25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

50 yıllık bir şiir serüveni yada... Gülten Akın siiri: Sevdalı Rüznâr Gülten Akın'ın şiiri Demokrat Parti döneminde boy verdi, gelisti, serpildi, kaoul gördıi. Önun için, o dönemin sancılarını, : sıkıntılarını dizelerinde ağırlamış, gününe ışık düşürmüştür. GULTEKİN EMRE ulten Akm'ın şiiri, denince, hemen 43 yıllık bir siir serüveni akla gelir. Yani ilk dönem şiirlerini topladığı Rüzgâr Saati'nden (1956) şimdilik son şiirlerini bir araya getirdiği ve 1998 Altın Portakal Şiir Ödüiü'nü aldığı Sessiz Arka Bahçeler'e uzanan uzun bir yolda yürümek, demektir. O,' Sen bütün canlılardan uzak yalnızsın" dese de, "dağ çiçekleri uykuya var"sa da, "Kara sokaklar" yolunu kesse de, onun şiiri gibi, "ötesi aydınlık çizginin", bu biline. "Kör karanlikta" "sular gibi" umudu akıtır şiirinde Gülten Akın, "Bu bölüne çoğala 'rak, böylece "Dünya güzelse dana güzel olur". Umudu ve sevgiyi aynı kozada besleyen onun şiirinin özetini şu iki dize gözler önüne sermiyor mu? "Karayı kaldınn mavi koyun umudumu yitirmedim", Karyı kaldınn sevgi koyun umudumu yitirmeyin". Umut onda gelecektir: "Beni öldürürse bu umut öldürür". Onun şiirinde sevgi, umut kadar ölüm de sıkça geçer rüzgâr gibi, at gibi, yağmur gibi, acı gibi... O, halkından kabul görmek sevilmek ister, yoksa ölmesi yeğdir, diye düşünür: "Beni ya sevmeli ya ölaürmeli". ren şiirleri ilgiyle karşılanır. Gülten Akın, 2. şiir kitabı Kestim Kara Saçlarımı'yla (1960) şiir dünyamızdaki yenni iyice pekiştirir: Aşk, ayrılık, özlem, yalnızlık, sevgi temalan şiirinin omuriliğini oluşturur. Ayrıca lcadınlann sorunlannı da, onların ezilmelerini, horlanmalarını, bir cinsel obje olarak görülmelerini de şiirlerinde ele alır, işler, gözler önüne serer. 2. kitabın besmele şiiri şöyle: "Kaçıp sevgilerin korkunç tuzaklanndan/ Kaçıp ana olmaklardan eş olmaklardan/ Kentlerdeki yadırgı pabuçlu yalnızlığa/ Dağlardaki kırmızı ışığa varıldı." Bu dİzelerde de sıkıntı cok belirgin ve bu sıkıntıdan kaçıp kurtuimaisteği,yani "kırmızı ışığa", umuda varma istemi de elle tutulacak denli göz önünde. Bir kadın olmanın toplumdaki sıkıntısını şöyle imliyor Gülten Akın: "îçim ayıp dışım geçim sol yanım sevgi" derken bir bütünlüğe de dıkkat çekiyor sanki. Yaşadığı dönemin siyasal ortamını da şu iki dizeye sığdırır: "Bir çağ ki öyle en olmayacağı/ Kuşatır yasaklar üstünü örter." "türküsüz ölürüm", diyecek denli halkına bağlı bir şairdir o. (Onun için şiirlerinin başlıklarında "türkü" sözcüğü sıkça geçer.) Yani, "Bir uzun hava içinde kendimiz"i bulmamıza işaret ediyor. Toplumdaki bireysel yalnızlık, ne yazık ki, "bakımlı otlar arasında"dır. Yaşamaksa "daha alımlıçalmrüı"dır ama, "Içimizgüngünden kara ezik"tir. Oyun başlıklı şiirinde kadınla erkek arasındaki cinsellik, sevgi, aşk bağlamındaki ilişkiyi irdeliyor Gülten Akın. Acılar içindekı insanın daha mutlu olduğunu da yazdıktan sonra, kadınlar için "Tüm kadın tüm utanç tüm korku"yu yazmadan demez, şu saptamayı da: "Kızgın karanfil parmaklarıyla". Kadın şu mu demek yani? "Geçim evli buz evli kor evli". Sıkıntılı kadın elbette şöyle düşünmeden yapamaz: "Gün doğar gün batar bize ne/ Güzelmiş, havadan bızc ne". Gülten Akın, kara saçlarını kesmiş bir kadın olarak toplumdaki kadınca kimliğini sorguluvor 2. kitabında, ayrıca kimi olumsuzluklara başkaldıran da bir kimliği daha belirgin olarak öne çıkıyor. Dünyayı daha yasanılası, daha güzel kılmak için, umudu elden hiç bırakmadan yazıyor şiirlerini. Kestim Kara Saçlanmı'ndan dört yıl sonra yayımlanır 1964 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü'nü alan Sığda. Yer yer 2. Yeni Duyarlığı ve yapısının da kendini sezdirdiği Sığda'ki şiirlerde de bireyin yalnızlığını, yaşadığı dönemden duyduğu tedirginliği ele alır Gülten Akın. "=Ey ses, ey yakın geçmişe ağzımla verdiğim. derken, "Yorgun savaşçılanz, yenilgiler eskitti bizi. yi de gündeme getiriyordur aslında. Sevgilerden ürken bir" Ydgın" savaşçılık da söz konusudur elbette. Yalnızlığına yenilen yalnızca o mudur, bizler de yenilmedik mi, yenilmiyor için, ayakta kalmak için. Kitabın en güzel şiirlerinden biri de Yağmur Yağmur dur. Okur, bu şiirdeki hüznü adeta sağar. Burada, Gülten Akın, bir umutsuzluk halini, ortamını irdeler gibidir. Onun isi karanlikta değildir ama, her yer karanlıksa, hüzün doluysa şair ne yapsın? Onun derdi aydınlıklara ulaşmadır, tüm çabası bunun içindir. "Niye bu korku bu aydınlıkta", diye sormadan da yapamaz. Sonra da çok uzun süren yangından, yanmalardan söz eder. Bütün kapılan tutar yukardakiler, ya birileri, sıkışır kalır insanlar duvarlar arasında, odalarda, sokaklarda. Avcılardan, avlanmalardan kaça kaça siire sığınır Gülten Akın, bizi de çeker bulunduğu yere. Okurunu da şiirinde ağırlar, onJarla dertleşe dertleşe, birlikte yol alır. Onun şiirlerinde "Kırmızı bir deniz"e de, "Kırmızı gürültüsüyle bir kelebek"e de rastlanz ve bu bizi hiç rahatsız eünez. Dördüncü kitabı Kırmızı Karanfil (1971) 3. kitabından 7 yıl sonra okurla buluşur. Bu kitaptaki unutulmaz ilkyaz şiirinin ilk iki dizesi, artık ölümsüzaür: "Ah, kimselerin vakti yok/ Durup ince şeyleri anlamaya". Bu iki dize insanlığın durumunu ortaya koyan bir saptama aeğil mi? HaydarErgülen, "..evet, bu ikidizenin kitaplarda kalmayıp başka yerlerde de okunması, okutulması, göz önünde bulundurulması gerektiğini' düşünüyor ve sözünü şöyle sürdürüyor: "Otobüs duraklanna mutlaka, parklann girişlerine elbette, vapur iskeleleri, tren garlan, şehirlerarası otobüs terminalleri, navaalanlanna kesinlikle. Sonra üniversite kapılan, stadyumlar (bilmem ki bir düş müdür, bir gün iki futbol takımı maça baslarken bu dizelerin yer aldığı bez anşlerle çıksa sahaya!), sinema, tiyatro perdelerinin üstü, caddelerin üstüne asılan pankartlar, Boğaz Köprüleri, şehir girişleri, çıkışlan, büyük meydanlar, üstgecitıer, dev marketler, gazete manşetleri, televizyon altyazılan, duvarlar, balkonlar, kütüphaneler, devlet dairelerinin kapılan, resmi bayramlann birinde öğrenciler, gençler taşısa bu dizeleri, sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin açıkhava toplantılarında, kartonların üzerinde bu dizeler yazsa, bilmem hangi kasaba irisinin şehir olma zorundan önce..." (Şiirlik, Haziran 1998, sayı: 52) Evet, böylesine önemli bu iki dize. Kırmızı Karanfil'in ilk şiiri Güz'deki şu iki dize de ne kadar çarpıcı değil mi? "Sor bakalım, adam diye Kaydımız var mı?/ ben körüm, biz eski, Çocuklan yazdır". Artık, Gülten Akın şiirinde bir halk ağzı, bir söyleyiş havası egemenliğini iyice duyumsatmaya başlamısur. Yerel motiflerden, geleneklerden, nalk şiirinden, tür G "AMInttetertovaktlyok..." Gülten Akın'ın şiiri Demokrat Parti döneminde boy verdı.gelişti, serpildi, kabul gördü. Onun için, o dönemin sancılarını, sıkıntılarını dİ2elerinde ağırlamış, gününe ışık düşürmüştür: "Acı şey çaresiz yaşamak acı şey" dizesini (1953), "Düşündü enine boyuna hürriyeti/ Düşündü olan oldu bir kere" ve "Zaman ikiye bölündü ansızın/yağlı kurşun canevine girdi" (1952) dizeleri izler. Bu kadarla kaîmaz, dizeler birbirini izlemeyi sürdürürler: "Hürriyet canım Hürriyet ver elini/ Kat kat duvarlar ardında/ Kendimi bildim bileli bekledim seni" (1952). Demokrat Parti yönetiminin baskısını dizelerinde böyle ele alıyor Gülten Akın. O, ülkesinin sorunlarını, yalnızca 50'li yıllar olarak almaz, 12 Mart, 12 Eylül dönemleri de gözler önüne serilir onun şiirlerinde. Yani, o, sessizce direnen, mücadelesinden hiç yılmayan, bundan ödün vermeyen de bir şairdir. Onun şiirinin izlerinde, içinde yürümemizi sürdürüyoruz. Daha Rüzgâr Saati'ndeyiz. Ona göre "Sevgiyse büyük şarkıysa güzel yaşamaksa" sıkıntıaır, ama dünya yaşamaya değerdir yine de. "Herkesin yaşama türküsü başka" olsa da, "Lakin sevgi bir kardeşlik"tir; ah bir de "Bütün insanlar sevgide" bir birleşebilseler. O, en bunaldığı anlarda bile sevgiye, aydınlığa sığınır: "Yer gök arasında çaresiz kalmısız/ Gemiler gelsin eski çağlardan/ Gemiler dolusu aydınlık gelsin . Onun kendisi ve hepimiz için istediği "Hava ve deniz arasında/ Ekmekle banş arasında" yaşamaktır. Onun için yüreği hep avucundadır "sonuna dek". Gülten Akın, ilk kitabı Rüzgâr Saati'yle (1956) önemli bir çıkış yapar ve hemen şiirimizde kcndine kalıcı bir yer edinir. Yalnızlık, umutsuzluk, huzursuzluk, yaşadığı dönemin baskılarına göndermeler içeSAYFA 12 Dönemin sancdarı Yaşanılası bir dünya külerden izler devşirir şiirseverler onun şiirlerini okurken." Ağlama kız, deme incinirim Yâr Yâr/ ben ağlarnam dağlar taşlar ağlasın/ Körüm, çelımsizi, göğnümün, hastayım./ sebebolanlan nerde bulayım/ adamdan içerli kuşlar ağlasın". Evet, halkla daha sıkı kucaklaşma kendini iyice belü eder bu şiirlerde. insanlığın hiç bitmeyen para ve kavga sorunlanna da değinir şiirlerinde Gülten Akın: "Kulaklarımızı tıkıyoruz: Para para para/ Kulaklanmızı acıyoruz: Kavga kavga kavga/ Sorar belki biri: Kavga ama neden kavga". Şair neler görmüş, ne kavgalara tanık olmuştur bu iki dizeyi yazana dek: Işte yaşadıklarının, acılannın bir dökümü: "Altmış sekizdeyiz. Kırkı ve Elliyi gördük/ Altmışın içinde yaşadık, suç isledik/ Bildiriler, beş Mayısta Saat Beşte Kızılay'da/ Ve hepimiz bir yerlerde işi olan/ Ankara d e * rime üs kimliğinde" (Yaz). Türkiye'nM içinden geçtiği sancılı dönemleri ne güzel dızelestiriyor Gülten Akın! Şu dizeleri de okuyalım hele: "kıran görmüşleriyle, açıkgöz pazarcılarıyla/ Hele