Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
hınzırca yer değiştiren değerlerin, kavramların arkasından yine 'Tanzimat kafası' ile sürüklenmeye devam ederseniz, Türkiye'nin yazgısında daha uzun zaman bir şeyler değişmevecek demektir. Bir büyük aynada kendimizi görmek ve o aynayı gittikçe derinleştirmek, en başta aydın kişiliğine duyulan güvensizliği, denemeyanılma yöntemiyle de olsa ortadan kaldıracaktır, sanırım. Yeni Dünya Düzeni ile kurulan tuzaklar ve yayılan safsatalar, hâlâ dünle bugün bağlammda parçaları birleştirmek zahmetine giremeyen sözde aydınımızı şaşırtmayı öngörüyor. Sağı solu sobelemek her zaman güncel!" Sağım Solum Sobe/ Attilâ llhan/ Bilgi Yayınevi/ 2. Basım/ Mart 2000/ 323 s. İstanbul'dan Paris'e Camondolar NİHAT TUNA er ne kadar bir peri masalı, gerçekleşen bir hülya gibi gelişse de Camondo saga'sı trajik bir hikâye. Yüzü parlak ve muhteşem, astarı gizliden zehirli bir kumaşın yayılması gibi ilerleyen bir yazgı. Hikâyenin sonundan başlayalım. Bugün îstanbul ya da Paris'te kaç kişi Camondolar'ın kim olduğunu hatırlar ya da bilir? îşte, onlarla ilgileneni ilk şaşırtan nitelik bu: Camondolar'ın ne denli unutulmuş, nasıl tarihin tortularına gömülmüş oldukları. Oysa hem Fransa, hem Osmanh'lar Camondolar'ın yeteneklerinden, cömerdiğinden nasiplerini aldılar: " Büyükbaba"AbrahamSalomon(17851873),Istanbul'da sarraflıktan modern bankacılığa geçişin önderi olur. Tanzimat vezirlerinin, özellikle Reşit Paşa'nın bankeriydi. İlk belediyecilik reformlanna katılır. Torunları, Galata'nın, Avrupakhğı ve lüksü temsil eden, çağdaş finansa hasredilmiş bir mahalle haline gelmesini sağlarlar. Yeni taşımacılığı geliştirirler; ilk atlıtramvay şirketini kurarlar, Şirketi Hayriye'nin kuruluşuna katılırlar. Kısacası kentin yüzünü, dokusunu değiştiren reformlar Camondolar'ın katkısı olmaksızın gerçekleşmemiştir. Asır sonuna doğru Galata da bir Camondo sokağı, Camondo merdivenleri, on kadar Camondo hani, bir de Camondo hamamı bıılunmaktadır. Anlatım ilerledikçe bu sırt çevirmeler silsilesinin, unutuluşu, yok olmayı hazırlayan bir evrimin belkemiğini çizdiği ortaya çıkar. Mesen olmalarına rağmen katkıda bulundukları sanat çevresinin kurumlarından hiçbiriyle özdeşleşmezler. Banka ve para dünyasından da çutmıştırlar. Dolayısıyla yaşamlarını, oluşmuş grupların, kurumların himayesi dışında sürdürürler. "(...) Saklı geleneğimizin dilinde" der Hannah Arendt "bu demektir ki ne Gök ne Yer artık cinayete karşı bir himaye teşkil etmektedir. Ve de eskiden serbestçe dolaşılan sokaklardan, meydanlardan kovulan bir hale geünmiştir artık" (1). Hannah Arendt'in bu sözlerle tarif ettiği iigüvparia d\v\ Tabii kimse Camondolar'ı serbestçe dolaştıkları sokaklardan sürmeyecektir. Ancak bu sürgün birkaç sene sonra ve Ikinci Dünya Savaşı sırasında Beatrice'in de Camondo'nun başına gelecektir. Alman işgaline rağmen ve ceketine sarı yıldız takıiı olarak, Boulogne korusunda her şeyden çok sevdiği ata binmeye devam eden genç kadının yolu Auschwitz'de bitecektir. Unutulmalarına kendi katkıları olarak sunulan anlamlı bir olay var Camondolar'ın yaşamında: Ömrünün sonuna doğru, Louvre'a, harikalar içeren koleksiyonunu hibe ederken Isaac 50 yıUık bir şart koşar. Yani, kendi adını taşıyan koleksiyondaki eserlerin sadece 50 yıl toplu bir şekilde sergilenmesi mecburiyetini ekler. Oysa bu tür hibelerde, bağış edilen koleksiyon sınırsız bir zaman için, bir bütün olaPartel Camondotar rak algılanır, sergilenir ve hibe edenin adıBu önder statüsü 1869'da Avrupa'yı fetnı taşır. Peki Isaac'ı bu süreyi 50 yılla sıhetmek üzere yerleştikleri Paris'te devam nırlamaya iten nedir? Belki Cezanne meeder. Burada, yaşam düzeylerinin şaşaası, selesi. Louvre o zamana kadar, ölmemiş efsanevi davetleri, malikânelerinin güzelolan, değeri henüz ispatlanmamış sanatçıliğiyle çevrelerini büyülerler. Derken, ikinları sergilemeyi reddetmektedir. Isaac uici nesil Parisli Camondolar babalarının retir, "Ya koleksiyonumun tümünü alır, ihtisası olan, fakirfukarayı eğiten, okul, sergilersiniz ve bıınıın içinde Cezanne da hastane açan yardımperverfikten (phivardır ya da koleksiyonumu bir başka mülanthropie) vazgeçip, cömertliklerini yalzeye armağan ederim". 50 yıl maddesi bu nızca sanata, sanatçılara yöneltirler ve çerçevede Louvre \x ikna etmek için teklif Fransa'nın en öncmli meserAm arasında edilmiş olabilir (50 yıl sonra değerleri tayer alırlar... Kendisi de klasik müzik besrih nezdinde ispatlanmamışsa Cezanne'ın tecisi olan Isaac de Camondo (1851 1911) (Jpe'ra Garnıcr ve Ope'ra Comic'e maddi ve resimlerini indirmek mümkün olacaktır). Yoksa Isaac'ı bu maddeyi eklemeye iten, manevi yardımını hesaplamadan bağış gösterişten sakınan, inceliği ve sonsuz raeder. Paris'in en önemli Iirik mekânı haline gelecek olan Thvâtrc dcs Champs Ely Fineliği midir?.. Kendisini ve ailesini yok olma tehlikesine açacak kadar, unutulma.«r'nin kurulmasını kendisine iş edinir. Yiya mahkum edecek kadar? ne aynı Isaac, resıni koleksiyonunun tamamını Louvre'a hibc ederek, enıpresyonistArşiv çalışmalarının geniş bir tarihsel leri, henüz ölmemiş Cezanne gibi ressamperspektif içinde değerlendirildiği bu kiları bu müzeye sokmayı başarır. 19 Degas, tap, sürükleyiciliğini, sorduğu sorulara, 14 Monet, 9 Manet, birçok Delaroix ve roman tekniğiyle inşa edilmiş olmasına CUMHURİYET KİTAP SAYI 540 H bugün en tanınan Cezanne'ları barındıran bu koleksiyon Louvre'a yapılmış en büyük hibelerden biridir. Isaac gibi, kuzeni Moi'se de (18601935) bankacılıktan vazgeçmeyi, kendini sanata adamayı seçmiştir. Sahne ışıklart altındaki Paris'e, Fransa'ya intibaklarını temsil eden, Monceau parkı kenarındaki muhteşem evini, müze olması kaydıyla hibe eder. Bugünkü bu malikâne, 18. yüzyıl sanat eşva ve mobilyası meraklılannın Paris'te iîk ziyaret ettikleri müzelerden biri olarak ömrünü sürdürmektedir. Peki o halde bütün bunlara, Paris'in en şık mahallesinde adlarını taşıyan bu mücevher kutusu gibi müzeye rağmen, Camondolar'ın, hem Istanbul, hem Paris'te uğramış olduğu bu "unutulmuşluğu" nasıl açıklamak, nasıl anlamak mümkün? îşte Seni'yle le Tarnec'in başansı burada: Camondolar'ın yazgısını, bir esrar perdesini aralamış gibi anlatmalannda, kitabın bir muammayı çözermiş gibi ilerlemesinde. Yükselis sagasına paralel olan ikinci bir Camondo hikâyesi alınmıştır kaleme. Kimliklerini oluşturan öğelerden parça parça vazgeçmelerinin hikâyesi: Paris'e yerleşen birinci nesil Şark'a sırt çevirmiştir, Doğululuğu terk eder. Ikinci nesil hem bankacılıktan hem de çemaatsel hayırseverlikten eletek çeker. Üçüncü nesilde ise Yahudiliktir terk edilecek olan. Camondolar "mesen" olurlar, geniş imkânlarını artık yalnızca evrensel sanatı, sanatçıları desteklemeye hasrederler. ünutuhj? engelleyicisi vardır. Bu engelleyicilerden biri de polislerdır. Polis onun cinayet işlediği kanısındadır. "Özne başka hiçbir öznenin isteğinı dikkate almayarak, Adsız Ülke'nin kahramaCamondolar Bir Hanedanın Çökiişü /Nora Şem Sophie LeTarnec/ Çeviren: Ya nı gibi, kendi iradesiyle eyleme geçebilir." Spade suçsuz olduğunu kanıtlamak ister. man Aksu / tıetifim Yaytnlart / 356 s. Onun ilk amacı budur. Böylece Spade filmde hem gönderici hem de özne lconumundadır. Bu durumda onun nesnesi "suçlu konumundan kurtulmak" olarak tanımlanabilir. Üçüncü aşama: Edim. "Öznenin isteği, gücü ve bilgisi birleşerek SEÇİL BÜKER onun eylemini gerçekleştirmesini sağlar" (s. 178). Dördüncü aşama: Tanmma ve ( ( t I 1 üketilir" Yaptınm. "Gönderici dönüşümlerin doğI ya da ruluğunu, gerçekliğini değerlendirip özL "tüketilneyi yapılan sözleşme uyannca ya ödullenVA2INSAL OKUMA mez" demeden öndirir va da cezalandmr." Spade filmin soSÜRECURI ce bir okuma serünunda suçsuz olduğunu kanıtlar, böylece veni yaşamak istekendisi ile yaptığı sözleşmeyi başarıyla biyenler için bir kitap tirir, cinayetlerden ikisini Wilmer'ın, bir var. Adı: "Yazınsal diğerini de esas kızın (ya da meşum kadıOkuma Süreçleri", nın) işlediğini ortaya çılcarır. Bu edimi için yazarları Ayje Ezikendisine ödül vermez, suçsuz olduğunu ler Kıran, Zeynel kanıtlamış olmak ona yeter. Ikinci amacı Kıran; yayınevi: Seçheykeli bulmaktı. kin. Kitapta yaşanacak serüven uzun olaHeykeli bulur, ama bulunan heykel sahcak kuşkusuz. Bu tanıtma yazısında okute çıkar, bu durumda sözleşme yaptığı yucuyu kısa bir yolculuğa çıkarmak istiGutman (Gönderici) ona ceza verir, veryoruz. Bu yolculuğa çıkarken kitabın bödiği paranın büyük bölümünü Spade'den lümlerinden birini (kahramanı) hemen geri alır, yalnızca edinç ve edim aşamasınyanımıza alalım. Çünkü "kahramanlarm daki giderleri için ona biraz para verir. incelenmesi anlatının en çekici alanlarınKendisi de Istanbul'da olduğunu düşündan biridir, genellikle 'YeniRoman'gibi düğü "Malta Şahini" adlı heykeli aramak 'avant garde' girişimlerin dışında, kişi, için yola koyulmayı tasarlar. Böylece Gutokurlarm büyük çoğunluğu için anlatının man hem gönderici hem de özne konummerkezöğesidir" (s. 133). Bukahramanın larını üsdenmiş olur. Spade'i yardımcı olabir adı vardır kuşkusuz. " Ad o adı taşıyanrak götürmek ister, ama özne konumunla örtüşebilir, örneğin P. Merimee'nin Mada olmaya alışmış olan Spade bu öneriye teo Falcone adlı öyküsünde, kahraman sıcak balcmaz. Sıcak baksaydı izleyici iki çok keskin gözlüdür ve attığını vurur" (s. saat daha sinema salonunda oturmak zo136), böylece şahinin admı taşımayı hak runda kalırdı. Sözü yazarlara bırakalım: eder. Acaba "Malta Şahini"nde (1942, "Dönüşüm ve dönüştürüm süreci sonsuJohn Huston) Sam Spade'in (Humphrey za dek sürebilir. Bir öykünün yaratılabilBogart) ne tür çağrışımları vardır? "Spamesi için, bir olaylar zincirinin başlatılde" ad olarak "maça ', "büyük bıçak", eyması, bu başlangıç durumunu bozacak bir lem olarak da "kazmak" anlamını taşır. şeyin ya da birinin ortaya çıkması gerekir" I ler açıdan güçlü olan erkeğin iğneyle ku(s. 178). yu kazarak sonuca ulaştığını söyleyebiliriz. borçlu. • (1) Hannah Arendt, La tradition cachee. Christian Bourgois, 10/18. Paris. 1987. Anlam tüketilir mi? Sam Spade film başladıktan az sonra "Sam"den vazgeçer, "Samuel" adını alır, bu konudaki yorumu okuyucuya bırakalım. Gelelim kahramanın fiziksel özelliklerine: "Anlatı kahramanının fiziksel özellikleri okura o kişi hakkında ilk fikri edinme olanağını sağlar: Kişi güzeldir, çirkindir, güçlü kuvvetlidir, beceriklidir. Örneğin, Simenon'un kahramanı komiser Maigret'yi piposuz düşünmek olanaksızdır" (s. 137). Sam Spade'in fiziksel özellikleri: "Humphrey Bogart" demek yeterli olmaz mı? Olmazsa, "Kendisini sigarasız düşünmek olanaksızdır, kendisine silah çekıldiğinde elleri arkadayken, ağzında sigarasını tutabilir ve konuşabilir. Dahası sigarası ağztndayken kahramanı etkisiz duruma getirebilir" diyebiliriz.^. Başka bir bölüme geçelim. "Anlatının Sözdızimi: Dörtlü Şema". Birinci aşama: Sözleşmeya da Eyletim (s. 177). "Göndericinin anlatı sözdizimindeki dönüşümleri gerçekleştirecek olan özneyi (Ö) belli bir amaç doğrultusunda etkilediği, yönlendirdiği bu anlatı aşamasında gönderici (G) ile özne (kahraman) arasında bir sözleşme yapılır. Örneğin, kral (G) halkına dcnşet ve korku veren ejderhayı (birinci nesne) öldürene kızını (ikinci nesne) vereceğini söyler. "Malta Şahini"nde Cairo ve Cîutman, Spade'den "Malta Şahini" adlı heykeli (birinci nesne) bulup getirmesini isterler. Cairo, eğer heykeli getirirse ona beş bin dolar (ikinci nesne) vereceğini söyler. Ikinci aşama: Edinç. "Bu aşamada kahraman gerekli bilgiyi ve gücü toplar, bunu tek Daşına da yapabüir, karşısına kendisine yardımcı olacak yardımcıların çıktığı da olur. Engelleyiciler ortaya çıkarsa ya gerekli cesaret; ve gücü bulamaz ya da bunlar elinden alınır" (s. 177). Sam Spade'in bürosunda çalışan bir sekreteri (yardımcı) vardır, kendisine söylenenlerı yapar, Spade'in yanındadır, ama nesneyi elde etmesine büyük katkılar getiremez. Buna karşın Spade'in birden çok Antartmn SözdbM Biraz da okuma sorunsalına dönelim. "Bir metni doğru biçimde üretmek ve okumak için, her şeyden önce, metinde konuşan kişileri ayırt etmek, nerede ne zaman konuştuklarını bilmek gerekir. Sözceleme bir sözce (metin) üretme edimi, bireyin sözceleri belli bir bağlam ve durum içinde gerçekleştirme edimidir" (s. 7677). Kişi, yer (uzam) ve zaman öğelerini göz önünde bulundurarak, sözce ve sözcelem kavramlarıyla biraz dans edelim. "Tango Dansı" (1997, Sally Potter) bir sözce (metin), "Tango Dansı"nın çekim sürecini anlatıyor. Ö da bir öykü anlatıyor. Ama filmin baş kadm ovuncusu Sally Potter'm kendisi, bundan dolayı filmi yaratan ben ile filmdeki ben (filminin senaryosunu yazmaya çalışan yönetmen) çakışıvor. "Sözceleme durumu, sözcenin gerçelcten üretildiği somut durumu belirtir" (s. 77). Şimdi "Tango Dansı"nda sözcelemenin hangi anlarda oluştuğuna bakalım. Sözcelemenin oluşabilmesi için kişinin, yerin (uzamın), zamanın çakışması gerekir. "Tango Dansı"nda kişi çakıştı, ama filmin büyük bir bölümünde, yönetmenin filmi çekerken içinde bulunduğu mekân olan "burası", izleyici için "orası"dır. Yine çekim sürecindeki zaman yönetmen için "şimdi", izleyici için "o zaman"dır. Yalnız filmin birkaç sahnesinde, kişi, mekân ve zaman çakışır, böylece sözcelem oluşur. Örneğin, mutfakta Sally Potter'ın masada oturduğu ve Pablo Veron "step" yaparken, tango üzerine bir film tasarlauığı sahne. İki örnekle kitabın çok küçük bir bölümünü tanıtmaya çalıştık. Bize göre bu kitap, metinleri okumada kuşkusuz bir rehber, ama yaratıcılar için de ivi bir rehber olabileceğini, yaratıcıyazarlık derslerinde kullanılabileceğini de vurgulamak isteriz.» Yazınsal Okuma Süreçleri / Prof Dr. Zeynel Kıran Prof Dr. Ayşe(Eziler) Kıran / Seçkin Yayınevi / 302 s. SAYFA 17 Okuma sorunsah