Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SENNUR SEZER mparatorluklar, özellikle imparatorlar, her dönem için dramatik konular için eşsiz malzemelerdir. Osmanlı Imparatorluğu'nun devşirmeleri, cariyeleri ve renk renk uluslar topluluğu ile, tebasının inançlarının ve çıkarlarının çatışması ile romana uygun yapısı yıllar önce keşfedilmişti. Haremin yapısının, harem kadınlarının iktidar tutkularının odak olduğu romanlaryeteneği gerektirmeyecek olağanüstülükte zenginlik taşıyordu, yıllarca gazetelerde tefrika edildiler. Bunlardan biri de ciddi araştırma kimliğinde vitrinleri süslüyor. Baskı üstüne baskı yapıyor. Ciddi bir yayınevinin yayımladığı romanlardan birinin kapağında Safiye Sultan adını görmek, yerlisi yabancısıyla da bu konuyu sömüren yazar kalabalığını anımsatıyor ister istemez. Ancak romanın daha ilk sayfalarında korktuklarınıza uğramamanın rahatlığını da duyuyorsunuz. Kanuni Sultan Süleyman'ın döneminin Avrupası'nın Osmanlılar yüzünden en önemli ülkelerinden biriyle başlıyor roman: Venedik. îstanbul ile ticari ilişkileri, Türklerin bu şehri fethinden önce başlayan bu şehir/devletin genç denizcilerinden biri anlatmaya başlar olayları: Giorgio Veniero. Santa Lucia gemisinin ikinci kaptanı Giorgio, Korru Adası'nın valisi Baffo'nun manastırdaki kızı Sofia'ya gizli bir mesai iletmekle görevlendirilmiştir. Her türlü cezayı göze alarak manastır duvarını aşan delikanh, beklediğinin tersine pervasız bir genç kızla tanışır. Manastınn katı kurallannın, uslandırma yöntemlerinin ters etki yaptığı bu genç kız, güzeldir ve güzelliğinin de fazlasıyla farkındadır. Evlendirilmek iizere oluuğunu öğrenince damat adayının kimliğini öğrenmek ister. Gelecekteki kocasının Venedik Dükü'nün oğlu olmasını istemektedir çünkii, Dük'e bu konuda başvurmuştur. Dük'ün bu başvurudan hoşlanmadığı haberineyse tepki gösterir. Bu arada delikanh, bu atak ve kuraldışı kıza çoktan vurulmuştur. Ann Chamberlin romantnda tarihimize eğiliyor I Safive Sultan "Safiye Sultan/Hadım Edilmiş Bir Aşk", gerçeğin büyüsünün, örneğin Ismihan Sultan'ın Sokollu öldürülünce eylenmek istediği Özdemiroğlu Osman Paşa'nın sultanı reddinin, romanın gerçeğiyle örtüşüp örtüşmeaığini görmek için. Ya da Kalaylıkoz Ali Paşa'nın Ismihan Sultan'la evlenmek için boşadığı eşinin yasının Budin'de yol açtığı kargaşanın Ann Chamberlin tarafından fark edilip edilmediğini görmek için okunmalı. Kitap ayrıca, Osmanlı tarihine yeniden göz atmak için iyi bir rırsat. rından yararlanırken, bu kaynakların Osmanlı împaratorluğu'ndan ve Kanuni Sultan Süîeyman'dan saygıyla söz etmelerinden etkilenmiş belli kı. Daha geç dönemlerde yazılanlarm da Osmanlılardan övgüyle söz etmesi az rastlanan olaylardan değildir. 1877'de Paris'te 2. baskısı yapılan Osmanldarda Şiir (La Poesie des Ottomans) adlı incelemesinde Dora d'Istria, Osmanlı kadın şairlerinden şöyle söz eder: "Osmanlılar için şair, kargalar ortasında koca şahindir ve bilimJer bilimi diye gördükleri şiir kadınlara hiçbir zaman yasak olmamıştır. Imparatorluğıın en seçkin şairleri arasında kızların ve kadınların bulunması bu yüzdendir." Bu satırlann yazannın Femmes en Orient (Doğuda Kadınlar) başlıklı bir başka çalışması daha vardır. Roman kahramanlanndan ikisinin Venedikli oluşu, yazarın Venedik kaynaklarını kullandığını da düşündürüyor. Avrupa'nın dikicatini Osmanlı uygarlığına çekmeyi ilk başaranlann Venedikliler olduğu anımsanmalı. 