24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YUNUS NADİ ODULLERİ 2000 Yazdtklartmzda yasanmtsltk unsuru ne ölçüde rol oynuyor? Anlattığınız şeyler yaşanmış ya da kurmaca, önemli değil. Anlattıklannız başkalannı ilgilendiriyor mu, sonın orada. Toplumcu bakışınız varsa başkalannı ilgilendirir. Evet ben kendi hayatımdan yararlanıyorum. Bilmediğim şeyi yazatnatn ki... O kınlmış sümbüTdalını gördüm, neredeyse ağlayacaktım. "Sümbül dalı için ağlanır mı?" Ağlanır. O çağnsımlarla başka şeyler yaşatıyorsa, başka kınklıkları getiriyorsa ağlarsınız. Yaşanmışlık hem var, hem yok. Uzun betimlemeler yapmam. Hatta bende insan yüzleri pek yoktur. Bir insanın burnunun çirkinliği anlattığım öykü çerçevesinde belirleyici ise ancak onun çirkın olduğunu anlatırım. Zaten davranışlanyla, duşünceleriyle bir kimlik oluşturduğunuz zaman, okur onun vüzünü görür. Kaldı ki okur, yapılan isin daha güzelleşmesi için yapıta katılmalıdır. Başkalarını düşünerek bir şey üretiyorsak, yani kendimiz için yazıp sandığa koymuyorsak kesinlıkle o başkalannı hesaba katmamız gerekir. Yunus Nadi ödülü'nü ikinti kez kazanıyorsunuz. Bunun sizin için anlamt nedir? Çok önemsediğim, çok değerli bir ödül. Cumhuriyet gazetesi zaten Cumhuriyet ile özdeş bir gazete. 1997'de de roman ödülünü kazanmıştım. Bu benim kimliğimle çok uyuşan bir ödül. Bu kimlik cumhuriyetçi, aydınlanmacı kimliktir, ulusal bilinci ayakta tutmaya çalışan bir kimliktir. Cumhuriyet gazetesinin yazarı olmanın ve ilk ürünlerini Cumhuriyet gazetesinde görmüş olmanın yanı sıra roman ve öykü ödülerini kazanmak doğrusu benim kimliğimi bütünlüyor ve taçlandınyor. Yaztn alantnı nastl değerlendiriyorsu Her dönemde olduğu gibi bir moda eğilimlere yakın duran insanlar vardır, bir de ne yaptığının farkında olup, geçmişten geleceğe kendini ve edebiyad taşıyan insanlar. Ben ikinci grupta yer almak istiyorum. Orada yer aldığımı da düşünüyorum. Tabii bu yitirilmekte olan değerlerin aranması, bulunması, yeniden oluşturulması çabasının da olmazsa olmaz koşuludur. Yazar, sanatçı, düşünür toplumun duyargalandır, bir anlamda öncüleridir. Bunlar hep kaygüıdır. Zaten o kaygıyı taşımadığınız zaman geleceğin daha güzel olacağına ilişkin çaba gösterme gereği duymazsınız. Son dönemdeki küreselleşme postmodemizm doğrultusunda iş yapmaya kalkarsanız, ÇOK satan kitaplannız olur, alkışlar alırsınız, ama bir yandan arabesk müziği bir yandan lahmacunu översiniz, toplumun öncüsü olup toplumu iyiye taşımaya çalıştığınızı da söyleyebilirsiniz, ama bu tutarlı olmaz. Yaşadığımzla yaptığınız ve yapmak istediğjniz Duluşmau, birbirini tamamlamalı. Oyküde bir patlama var. Bu sayısal artış nitel bir sıçrama olmadığı kaygısını yaşatıyor. Ama ben umutluyum. Doğrusu atak, yenilikçi, arayışçı eğilimleri de görüyorum. O bakımdan bu arkadaşlann önü açılsın. Yanlışlıklar olacaktır, önemli değıl. Sayısal çokluğun nitel çokluğa açık olması umudunu taşıyorum. Yakmlarda çtkacak yeni bir kitabmtz var mt? 1980 sonrası insani bozulmayı anlatan bir öykü kitabım çıkacak. Adı Kar Düşleri olabilir. Yılın sonuna doğru küreselleşmepostmodernizm ağırlıklı düsünce yazılanm yayımlanacak. 20 yıldan bu yana tasarladığım ve ön çalışmasını yapngım bir romanım var. 16. vüzyıla kadar gidip önümüzdeki yüzyılı görmeye çalışan bir çalışma. Aynca Akdeniz'in, Anadolu'nun geçmişine gidip günümüzün insanını bulma, köklerimızi arama yönünde bir tasanm var. • CUMHURİYET KtTAP SAYI 540 "Yarıştığım tek ozan var, o da Sennur Sezer, çiinkii hep ozan kendisi ile varısır" Şair Sennur Sezer, "Kirlenmiş Kâğıtlar" adlı çahşmasıyla Yunus Nadi 2000 Şiir Ödülünü kazandı. 1943 yılında Eskişehir'de dünyaya gelen Sezer, 1959 yılında Istanbul Kız Lisesi'nden ayrılarak küçük yaşta Taşkızak Tersanesi nde çahşmaya başlamış. Bir dönem çeşitli yayınevlerinde ve ansiklopedilerde düzelticilik, metin yazarlığı yapan Sezer, şimdi çalışmalarını çeşitli gazete ve dergilerde yazarak belgesel anlatılar hazırlayarak sürdürüyor. Sezer, şiirin yanı sıra deneme, inceleme araştırma ve çocuklara yönelik kitaplarıyla da dikkat çekiyor. "Kirlenmiş Kâğıtlar"ın Yunus Nadi Şiir Ödıilü kazanmasının kendisi için çok önemli olduğunu belirten Sezer, ödülünü, "Kalabalıkları anlatan şiiri, edebiyattan saymayanlara yanıt" olarak değerlendiriyor. "Kâğıt"ın yazıyla ve resimle anlam kazandığını, ancak yazıyı sökemeyenler, resmi anlamayanlar için kâğıtın hiç bir anlamı olmadığını belirten Sezer, bu kişilere göre, resimli yazılı bir lcâğıdın, kirlenmiş, karalanmış olduğuna dikkat çekiyor: CANER OZTURK iir, sizin için neyi ifade ediyor? Benim için şiir, okuru tarafından yorumlandığında, bir bakıma yeniden üretildiftinde yaşamaya başlar. Günlük sözcüklerden gündelık olmayan bir anlatım biçimidir siir. Yazıldıktan sonra okurun yorumuna kalan bir üretimdir. Okur onu düşlediğinde, düşündüğünde yeniden üretir ve ancak o zaman varolabilir. Yoksa dünyanın en mükemmel şiiri bile okur tarafından yeniden üretilmiyorsa yaşamıyordur. . Kirlenmiş KJgttlar'tn girisinde "Şiir eksik sözcüklerle, eksik duygularla yavlıyor" dtyorsunuz... Bugünkü bazı ozanlann yazdıiı şiirden söz ediyorum. Bir şiirde eksik sözcükler doğaldır. Şair, şiirini yazarken bazen vutkunur, bazen o sözün yerini boş bırakır, siz bunu duyarsınız ve kendinizce boşluğu tamamlarsınız. Bu da bir yeni üretime, şiirin yeniden yorumlanmasına yol açar, ancak yaklaşık 10 yıldır, şiir Divan Edebiyatı'na kaymaya başladı. Günümüzde bircok ozan, eserlerinde içi boş, düşünülmeaen konmuş, anlamı yal Şiir Ödülü 'Kirlenmiş Kâğıtla/ ile Sennur Sezer'in nız sairine açık sözcükler kulfanıyor. Bu yapı bence şiirle okur arasına duvar çekiyor. Şiir, sadece ozanlann yazıp ozanlann okuyacağı bir yapıya bürünmeye başladı. Arabesk bir anlatjya yöneldi. Arabeskleşme, şiir okurunun azalmasını beraberinde getirdi. Arabesk diye özelükle altını çiziyorum. Arabesk şiir, daha önce varolan anlaümcı şiirin çok fazla duygusal, çok fazla abamlmış kopyası. Bu ekolün Ibrahim Sadri gibi temsflcilerini küpleriyle, CD'leriyle artık sık sık görür olduk. . Siz kendinize hangi şaırlert yakın hissediyorsunuz? Benden önceki ve benim yaşıtım olan her ozana borclu hissederim Itendimi. Bütün şairleri oKurum. Ozellikle kıskandığım şairler var, ama yüzyıllan aşıp gelmiş halk ozanlannın yerini hiçbiri tutmuyor. Çok ustam var. Karacaoğlan, Pir Sultan, Nâzım Hikmet, Melih Cevdet Anday, Atilla llhan, Gülten Alun. Bugünlerde kıskanmaya başladığım ozanlardan biri de Kemal Özer... Ama yanştı&ım tek ozan var, o da Sennur Sezer. Çünkü her ozan kendisi ile yanşır. Çocuklara yönelik bırçok şiir, masal, öykü yazdımz. Size göre çocuklar doğru kitapları okuyorlar mı? Çocuklar için yazmak, çok ciddi iştir ve daha zordur. Çocuklar doğru kitapfarla buluşmalıdır. Çocuklara ozellikle okullannda yanbş şiirler okutturuluyor. Okul kitaplarında şiir, bir tekyanıtı olan bilmeceya da problemmiş gibi sunuluyor. ÇoCUK, o şiırden algıladıklannı ifade etmek yerine ana fikir gibi zorlamalara götürülüyor ve çocuklar şiirden soğutuluyor. Kendilerini şiirden uzak hisseden, "Ben matemarikçiyim onun için edebiyatia ilgilenmem" aiyen ne çok genç tanıdım. . Yunus Nadi ödülü'nü nastl değerlendirryorsunuzP • Yunus Nadi Ödülü benim için çok önemliydi. Özelikle "Kirlenmiş Kâgıtlar"ın ödül almasının bir anlamı var benim için. Kalabalıklan anlatan şiiri, edebiyattan saymayanlarla bir dönem çekismem oldu. Bu cekişmenin yanıtı gibi geldi bana bu ödül. Metin Göfctepe için yazdığım şiirin kaba saba olduğu iddia edilerek "Sennur Sezer şair değudir" dediler. Bu ödülün benim için anlamı büyük. Yanşmalara çok sık katılan biri değuim. Bu, benim aldığım bir ödülden çok, bir şiir anlayışının değerlendirilmesi oldu. Bu, toplumcu şiir anlayışının ödüllendirilmesidir. • ' SAYFA 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle