Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ne oyunuyla açıklamanın çok daha kolay ve doğru olduğunu, sınıf kavramının statikliği yanında özne/nesne oyununun dinamik değişken bir yapıya sahip olduğunu düşünmektedir. Ozetle, Jean Baudrillard'ın dediği gibi "toplumlann nesne ideolojisiyle özne ideoloiisi arasındaki çatışmalarla ilerleyebildiklerini" iddia etmektedir. Ama ilerleme, gelişme, yazara göre çok zor ve güç bir iştir. Çünkü, insanlar inandıkları, doğru bildikleri şeylerin değişmesine karşı her zaman büyük bir direnç ve tepki göstermektedirler ve dünyanın değişmesine katkıda bulunanların yaptıklarını her zaman çılgınlık olarak nitelendirmektedirler. Tüm bunlara rağmen yazar, gelenekçi düşünce ve yapıların her zaman çılgınca ve delice görünen düsünceler tarafından yıkıldığını, toplumlann eninde sonunda kendi kendileriyle yüz yüze gelmek zorunda olduklarını ve kendisinin de bu süreci kısaltmaya katkıda bulunmak için bu kuramsal denemeyi gerçekleştirme çılgınlığından kaçınmadığını söyler. Ulusal ya da yerel sorunlardan yola çıkarak çözümler aramaya girişmiş bu çalışma, aynı zamanda evrensel olarak nitelendirilebilen kimi sorunlara da yanıt bulabilmiştir. Yazarın kendi ifadesiyle "Bu araştırma doğal olarak yanılmak istemeyen ama yanılmaktan korkmayan bir araştırmadır." Öte yandan bu metin bir anlamda ideolojiler üstüdür. Yazar, hiçbir politik ve ideolojik görüşü temsil etmediği gibi, her görüş ve ideolojiden araştırmacının görüşlerini referans olarak kullanmaktan geri durmamıştır. Sağcısolcudinciislamcıülkücüturancı gibi yaftalar hiçbir şekilde ön yargıyla devre dışı bırakılmamıştır. Tam tersi, yazar, eskilerin jalışmaları olmasaydı, kendisinin böyesi Dİr çalışmayi başarmasının olanaklı olamayacağını açık yüreklilikle itiraf etmektedir. Ideolojisiz, politikasız bu anlamda nötr bir metin olduğunu söyleyeceğimiz bu metinde politik, ideolojik bir yaklaşım bulmaya çalışanlann boşuna uğraşmamaları önerilir. Çünkü yazar, ideoloji ve politik düşüncelerin ilk ortaya çıktıklan andaki doğruluk ve hakldıklarını süreç içinde mudaka yitirdiklerini ve ondan sonra içeriği boşalmıs, salt bir biçim olarak dogmatılc, tutucu kurumlara dönüştüğünü, bu nedenle ideolojik ve siyasal yaklaşımların hangisi olursa olsun istisnasız olarak bilimsel görüs ve düşüncelerin dayanağı olarak kullanılmasının yanlış bir tutum olduğunu savunmaktadır. Ayrıca, gerçek demokrat ve devrimci tavrm tarafsızlık ilkesiyle sağlanacağına inanan yazar, metin boyunca bu ilkesini titizlikle korumuştur. No Yirmiyedi Yayınları HaydarErgülen'in şiirlerinden bir seçkiyayımladı 'Karton Valiz'dekl siirler J Haydar Ergülen'in, kitaplarına girmemiş, dergilerde kalmış şiirlerini bir araya getiren "Karton Valiz", şairin kişisel şiir tarihini aydınlatması açısından önemli bir şiirler toplamı. Haydar Ergülen'in şiir serüvenini izlemek isteyenlerin mutlaka okuması gerekli bir kitap. BÂKİ ASİLTÜRK S TarafSDhk nkesl l on dönem Türk şiirinın dnemli adlarından 1 laydar Ergülen'in eski şiirlerini bir araya getiren Karton Valiz'i, okuyucu, 1999'un son aylarında çıktığı şiir gezisinde yanına aldı (**). Türk şiir tarihi alanında araştırma yapanların karşılaştığı başlıca sorunlardan biri kaynak eksikliğidir. Öyle ki, edebiyat tarihimize adını iri harflerle yazdırmış pek çok şairimizin bütün siirlerinin toplu basımları bile henüz yapılmış değildir. Neyse ki son beşon yılda bu alandaki eksikliğimizin giderilmesine ça~ ^ lışıldığını görmek sevindirici: dir. Akademisyenlerin titiz ça**"*">' niwinıı..m lışmalarıyla cumhuriyet öncesi şairlerimizin, yayınevlerinin takdire değer çabalarıyla da cumhuriyet sonrası şairlerimizin pek çoğunun bütün şürleri bir arada yayımlanmaktadır. Böyle bir ortamda bir şairin, dergilerde kalmış, kitaplarına girmemiş şiirlerinin bir bütün nalinde yayımlanması sevindiricidir. Kitabın iç kapaktaki adı (başlığı) şöyle: "Karton Valiz / Dergilerde kalan şiirler: 19731998" Sondomm şaiPterinılzdM Haydar Ergülen, bugünden bakılınca Türk şiirinde kendine özgü bir yer edinmiş son dönem şairlerimizdendir. Durum böyle olunca onun, gelecek yıllarda araştırmacılann ilgi alanına gireceğini ileri sürmek yanlış olmaz sanırım. Karton Valiz, her şeyden önce, araştırmacılara bu açıdan büyük bir kolaylık sağlayacak ileriki zamanlarda. Bu kitabın yayımlanmasında yalnızca böyle pratik bir yarar gözetmek, hiç kuşkusuz bir eksikliği de beraberinde getirir. Çünkü hiçbir şiir kitabı, ileride yapılacak araş tırmalara kaynak oluşturacağı düşünülerek yayımlanmaz. Benim burada yapmak istediğim şey, yayın alanındaki bir titizliğin, bir ince düşüncenin değerlendirilmesidir. Karton Valiz her şeyden önce, taşıdığı şiir tatlanyla okuyucu gözünde gerçelc amacına ulaşıyor kanımca. Ben, kendi hesabıma, TÜYAP Kitap Fuarı'nda bu kitabı standlardan birinin tel raflannda görünce çok sevinerek aldığımı belirtmeliyim. Kitaptaki şürleri birkaç kez okudum. Ilk okuyuşta dikkatimi çekenler, aynı zamanda, Haydar Ergülen'in son yülarda yazdığı olgun şiirlerin sesini bufduğum şiirler oldu: "Giden, Giden Yaza, Çocuklardır Gökyüzünün Bekçisi, Güzelim Kımıltılar Düşesi, Ipeğin Şiiri, Karton Valiz". Bunlann yanı sıra "Kimseden Ateş îstemeyin, Yağmurun lyiliği, Çürük gibi şiirler gerek imge zenginlikleriyle, gerek varattıklan şiirsel çağrışımlarla ve gerekse ses özellilcleriyle tam anlamıyla Dİrer Haydar Ergülen şiiri. Zaten bu son üç şiir, Ergülen'in olgunluk dönemi diyebileceğimiz yıllarda yayımlanmış dergilerde. Kitapta sakil duran bazı şiirler de yok değil. "Eski Bir Yal nızlık Şarkısı^. Duvarda Kalan Resim, Güzel Nisan Üzgün Ekim" gibi şiirleri bu bağlamda sıralayabilirim. Ne var ki, ötekilerden daha alt çizgilerde bulunsalar bile bu şiirlerin de bir görevi var; bir şairin şiirler toplamını tamamlamaya yardımcı oluyorlar ve şairin geçtiği yollarda bıraktığı izleri daha iyi deşirre etmemizi sağlıyorlar. Karton Valiz'deki şiirlerin yazılış ve yayımlanış yılları, kitabın alt başlığındaki tarihlerden da anlaşılacağı üzere, epey farkhhk gösteriyor; 1973'ten 1998 e... Bununla birlikte kitaptaki pek çok şiirde, şairin daha sonraki şiirlerinde de sürdürdüğü ortak imgelerin kullanıldığı göze çarpıyor. Değişik şiirlerin dizelerinde sık sık yinelenen bu imgelerin dikkatimi en çok çekenleri şunlaroldu: "çocuk, su, anı, yağVnur, kuş, ses..." Bu imgelerkimi zaman tek tek kullanılıyor, kimi zaman da bir arada yer alıyor dizelerde. Çocuk imgesi: "bana yüzünü mü gösterirdin ey çocuk" (s.10), "öldü içimdeki uçarı çocuk" (s.12), "yaralı çocuklar geçer sokağımdan" (s.12), "aulan solgun sözcüklerle vazılan / güneşe tutkulu çocuklar bir de" (s.15), "çocuk gülüşündeki büyü" (14) ve aynı imgenin psikolojik çağnşımlara zemin hazırlayan daha derin bir anlamla kullanıldığı şu dizeler: "Çocukların küllere kanşması fena / kendilerinin olmayan bir çocukluk / bulacaklar ve beni anlayacaklar orada! / Çocuklann beni anlamasına dayanamam" (s. 52)... Yağmur imgesi: "kuslara ve çocuklara gün biçerken ftrtına /yağmura kansırsın arok bir mavili kuş olup" (s.20), "her mevsim bir yağmurla gelir giderdi / ölümün ateşten ve sudan olsun derdi" gibisin" (s.53)... Su imgesi: "su gibi akıp giden güne bakıyordum artık /suya vuran ikincîi günesine sararan yaprağa / ışığın ve sesin dalgaboyu olup duştün bu suya" (s.20), "yüzüm benzemeseydi bir taşralı vüzüne / su olup yıkardım tozlu sesini" (s.23), "yolunu şaşırmışların dili: evvelce kullanılmış / ve susulmuş artık firari bir su yun sesi" (s. 35)... Ses imgesi: "artık hiç kimsenin olmayacak / o çocukların alnına dokunacak / bir soluk gibi duyulsa da sesin" (s.15), "çocuk şarkılarına yakıan sesin" (s.18), "durum zamana baktım bir resnıe bakar gibi / gökyüzü çıplaktı ses çıplak ölüm ve hayat çıplak" (s.3D... Anı imgesi: "bana anıların eskiyeceğini öğret" (s.12), "çır eliyor anılar / ne yapsan kederlısin" (s. 18), "kadınlarnasıl ycterliyse / b i r şehrin yabancıhğını yitinmesinde / anıfar çalınan oteller de öyle / anılar, küçük eşyaları aşkın /yabancılık çekmecliği otellerde" (s.49)... Şiir yalnızca bir imge sanatı değil aynı zamanda bir ses ve söyleyiş sanatıdır da. Karton Valiz'de, bazı dizelerin ses bakımından belli bir özenle yazıldığını anlamak zor değil. Sesin bir imge olarak kullanılmasının yanı sıra "Ipsiz Şiir", şiirselliği sağlamava yönelik ses oyunları bakımından dikkati çekiyor. Birkaç dize: "ipince akar su ipince / ipinden düşsün boynum ipince / siz de sıradasınız bu ip herkese yeter / ipler yansın boynuma bir yağmur yürüdükçe" (s. 34). Yalnızca "îpsiz Şiir"de değil, diğer bazı şiirlerde de sesin öne çıkanldığı, sözcüklerin anlam katmalarının yanı sıra ses özelliklerinden de yararlamldığı görülüyor. "Yann Gece" şürindeki şu dizeleri bu açıdan okuyaum: "Sözüm yok işte yüzüm işte akşam / Sesimde anıların sessizliği" (s.41) n Bu uyarımızın nedeni, metnin bu ideolojisiz yapısının, ön yargılı bakışlar tarafından, onu bir politik görüşün çerçevesi içine yerleştirmeye uygun yanıltıcı çağnşımlar yaratabileceği kuşkusu nedeniyledir. Metnin bu özelliğinin politik ya da önyargıh okuyucunun metinle iletişiminde bazı sorunlar yaratması söz konusu olabilir. Tüm bunlann aşılması, okuyucunun da en az metnin yazarı gibi demokrat, şeffaf her türlü önyargıdan arınmış olarak okuma sürecine katılmasıyla olanaklıdır. Sonuçta Oğuz Adanır, ülkemizin tüm aydınlarını, entelektüellerini, sanatçılarını "kolektif bir illüzyon" üretmeyedavet ediyor. Kendisinin bir kıvılcımla bu işe katıldığını ya da hepimizin tamamlayacağı bir resmin birkaç kalın çizgisini çizdiğini söylüyor. Kıvılcımı büyuk bir ateşe çevirmek ya da resmi tamamlamak için herkesi bu kitabı okumaya, çılgınlar partisine katılmaya davet ediyoruz. • Eski Dünya'ya Yeni Bir Bakış"Kuramsal Bir Deneme"Kitap: III / Oğuz Adanır / Eylül Yayınları 1997. CUMHURİYET KİTAP SAYI 528 Kitaptaki şiirlere genel olarak bakıldığında "duygu"nun, "duyu"dan daha baskın olduğu görülüyor. Bununla birlikte Ereülen'in yalnızca "duygu"ya bağımlı kalan bir şair olduğunu söylemek zor. Karton Vafiz'deki şiirlerin bir kısmında (Giden Yaza, Anılar Şiiri, Incelsin înce Aşkım) duygu yoğunluğu dikkati çekmekle birlikte, nem öteki şiirlerde hem de bunlarda şairin biçem kaygısından uzağa düşmediğini düşünüyorum. Anlamsal başkalaş(tır)ma, hemen her şevin üstünde duruyor bazı şiirlerde (Altınlı, Tünel, Iki Ayna). Bu yöntem, Haydar Ergülen'in son yıllarda da sürdürdüğü bir biçemsel özellik. Böyle şiirler, okurun zihnini daha çok meşgul ediyor, zihinde yeni kanallar açıyor şiir adına hiç kuşkusuz. Haydar Ergülen'in, kitaplarına girmemiş, dergilerde kalmış şiirlerini bir araya getiren Karton Valiz, şairin kişisel şiir tarihini aydınlatması açısından önemli bir şiirler toplamı. Haydar Ergülen'in şiir serüvenini izlemek isteyenlerin mutlaka okuması gerekir bu kitabı. Şair her raza açd" (s.48) diyorsa da bence siz hem kiraza açılın hem de karton valizi gemiye alın! • Duygu"ya bağunh şalr (s.21), Jiyisin, hem yağmur hem bahçe ne kadar "Karton valizi gemiye alma, ki (*) Dr., Marmara Üniversüesi FenEdebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatt Bölümü, Öğr. Gör. C*) Ereülen, Haydar, Karton Valiz, No Yirmiyedi Yay., Utanbul, 1999, 78 s SAYFA 15