devrimcileriyle, hele devrimcileriyle/ yanıla yanıla yandmaz olan devrimcileriyle/ Mayıslar giizeldir" (Yaz). Onun şiiri "Yoğrula yoğrula halkla, dağlara..." uzanır. O bir halk şairi olduğunu da, halk şiiri geleneğini kullanarak kurduğu şiirlerinde gözler önüne serec Pas şiirini söyle bitirir: "Gülten'i Yozgatlı demesinler bundan böyle/ Nerde ölürsem oralı olayım/ Doğularda, yolsuz dağların/ soğuk suların basında öleyirn". Halkının bağnna gömülmek istediğini vasiyet ediyor Gülten Akın. Onun siiri, "...acının mutsuzluğun, korkunun, kuşkunun " da şiiridir. Aydın olarak kendi konumunu da şöyle saptıyor, sonra da halkının gurbete düşüşünü ele alıyor: "Biz nereye düşeriz, halk fakir fikara/ Her bahar, her yaz gurbette/ Sdaya dönmesi olur velakin/ Ne sdamız belli, ne gurbetimiz/ Çiğdemi Ardahan yaylalarında/Nergis'i Sinop'ta/ Van'da koparmışsak sarı gülü/ Portakal kokusu Kumluca'dan gelir/ Kanştırdık sıla nere, gurbet hangisi" (Kadın Olanın Türküsü). Bu şiirde de halk söyleyişi edası vardır: "Yef vura ırgalana, gün vura duldalana büyüyecek". Onun şiiri, ustaca kırsal kesim insanından büyük kentte de uzanır. îstanbul'da Bir Pazardan Bir Pazartesiye şiirinde kentin bir gününün fotoğrafım da çeker Gülten Akın. Grevi, grevcileri, polisi de geçirir şiirine. "Bitmelı grev ve grev sebepleri" derken, yine halkuıın yanındadır. Polisi söyle ele alıyor düzenle, yönetimle hesaplaşırken: "Polis, savaş görmüş bir general şapkasıyla/ Dürülmüş noktalar hürriyet alanları". Böyle anlarda halkına şöyle sesleniyor şair: "Birleş, kendine yeni bir baş edin/ Sensin en çok ve en güçlü/ Birleş, bir baş edin, dene gücünü/ Sensin, çoğâl ve yenilen/ Durmadan yenilen, dünya genişliğinde". Gülten Akın şiirinde kadınlara nasıl yer veriyorsa, erkeğede aynı ağıriıkta, hatta yücelterek, yer verir. Örneğin Oğlanın Türküsü şiirinin girişinde olduğu gibi: "Bizim erkeklerimiz/ Dört mevsün bahar gibidir/ Sevişirken, yeniden doğar gibidir/ Al atla savaşa girer gibidir/ Güzel olur çocuklanmız". Erkeğinden güzel çocuklar doğuran halkımızın kadınlan, erkekleri "Haksızlık nerde olursa olsun/ Zulüm nerden gelirse gelsin/ Banşla, sevgiyle olmayacaksa" çözüm, dağdan dağa yankılanan o büyük kavganın içinde yer alacaktır elbette. Sonra mı? Atın Türküsü şiirinin sonundaki olur olmasına ya, olmadı şimdiye dek: "Nurtopu bir devrim", doğmadı henüz ülkemizde. Onun şiirinde çok sık geçen at imgesiyse "sabn "yiğitliği" imliyor. Bir sonraki kitap, TRT.1972 Şiir Ödülü'nü alan Maras ın ve Ökkeş'in Destanı'dır (1972). Ardından da anlaşılacağı gibi, bu uzun bir destandır ve Maraş'ın ve Maraşlıların Kurtuluş Savaşı'ndakikahramanlığını, kurtuluşunu konu edinir ve halk kahramanı Ökkeş'in öyküsünü ele alır. 22 Şubat 1919'dan 12 Şubat 1920'ye CUMHURİYET KİTAP SAYI 531 Oğlanın Türküsü muyuz? Onun için ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ 1 I 1 ^ ^ ^ ^ ^ M ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ yaşjama saldıran sal Cl||ten Akın sllrlnde kadınlara nasıl yer verlyorsa. erkeflede aynı aflırdırana tutunmak lıkta. hatta yücelterek, yer verlr.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle