22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VAT CAPAN Pier Paolo Pasolini/ Şiirler/ Çeviren: Necdet Adabağ ve ben, onlar gibi, bomboş sokaklarda, sucsuz ve her şeyini yitirmişlere özgü bekliyordum inmesini akşamın; etrafta duyulmasını isterdim dilsiz kokularını ocakJarın, mutlu yoksulluğun, ve haber vermesini çan seslerinin, yeniyle sarıp sarmalanmış köylülük gizinin eskil gızde yenilip yutulduğuna ilişkin. Zamammın İnancı Pasolini çok yönlü bir sanatçı: Yönetmen, yazar, şair, eleştirmen. 1922'de Bologna'da doğdu. tkinci Dünya Savaşı sonrası îtalya'nın, dahası Avrupa'nın ekınsel ve siyasal yaşamının en karmaşık ve en tartışılan kişilerinaen biri olmuştur. Doğrusu sanatın her dalında verdiği yapıtlarla Îtalya'nın en önde gelen fikir adamlarından biridir. Pasolini'nin buraya bir bölümünü aktardığımız La religione del mio tempo (Zamammın înancı 195759) adlı poeminin yanı sıra, La ceneri di Gramsci (Gramsci'nin Külleri 1957), L'usignolo della chiesa cattolica (Katolik Kilise'nin Bülbülü 1958), Poesia in forma di rosa (Gül Biçiminde Şiir 1964) gibi şiir kitapları vardır. Pasolini 1975 yılında öldürüldü. Bağırmak isterdim ama, dilsizdim benim inancım bir kokuydu. Ve işte o koku burada, dunkü gibi; bilinmez ne olduğu, dünyada, ıslak ve pırıl pırıl. Ve ben, burada, saşkın, başarılı ve yararsız, alçakgönüllü ve nefis bir eylem içinde, çözmeye çalışırım eldeğmemiş anlamını binlerce imgesi içinde... Körpeliğimi yaşarım gene tıpla bir çocuk gibi giz dolu coşkunun karşısında, deneyimsiz, geçmişte olduğu gibi, ve acılı gözyaşlarım ıslatır sayfa tamı görününce gözüme, yakıcı güneş altında, o ikisi çocuk oldukları içinkaybolup gidiyorlar çabucak, tnutlu, zengin mahallesinde, dingin bir deniz gibi gökle dolu teraslar, sabah balkonları, ve akşam güneşiyle süslü çatı katları altında... Yaşamın anlamını yeniden yakalıyorum eskıden olduğu gibi, bir içağrısıdır tatlı mı tatlı kör bir içağnsı. Çünkü çocuk sahip olamadığına hiçbir zaman sahip olamayacağını düşünür. O umutsuzluk denizinde, nesnelerle ilgili, o çılgın düşünün bedelini delicesine iyi bir insan olmakla ödemesi gerektiğine inanır... îşte böyle, eğer yeterliyse iki gün ateşler içinde yatmak, SAYFA 18 tşte böyle, ruhlannın derinliklerıne bakarsam eğer ortalıkta dolaşan zamammın insanlarının bana yakın ya da uzak olmayanların, her türlü doğal dinin mahkum ettiği binlerce olası insan günahlanndan ayakta kalabilen, bir tek, sürekli ve herkeste var olan daima, alçaklıktır. Sonsuz bir duygudur duygu biçimi, istersenız taşlaşmış, değişmez, ve bir başka duyguda, dolaylı ya da dolaysız, iz bırakır. Ve insanı dinsiz yapan o alçaklıktır. Tıpkı derinden derine duyumsanan bir engel gibi koparıp alır insanın yüreğinden gücü, sıcaklığı beyninden, insanı iyilikten konuşmaya zorlar sanki kaçınılmaz bir davranış biçimi gibi; acıma duygusu ona göre salt bir kuraldır. Onu saldırgan vapar, kimi zaman, , '' ama sürekli önlernli: ' Ve tehdit eder, yargılar, alay eder, dinler, ama daima, içinden içinden, korkar. Bu korkunun elinden kurtulacak kimse yoktur. Hiç kimse ne dost ne de düşmandır bunun için. Hiç kimse gerçek tutkuyu tatmasını bilemez: her türlü ışığı nemen kararır, pişmanlık duyduğu ya da kabullendiği için o eskil alçaklığı insanın, bedenine yerleşmiş bir tümör gibidir yüzyıllar boyu, Her insanda bulur çıkartırım onu ortaya. Bence yaşam karşısında insanın duyduğu güvensizfiktir; eskil ekonomik tedirginlıktir: bizim hayvansı yaşamdan kalan bir kuraldı. ve şimdi benimsendi bizim bu zavallı insanlarımız tarafından: Bu bir savunma biçimidir umutsuz, orada yuva bulur; burası huzur bulduğu yerdir: Adı da mülkiyettir. Her mülkiyet bir diğerine benzer: Sanayiden tarlaya, gemiden el arabasına kadar. Alçaklık herkeste aynıdır bu nedenle: Her uvgarlığın karanlık çıkış noktasında ne ise, karanlık son günlerinde de odur.... Böylece benim ulusum döndü yeniden çıktığı noktaya, yeniden döndü kötülük. Ve hiçbir şeye inanmayan kişi, bilir, tanır kötülüğü, ve çekip çeyirir kötülüğü. Ve iç acısı çekmez, hiçbir şeye inanmayan, katolik kişi, acımasızca haksız tarafta olduğunu bilmesine karşın. Günlük yaşamındaki üçkâğıtçılık ve namussuzluk için üc paralık katiller kullanır yüreklerinin dibine kadar soysuz insanlar; öldürmek ister her türlü inanc biçimini, bir ölü Tanrı adına Tanrı olmak ister. •s' yaşam yitmiş ve bitmiş gibi görünsün diye ve dünya geri dönsün, eldeğmemiş olarak (hiçbir şey benı sarhoş edemez özlemden başka) ben büyük ve dilsiz Eylül güneşi altında, ölürken, diyemem hiçbir şey, dünyada, elveda'dan başka. Oysa ben sana gelmiştim, ey Kilise, ve Pascal'la Yunan Halkının Şarkılarını sıkı sıkı tutuyordum elimde, sımsıcak, tıpkı köylünün içinde sakiadığı giz gibi, dingin ve sağır her şeye kırküç yazında, kasaba, üzüm bağlan ve Talyamento'nun çakıllı kıyısında, sanki yerin ve göğün birlestiği yerde ve orada, boğaz, yürek ve karın paralanmış, Fonde'nin uzaktaki patikası üzerinde, insan yaşamının en güzel çağını eritip tüketiyordum, tüm gençlik yıllanmı aşklarda, tatlılıklarına bugün bile daha ağladığım... Oraya buraya serpilmiş kitaplar arasında bir avuç mavi çiçek ve ot, bembeyaz otlar... süpürge otları arasında ben îsa'ya tüm saflığımı ve kanımı armağan ediyordum. Kuşlar ötüşüyordu toz toprak içinde, anlaşılmaz bir içeriği vardı şarkılarının, kararsız, sağır edici varlıklarının kurbanı yaratıklar, dudukların ve mürver ağaçlannın alçakgönüllü tepelerinde kaybolmuş zavallı tutkuları var: , inançsızlığı içinde onu savunduğunu iddia ederek Burada, evler, meydanlar, kentin yolları alçaklıkla dolu; bu kentte artık yeni bir düşünce egemendir, huzursuz eder, insanın ruhunu, katedraller, kiliseler, kaygı verici sessizliğe bürünmüş anıdar, kullanılmamaktan ötüru CUMHURİYET KİTAP SAYI 532
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle