25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Çağımızın metafizik sorunu üzerine Sevgi îyi, "Çağımıztn Metafizik Sorunu" adlı yapıtında 20. yüzyıldan üç filozof seçerek konuya tarafsız bir açıdan bakma şansı yakalıyor. Sevgi îyi, eserinde ne epistemoloji, ne ontoloji ile iç içe geçen bir metafizik anlayışını, ne de metafiziğin readediîdiği bir tutumu benimseyerek sadece günümüzde konuya ilişkin farklı görüsleri ve bu görüşlerin her birinin ayrı ayrı yarattığı sorunları ortaya koyuyor. AHU TUNÇEL Doç. Dr. Sevgi îyi yüzyılımızın önemli sorununu irdeliyor F elsefeye az da olsa ilgi duyan hemen herkesin ilk öğrendiği tanımlardan biri felsefenin soru sormak olduğudur. Philosophia perennis(2) deyisi de bu çerçevede felsefe sorunlannın tÜKenmediğini, diğer düşünsel etkinliklerin tersine felsefede tükenenlerin cevaplar olduğunu gösterir. Bilim, tek tek ele aldığı sorularını çözümleyerek bir daha ele almamak üzere arkasında bırakırken felsefede tükenenler cevaplardır. Felsefe yüzyıllar boyu biriktirdıği pek çok soruyu bünyesinde barındıran bir etkinlik olarak çıkar karşımıza. Ancak bu cevapların çokluğu, fılozofların eksikliği ya da yetersizliğini değil, felsefe sorulannın bilim gibi kesin denetleme araçlarından yoksun olduğunu gösterir. Zira her filozofun görüşleri kendi dışa kapalı sisteminde tutarlıdır. Ancak burada göz ardı edilmemesi gereken şudur ki; her filozofun kendi sistemi içerisinde tutarh görünen anlayışı, diğer filozoflar karşısında görecelilik taşır. tşte bu nedenden dolayıdırki metafizik problemine ilişkin bir araştırmada olumlu ya da olumsuz yüzlerce farklı anlayış söz konusudur. Bu anlatılanlara bakarak felsefe tarihinin eeneline ilişkin şöyle bir saptamada bulunmak da mümkün: Felsefeyi Anlamak, Felsefe ile Anlamak adlı eserinde Prof. Dr. Betül Çotuksöken'in de belirttiği gibi "Philosophia Perennis'in temelinde metaphysica perennis'in olduğunu dikkatli gözler kolaylıkla görebilirler."(3) Metafiziğin ne olduğunu belirlemek için izlenen yol, zorlu bir yoldur. Felsefe tarihine, şöyle bir göz attığımızda metafizik kimi filozoflarca bir duşünme tarzı, kimi filozoflarca da varlığı olanaksız ya da kuşkulu bir alan olarak betimlenmiştir. Kısacası metafizik üzerine araştırma yapmak, zaman zaman hiç varolmadığı düşünülen bir soru üzerine düşünmektir. Metafiziği bu denli tartışmalı kılan en belirgin özelliği alan ve sımrlannın keskin çizgilerle Delirlenemiyor olmasından kaynaklanmaktadır. Öyle ki metafiziğin ne olduğuna ilişkin bir soruu yanıtlama çabası kolaylıkla metafizik jir cevaba bürünebilir. Dolayısıyla metafizik sınırlarını kendisi belirleyen bir alan olarak çıkar bu kez karşımıza. Felsefe tarihi boyunca bu oynak yeri dolayısıyla metafizik kimi zaman gerçeklik, var olan ve varlık yapısıtıa yönelerek ontoloji, kimi zaman da bilme etkinliğiyle birlik olarak epistemoloji (bilgi kuramı) ile iç içe geçmiştir. Kısacası metafiziği filozofun diğer araştırmalanndan sıyırarak, "işte budur" diye ortaya koymamız neredeyse imkânsız bir hal alır. Metafiziğin mantık ya da matematik gibi tarafsız bir alan olmayışı, filozofa çağın koşulları ve kendi felseresinin iç tutarlüığını korumanın gereği olarak olumlu ya da olum suz bir anlam yüklemede özgürlük sağlar. Nitekim metafizik konusunda tartışmaların çıkmaza girdiği 20. yüzyd, bu bakış açılarının her birinin ayrı ayrı yer aldığı bir açılımı sunar. Bu nokta oldukça önemlidir. Çünkü yüklenilen olumlu ya da olumsuz anlama göre metafiziğin tanımı farklılık kazanır. Metafiziğe karşı tarafsız bir bakış açısının nasıl kazanılacağı çağımız için hâlâ bir tartışma konusudur. Felsefe tarihine metafiziğin kaynağını araştırma konusu yaparak göz attığımızda pek çok anlam değişikıiğine uğradığını rahatlıkla görebifîriz. Aristoteles'in prima philosophia dediği ilk felsefe, filozofun öğrencileri tarafından metafizik olarak adfandırılmıştır. Fizik sonrasında gelen eserin adlandırılması olarak düşünülen metafizik ilk önemli anlam değişikliğine Ortaçağ'da uğramış; doğavı aşan, doğadan ayrı varolan, doğadaki şeylerden varlık ve değer olarak üstün nitelikte varolanların araştırılması olarak anlaşılmıştır. Ortaçağ'da metafiziğe yüklenilen bu anlam dana sonraki dönemlerde de etkisini sürdürerek günümüze kadar gelmiştir. Kant'tan sonra ise metafiziğin içeriği, deneyleyanıtlanamayan a priori kurgulamalar olarak anlam kazanmıştır. Metafizik bu şekilde anlaşılması kuramsal konulara ilişkin olduğunun düşünülmesine ve "bellek", "tinsel", "dinsel", "akıllakavranamayan" gibi konuların metafizik olarak adlandırılmasına yol açmıştır. 18. ve 19. Yüzyıllardan itibaren metafiziğe bilgi kuramına ilişkin konular da eklenmiş ve felsefe tarihinin büyük bir bölümü metafizik olarak adlandırılmaya başlanmıştır. Ana hatlanyla felsefe tarihi içerisinde uğradığı anlam değisildiklerini açıkfamaya çalıştığımız metafiziğe ilişkin günümüzdeki problemler dana da büyüktür. Metafizik karşısında önceükli sorun, onun hangi anlamını ele alacağımızda baş gösterir. Daha önce de söz ettiğimiz gibi meta Hk antaun doğişHdlği fiziği ontoloji ya da epistemoloji ile iç içe geçmiş bir düşünme alanı olarak tanımlayabileceğimiz gibi, tamamen olumsuz anlamlar yükleyerek boş bir araştırma olarak görmemiz de mümkün. Öyleyse tüm bu anlatılanlann ışığında "Metafizik nedir" sorusunu sormanın bizi yine metafiziğin kendi dilinde verdiği cevaplarla karşı karşıya bırakacağını tahmin etmek de güç değildir. Metafiziğe ilişkin bu karmaşayı yakından görebilmek için, cevaplandırılması oldukça güç bu soruyu yeniden sormaktansa, çağımızın filozoflarından örnekler vermek, hem felsefe tarihinin bir özeti olacak, hem de metafiziğin uğradığı anlam değişikliklerine ilişkin ipucu sağlayacaktır. Yukarıda sözü edilen bu "karmaşa"yı göz önünde bulunduran Sevgi lyi(4), Çağımızın Metaftzik Sorunu adlı eserinde 20. yüzyıldan üç filozof seçerek konuya daha tarafsız bir açıdan bakma şansı yakalamıştır. Sevgi Îyi, eserinde ne epistemoloji, ne de ontoloji ile iç içe geçen bir metafizik anlayışını, ne de metafiziğin reddedildiği bir tutumu benimseyerek, sadece günümüzde konuya ilişkin farklı görüsleri ve bu görüşlerin her birinin ayrı ayrı yarattığı sorunları ortaya koymuştur. Eserin Uk bölümünde metafiziği ontoloji ile bağıntılı gören ve metafiziğe olumsuz bakmasına rağmen onun varlığını kabul eden Heidegger; ikinci bölümünde metafiziğe "mutlakbilgi"ye götüren yol olarak bilgi kuramı ile bağıntılı ve aynı zamanda olumlu bakanı Bergson; üçüncü bölümünde ise felsefeyi ve bilimi boş bilgilerden ayırarak mantıksal öneımeler olarak gören Viyana Çevresi filozofları ele al ı n m ı ş t ır. Böylece bir yandan 20. yüzyılın metafizik sorunlannın açılımı ortaya konurken, diğer yandan felsefe tarihinde metafiziğin uğradığı anlam değişikliklerinin 20. yüzyüdaki yansımalarını görme olanağı elde edilmiştir. H eidegger'de metafi zik bir düşünme tarzının adıdır ve belirli bir tarzda düşünmeye ilişkindir. Metafizik "varolan bütünün ötesine soru sorma"dır. Metafizik başka bir düşünüştarzına geçiş için gerekli ancak yetersizdir. Çünkü "varlığın düşünmesi karşısında metafiziğin hiçbir değeri yoktur" (s. 119). Ayrıca Heidegger metafizik ve felsefeyi birbirinden ayırmaz. Bergson'un da Heidegger gibi felsefeden anladığı metafizik yapmaktır. Ancak Heidegger'in metafiziğe olumsuz bakısına karşın, Bergson metafiziğe olumlu bakar ve onu "mutlak bilgi"ye götürecek tek yol olarak görür. Ona göre bilimler göreli bilgi sunarken, metafizik sezgi yöntemi ile "mutlak bilgi"ye yönelir. Bergson da Heidegger gibi metafiziğin kesin tanımını vermemekle birlikte onu "bütünüyle deney" diye tanımlar. Bu deney doğrudan içinde yaşadığımız gerçeklikle Ugili iç deneydir. Bergson'un metafiziğe DU denli güvenmesine karşın, 20. yüzyılda bilimin yükselişi/Carnap ve Reichenbach çevresinde temelleri atılan yeni pozitivistleri etkilemiştir. Viyana Çevresi olarak anılan bu düşünce akımına göre deneyi aşan her şey metafiziktir. Bilim ve felsefeyi tamamıyla metafizikten anndırmak üzere yola çıkan Viyana Çevresi filozofları metafiziği "öte" anlamıyla ele alır. Ancak bu "öte" Heidegger'in anladığı "varolan bütünün ötesi" değil, gözlemlenebilir olguların dışında kalan her şeydir. Viyana çe\'resi filozofları Bergson'dan temelden ayrıldıkları gibi, asıl amaçlan "varoluşçu metafizik' adını verdikleri Heidegger'in metafizik anlayışını eleştirmektir. Kurulması hedeflenen bilimsel felsefe sadece doğrulanabilir olgulara dayanmalı, deneyi aşan her şey reddedilmehdir. Açıkça görülebildiği gibi felsefe tarihinin büyük bir bölümünü metafizik olarak değerlendiren Viyana Çevresine göre, felsefe mantığın bir bölümüdür. Onlar için felsefe bilgi üreten bir alan değil, bilimin temellerini, çıkış noktalarmı, yöntemlerini, mantığın verdiği araçlarla incelemek, tutarsızlıkları yok etmek için yapılan bir etkinliktir. Dolayısıyla Viyana Çevresi filozoflarına göre Bergson, Heidegger de dahil olmak üzere pek çok filozof aslında sanatçıdan başka bir şey değildir. Buna göre din, etik, estetik gibi konular da sanatın alt dallandır. Metafiziğin sorunları günümüze değin tükenmediği gibi Carnap'ın eleştirileri de bu sorun ve güçlükleri asmava yeterli değildir. Özellikie pek çolc alcımın etkisinin bir arada görüldüğü 20. yüzyıl, metafizik alanında da çok renkli bir tablo sergiler. Her filozofun son noktayı koyma iddiası taşıdığı metafizik, soruları ve güçlükleriyle nalen aynı biçimde durmaktadır. Makalenin basında da belirttiğim gibi her filozof birbirine tepki olarak çağının ölçüsünde sorunlara yeni çözümfer bulmaya çalışmış ve sorunları kendi ele aldığı biçimleriyle irdelemiştir. Filozofların bu çabalarına karşın metafizik sorununa son nokta konamamaktadır. Her filozof birbirine tepki olarak, çağının el verdiği ölçüde son soruna cevap bulmaya çalışmış, ancak tükenen yine cevaplar olmuştur. Metafizik ise zamanın akımlarına, koşullarına, insanlığın düşünsel birikimlerinin artışına paralel olarak değişmiş, ancak problem olarak varlığını korumuştur. • (1) Doç. Dr. Sevgi îyi, Çağımızın Metafizik Sorunu, Ayraç Yayınevi, Ankara, 1999, ss. 128. (2) Felsefenin sürüp gitmesi. (3) Prof. Dr. Betül Çotuksöken, Felsefeyi Anlamak, Felsefe ile Anlamak, "FelsefeMetafizik îlişkileri", Kabalcı Yayınevi, îstanbul, 1995, s. 200. (4) Doç. Dr. Sevgi Îyi, Uludağ Üniversitesi Felsefe Bölümü Oğretim Üyesi. CUMHURİYET KİTAP SAYI 553 Taratsız bakış Son noktayı koyma Metafizik araştırmaları l SAYFA 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle