04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

bazı eleştirmenlerde hayal kırıklığına neden oldıı, hatta hor gorüldü, ancak kâıın olümünden sonra da maddi destek bulabilmeleri için Arthur C. Clarke'ın kurduğu çesitli nayır kurumlanna gideceğinin söylendiği düsünülürse bunu denemesi bile büyük Ibir yüreklilikti. Başka yazarlarla birlikte gerçeklestirdiği çalışmalar arasında Gentry Lee ile birlikte yazdığı Beşik (1988 Ingiltere) ve yine Lee ile calıştığı Rama ile Buluşma'nın üç devam lcitabı vardı. Bu kitapların tümünde popüler macera romanlarını andıran bir anlatım vardı, yine de giderek artan bir güvenle yazılmışlardır. Gregory Benford ile Arthur C. Clarke'ın ortak çalışmalan ise daha ilginçtir. Benford Arthur C. Clarke'ın 1948'de yazdığı kısa romanı Against the Fall of Night'a bir devam kitabı yazmıştır. Ayrıca Arthur C Clarke Venus Prime serisinin haklarını Paul Preuss'a devretmiştir, bu serideki her roman bir Arthur C. Clarke kısa öyküsüne dayanmaktadır. Bunların yanında, 1988 sonrasındaki dönemde Arthur C. Clarke'ın kendi yazdığı iki kitap vardır. Bunların ilki kendi yazarlık hayatının zevkli anılanndan ve diğer bk yazarları hakkında yazılmıs, oldukça bol malzemeden oluşan Astounding Days: A Science Fictional Autobiography'dir (1989). The Ghost from The Grand Banks'tir (1990 Ingiltere). Kitap 21. Yüzyılın başlarında Titanik'i tekrar su yiizüne çıkarma çabasının ilgıtK,' bir öyküsikıür; kitap kuşkusuz Clarke'a aittir, ama biraz hayaletvaridir, öykü büyük ölçüde kısaltılmışur, yine de tipik olarak Mandelbrot matematiğine teknik (ve uygun biçimde sembolik) bir giriş niteliğindedir. Arthur C. Clarke, ScienceFictıon Fonudation'ın hamisidir. Uzay Araştırmacılan Birliği Özel Başarı Ödülü de dahil birçok ödül kazanmıştır. Bazı televizyon programları sunmuştur. 1980'lerin başındaki Arthur C. Clarke'ın Gizemli Dünyası da bunlar arasındadır. 1986'da Nebula Büyük Usta Odülü almıştır. Birçok okur için Arthur C. Clarke bilimkurgunun ta kendisidir. Hiçbir zaman "edebî" bir yazar olmamakla birlikte her zaman açık ve içtenlikle, genellikle incelikle ve bazen de bk'daki en unutulmaz imgelerden bazılarını ortaya çıkaran soğuk, çarpıcı çağrışımlarla yazar. Özellikle teknoıojinin olası yararları hakkındaki liberal, iyimser (ancak tehlikelerinden de kesinlikle habersiz olmayan) görüşleriyle ve insanlığın bize belki tannsal bir baba olarak belki de soğuk bir umursamazlıkla yaklaşacak olan yabancı bir evrene doğru tıpkı bir çocuk gibi elini uzatırken görüldüğü Stapledoncu kozmik anlayış temasıyla haklı olarak Ikinci Dünya Savaşı sonrası bk'nın gelişmesinde en önemli isim olarak görulür.B Çeviren: Ardan Tüzünsoy "Geleceöi tahmin etmevin. önlemeve calısınl ULİ SCHMETZER olombo, Sri Lanka Bilimkurgu ikonu Arthur C. Clarke, artık uzay gemisi maceralan yazmaya hevesi olmadığını söylüyor. Ne de olsa, diye açıklıyor, bütün yolculuklannın çıkış noktası olan Dünya gezegeninin önümüzdeki binyılda hayatta kalma olasılığı yalnızca yüzde 51. Kendisi de birçok kıyamet günü öyküsü yazmış olan 82 yaşındaki yazar, "Tabii bunu başarma şansımızın yüzde 50.5 olduğunu söyleyenler de var, diye espri yapıyor. Pepşi adındaki Cnihuahua'sını okşarken "Ütopya çok sıkıcı," diyor düşünceli düşünceü. "Bilimkurgunun sorunu da bu. Bir şeyleri parçalamak daha ilginç." Hayatının kışını yaşayan Sir Arthur, insanoğlunun uzaydaki geleceği yerine kendi kendini yok etmek peşinde koşmasını çok şaşırtıcı buluyor. Kendisinin de en ünlü romanı ve senaryosu olan "2001: Bir Uzay Efsanesi" ilekatkıdabulunduğu modern filmlerdeki yıkım temasının en açık sözlü karşıtlanndan biri. "Zeki bir uzaylı, hayatı yok etmek için durmaksızın korkunç yollar kullanan, öte yandan onu yaratma eylemini sansürleyen bir kültür icin ne düşünürdü? Hiç kuşkusuz, böyle bir kültürün iflah olmaz şekilde zalim olduğuna karar verirdi..." diyor Clarke. 1956'dan beri bu tropik adada, her duvan eserlerinin aldığı övgü ve takdirleri taşıyan bir evde yaşıyor. 1950'lerde öngördüğü uydu iletişimleri sayesinde tekerlekli sandalyesinden dünyayı takip ediyor. "2001," "3001," "Cennetin Çeşmeleri" ve " Uzak Dünyanın Şarkılan (en sevdiği) gibi klasikleri yazan adamla konusmak, yaşlılık ve deneyimin getirdiği bilgelikle yoğrulmuş, üretken bir hayal gücünde rırtınalı bir yolculuğa çıkmak gibi. Geleceğin bu kadar çabuk gelmesinin beklenmediğini düşünüyor. fletişim uydulan ve 1978'de olacağını öngördüğü Ay seyahati ile ilgili tahminleri beklediğinden daha erken gerçekleşti, başka dünyaların fethedileceğini öngördüğü yeni binyıl da, dünyalıların kendi dünyalarını kurtarmak zorunda kalacakları bir çağa dönüşebilir. "Bu radyoaktif çölde, gelecekte olacakları hiç kımse tahmin edemez," dedi. "Benim tavsiyem, geleceği tahmin etmeyin. Önlemeye çalışın." Arthur Charles Clarke la bilimkurgu üzerine C Zihni bir kez harekete geçince, mercan kayalıklanndaki huzursuz bir balık gibi bir oraya, bir buraya gidiyor, ışık hızıyla yol değıştiriyor. Bilgisayannda bir yerlerde gömulü olan eslcizler ve konuşmalar için dahili telefondan sekreterini çağınyor. Yeni binyıl Noel Gecesi tüm dunyada bilgisayar çökmelerine neden olmazsa kendileri felaketler varatmakla tehdit eden kıyamet tarikatlarını düşünüyor. Birden "Izin verir misiniz, acı ilacımı almam gerek de," diye espri yapıyor. Londra'dan saat başı yapılan kısa haber yaymını açıyor. Haber başlıkları onu pek etlcilemiyor. " '2001'i yazdığım Chelsea Oteli'ne (Londra) bir hatıra levhası, '3001'i yazdığım, yolun aşağısındaki Galle Face Oteli'ne de bir büstümü koymuşlar." "Sahi, neden söz ediyorduk? "Küresel ısınma? Esrarengiz bir durum. Çevrimsel iklim değişikfiklerine mi bağlı, fosil yakıtı atıklanna mı? Her uzman için bir de karşı uzman var." Yine yerinde duramıyor. 600 küsur basılı eserin yazarı birden son telif çekini gösteriyor: $8.98. "$9 yapamazlar mıydı yani?" diye soruyor. Yazma günleri artık geride kaldı. "Yazmakla hiç ilgilenmiyorum," diyor. "Uslu durduğum için şimdi tatil yapıyorum. Bütün iyi fîkirlerimi tükettim." Ama şehir merkezindeki villasında birkaç saat havadan sudan konuştuktan sonra "Artık röportaj yapmıyorum, çünkü söyleyecekyeni bir şeyim yok."Clarke'ın şaşırtıcı hayal gücü yine coşuyor. "Uzaya ulaşan ipler günün birinde Dünya'ya kaaar inecekler ve uzaya ve Dünya'ya yolculuk, inşa etmesi trilyonlarca dolara mâl olacak yürüyen merdivenlerle yapılacak. Ama işletme masraflan önemsiz olacak. Bir de soğuk füzyon var, gelecekteki en büyük kozumuz. Eğer gerçekse, etkileri inanılmaz olacak. Tüm dünyamızı değiştirecek." Aklı geleceğe gidince, Sri Lanka'nın en yüksek dağı olan Adem Doruğu'ndaki bir yer istasyonunda soğuk fuzyonla çalışan yürüyen merdivenlerini görüyor. Yörüngede dolaşan otelleri kaçınılmaz bir gerçek olarak görüyor, eğlence gezileri için kullanılan uzay mekıklerini de. Zaman zaman stüdyoya ziyaretçiler giriyorlar sessizce, sanki bir tapınağa yaklaşıyorlar. Görmeye geldikleri efsane, in sanı kötürüm bırakan postpolio sendromunun kurbanı olarak bir tekerlekli sandalyede oturuyor. Güncel konular ve yeni binyılda yapılacak şenliklere kızgınlığı konusunda sıkı nutuklar çekiyor. Bunların sahte olduklarını, çünkü binyılın 31 Arahk 2001 'e kadar bitmeyeceğini söylüyor. " l/l/0001'de başlayan Batı takviminde sıfır yılı yoktu. Yani sonra gelen her yüzyıl da 1 ile başlamak zorunda. Terazisi boşken 0 yerine 1 'i gösteren bir marketten 10 kilo şeker