29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 0 A R T Z 0 0 0 • Fethi Naci 'Eleştiri Günlüğü'nde bu hafta, Isadora DuncanSergey Yesenin kitabını değeriendiriyor 3.sayfada • Michel Houellebecq'le 'Temel Parçacıklar'üzerine . S.sayfada • Oğuz Adanır'ın kitabını Gülnaz Saraçoğlu değeriendirdi 14. sayfada • FatmaOan, Enis batur'un FatmaTülin kitabını değeriendirdi 18. sayfada Cumhuriyet I Z E K Arslan Kaynard Arslan Kaynardağ adını duymayan bir kitapsever ya da Istanbul Beyazıt Sahaflar Çarşısı'ndaki Elif Kitabevi'nin kapısından içeri girmemiş bir kitap okuru ya da kitap meraklısı düşünmek pek mümkün gibi görünmüyor. Eğer böyle birileri varsa yaşamlarında bir eksiklik var demektir. Kaynardağ'ın gerçek çalışma alanı ise felsefe. Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü 1948 yılında bitirdi. O tarihten bu yana Türk düşünce tarihi, Türkiye'de felsefe, Türk felsefecileri, eğitim, edebiyat ve bibliyografya konularında çalışmalar yaptı, kitaplar yayımladı. BETÜL ÇOTUKSÖKEN ilgiler bireysel öznelerce üretilir; ancak tarihsel bilgilerimiz, bize, zaman zaman bu öznelerin bilgi üretmek ve üretilen bilgileri aynı zamanda öğretmek, yavmak üzere bir araya gelerek, bilgiye dayalı çeşitli birliktelik biçimleri olusturduklarını göstermektedir. Ortaklıkların ancak bilgiye dayalı bir biçimde urulması durumunda, bu ortakhklar, hem bilgi üretenleri hem de o bilgiyi kullananlan güçlü kılar. Tam tersine, bilgiye dayalı olmayan ortakludar, birliktelik ler tek tek insanların, giderek de tüm insanlığın her bakımdan çözülmesine vol açar. Bilgi edinme isteminin bir araya getirdiği tarihsel özneler, zamanla, bu bir araya gelişin kendisini sorgulamaya, araştırmaya başlarlar. Bir araya gelmenin, birlikteliğin ya da belli amaçlar çerçevesinde "topluluk" oluşturmanın ölçütü bilgi olduğunda, oluşan topluluğun kalıcılığı da bir bakıma sağlanmış demektir. Bu anlamda artık "kurıım" adını alan topluluk, değer üreten kişilerle kurulur ve yine onlar aracılığıyla varlığını sürdürür. Değer üreten kişiler de aynı zamanda o kurumlarda, tarihsel özne oluşlannı bilinçli bir biçimde yaşam alanına geçirebilirler/geçirirler. Bu öznelerden bir ya da birkaçı kişikurum bağlantısını bilinçli bir çabayla anlamaya çakşır; bunu ilkin kişi bağlamında, ardından da kurum Dağlamında gerçekleştirir. Arslan Kaynardağ da böyle bir özne: Kişikurum bağlantısını sürekli olarak gündeminde tutan, ülkemizde artık kurumlaşmaya başlayan felsefe çabasını tüm Felselenîn kurumsallaşmasına adanmış bir yaşam KITAP B yapıcı, kurucu öğeleriyle bize göstermeye çalışan bir araştırmacı. Felsefe eğitimi almış olması ona, sorunlan şimdi ve geçmiş dolayımında "içinden" görme olanağını vermekte; tarihsel özne oluşunu sağlayan koşullan anlamaya çalışmaktadır. Kendine özgü biçemiyle felsefe tarihçiliğini kişikurum ekseninde somutlaştırmaya çalışan Arslan Kaynardağ, bıından on beş yıl kadar önce oıusturduğu Felsefecılerle Söyleşıler başlıklı tanıklıklara dayalı kitabıyla ve 1999'da vayımlanan Kadın Felsefealer başlıklı çahşmasıyla, felsefi bilgiyi üreten tarihsel öznelerin kendilerini daha doğrudan gözler önüne sermelerıni ve dolayısıyla başkalarının onlan daha iyi anlamalarını; felsefi bağlamda hangi konuları, ne amaçla seçtiklerini daha iyi görmelerini sağlamaktadır. Arslan Kaynardağ bu çahşmalarında, özellikle de FelsefealerleSoyleşıler'de Istanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'nü bir kurum olarak tanımamızı sağlamıştır. Içinde yetiştiği felsefe çevresinin, dünyasının yapı taşlarını kişilerkurumlar aracılığıyla bize aktarmıştır/aktarmaktadır. Kişilerin varattığı ve yaşattığı bir değer olarak kurumlar, özellikle bilgi ölçekli olduklannda taşıyıcı, ya ratıcı konumdaki tarihsel öznelerin, kişilerin önemi daha da artmaktadır. Çünkü daha önce de ileri sürüldütü gibi, burada etken olan tek güç bilgidir. Ote yandan, ilgi açısından neredeyse sınır tanımayan üretim, oluşturulan kurumun temeli durumundadır. Bilgi eksenli kurumlarm oluşumu kadar, onlann tarihlerini gündeme almak da büyük önem taşımaktadır. Insanın tarihsel özne oluşuna tam da uygun düşen bir etkinliktir böylesi ve bu etkinlik dilde yerini bulur, insan dünyasında her şeyin kendine özgü yerini dilde bulması gibi. Yaptığı bütün çalışmalaraa tarihsel olanı, şimdinin ardındaki güdücü yönleri hesaba katan Arslan Kaynardağ, 1994 yılında yayımlanan Btzde Felsefenin Kurumlaşması ve Türktye FeUefe Kurumu'nun Tariht başlıklı çalışmasında bu tutumunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Açık, anlaşılır biçemiyle bizi yıllar ötesine götüren Arslan Kaynardağ, yapıtının tümünde tanıklara dayalı olarak konusunu işliyor; geçmisi yeniden kurarken, şimdiyi daha iyi anlamamızın yollarını açıyor. Tanhselliğini dilde kuran bir özne olarak insanın ürettiği bir tür bilgi olan felsefi bilgi, kendisinin ve diğer bilDevamı 4. sayfada. C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 5 2 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle