Katalog

r Bertrandon De La Broquiere'in Denizaşırı Seyahati / Editör: Ch. Schefer / Sunuş Prof Dr. Semavi Eyıce / Çeviren: llhan Arda / Eren Yayınları / 335 s. Bertrandon, 1432 yılında Venedik'ten bir gcmi ile Akdeniz'e açılarak Yafa'ya çıkar.Kudüs'e buradan da çevredeki kutsal yerlere gider, fakat Hıristiyanlığın kutsal yerlerine ziyaret görüntüsündeki hac seyahatinin devamı, tamamen politik bir hal alır. Seyyah , Suriye'ye, oradan Anadolu'ya çıkar, oradan da henüz Bizans Imparatorluğu elindeolan Istanbul'a gelir. 23 Ocak 1433'te Edirne, Filibe, Belgrad, Buda ve Viyana'ya uğrayarak yurduna döner. O çağda son derece güç olan bu uzun seyahatin esas gayesi, Türklerin politik durumlarını yerinde incelemek, Philipe le Bon'un yapmayı tasarİadığı bir I laçlı seferi için zemini yoklamak ashnda. Işığın Gölgesi / Erhan Bener / Remzt Kitabevi / 303 s. Merzifon'un kenar mahallelerinden birinde kalabahk ve yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen ressam Cemil Ercn'in yaratıcı kimliği, hangi yaşam serüveninin sonucu olarak, hangi evrelerden geçerek, ne gibi iç ve dış etkilerle yoğrulduğu anlatılıyor kitapta. Erhan Bener, Cemil Eren'in bir serüven romanı kadar hareketli, merak uyandıran, değişken, zaman zaman ruhsal çözümlemeler gerektiren yaşamöykiısünü anlatıyor. Boğaziçi Sayfiyeleri / G. V. Incıyan / Çeviren: Kandılli Ernıenı Kilısesı Papazı / Eren Yayınları / l'J2 s. Inciyan bu kitapta, doğası ve coğrari konumu kadar tarihiyle de ilgi çeken "Boğaziçi"ne bir başka gözle bakmamızı sağlıyor. Unııtulmuş adlarla, artık izleri bile kalmanıış kalıntılarla, kimi zanıan bomboş köşeleriyle bambaşka bir Boğaziçi. Istanbul, özellikle Boğaziçi tutkunlarının kaçırmaması gerekiyor. Sadrazam Ali Paşa Hayatı, Zamanı ve Siyasi Vasiyctnamesi / Ek ve nollarla yayına hazırlayanlar Yuat Andıç Süphan Andıç / Eren Yayınları / 144 i Bütiin hayatını Osmanlı devletine vakfeden Ali Paşa ölümünden birkaç ay evvel bir siyasi vasiyet name kaleme almış, bu vasiyetnamede hariciye nazırı ve sadrazam iken takip ettiği siyaseti, ımpaıatorlukta yapılan reformlan, bu re formların yapılmasında karş,ılaş,ı lan güçlükleri, Avrupa devletlerinin Osmanlı içişlerine miidahalelerini ve kapitülasyon belasını, açık ve samimi bir dille ifade etmiştir. Vasiyetname ayrıca Osmanlı împaratorluğu'nun kendisinin ölümiinden sonra takıp etmesini arzuladığı rotayı da çizer. Bugün bıitün dunyanın büyük bir hassasiyetle üzerinde durduğu basın ve yayın özgürlüğü hakkındaki görüşleri hakikaten çok ileridir. Ona göre hür basın, yalnız hataları düzeltmek istemeyen hükümetleri korkutur. Fikir kııvvetle ezilemez. Fikri, kuvvetle ezmek ve halkın düşüncesini kısıtlamak sadece isyana ve fesada sebep rakterini yansıtan eylemleri; basın ve gazeteciliğin sorunları; 1961 Anayasası'nın hazırlık çalışmaları, bu kitaptaki yazıların başlıca konularını oluşturuyor. Yazılar, Türkiye'nin siyasi ve basın tarihiyle ilgilenenler için önemli belgeler olmalarının yanında, özel olarak Kemalist aydınlanma ve demokratik devrim mücadelesinin de belgeleri niteliğinde... Türkiye'de Laikliğin Serüveni /M. tskender Özturanlı / lleri Kitabevi / 219 s. M. Iskender Özturanlı, "Türkiye'de Laikliğin Serüveni" adlı bu yapıtıyla, 1923 dcvrimcilerinin TÜRKİYE'DE "Cumhuriyetin onsuz olmaz ilkeLAİKÜ6İN SERÜVenl si" olarak benimsedikleri laikliğin nereden nereye geldiğini, nereye götürülmek istendiğini irdelemeye çalışmaktadır. Cumhuriyetin temel taşı olan laiklik ilkesinin saygı görmemesi halinde, tüm cumhuriyet kurum ve kurukışlarının yok olma olasılığını dile getirmekte, laıklikten vazgeçmenin çağdaşlıktan, uygarlıktan ve aydınlıktan vazgeçmek olacağını vurgulamaktadır. Laik düşüncenin dünya içindeki yerini de göstermeye çalışan Özturanlı, laik toplumu yaratamadığıniız sürece laik devleti ve laik cumhuriyeti yaşatamayacağımızı belirtmekte, laikliğin ülkemize barış, hoşgörü ve mutluluk getireceğini gözler önüne sermekte Türkçenin Zenginleştirilmesi Kurultayı / Editör. Htkmet Altınkaynak / Yıldız Teknık Ünıversıtesı Yayınları / 292 s. 2324 Eylül 1999 tarihleri arasında Yıldız Teknik Üniversitesi'nde toplanan Türkçenin Zenginleştirilmesi Kurultayı'na sunulan bildirilerin kıtaplaşmış hali. Kitabın editörü Hikmet Altınkaynak, kitap hakkında şunları yazıyor giriştc: "Öncelikle söylemeliyim ki, bu kitabın amacı kurultayımızın amacıyla örtüşmektedir. Kunıltayda sunulan bildiriler programdaki sıraya uygun biçimdo yazarın benimsediği yazıma bağh kalınarak kitapta yer bulurkeıı ardından oturum başkanlarının ve katılımcıların konuşmaları hiçbir sözcük atlanmadan teyp kasetlerinden çözülmuş metinler olarak detalarca denetlendikten sonra sızlerin karşısına çıkabilmiştir. Kâğıda dökiileıı bildiriler konuşmacıların verdiği metinlerden kuşkusuz ki farklı değıldır. Ama bildirileri uzun olan konuşmacıların süreleııne uymak için kaçınılınaz olarak konularını özetleyerek aktarmaları kitaba tam metnın gınnesinin de yolıınu açmıştır. Ancak bu genellemenin dışında, bir de 'tartışma' yaşanan oturumlar olmuştur ki, bunların da kamuoyuna yansıyan / yansımayan yanlarıvla kitaba taşınmasına özen gösterilmıştir Usteİik de bu tur oturumlarda bildiriler değil de yapılan konuşmalar göz önüne alınmış, teybin kaydettiği benimsenmiştir. Ayrıca her oturumun sunıına bazen oturum içindc de, kurııltay konusunu ılgılendıren tartışınalar eklenerek kurultayın coşkulu havası kitaba da yansıtılnıaya çalışılmıştır. Kurultayın yazılı basındaki yansımasından bir seçme de kurultay amacına katkıda bulunıır düşüncesiyle kitabın sonuna eklenmiştir." Kum Saatinde Kumkapı I ]aklin Çelık/Aras Yayınları / 108 s. Bu kitap, Jaklin (^elik'in, bir bölümü Oküz, Varlık, Fesat, Uç, Haliç Edebıyat dergilerinde yayınlanmış on üç öyküsüııden oluşuyor. Varlık Yayınlan'nın düzenlediği Yaşar Nabi Nayır Öykü Yarışması'nda (1999) yazara, dikkate değer öykücü sıfatı kazandıran "Kiralık Ev ", mıştım. İlk günlerdeki amacım, bizim kuşağın yoğun bir biçimde yaşadığı 19651980 ve sonrasını belgesel biçiminde kâğıda dökmekti.Çokluk uçlarda yaşadığımız bu iki dönemi buruk yanlan ile zaten parça parça kaleme almıştım. Ama belgesel niteliğinde bir kitap hazırlamak için böyle köpük yazılar yeterli olamazdı kuşkusuz. Bir belgesele duygulannızı da katabilirsiniz ama temelde olaylar tüm açıklığıyla, gerçek verilere dayanılarak yazılmalıdır. Oysa Türkiye'den binlerce mil uzakta yaşarken bunları yapabilmem olanaksızdı..." Bu nedenle Inan bu projeyi emekliliğinde gerçekleştiriyor. Eşitlikçi Dervişan Cumhuriyetleri ve Hasan Sabbah Gerçeği IVaık Bulut / Berfin Yayınları / 3552 s Alamut Piri Hasan Sabbah'ın öyküsü. Hasan Sabbah Ömer Hayyam ve Nizamülmülk ile hiç okul arkadaşı olmadı. Cennet fedaileri diye bir örgüt hiç kurulmadı. Haşhaşiler Alamut Kalesi'nde asla bannmadılar. Sahte cennet kesinlikle yaşanmadı. Marco Polo, Alamut Kalcsi'ni hiç görmeden yazdı. Gerçek Hasan Sabbah kimdir, ne yapmıştır? Alamut Kalesi ile sahte cennet efsanesinin aslı astarı nedir? Alamut Kalesi, tüm dünyanın nefretini nasıl topladı? 'Haşhaşiler' deyimi nıçin günümüzdeki insanlan bile yanılgıya düşürüyor? Bu sorulan yanıtlayan eser Haçlılar ve Ortodoks Islamcıların Hasan Sabbah yandaşları hakkındaki karalama ve iftiralarını belgeleriyle ortaya çıkarıyor. Türkiye'de çok az bilinen îsmaili mezhebinin gizemli tarihini açıklıyor. Batınilik ile tasavvufa giden ilk kapıyı aralıyor. Bu kitapta, aynı zamanda Hasan Sabbah'ın Islamda özgürleşme, eşitlik ve kardeşlik fikriyatının öncülleri ve ardılları olan eşitlikçi dervişan cumhuriyetlerinin hikâyesi de anlatılıyor. Tannları Nasıl Yaratok / Abdullah Rıza Ergiiven / Berfin Yayınları / 367 s Tektannlı dinlcrden önce; birçok tanrüara, putlara tapıyordu insanlar. Sumer'de, Mısır'da kraUar tanrı olmuşlar, tannları da yüksek dağların tepelerine yerleştirmişler. Eskiçağ ilkelleri doğayla birlikte yaşadıkları için, tanrılarını doğadan seçmişler; Güneş'e, Ay'a, yıldızlara, göğe tanrı gözüyle bakmışlar. Tektanrılı dinler de 3200, 2000, 1400 yıl' önceleri; imgetanrıları yüksek dağların tepelerinden alıp göğe uçurdular! Böylecc yeryüzündeki cfendi ağa, efendi tanrı olup çıktı!.. Abdullah Rıza Ergüven, bu kez Tannları Nasıl Yarattık yapıtında eski çağlardan günümüze, beş kara parçasında gelmiş geçmiş dinleri, tannları inceledikten sonra şöyle yazıyor: "Cierçek olan doğa, onun ürünü insan! Evren bilincine insanla ulaştık. İnsan da özgürlüğüne, içindeki tannları öldürmekle kavuşabilir. Işte o zaman ağaimge tanrıların kölesi olmaktan kurtuluruz." ABOUUAH SI7A tl!Ol)VEN| Karanlığa Işık Tutmak / Naim Ttrali / Yön Yayınları / 1X2 s. Naim Tirali'nin 19591975 yılları arasında, Vatan gazetesindeki yazılanndan oluşan ilk kitabı Şapkasını Yiyen Bakan'dı. Karanlığa Işık Tutmak, dizinin ikinci kitabı. Bu kitapta Tirali'nin 27 Mayıs sabahı özgürlüğe kavuşmasından 30 Nisan 1961'e kadar olan, 27 Mayıs yönetimi dönemindeki yazıları yer alıyor. 27 Mayıs'ın ilerici ve demokratik kaSAYFA 22 ze Gelin " adlı öyküler de kitapta yer alıyor. Kum Saatinde Kumkapı, yazarın bu ilk deneyimlerinin bir ürünü ve ilk kitabı... "Çengelliiğne", "Sıçan Kapanı", "Hay Allah "ve "Ta Karanlıktaki Aydınlar / Esin Inan / Berfin Yayınları / 352 s. " Bu kitabı Berkeley'e geldiğim zaman yazmaya başla Ege Hikâyeleri / llias Venezis / Belge Yayınları / 136 s. Venezis üslubu, aynntılarıyla ele aldığı insan ilişkileri ve insan psikolojisinin anktılması zor inceliklerini kelimelere döküşündeki sadelilde Sait Faik'e bcnzetilmekte.Venezis'in kahramanlarının çoğu balıkçılar, sade insanlar ve Anadolu'dan göçmüş olan muhacirler. Hikâyelerinde çoğu zaman hüzün ve mutsuzluk var. Şöyle diyor Venezis: " Ege'nin doğu luyısında yaşayanlara bir sözümüz var, eğer efsanelerimizi ve şehitlerimizi unutmamızı istiyorsanız bunu yapamayız. Ama onurlu ve önemli olan başka bir şeyi, kin gütmemeyi başarabiliriz. Tarihimizi yok saymadan, halklanmızın kardeşliğini şöyle sağlayabiliriz: Bir kefeye bütün çektiklerimizi, onca yüzyılm yükünü, acılarımızı ve yurdumuzdan sökülüp atıhşımızı koyacağız. Öbür kefeye ise barışa karşı duyduğumuz sevgiyi, halklanmızın bir daha savaşa girişmemesi ve birbirini yok etmeye kalkışmaması gereğinin bilincini..." • CUMHURİYET KİTAP SAYI 556