almak hoşunuza gider miydi?" diye soruyor. Çalışma masasının üzerindeki yığından bazı belgeleri kanştırarak Chicago Belediye Başkanı Richard Daley'den gelen, çok sevdiği bir mesaiı çıkanyor. Daley Clarke'ın tezini destekliyor ve Chicago'nun yeni binyüı yalnızca 1 Ocak 2001'de kutlayacağına söz veriyor. "Bunu doğru yapacak olan tek şehir," diye sitem ediyor Sir Arthur. Y2K binyıl anzasını 10yü önce tahmin etmiş olmasıyla hâlâ övünüyor. The Ghost of the Grand Banks'de şöyle yazmıştı: "2000'in ilk şafağıyla birlikte, sayısız elektronik moron kendi kendilerine 00'ın 99'dan daha küçük olduğunu söyleyecekler. Dolayısıyfa bugün, dünden tam 99 yıl daha eski. Bütün ipotekleri, kredÜeri, faiz getiren hesapları buna göre tekrar hesaplayın sonuç daha önce görülmemiş boyutta bir uluslararası kaos olacak; Yapay Budalalık'ın daha önceki tüm başanlannı silip süpürecek..." " 1 Ocak 2000'in bir Cumartesi günü olması çok iyiydi, dünyanın büyük bir kısmının ayılıp pazartesi sabahı gelecek olan kader anına hazırlanmak için koca bir hafta sonu olmuştu. Ertesi hafta bütün alacak hesapları bir anda çöpe dönmüş olan şirketier arasında rekor sayıda iflasa sahneoldu..." Bugün pişman olduğu bir şey varsa, o da Comsat Şirketi'nin yalnızca bes hissesini satın almıs olması. 1950'lerde bu tür uydular hakkındaki bilimsel açıklamalan ona bir Nobel Ödülü adaylığı kazandırmış, Playboy dergisinde yayunlanan "Babil'i Hatırlıyorum" adlı ilk lasa öyküsünün de temelini oluşturmuştu. Şirket bu yıl kendisine, "Hâlâ hayatta mısın?" diye yazana dek hatıra ofarak sakladığı Comsat hisselerinden on beş dakikada bir $0.70 kazanıyor. Pepsi, günün çoğunu uyuklayarak ge çirdiği yerde, gömleğinin içinde huysuzfanıyor. Telefon çalıyor. "Hayır. Sizinle o saatte konuşamam. Uyumam gerek." Parmaklarını çalışma masasına vuruyor. Sir Arthur, postayı bekliyor, kendisinin de kabul ettiği gibi, yaşlı bir adamın gününün en önemli bölümü bu; kendisini hâlâ geleceğin peygamberi olarak hatırlayan ve üzerinde adres olarak yalnızca "Sir Arthur C. Clarke, Sri Lanka" yazan mektuplar yollayanlardan haber bekleyen yaşlı bir adamın. Mizah duygusu hâlâ yerinde. Bırakın Dünya Düz Kalsın topluluklanndan birinin başkanı geçenlerde 1968'deki Ay yolculuğunun Daştan sona NASA tarafmdan planlanan bir düzmece olduğunu ve Arthur C. Clarke'ın yazdığı bir senaryodan yola çıkılarak Hollywood'da çevrildiğini iddıa edince, hemen NASA'ya bir mektup yazdı: "Kayıtlanmı kontrol edince," diyordu mektup, "bu senaryo için yapılmış hiçbir ödeme göremedim. Konuyla lütfen derhalilgilenin." "Nereae kalmıştık?" diyor bir ziyaretçiye. "Ha evet, uzay yolculuğunun geleceği? Dinozorlar yok oldular çünkü bir uzay programlan yoktu. Ama Tann uzaya yolculuk etmemizi isteseydi, her birimize birer ay verirdi." Yine kıpırdanmaya başlayıp çalışma masasında kâğıtlan kanştırıyor. Telefonu açıyor: "Hector, BM'deyaptığım konuşmamın kopyası nerede? Telefon kapanıyor. "Her şey kayboluyor. Ha, şuradaki zımbırtıyı gördün mü? CNN'e doğrudan video bağlantısı. Benim için kurdular. Ama onlara beni tuhaf zamanlarda aramamalannı söyledim." Çalışma odası, farklı şirketlerin saygı ifadesi olarak yolladıkları yeni bilgisayar donanımlan ve en son yazılımlarla dolup taşıyor. Öne doğru eğiliyor. Gözlerinde, son sınavını da başanyla kcfpya çekerek atlatmış bir çocuğun hınzır ışıltısıyla, HAL'ın, "2001 "deki bilgisayann yumusak ses tonuyla fısıldıyor: "Bu zımbırtılann nasd kullanıldıklannı artık bilmiyorum." Sonunda gelecek, bilimkurgunun büyükbabasını yenmeyi başardı. • Çeviren: Ardan Tüzünsoy (*)Tribune Yabanct Ülkeler Muhabiri 29 Arahk 1999 CUMHURİYET KİTAP SAYI SSO J SAYFA 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle