Katalog

YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 2000 nun, hcm benim azınlıkta olmamdan ve kendi kişiliğimden kaynaklandığına inanıyorum. Benim sürgünüm, varoluşumun bütünüyle ilgili. Bunun birçok değeri ve özelliği barındırdığına inanıyorum. Kitabımın sevilisi de belki bundan kaynaklanıyor. Insanlar, kendi sürgünde olma durumlannı bu kitabı okuyarak görüyor ve yalnız olmadıklarını hissediyorlar belki de. Bu romanda kendinizt olduğu gibi mi ortaya koydunuz? Evet. Bu romanda kendimi yeteneklerimin ve sınırlanmın elverdiği ölçüde, bireysel tarihimin elverdiği ölçüde, olduğu gibi ortaya koymaya çakştım. Sınırlanmı aşmaya, kendimi aşmaya çalıştım. bu roman biraz da kendimde ilerleme, yürüme çabasıydı. bu roman biraz da kendimi keşfetme arayışıydı. Bunun için çalıştım. Bir psikiyatr arkadaşun, kitapla ilgili düşüncesini dile getirirken beni savunmasız bir yazar" olarak tanımladı. bu, çok hoşuma giden bir tanımdı. Savunma mekanizmalarımı olabildiğince yıkmaya çalışüm. romanda dil, teknik, kurgu, içenk, tarih boyutu, pisikoloji boyutu, felsefe boyutu elbette çok önemlidir. Romanı roman yapan bu öğelerdir. Ama bunların yanı sıra belki de en önemlisi içtenliktir. Insanın başkasına aktarması gereken, içtenliğidir. Bu nedenle birçok önemli romanı dili ve tekniği açısından, etkinliğine karşın içtenliksiz bulduğum için sevememişimdir. Ben biraz da içtenliğimi koymaya çalıştım bu romana. Tehlikeli olabilirdi tabii. Insan kendini çıplak göstermek ister mi? Ben istedim. Neden bunu istediniz? Çünkü ancak böyle doğru bir iş yaptığıma inanabiürdim. Aksi nalde belki de öncelikle kendi tarihime ihanet etmiş duygusuna kapılacaktım. Sonuçlarına katlanmayı göze aldım ve yaptığım işin doğru bir iş olduğuna inanmak istedim. Türk Edebiyatı'nda bunu yapan yazarın çok olmadığına inanıyorum. bunu yapan çok azlarından biri benim de ustam Sait Faik'tir. O içtenliği olduğu gibi aktarma anlamında. Bu, tehlikeyi göze almaktır. Yaşamımda da içtenlikli olrnaya çalışıyorum. Bunun zaman zaman yarannı, zaman zaman da zarannı görüyorum. Ama içtenliğin uzun vadede lcazandığına inanıyorum. Neden Istanbul'u anlattımz? Zaman zaman "Bu bir îstanbul şovenizmi mi?" eleştirileriyle karşılaşıyorum. Öyle görünebilır ama aslında değil. Dünyanınbaşka bir kentini böylesine bir duygu yoğunluğuyla yaşamış olsaydım, o kenti anlatacaktım. Istanbul'a tutkuyla bağlandığım, bu kenti doya doya yaşadığım için, tutkunun banndırdığı sevgi ve nefretle bağlandığım için, ayn kaldığımda ona dönmek istediğim için îstanbı uanlatıyorum. Romanaa yaptığım, bir îstanbul nostaljisi de değü. Gecmişimde bıraktığım parçalan yeniden bulmak, bunlardan yola çıkarak o Îstanbul fotoğrafı içinde kendi yerimi daha iyi bulmak için yazdım. Istanbul'un tarihinde yer almak gibi bir kaygım var. îstanbul sizin için bir masalmı gerçekten? Hayır, îstanbul benim için bir masal değil. Ama romandaki o insanlar îstanbul'u zaman zaman bir masal olarak gördüler. Kendilerinden kopan, kendilerinden koparılan hayatlan anımsadıklanndan, belki bir zamanlar yaşamış oldukları Istanbul'u bir masal olarak gördüler. Bendeki Îstanbul, hem onların masallarıyla, hem de bendeki gerçeğiyle yaşıyor. Ben bir masal îstanbul'unu anlatmak istemiyorum, ben gerçek bir îstanbul anlatmak istiyorum. Bugün yaşadığım, bende eksileriartıları, yanlışlarıdoğruları, olumluolumsuz yanlanyla yasayan Istanbul'u anlatıyorum. Bana uzakukları ve yakınlıklarıyla olan îstanbul'u... • CUMHURİYET KİTAP SAYI 540 "Romancılığımı sairliHime borcluvum" Yunus Nadi ödüllerini kazananlar belli olmuş, Roman dalında birinciliği Mario Levi ile Celal Pamukçu kazanmıştı. Diğer dallarda ödül kazananlar ile Roman dalında ödülü paylaştığı Mario Levi edebiyat dünyasında tanınmış isimlerdi. Ancak belleğimizi zorlamamıza karşın Celal Pamukçu adını çıkaramadık. "Edebiyat dünyasında yeni bir yıldız doğuyor" diye düşündük. Jüriye gönderdiği kısa özgeçmişine göz attığımızda şaşkınlığımız daha da arttı. Çünkü Celal Pamukçu, edebiyada uzaktan yakından ilintisi olmayan bir dünyadan geliyordu. Pamukçu'nun asıl mesleği hesap uzmanlığı. Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu'nda ve SPK'de görev yaptıktan sonra beş yıl önce birkaç arkadaşıyla bir araya gelip bir denetim şirketi kurarak mali müşavirlik yapmaya başlamış. Hesap uzmanlarının maliye ve vergi konusunda yürürlükte olan mevzuat ve yasalarla ilgili kitaplar yazdığı bilinir. Ancak bu hesap uzmanı kendi mesleği ile ilgili kitap hazırlığı yapmasına rağmen bunları yayımlamayı düşünmemiş. Edebiyat hep ağır basmış. MIYASE İLKNUR la uğraşım ortaokul yıllarıma dayanıyor. O yıllarda bir yandan şiir yazarken bir yandan da gelecekte yazacağım öykü ve romanlar için küçük küçük denemeler yapar, notlar tutardım. Daha çocuk yaşlarda edebiyatla ilgilenen biri neden hesap uzmanlığını seçmiş diye düşünenler çıkabilir. Komşumuzun oğlu Sultanahmet Ticaret Lisesi'ne gidince babam da etkilenip beni bu liseye yazdırdı. Ticaret Lisesi'ni bitirenlerin giaeceği tek yer îktisadi ve Ticari îlimler Akaaemisi olunca zorunlu olarak geleceğim böylece se killenmiş oldu. Ama evleninceye kadaı ar edebiyatla ilgimi kesmedim. Evlendikten sonra bu alandaki çalışmalarıma ara verdım. Ama hepsinden önemlisi şiir dalında ödül kazanmama rağmen yaşadığım düş kınklığı beni yazmaktan alıkoydu." Romanda sürekli evden kaçan Belgin adındaki genç kız ile kaçışlanndan birinde tanıştığı Mehtap takma adlı Gülsüm'ün öyküleri ve ailelerinin gerçek yaşamla din arasındaki ikilemi anlatılıvor. Olaylar ;erçeklerle ve düşer arasında gidip geliyor. Romanı küçük bir çoçuğun düşleri yönlendiriyor. Çocuğun düşİerinden sonra aranan gerçek ortaya çıkıyor. Yazar Pamukçu, romanının kurgusunu dört cilt üzerine yapıyor. Tam dört yılını bu dört ciltlik romana veriyor. Sonra birden dört cilltte aynı tempoyu ve akıcdığı tuttturamama endışesiyle bundan vazgeçiyor. Hepsini teV romanda topluyor. Bir dört yılını da bu çalışma alıyor. Şairliğinin romanına büyük katkısı olduğu görüşünde Pamukçu. "Romanımda aili kullanırken şairliğim çok işe yaradı. Şiirle uğraşmasam bu kadar akıcı bir dil kullanamazdım" diyor. Şiir ve roman dışmda felsefe ve müzik tutkunu olan Pamukçu'nun, bestesi ve güftesi kendisine ait 14O'ı aşkın eseri bulunuyor. Ancak müzilde de amatör bir ruhla uğraşıyor. Müzik tutkusu, profesyonel olaralc müzik Felsefe tutyapan dayısından aşılanmış.. 1 kusunun öyküsü bambaşka. "Ticaret lisesi mezunlarının üniversite sınavına girerken normal lise mezunu sayılabilmesi için fark sınavlanm vermesi gerekiyordu. Felsefe dersleri hariç, bütün fark sınavlanm verdim. Felsefe dersini vermem için bu konuda yazılmış kitaplan okumaya çalıştım. Okudukça felsefe tutkunluğum arttı. Dersi verdıkten sonra da çıkan bütün felsefe kitaplarını okudum. öyle ki felsefe bölümünü bitirmiş birinden daha fazla bilgi sahibiyim diyebilirim." Yunus Nadi ödülünün kendisi için büyük bir motivasyon olduğunu söyleyen Pamukçu, ikinci romanını bitirmek üzere. ı Yunus Nadi Roman Ödülünü paylaşan Celal Pamukçu: i E debiyada ortaokul yıllarından beri amatörce uğraşan Celal Pamukçu'nun ilk denemeleri şiir dalında olmuş. Bu alandaki çalışmaıarı da ses getirmiş. 1983 ydında' Sevda Üzre Dil' adlı dosyasıyla Yazko Şiir Ödülünü almış. Bu dosya daha sonra 1985 yılında kitap olarak yayımlanmış. Ancak kitap sınırlı sayıda basılıp kitleİCTe ulaştırdmayınca düş kınklığına uğramış. Bu düş kınkhğı neaeniyle edebiyada uğraşmaya ara vermiş, daha doğrusu küsmüş. Ödül kazandığı "Düşler ve Gerçekler" Celal Pamukçu'nun ilk romanı. Günlük yaşamında işi gereği rakamlarla boğuşan birinin şiir ve roman dalında hem de ödüllük eserler vermesi ilginç. Anlatmaya sondan başlıyor: "Roman denememi Cumhuriyet'e gönderirken ödül kazanacağımı doğrusu düşünmemiştim. Belki beğenilir de kitap yapabilirim düşüncesiyle gönderdiğim eserimin ödül kazanması doğrusu Denim için sürpriz oldu. Odül kazandığımı haber aldığımda sevinçten sabaha kadar uyuyamadım. Bir başka sevincim de bu ödülü kazanıncaya kadar edebiyatla uğraşmama sitem eden eşimden bu konuda izin çıkması oldu. Edebiyat SAYFA S