03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Anadolu'da Yol Notlan Kayseri, Kırşehir, Kastamonu Bir Edirne Seyahatnamesi/ NahidSım Örik/Arma Yayınları/ 239 j . Anadolu'da Yol Notlan (1939) Bir Edirne Seyahatnamesi (1941) ve Kayseri, Kırşehir, Kastamonu (1955) adlı üç ayrı kitaptan oluşan elimizdeki eser 1930'lu yılların Türkiyesi'nden önernli bir kesit sunmakta. Nahid Sırrı Orik gezip gördüğü Edirne, Kayseri, Kırşehir, Kastamonu, Yozgat, Adapazarı, Izmit, Elmadağ, Bağlım, Gölbaşı, Haymana, Polatlı gibi yerleri kendine özgü üslubu ile anlatmaktadır. Türk edebiyatında seyahatname adı verilen gezi kitapları içinde çok önemli yer tutan bu üç kitap aynı zamanda 193O'lu yılların Türkiyesi için önemli bir belge niteliğini taşımaktadır. Renee Vivien'den Kerime'ye Mektuplar / Jeatı Leproux, Çeviren. AyselBora, YKY Yayınları, 149 s Günün birinde, genç bir Türk kadını olan Kerime Turhan, Renee Vivien adı altında yayımlanan şiirleriyle tanınan, skandallarıyla ünlü, güzel Pauline Tarn'a Istanbul'dan bir mektup yazar. Osmanlı yüksek tabakasında yetişen Kerime iyi Fransızca bilmektedir. Arnavut asıllı bir diplomatın eşidir. Kerime, bu mektup Uişkisine, Renee Vivien'in şiirlerini sevdiği için mi girmiştir? Yoksa kadınlarla yaşadığı aşklarıyla bilinen bir kadına yaklaşmak mı istemiştir? Bunu bilmiyoruz. Ama Renee Vivien kendini bu mektuplaşmaya kaptırır ve mektup arkadaşının gerisindeki "esmer sultan"ı tanımak ister. Böylece postanın yavaşlığı ve mesafenin uzaklığı yüzünden çoğu zaman karşılığını bulamayan ateşli mesajlar birbirini izler. Bu arada başka kadınlarla da aşk ilişkileri yaşayan Renee Vivien, Kerime'yle görüşmek için oyunlara girişir, çok kısa süren zevk anlarına duyduğu özlemlerini tekrar tekrar dile getirir, karşı tarafta bir soğuma belirtisi sezdiği an kıskandırmaya çalışır. Kent kent, otel otel, Doğulu sevgilisi için, bir bakıma aşk yolunda çeşitlemeler diyebileceğimiz mektuplar, şiirler yazar. Tutkulu, kıskanç, arzulu bir kadının "uzaklardaki prensesine" seslenişi... Aşk sözleri... 28 Şubat ve Demokrasi / Emre Kongar / Remzi Kitabevi/238s. Bu kitaptaki yazılar, 1999 seçimlerinin hemen öncesinde PKK liderinin yakalanmasıyla başlayan, Ahmet Taner Kışlalı'nın ölümü ile süren, Hizbullah'ın ortaya çıkarılması ve Uğur Mumcu'nun katil zanlılannın ele geçirilmesiyle sonuçlanan garip bir dönemin tanıklığıdır. Dönem gariptir, çünkü bir yandan Soğuk Savaş sonrası yeniden yapılanma ve Avrupa ile bütünleşme gündemdedir, öte yandan da bu gelişmelerin farkında olmayan siyasal, sosyal ve kültürel koşullann tortuları yani Soğuk Savaş artığı ideolojiler ve terör eylemleri toplumu hâlâ etkiîemektedir. Ben bütün bu kargaşa içinde, soğukkanlılıkla, Türkiye'nin nereden gelip nereye gittiğini ve nasıl gelişeceğini saptamaya çaüştım. Şeyh Bedreddin Tasavvuf ve Isyan / Mıchel Balıvet / Çeviren. Ela Güntekin / Tarih Vak/ı Yurt Yayınları /155 s Anadolu Selçuklu Sultanhğı bünyesinde dinlerüstü bir uzlaşma yaratmayı başaran Mevlana Celaleddin Rumi, Hacı Bektaş ya da Endülüslü mutasavvıf tbn Arabî gibi güçlü şahsiyetler, açık ve hoşgörülü bir tasavvuf anlayışının kaynağını oluşturdular. Rum diyannın insanlarına, yani Anadolu ile Balkanlar'daki HıCUMHURİYET KİTAP SAYI 540 ristiyanlara uyarlanan bu tasavvuf anlayışı, aile tarafından Mevlevilere, tasavvufi açıdan îbn Arabi'ye bağlanan ve olasılıkla Bektaşilerle kaynaşmış bir hareketin kurucusu olan Şeyh Bedreddin ve müritleri tarafından görkemli bir şekilde temsil edildi. Üstelik onlar politik bağlamda çok daha ileri giderek, Osmanlı dünyevi erkini silahlı isyan yoluyla devirmeyi denediler. Michel Balivet, ağırlıklı olarak Bedreddin'in torunu Hafız Halil tarafından kaleme alınmış Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin Menâkıbı'nın döneme ait diğer kaynaklarla karşılaştırmalı incelemesine dayanan bu yapıtında, Bedreddin'in Osmanlı ve Balkan tarihindeki belli düşünce hareketlerinin ve sosyopolitik gerginliklerin fcesişme noktasında yer aldığını ortaya koyuyor. Osmanlı Âdet, Merasim ve Tabirleri / Abdülazız Bey / Tarth Vak/ı Yurt Yayınları / 612 s [Inıurı Mülkiye Nazırı Pertev Paşa'nın torunu Abdülaziz Bey'in (18501918) Osmanlı toplumunda günlük yaşam, törenler, gelenek ve görenekler ile kullanılan tabirler üzerine bilgi ve gözlemlerini kaleme aldığı on dört defter ilk kez yayımlanıyor. Özellikle Istanbul yaşamı konusunda bu denli ayrıntıyı içeren birinci elden kaynakların ne kadar az olduğu göz önüne alınırsa, Merhum Prof. Kâzım Arısan ile Duygu Ansan Günay'ın yıllarca emek vererek sadeleştirdikleri ve dipnotlarla zenginleştirdikleri bu kitap önemli bir boşluğu dolduracak. Ozgün adıyla Âdat ve Merasimi Kavmiyei Osmaniye'de, eski doğum, eğitim, evlenme törenlerini, Istanbul'un semtlerini ve evlerini, giyimkuşam çeşitlerini, inanışlan, eğlenceleri, nasıl mehtaba çıkılır, aşure nasıl pişirilir gibi âdetleri, goygoyculardan müneccimlere, muhallebicilerden köçeklere insan manzaralarını okuyacaksınız. Türk Boğazlanndan Geçiş Rejimi / Kudret Özersay / Mulktydıler Bırlığı Vak/ı Yayınları / s 295 s. Türk Boğazlanndan geçiş rejimi, 1841 yılındaki "Akdeniz ve Karadeniz Boğazları Hakkında Londra Sözleşmesi"nden bu yana, uzun süreli ve taraflan arasında dönemin büyük devletlerinin de bulunduğu çoktaraflı antlaşmalarla düzenlenegelmiştir. Türkiye'nin dünya sahnesine çıkışı ertesinde, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Boğazlar Sözleşmesi de sözü edilen niteliklere sahip antlaşmalardan biridir. îkinci Dünya Savaşı öncesine dek yürürlükte kalan bu sözleşme, yapıldığı dönemin koşullannda ortaya çıkan köklü değişiklikler nedeniyle 1936 ydında yürürlükten kaldınlmış ve yerine Montreux Boğazlar Sözleşmesi getirilmiştir. Fakat 1960'lardan itibaren denizcilik teknolojisi ve deniz ticareti konusunda yaşanan hızlı gelişmeler sonucu, Boğazlardan geçiş güvenliğine ilişkin olarak birtakım sorunlarla karşılaşılmıştır. Bu sorunlara paralel olarak Türkiye tarafından farklı tarihlerde, bu konularda birtakım ulusal hukuk normlan yürürlüğe konulmuştur. Bu kitap, 1936'dan bu yana Türk Boğazlanndan geçiş güvenliği ve rejimi konusunda yaşanan gelişmeleri ele alarak uluslararası hukuk açısından bir değerlendirme yapmak ve konuyu açıklığa kavuşturmak amacıyla hazırlanmış bir çaüşmadır. Spor Olsun /Bülent Karaköse/ Antuob Yayıncılık/ 76 s. "Spor ve ona gösterilen büyük ilgi, yalnız sağlıkla bağlantılı olmasa gerek. Belki daha da öte, onu heyecanla izlemek, taraftar olmak ve sonu gelmez tartış malara girmek, kişinin vazgeçemediği yaşam alanlarının başında geliyor gibi. Basın ise, bu harikulade, renkli, zevkli ve hareketli dünyanın hakkını koca koca spor sayfalan hazırlayarak veriyor doğrusu. Apayrı bir düzeni ve estetiği olan spor basınında yer alan pek çok haber, yorum, foto, loto ve iri punto manşetin yanı sıra, karikatür de bu zengin şölenin aynlmaz şirin bir parçası olmayı hep sürdürmüştür. Çünkü spor olgusu, sporcusu, fanatiği, takımı taklavatı, yöneticisi, hakemi, rüşveti, transferi, politikası ve dedikodusu ile mizahın bitmez tükenmez hazinelerinden birini oluşturuyor. Işte böylesi pınltılı bir çevrenin içinde telaşlı bir gözlemci olarak yer alan Bülent Karaköse de, oradan edindiği titreşimlerini her gün içten çizgilere dönüştürüp spor sayfalarında çoğaltıp duruyordu. Şimdi o sevimli çizgiler bir araya toplanıp da 'Spor Olsun' diye kitaplaşınca, orada spor dünyamızın çok boyutlu bir yansımasını, neşeli bir belgeseüni buluyorsunuz" diyor Tan Oral kitap içinl. Gönderen: Enis Batur / Enıs Batur / Sel Yayıncıltk / 217s Aztekler, mektuplarını neye, nasıl yazar, neyle, nasıl gönderirlerdi? Eskimolar mektup yazmaz mı, bizim gibi mi yazarlar mektuplannir1 Kanncaların PTT merkezi var mıdır? Güvercinler taşıdıkları mek tupları okurlar mı? Çin'de bir horoz yumurtlamıştı ya: Olüler kendi aralannda yanşır mı, geçen yüzyd postalandığı halde sahibine hâlâ ıılaşmamış bir mektup yok mudur, neden bombalı mektup almıyorum hiç, neden kimi mektupları yazıp yollamıyonız, bir anda dünyadaki tüm adresler birbirine karışamaz mı, bir günde bir postacının çantasındaki mektuplara neler sığar: Kaç ölümdirim haberi, kaç hülya, kaç yanlış anlaşılma? rr~ Taklamakan / Sarp Bengü / Gendaş Kültür Yayınları / 208 s. Tümümüzün tutkuları var. Kendimizi ve çocuklarımızı tutkularımızın esiri olmadan yetiştirmck aile ve eğitimciler olarak hepimizin hedefi. Gelecek karabüyülere karşı efsunlu olmanın tek yolu eğitimdir. Çevremizdeki yasal ya da yasadışı uyuşturucular yüzümüze gülüp kuyumuzu kazabilirler. Bugüne dek uvuşturucunun tarihi ve farmakolojisi hakkında çok şey yazıldı, söylendi ama bağımlıhğın sosyolojisi belirîenip felsefesi ve eğitimine değinilmedi. Uyuşturucu kültürü ile savaş, bilgiyle olasıdır. Taklamakan ya da diğer adıyla uyuşturucu kullanma (!) kılavuzu, uyuşturucu eğitimi verenler, uyuşturucunun getirdiği sağlık sorunları ile uğraşanlar ve aileler için bir rehber kitap niteliğindedir. Gövde / Aki/Pirinçci / Güncel Yayınalık / 309 s. Yazann üzerinde iki buçuk yıl çalıştığı bu eser, kara mizahın yepyeni bir örneği, birinci sınıf bir polisiyedir. Romanın kahramanı ve anlatıcısı kollan ve bacaklan olmayan bir katildir. Olay tuhaf bir özürlüler yurdunda geçer. Roman ölümü hatırlatan kavramlarla dopdoludur: Hastalık, işkence, cinayet! Bu eserde özürlülükmükemmellik ya da iyikötü gibi karşıthklar ortadan kaldınlarak, kötülüğün kaynağı araçlarda değil, "öz"de, insan ruhunun derinliklerinde aranır. Akif Pirinçci'nin kitaplan uluslararası saygın dergi ve gazetelerin çok satan kitaplar listesine girdi. Yazann yine zekice, bilgece ve olağanüstü anlatım yeteneğiyle kaleme aldığı Gövde, Felidae'den sonra Türkçede! Osmanlı Gerçeği / Erdoğan Aydın / Cumhunyet Kitapları / 422 s. Bu bir gayri resmi Osmanlı tarihi; yani okullarda öğretilenlerden, ırkçı ve şeriatçıların tarih diye yazdıklan propaganda metinlerinden ve tabii bu işi çok daha ince yapan resmi tarihçilerin yazdıklanndan farklı bir tarih... Öncelikle her türden tahakküm Uişkisine karşı; bu yüzden Osmanlı'dan yana değil Türkmenlerden yaSAYFA 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle