Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
"Tekrarın Tekrarı" ividir Mehmet H. Doğan "Tekrarın Tekrarı"nda ağırlıklı olarak roman, hikâye üstünde durmuş., edebiyatın, eleştirinin, sanatın sorunlarını konu edinmişse de, bugün yakından bildiğimiz şiir sevgisinin güzel örneklerini de vermeyi unutmamıştır: "Şiirde.Konu ve Anlam", "Şiirde Biçim Uzerine", "Orhan Veli'den Bize Kalanlar", "Saman Sarısı Üzerine Bir Deneme", "Şiirin Yalnızlığı", "Cansever'in Dünyası", "Nâzım Hikmet'in Şiiri" adlı yazılarında bugün de tartışılan kimi konuları 30 yıl öncesinden tartışmaya açmıştır. Bu elbette, iyi eleştirinin geleceği de gördüğünü ve günümüzde de güncelliğini yitirmediğini gösterir. HAYDAR ERGULEN mez bunun tersi de geçerli, eskiyerek daha da değerli olur. Doğan'ın kitabında bugün artık bırakın okumayı, yeni kuşak okurun (nasıl bir okursa bu! Tarihi, roman gibi okuyup yutuyor, röntgenci gibi başkalannın hayatından gözünü alamıyor, kitle halinde 'anı' kitapları okuyor, yani 'edebiyat' dışında her türlü kitabı hızla 'tüketiyor': Tüketici okur) hatırına bile gelmeyen Orhan Kemal var: Köylüişçi yazarı. Sevgiyle anlatıyor onu: "Kendisi için bir şey istemeyen, ama kendisine verueni kat kat ödeyen bir insan olarak kaldı hep. Eserlerinin kavgasını vermedi, kavgasını eserleriyle verdiğine inanıyordu." (age, s. 101) Yukarıda sözünü ettiğim okur türünü ise daha o yıllarda görmüş Doğan, 1968'de, yani 32 yıl önce. 'Kötü okuyucu' diyor: O okuyucu ki "Doğru dürüst on şiirini okumadığı bir şajri yerin dibine batırır. En ilkel sinema bilgısinden yoksun olduğunu aklına bile getirmeden film eleştirmesine girişir, yönetmene akıl verir. tçinde olayların istediği gibi geçmediği bir roman sıfırdır onun gözünde. Alışılmışın dışında çıkan bir anlatım tekniği, bir hikâyeyi, bir romanı, bir filmi suçlamasına yeter de artar bile. Tek ölçü kendisidir, o güne kadar el yordamıyla edindiği kaba tecrübedir, alışkanlıktır çünkü." (age, s. 27) Bugünün okuruna biraz haksızlık etmişim, 30 yıl önce de işler pek farklı değilmiş meğer! Mehmet H. Doğan yalnızca yapıtına bakarak bir yazarı değerlendirmez, ortamı, koşullan, toplumsal ilişkileri de önemlidir onun için, yani bir anlamda eleştirinin içine 'sosyoloji'yi de katarak o yazarı daha iyi tanıyıp değerlendirmemizi sağlar. Orhan Kemal ile ilgili yazısı buna iyi bir örnektir. "Kötü Okuyucu ve Edebiyat", "Gazetelerde Edebiyat", "Yaratıcı Bir Göç Olarak Bunalım", "Halikarnas Balıkçısı'nın Yarattığı Dünya", "Pop Konseri, Şiir, vb." bu türden yazılardır. Peyami Safa üstüne yazıları da bir yazarın nasıl okunduğu ya da okunmadığını etraflıca açıklar, derinlemesine irdeler. Mehmet H. Doğan, yazarlara ve şair Mehmet H. Doğan'ın denemeleriyeniden okur önünde T ekrar, iyidir. "Tekrarın Tekrarı" daha iyidir. Hem de öyledir. Ben tekrarı severim, tekrardan yanayım. Tekrarlamayınca anlaşılmaz, tekrarlayınca da anlaşıldığı pek söylenemez ama, yine de tekrarlamak gerekir. Tıpkı Mehmet H. Doğan'ın "Tekrarın Tekran"nda dediği gibi: "Bıkmadan, yorulmadan, yılgınfiğa düşmeden boyuna tekrarlamalıyız söylediklerimizi. Çağ, sağır bir çağ. Bazı şeyler ne kadar tekrarlansa, ne kadar açık seçik, tane tane anlatdmaya çalışüsa, hatta anlatılsa, en duyarlı sanılan kulaklardan geri dönüyor. Belleğin en temiz, en boş yerinde bırakılan ufacık iz çok geçmeden kolayın, alışılmışın tozu ile doluyor, kapanıyor. Onun için işte, bir yandan belfekte bırakılan izin üzerindeki tozu, kiri temizlerken, bir yandan da bu izi derinleştirmek için boyuna tekrarlamak zorundayız söylediklerimizi." (Mehmet H. Doğan, Tekrarın Tekrarı, YKY, Aralık 1999, s. 11) Ben de tastamam Mehmet H. Doğan'ın belirttiği gerekçelerle katılıyorum bu tekrar işine. Onun söylediklerini tekrarlıyorum. "Tekrarın Tekrarı", iki kitaptan oluşuyor, ilki 1972'de yayımlanan "Tekrarın Tekrarı", ikincisi Birikime Dayanmak" 1979'da yayımlanmıs. YKY hem bir kadirbilirlik yaparak, hem de gerçekten edebiyatımızın en kısır alanı olan eleştirideneme alanında 'nadir' kitaplardan ikisini birlikte yayımlayarak, roman, hikâye ve şiir kitapları, sorunları, edebiyat insanları üzerine yıllardır titizlikle çalışan, yazan değerli eleştirmenimiz Mehmet H. Doğan'ın bu eskimeyen verimini bir kez daha edebiyat dünyamıza kazandırdı. Biri 27, diğeri 20 yıl önce yayımlanmıs bu iki değerli yapıtın yeni baskılarının ougüne kadar niye yapılmamış olduğunu ise sormak bile abes. Üstelik kime soracaksın? 'Çağ, sağır bir çağ.' Sormuyorum, yalnızca bu kitabın ilgilisi, ilgilileri tarahndan görüleceğini, okunacağını umuyorum. Türk edebiyatının seçkin eleştirmenlerinden Mehmet H. Doğan, son yıllarda bilindiği gibi eleştiri ve denemede ağırlığı şiire verdi. Bu benim için doğrusunu isterseniz hayli sevindirici. Mehmet H. Doğan imzalı antolojiler, yıllıklar, kitaplar şiirimize hem bir hareketlılik getirdi, hem de kılı kırk yaran bir titizliğin ürünleri olan bu kitaplar sayesinde genç şiirimiz de eleştirmenine kavuşmuş oldu. Bazen tartışmalara yol açsa da, Mehmet H. Doğan'ın dile getirdıği görüşlerin şiir ortamımızda çok önemsendiği bilinir. Ben de onun görüşlerini, eleştirilerini, değerlendirmelerini önemseyenlerin başında gelirim. Şiir ağırlıklı bir eleştiriye yönelmesi benim için bu yüzden çok önemlidir. Çoğunlukla da böyle olduğunu biliyorum. Mehmet H. Doğan'ın nice yıllar kitaplar ve yıllıklarıyla şiirimize yol gösterici olmasını diliyorum. İyi yapıtlar gibi iyi eleştiriler de eski lere ilgisini bir yazıyla bırakmaz, önemsediği, sevdiği yazarların peşini bırakmaz. Balıkçı üstüne, Füruzan, Nâzım Hikmet, Sevgi Soysal üstüne yazılarında, bir eleştirmen için en gerekli özelliklerin başında gelen 'fikri takip'i görürsünüz. Doğan ın son yülardaki yazılarını ve kitaplarını okuyanlar, bu 'fikri takip'in hiç bitmediğini sanırım bilirler, okumuş izlemişlerdır. Mehmet H. Doğan "Tekrarın Tekran"nda ağırlıklı olarak roman, hikâye üstünde durmuş, edebiyatın, eleştirinin, sanatın sorunlannı konu edinmişse de, bugün yakından bildiğimiz şiir sevgisinin güzel örneklerini de vermeyi unutmamıştır: "Sjirde Konu ve Anlam", "Şiirde Biçim Uzerine", "Orhan Veli'den Bize Kalanlar", "Saman Sarısı Üzerine Bir Deneme", "Şiirin Yalnızhğı", "Cansever'in Dünyası", "Nâzım Hikmet'in Şiiri" adlı yazılannda bugün de tartışılan kimi konuları 30 yıl öncesinden tartışmaya açmıştır. Bu elbette, iyi eleştirinin geleceği de gördüğünü ve günümüzde de güncelliğini yitirmediğini göstenr. Ikl dağem yapıt Eleştirmen deyip durduk ama Mehmet H. Doğan'ın denemeci yani da çok önemlidir. Yalnızca bir 'anı' kitabı olarak değerlendirmenin haksızlık olduğu "Şimdı Uzaklardasın"ı (Adam Yayınlan, 1999) okursanız, orada tadına aoyulmaz denemelerin yer aldığını görürsünüz. "Tekrarın Tekran"nda da " Balıkçı..Günlüğü", "Son Mavi Yolculuk", "Öyle Bir Yazı" denemeci Mehmet H. Doğan'ı da ta o günlerden tanıtır bize. Dürüst olmalıyım. Bu yazıyı ne kadar uzatsam, "Tekrarın Tekran"nda yer alan görüşleri tekrarlamaktan öteye gidemem. Müthiş bir sezgi, edebiyat sevgisi ve eleştirinin yolu yordamınca yazılmış bu yazılar üstüne ekleyecek fazla bir şeyim yok. Bu değerli klasik yapıtın bize verdiği iki önemli dersi de 'tekrarlayarak' yazıyı bitireyim. Bir, Mehmet H. Doğan'ın sözleriyle "Insan olmanın, aydın olmanın koşullanndan ilkinin, 'anlamıyorum' demek değil anlamaya çalışmak olduğunu iyice belletmek gerek ona Cokura' H.E)... Böylece belki bir süre sonra şairlerimizi, hikâyecilerimizi, romancılanmızı bu kötü yalnızlıktan, bu terk edilmişlikten kurtarabilir"iz. (age, s. 14) Yani, tekrarın tekrarının tekrarı şart demiş oluyor Doğan bir bakıma, katılmayan var mı? Yok. iyi. îki, yine Mehmet H. Doğan'ın sözleriyle "kırk yıldır aynı şeyleri tartışıp duruyoruz, bizden önce söylenmiş şeylere gözümüzü kapayarak, kulağımızı tıkayarak... Her kuşak kendi gerçeğini kendibi bulacak, kendisi ortaya koyacaktır, ama geçmişe, tarihe yaslandığını unutmadan. Geçmişin, kendi yetişmesinde silinmez izleri olduğunu göz ardı etmeden; bu geçmişi iyi tanımaya, bütünüyle özümlemeye ve onu aşmaya çalışarak. Yine şiiri örnek alırsak, şiir bugün bulunduğu düzeye birçok aşamadan geçerek gelmiştir... 40 yıl sonra da aynı şeyleri tartışmamak için geçmişi araştıralım, daha iyi tanımaya çafışalım. Günümüzü ve geleceğimizi değerlendirmek, göreceğiz, daha sağlıklı olacaktır o zaman." (age, s. 164165) Yani,,"Birikime Dayanmak" diyor Doğan. Öyleyse "Tekrarın Tekrarı' da faydalıdır, "Birikime Dayanmak "ta. Öyleyse "Tekrarın Tekran"nı okuyarak kendimize bu iyiliği yapabiliriz. Ben yıllar önce ayrı ayrı okuduğum bu kitapları, şimdi bir kez de bimkte okuyarak ve muhterem okur sana da tanıtarak faydalı bir is yaptığım kanısındayım. Sen de bu kadar tekrardan sonra nerhalde ne yapacağını anlamışsındır. Bazen vazife de faydalıdır, öyleyse ilk vazifen "Tekrann Tekran"nı okumaktır. • Tekrarın Tekrarı/ Mehmet H Doğan/Yapı Kredı Yayınları / 327 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 557 Antamaya çabşmak Mehmet H. Douan yalnızca vapıtına bakarak bir yazan deâerlendlrmez, ortamı, kosulları, toplumsal lllşkllerTde önemlidir onun Içln. yani bir anlamda eleştirinin Içlne 'sosyolojlyl de katarak o yazarı daha İyi tanıyıp değerlendlrmemlzl sağlar. SAYFA 8