1688'de Venedik'te basılan Türk Edebiyatı (Della Lettera de 'Turchi'nin yazan, Venedik Cumhuriyeti'nin Istanbul'daki elçisi G. B. Donato, divan edebiyatıyla birlikte halk şiirinden de söz ediyordu. Türklerin günlük yaşamı ve Osmanlı Imparatorluğu ile ilgili olumlu kaynakları kullanmak, yazara şu satırları yazdırmış: "(...) kara büyüde dahi kullanılacak olsa Venedikli şifacılar iyi ve güçlü bir ilaç ürettiklerinde bunların yanına hemen sıfatlar eklerlerdi: 'Doğu'nun Esrarı', 'Müslüman llacı', 'Ibni Sina'nın Olgun Akh' gibi. Türkler Ibni Sina'dan bu yana dünyanın en hünerli doktorlan olarak biliniyorlardı. (...) Venedik'teki ünlü hekimlerin hepsi de erkekti. Kadınların tıbbi eğitim görmelerine asla izin verilmezdi, Padua'da da Seville'de de. (...) Ve şimdi bu kadın bir mucize yaratarak Soria'yı çiçek hastalığına karşı aşılayacaktı." Türklerin çiçek aşısını Avrupalılardan önce bulduğunu, Batılı bir kadın gezginin mektuplanndan anımsamayan yoktur. Chamberlin bu ayrıntıyı, haremde sağlık işleriyle görevli bir kadın kalfa (Ayva) varatarak kullanmış. Ancak, hareme "niçbir erkeğin hiçbir gerekçeyle girmesine olanak olmaaığı" lconusunu kuşkusuz abartıyor. Hekimbaşılann verdikleri ilaçlarla ilgili notlar, haremdeki üst düzey kadınlara erkek görevlilerin yazdığı üaclar konusunda geniş açıklamalarla dolu. Bu ilaçları, hastayı görmeden yazmalan olası değil. Chamberlin, dışa kapalı bir kadın dunyasının kendi bilimcilerini de yaratacağı biçimindeki feminist görüşün etkisi altında olsa gerek. Ayrıca müzik eğiticileri arasında kuşkusuz erkekler de vardı. Ve bunlar haremdeki birçok kızı eğitiyordu. Doğu ve harem, ne kadar kaçınılırsa kaçınıîsm fantezi yaratmaya uygun konular. Yazar, Osmanlı lmparatorluğu'nun ıızak bir köşesinde olsa bile, sadakatinden kuşkulanılan kadın ın erkeklerin bulunduğu hamama sokularak denendiğiyle ilgili bir inancı işliyor. Pek çok kişinin inanmadığını söylediği bu inanç yazann düşlerinden doğmuş olmalı. Benzer bir fantezi de, yine erkeklerin bulunduğu bir hamamdaki erkekler arası sarkıntılıkla ilgili. Erkeklerin birlikte havuza girdikleri, aslanaöızlarından sıcak su akan bu hamam da, bence bir düş ürünü. Ve kuşkusuz yazarın bir Anadolu şehrinde, örneğin Bursa ya da Eskişehir'de gördüğü bir hamamuan Istanbul'a monte edilmiş. Kuşkusuz en etkih fantezi, Sofia'nın yükşelme isteğiyle ilgili. Ülkesinde Dük'ün oğluyla evlenmeyi isteyecek, bu yüzden Dük'e mektup yazmayı deneyecek genç kız, aynı ataklığı tutsak olduğu îstanbul sarayında da sürdürür. Gözü hep yukarda olan bu kız, tahta geçeceği belli olmayan sehzadeyi kendine bağlamakta da, f Safiye Sultan'ın yazarı Ann Chamberlin, romanı bir üçleme biçiminde kurgulamış: Hadım Edilmiş Bir Aşk/ Safiye Sultan; Ya îpek Urgan Ya Gümüş Hançer/ Safiye Sultan, Sözüm ki Tek Sana Geçmez Celladımsın Ey Zaman/ Safiye Sultan. Ann Chamberlin, Amerikalı. Babasının matematik profesörü oluşu, ona Avrupa'da yaşama olanağı vermis. Tarih, îngiliz edebiyatı eğitimi yanında Ortadoğu arkeoloüsi de okumuş, kazılara katılmış. Arkaik dillerin birçoğunu okuup anlayabiliyor. Evlendikten sonra Irdün, Türkiye ve Kuzey Afrika'yı gezmiş. Tiyatro yapıtlarının çoğu sahnelenmiş ve ödül almış. Romancı olarak tarihsel konulara ilgi duyuyor: Tamar, Leaving Eden (Cennetten Ayrılış), The Merlın of Saint Gilles Well (Saint Gilles Kuyusu'nun Merlin'i). Üç ciltlik Safiye Sultan romanı ise "Affaire de Coeur" En îyi Yabancı Tarihi Romanı Ödülü'nü almış. Safiye Sultan, konu edindiği kişinin bizim tarihimizle ilgili oluşu yüzünden, ayrıntılarına dikkat ettiğim bir roman oldu. Chamberlin, büyuk bir incelikle, tarihe saygı duyuyor. Harem, manastırdan daha Korkunç değil. Hatta, kadınların fiziksel özelliklerinin kendilerine öğretildiği bir yer olarak, kadınların eğitildiği, bu eğitime dinsel korkuların katılmadığı bir mekân olarak daha bile insani. Kölelik, hadım etme, hadım ticareti ise Osmanlıların bulduğu değil, yalnızca yararlandıkları olgular olarak anlatıhyor. Korsanlığın Akdeniz'deki denizcdiğin atası olarak alınması ilginç. Ann Chamberlin, 16. yüzyıfkaynakla ÜdenMMçlmlndetarlh Fantader haydutların eline düstüğünde de dişiliğini kullanmaktan cekinmez. Sofia/Safiye'nin bu özelliği, kendisine delice tutkun Giorgio'nun gözünden anlatıldığında çarpıcı olmakta. Sofia'ya da yaşadığı anı değerlendiren bir kimlik veren hep iktidarda olma isteği, çevresindekilerin yıkımına yol açmakta zaman zaman. RomSfl V6 OBPÇBk Safiye Sultan, Osmanlı Imparatorluğu'nun iktidar düşkünü kadınlarından biridir. Gerçekten Korfu Valisi Baffo'nun kızıdır. Yeni Cami'nin temellerini attırıp bitiremeden ölüşü, belki de yaşamındaki tek yenilgi. Oğlu III. Mehmet'in annesi olarak da devlet işlerine karısmış. Afyon tutkunluğunu yenerek gözdesi olduğu III. Murat'ın ona tutkunluğunun şehzadeliği boyunca sürdüğü biliniyor. Tahta çıktığında yeni kadınlar aramamış önceleri. Annesi Nurbanu ve kız kardeşleri Ismihan ve Gevherhan sultanların bu konudaki kışkırtmaları Safiye Sultan'ın padişah üzerindeki etkisini azaltmak için olmalı. Bu kışkırtmalara, Kanuni'nin kızı Mihrimah da katılınca, Safiye çıkar yolu, padişaha kendi sunduğu cariyelerde buluyor. Sonuç III. Murat'ın şağlığında doğan yüzü aşkın bebektir. Ölümünde elliye yakın çocuğu olduğu, gebe cariyelerin denize atılarak öldürüldıiğü ileri sürülür. Ann Chamberlin, romanına gerçek kişiler yerleştirmiş, bunlann arasında Ismihan Sultan da var. Osmanlı kayıtlarında çirkin fakat iktidar düşkünü olarak ge;en bu kadın, ünlü vezir Sokollu ile evendirilmiştir. Romanda güzel olarak anlatılan bu genç kadının güzelliği, belki de onun saflığını Sofia Baffo'nun dalavereciliğiyle kıyaslayan Giorgio'nun yanılgısıdır. Romanın son bölümlerinde ortaya çıkmasına karşılık Sokollu, gerçek bir roman kahramanı olarak ilginç bir yaşam geçirmiştir. Başarılan iktidar tutkusu yanında kolayca egemen olacağı bir padişah döneminde yaşamış olmasına Dağlı olabilir. Romandakinin tersine, Ismihan ile evlendiğinde iki eşi vardı. Onunla evlenirken eşlerini boşamak zorunda kaldı. Giorgio/Abdullah romanın en kurmaca olduğu belli kişisi. Delikanh yaşında hadım edilmesinin kurallara uymazlığı romanda da irdeleniyor. Romanın ilk cfldinin başlığı"Hadım Edilmiş Bir Aşk" onun başına gelenlerden esinlenmis gibi. Ama onun aşkı Sofia/Safiye'ye olduğu kadar, koruyucusu olduğu Ismihan'a da yönelik. Safiye Sultan/Hadım Edilmiş Bir Ask, tarihsel gerçekÜklerle örselenmiş aşkların öyküsü olarak da okunabilir. Nurbanu'nun içkiye düşkün eşi II. Selim'Ie yasayamadığı aşk da örselenmiş bir aşktır. Ismihan'ın güçlü ancak yaşh bir vezire verilişi de. Bir de derviş var romanda. Suriyeli tüccar Hüseyin'in Giorgio'yu korumak için büründüğü şekil. Bir cinayet makinesi gibi çalışıyor. Ben Sokollu'yu öldüren dervişi anımsadım. Romana bu yüzden mi girdi acaba? Sokollu'yu öldürüşünün gerekçesi ne?.. Safiye Sultan'ın 2. ve 3. ciltlerini de okuyacağım. Gerçeğin büyüsünün, örneğin Ismihan Sultan'ın Sokollu öldürülünce evlenmek istediği Özdemiroğlu Osman Paşa'nın sultanı reddinin, romanın gerçeğiyle örtüşüp örtüşmediğini görmek için. Ya da Kalaylıkoz Ali Paşa'nın tsmihan Sultan'la evlenmek için boşadığı eşinin yasının Budin'de yol açtığı kargaşanın Ann Chamberlin tarafından fark edilip edilmediğini görmek için. Safiye Sultan, Osmanlı tarihine yeniden göz atmak için iyi bir fırsat. • Î Safiye Sultan/Hadım Edilmiş Bir Aşk/ Roman/ Ann Chamberlin/ Çevıren: Solmaz Kamuran/ tnkılâp Kitabevı/ 2. Baskı/ 366 s. KİTAP SAYI 5 3 1 SAYFA 10 CUMHURİYET