Katalog

vitrın Tajın İçinde Gizlenen/ lurgay Gönenç/ Can Yayınlan/U4s. Turgay Gönenç, daha önce yayımlanan 'Beni Irmak Boylarına Götür Anne' adh kitabında insana ve sanata yaptığı yolculuklarını 'Taşın İçinde Gizlenen'de sürdürüyor. 'Sanat yapıtı, kendine özgü zaman dilimini ya da zamansızlığını yarattığı sürece eskimezliğe ulaşır' diyen Turgay Gönenç, bu coşku ve hüzün gelgitindeki yazılarında, içimizde gizlenen zaman dilimlerine uzanıyor. Sanatın en yoğun, en karmaşık gibi görünen sorunlarını, güç anlaşılır sanılan ürünlerini, heyecan verici bir yalınlık ve açıklıkla gözler önüne seriveriyor. Bu denemelerde, yaşama ve sanata ait görsel incelikler, insanın hem kendisiyle hem de sanat yapıtlarıyla buluşması, hesaplaşması var.Yazar, sanat yapıtlarından yola çıkarak yakaladığı incelikleri, çözümlemeleri, öykü tadında ve şiirsel bir anlatımla okurlarıyla paylaşıyor. Turgay Gönenç'in duyarlı bir gözlem gücüyle kaleme aldığı bu kitabının öbür kitapları gibi, sürekli gündemde kalacağından hiç kuşku yok. Saatler/ Michael Cunmngham/ Çeviren: llknur Özdemır/ Can Yayınlan/ 230 s Bu roman, yazarı Michael Cunningham'a 1999 yılında AmeriHAATLKR ka'nın en önemli iki edebiyat ödülünü kazandırdı. Saatler, 1941'de intihar eden Virginia Woolf'un yaşamma ve ölümüne göndermelerle dolu bir roman. Hem Virginia Woolf'un yaşamından, hem de onun Bayan Dalloway adlı ünlü romanmdan beslenen Saatler, üç kadının yaşamlannı üç ayrı zaman diliminde, ama üç koşut anlatımda sunuyor: Virginia Woolf, New York'lu editör ClarissaVaughan ve Kaliforniyalı ev kadını Laura Brown. Birbirinden bağımsız görünen ama göndermelerle, benzeşmelerle ve ortak kahramanlarla hem birbirinin içine yansıyan, hem de Bayan Dalloway romanına bağlanan öyküler, toplumun koyduğu kurallara yüreklice karşı koyan, aşk ve dostluk, umut ve umarsızlık, başarı ve başarısızlık kıskacında sıkışıp kalan insanların yaşamlarmdan çarpıcı kesideri anlatırken.varoluşumuzun nedenlerini de sorguluyor. İntihar izleği ile kadın ve erkek eşcinselliği, roman boyunca varlığını sürdürürken, Michael Cunningham, az bulunur bir ustalık ve yaratıcılıkla, iki kadının yaşamını Virginia Woolf un yaşamına düğümlüyor, beklenmedik ve hüzünlü bir çözümde birleştiriyor. Berrak, güçlü ve şaşırtıcı derecede şiirsel bir anlatımla işlenen Saatler'de, bu üç kadının iç dünyalarının en kuytu köşlerine kadar erkek yazarlarda pek rastlanmayan bir başarıyla sokulan Michael Cunningham, tutku dolu, derinlikli ve çok etkileyici bir roman, bir başyapıt yaratmış. Soldaki Arayış/ İsmaıl Cem/ Can Yayınlan/ 339 s. "Türkiye'nin daha özgür, daha adil bir ülke olması için yıllardır sürdürülen bir mücadelenin son kesitinde yayımlanan bu kitabın adı Soldaki Arayış mı olmalıydı? Hâlâ neyi aramaktaydı sol; neyi bulamamıştı; neden bulamamıştı? (...)Türkiye'nin sol'u, demokrasi ve insan hakları anlayışı ve çoğulculuk alanlannda üzerine düşen görevi hakkıyla başarmıştır. Sol'un neleri neden başaramadığı, 2000'li yılların başındaki darboğaza da, 'arayış'a da ışık tutacaktır. (...) Farklı bir açıdan bakarsak, sol, kendi yapısı bakımından, zaten sürekli ve sonsuz bir arayıştır. (...) Türkiyemizde sorun, bu arayışın, sol'u geliştirmek için değil, sol'un sol olabilmesi için hâlâ sürmekte olmasıdır, sol'un 'kimlik arayışı' düzeyinde, sol'un 'temel ilkeleri ve doğrultusu' düzeyinde hâlâ sürmesidir. Sorun ve sıCUMHURİYET KİTAP SAYI S32 kıntı buradadır. (...) Bu kitabın var oluş gerekçesi budur: Soldaki Arayış'a bir katkı getirmek. (...) Sol'un haklılığına ve güzelliğine Türkiye'nin sol'u da layık olmalıdır" diyor Ismail Cem. Karga Sona Kaldı/ ltalo Calvino/ Çeviren. Eren Cendey/ Can Yayınları/231 s. ltalo Calvino, 20'nci yüzyıl edebiyatının en özgün yazarlarından biri. Küba'da doğan, ama genç yaşta Italya'ya göç eden Calvino, okuru düşler dünyasında gezdiren fantastik kurgulann, çarpıcı bir anlatımın öne çıktığı, müthiş bir yaratıcılıkla dokuduğu roman ve öykülerinin yanı sıra, politik kimliğiyle de Ikinci Dünya Savaşı sonrası ltalya'sında kendine önemli bir yer edinmişti. ltalo Calvino, sağlam bir denemeci ve nitelikli bir gazeteci olarak da Italyan kültür dünyasının kalıcı adlarından biri olmayı başarmıştır. Karga Sona Kaldı, uzunlu kısalı otuz öyküden oluşuyor. insanın yaşam ve doğa karşısındaki tavn, yoksulluk ve yoksunluk üzerine çeşitlemeler olarak tanımlanabilecek bu öyküler, ltalya'daki faşist baskıyı ve direniş hareketini de konu alıyor. Üstelik müthiş bir toplumsal yergi ve mizah özelliğini de taşıyarak. Buna bir de yazarın şiirsel dili eklenince, ortaya bir 'Calvino yapıtı' çıkıyor. Ağda Zamanı/ Inci Aral/ Can Yayınlan/ 154 s. Inci Aral, öykülerini 1977 yılında Inrı \ı.ıl dergilerde yayımlamaya başladıAC.UA ZAMAM ğında, dili ve anlatımıyla olduğu kadar, anlattığı olaylarla da dikkatlerı üzerinde toplamıştı. Bu ilk öykülerinde, ülkemizde kadın olmanın getirdiği güçlüklerin göze çarpmayan ayrıntılannı dile getiriyordu. Bu aynntüar genellikle büyük acıların kaynağından süzülüp geliyordu. Inci Aral, çeŞİtli kesimlerdeki kadınlan ele alıyor, onlan mutsuz kılan gelenekleri, kurallan öyküleştirip yargdıyordu. Ağda Zamanı, yazarın bu öykülerden oluşturduğu ilk kitabıdır. 1980 Akademi Kitabevi Öykü Başatı Ödülü'nü kazanan bu kitap, edebiyatımıza, şiirsel anlatımlı gerçekçi bir öykücüyü de kazandırmış oluyordu. V. î. Lenin Biyografi/ Çeviren: Gönül özen Sezer/ Sorun Yaymlart/ 532 s. "Sorun Yayınlan Kolektifi, Karl Marx, Friedrich Engels Biyografi'lerinden sonra V. I. Lenin Biyografi'sini üreterek okurlarına sunuyor. Bu üç temel kitap boşuna üretilmedi. Ulusal ve evrensel ölçekte 'Marksizmin yorumu ve teorik yeniden üretimi' sorunu gündemdeki yerini koruyor. Devrimci Marksizmi öğrenme, özümseme ve tarihsel hatırlatma konusunda bu üç temel kitabın işlevsel olacağına inanıyoruz. Bu sebeple de şu sloganımızı bir kere daha tekrar ediyoruz: 'Bilimsel Bilgi ve Bilinçlenme Sürecinde Suyu Kaynağından için!..' Marksizmi öğrenme, bilimsel yöntemi kavrama denildiğinde, bizegöre, ilkin K. Marx F. Engels V. I. Lenin üçlüsü akla geliyor. Marx Engels Lenin adlannm birleşik ve bütünlüklü biçimde telaffuz edilmesi de boşuna dcğildir. Kapitalizmin Emperyalizmin "ideolog"ları ile onların kiralık sözcülerinin, günümüzde ve "hâlâ" Marx Engels Lenin'e sövgü ve sataşmaları dahi Devrimci Marksizmin önemini ortaya koyuyor" deniyor kitabın girişindeki yazıda. Cumhuriyet Dönemi Edebiyat Çevirileri Seckisi/ Haztrlayan. Öner Yag'cı/ T. C. Kültür Bakanltğı Yaymlart/ 567 s. Cumhuriyet'in Kuruluşunun 75. Yıldönümü kutlamalarına Kültür Bakanhğı'nın katkısı olarak yayımlanan yapıtlardan biri olan Cumhuriyet Dönemi Edebiyat Çevirileri Seçkisi, Cumhuriyet'in çağdaş uygarhk düzeyine ulaşma amacının gerçekleştirilmesi için attığı önemli adımlardan biri olan çeviri tarihimizi aktanyor bizlere. Yapıtta, Hasan Ali döneminde ilk "Neşriyat Kongresi"nin gerçekleştirilmesi, "Tercüme Bürosu"nun kurulması ve "Dünya Klasikleri"nin yayımlanmasından başlayarak 75 yıllık Cumhuriyetimizdeki çeviri serüveni aynntılarıyla sergilenmekte. Ülkemizdeki çeviriyle ilgilitarihçenin, sorunlann, tartışmaların, gelişmelerin yer aldığı yapıt, dünya kültürüyle buluşmak, kendimizin bulunduğu yeri saptamak, aydınlığa doğru yönelmenin önünü açmak için zorunlu bir görev olan çevirinin zenginliğiyle buluşmamızın ve "Çeviri Cenneti" adını almamızm gerçekliğini de vurgulamaktadır. Halk Şiirinde BaşkaldırıVur Etnri Ferman/ Şükrü Gunbulut/ Ber/tn Yayınlan/ 267 s. Kitapta, Anadolu'da, 1240'tan ŞUKHU GUMULU! 1970'lere kadar, 66 başkaldınnın llalk Şıinndc B^kaldın öyküsü, bunlardan 52'sinin üstüne lulvllnMa söylenmiş, 160 kadar şür var (Babailer ve Şeyh Bedreddin'den, son başkaldırdara kadar). Ayrıca, Anadolu'da, adlan bilinmeyen başkaldıncılara yakılmış türküler, Türkiye dışındaki Türklerin ve Avrupaiıların, kendi ayaklanmacılarına söyledikleri ağıtlar da eklendiğinde kitaptaki şiirler 200'ü geçiyor. Öykülerini ve çoğunun türkülerini bildiğimiz 66 başkaldın içinde, daha iyi, daha hakça bir dünya için, büim ve aydınlanmaya dayalı olanlar, yalnızca dört şür. Diğerleri az çok kişisel sorunlar veya batınî amaçlar peşinde. Bu dört başkaldınnın, tarih içinde dağılımı da ilginç. 1240'tan 1900'lere kadar Anadolu'da büim ve aydınlanmaya dayalı başkaldırı yok. Bu tür kımıldanmalar 1970'lerde, Cumhuriyet belli bir olgunluğa ulaştıktan sonra çoğalıyor. Bu tablo bize, Anadolu'da Selçuklulardan başlayıp, Osmanhlarla süren, halkın büyük ezilmişliğini ve kulluk geleneğinin halk üzerindeki yıkımını gösteriyor. Bu gelenek, bilimsel düşüncenin ortaya çıkmasını engellediği gibi, akla, bilime dayanan bir aydınlığın peşine düşmeyi de olanaksız kılmış. Kitapta, Osmanlı sarayı ve taşrası da, ayaklananlar açısından inceleniyor. Neydi Bu tşlerin Aslı? Savaş Şiirleri Antolojisi/ Şükrü Gunbulut/ Ber/ın Yaymlart/ 408 s Savaş oldu mu halkın dediklerinde hep, derin bir acı, yangı ve dövünme var. Doğrusu, bunlarda bize öğretilen "kahramanlık şiirleri" edası hiç mi hiç görülmüyor. Bu şiirler, tarih kitaplarındakinden apayn bir algılamayı duyuruyor. Önlarda, savaşın gerçeği, bize öğretilenlerden çok daha başka renk ve ağırlıklarla ortaya çıkıyor. Bize söylenenlerle, tarihin içinde devinenlerin söyledikleri arasındaki fark, hiçbir yerde bu kitaptaki kadar açıkça görülmüyor. Şiirler, halkın savaşı sevmediğinin savaştan nefret ettiğinin belgeleri. Gerçek insani özle dolu bu belgelerden öğreneceğimiz çok şey var. Onlar, bizi çerveleyen karanlığı ve aldanmayı yırtacak olan çıngılar. Bu çıngıların kuytularda unutulmaya bırakılmasını istemedik. Bu kitapta, büyük soluklu bir halk şiiri serisine başlanıyor. Çıkacak ciltleriyle bu çalışma, halk şiiri üstüne en kapsamlı değerlendirmelerden biri olacak. Bu kitap serinin ilki. Burada, 1389'da Kosova'dan, 1974 Kıbns Savaşı'na kadar 600 yıllık dönemin şiirleri var" diyor Şükrü Gunbulut. Berfin Yaymlart/ 168 s Kürtlerin lslam inancından önceki dini inançları Yezidilik idi. Dualist düşünce tarzı olan Yezidilik ve kendisinden önce olan Zerdüştlük, Mandakizm, Manişeizm ve Hurremizm düşünce tarzlarının bir devamıdır. Yezidilikte de Zerdüşt inancında olduğu gibi iki tannnın varlığına inanıhr. Bu tanrdardan birincisi aydınlığı doğuran Güneş, ikincisi ise Ahriman ve SAYFA 21 Bir Kürt Düşüncesi Yezidilik ve Yezidiler/ TortV