ayvaz bu oyununda çocuklann kitap okuma alışkanlığı edinerek, yalnızlıktan kurtuldukK İ T A P SAYI 553 U Ülkü Ayvaz, ülkemizde ihmal edilen cocuk oyunlan konusunda önemli bir bosluğu doldurma çabasında. ÇoksasHğe önem vermak Oyunları sık olmamakla birlikte sahnelerimizde görülmektedir. 1993'te Devlet Tiyatrosu'nda Tamer Levent'in rejisiyle oynanan Yeniden Yaratma, bu yıl Bursa Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenmekte olan Külhanbeyi Operası dışında yine bu sezon Antalya Devlet Tiyatrosu.nda Turhan Selçuk'un Abdülcanbaz'ı Ülkü Ayvaz'ın uyarlaması ile oynanmaktadır. Ayvaz'ın çocuk oyunu Teneke Şövalyeler 1986/87 sezonunda îzmir Devlet Tiyatrosu'nda, 1987de Yaşasın Gökkuşağı adlı oyunu Ankara Devlet Tiyatrosu'nda ve 1991'de de îzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı olarak Şehir Tiyatroları projesi kapsamında yer alan Kamyon tiyatroda oynanarak ses getirmiştir. Ozdemir Nutku'nun sahnelediği Yaşasın Gökkuşağı Alaçatı Çocuk Oyunlan Festivali,.Özdere Uçurtma Şenliği ve Burhaniye Ören Festivali'ne katılmanın dışında, Îzmir kentinin varoşlannı ve kent merkezini içeren altmışa yakın temsil vermiştir. Ulkü Ayvaz Makedonya Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenmiş, ülkemizde henüz seyirciyle buluşmamış, Şahane Lunapark adlı oyununda, savaş bölgesinden kaça • rak bir lunaparka sığınan bir çocuğun. orada çalışanlarla birlik olup savaşa Kar§ı çıkışını ele alır. Bu oyunda çocuklara savaşın kötülüğü anlatdırken, barışın güzelliği ve insanlan mutlu eden yanlarından söz edilir. Sirk çadırı ve lunapark atSAYFA 10 Ayvaz'n sahnotensn nsoptoPl çocuklann soran, sorgulayan, arayan, meraklı birey olma yoluyla öğrenmenin önemi üzerinde durmuştur. Çocuklara soru sorarak çevrelerini, dost ve düşmanlannı daha iyi tanıyabileceklerini öneren yazar, soru sormanın iyiyi kötüden ayırmanın yöntemi olabileceğini vurgulamaktadır. Bu oyundaki karşıtlık şirinbir kasabanın asalak olan ve kasabanın başına bela kesilen teneke adamı ile o şirin kasabanın soran sorgulayan çocuklan arasındaki ilişkiye dayandırılmaktadır. Çocuklan sorulan ile bu asalak teneke adamı altederler. Her şey Sorusormaz köyünde sabah güneşin doğmayıp, ayın ve gecenin sürmesinin nedenlerini sonnamalan ile başlar. Olayı yalnızca tenekeci merak eder. Tenekeci kendisinden masal bekleyen çocuklara Sorusormaz köyünün masalını anlatır. Çocuklar tenekecinin sözünü ettiği üç teneke şövalye olur. Köyde ormancJarla yemek yiyen, kimsenin soru sormamasından memnun olan adam asalak gibi yasamaktadır. 2. Bölümde ise çocuklar bu adamı sorulanyla bıktınrlar. Kötüleri kaçırmanın en iyi yolu soru sormaktır. Teneke adam yalnızca karnını doyurmayı düşünür, onlardan kekler, börekler ister. Sonuçta soru sormaya ormancılar da katılır. Tenekeci masalın sonunda teneke giysiler giymekten kaçınan adamın, tarlada çalısmaya ve dürüst olmaya söz verdiğini anlatır. Çocuklar böylece annelerine yardımcı olmayan babalannı soru yağmuruna tutar. Artık baba da anneyle birlikte çalışacaktır. Oyunun finalinde ay ve güneş çok soru soran ve düşünerek doğruyu bulan bu çocuklan kutîar. Ülkü Ayvaz bu oyununda da yaşamın gerçeklerinden yola çıkarak, masalla gerçeği süsleyip, ger;ek yaşamda doğruyu bulmayı masal youyla çocuklann kavramasına yardımcı olur. Arkadaşm Şanso Panso f, Papatya adını verdiği kısa oyunlan "tiyatroaa, evde, stmfta, sokakta, misafirlikte oynanabılir" notu düştüğü, tüm bu oyun demeti TRT radyolarında "Çocuklarla Başbaşa" programında seslendirilmiş ve ilgiyle karşılanmıştır. Bu oyunlannda Ülkü Ay\'az, oyunlara her yerde sahnelenebilme, oynanabilme olanağı sağlayacak bir yol izlemiştir. Bu altı çocuk oyununun Ülkü Ayvaz'ın altı oyundan oluşan ve "ÇoctJdartaBaşbafa" C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle