29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Roman ile kitle teorisi arasındaki iliskiler Elias Canctti başlangiçta, Marksist olmayan mistik bir komünizm anlamında, kitleyi insanları uygarlığın dayatmalarından ve izolasyondan kurtuluşa ulaştıracak pozitif bir yol olarak görürken "Kitle ve Iktidar"da da olduğu gibi " Körleşme"de kitle olgusuna şüpheyle yaklaşır. DAGMAR C. G. LORENZ di olma duygusunu", benmerkezciliği, ama sürekli kaygılarını da yitirir. Geçici olarak, "o"nusoyutlayıcı "ben"den,kendinden kurtulma sürecine, neredeyse sarhoşluk benzeri bir hal içine girer. Fakat böylece, koruma içgüdüsünü ve başta kitleye karşı çıkan ve onun bir parçası olmayan yabancılara karşı olmak üzere, baskalarına karşı duyduğu saygıyı da yitirir (Kİ, 19), Toplumsal ve siyasi bir varlık olma sorumluluğuna dayalı davranışlarını ve başkalarının kişiliklcrine olan saygısını da yitirir (Kİ, 17). Kendisine sabitlenmekten kurtulmıış oluşu, onun uzun vadede toplumsal gerçeklerden kurtulmasını sağlamaz. Söz konusu olan, şeyler karşısında, Canetti'nin tekrar tekrar vurguladığı gibi geçici bir duruş değişikliğidir. Şeylerin gerçekliği, psikoduyusal duyum değişiküğinden etkılenmez.(7) Kısa ve geçici olan bu kendinden geçıne halinin sonuçları yıkıcıdır. Üstünlük duygusunun ardından ümitsizlik gelir; çünkü Canetti'nin de ortaya koydıığu gibi, kitleler tekrar parçalara bölünür (Kİ, 16). Nazi mimarisinde ve kitle gösterüerinde görüldüğü gibi,(8) yapay kitle oluşumlan, psikofojik manipülasyonu hedefleven uyuşturucu kullanımı ile karşılaştırılabilir, çünkü kitlesel gösteriler, ruh halini değiştiren kimyasal maddeler gibi insanı ccsaretlendirir, bireyselliği yok edcr ve sorumsuz bir insan yaratır. Canetti'nin alkoliklerdcki delirium ile yaptığı karşılaştırma bu bağlantıyı açığa çıkarmaktadır. Canetti'nin yapıtı, karıştırılması mümkün olmayan kişilik ile iktidar arasındaki, birbirini dışlayan iki uç kutup arasındaki gerilim tarafından belirlenmiştir. Kişilik birey tarafından bir hapishane gibi algılanır. Her şeye karşı bir kapalılık içerisinde olması göz önüne alındığında, aşırı etkili oluşu karikatürize bir haldir.(9) Genç Canetti'nin george Grosz'un karikatürlerini etkileyici bulması ve Grosz'un, yasaklanmış dosyası " Eccc homo"yu özellikle ona hediye etmesi rastlantı dcğildir. Yine Grosz'a isaret eden Barnouw da Körleşme ile ilgili olarak şu saptamalarda bulunur: "Romanındaki ve oyunlarındaki figürler (...) 'an' kurgulardır; görülebilecek, bilinebilecek şeylerin itinayla abartılmasıdır."(10) Körleşme'de, en üst noktaya dek ulaştırılan kişilik ten belli etmeksizin kitleve • geçişe hiç rastlanma'z. Ulaşılan başarılardan vazgeçilmesi, sadece kitle ile o da yarım yamalak bir kaynaşma için ödenen bir bedeldir. Ki en'in çöküşü, kendisine bayağı olarak görünen başkalanna karş özenle koruduğu mesafedcn vazge çerck Therese ile evlendikten sonra gerçekten bayağılığın eline düşmesi ile başfar. Kendi beninin içine kapanmak da, genelde tüm karakterlerin yalnızlaşması ile kanıtlandığı gibi, ki buna Fisctıer le ile orospusu gibi başkaları ile temasa alışık görünenler de dahildir, en iyi seçenek değildir. lzolasyon öylcsinc tenıel bir unsurdur ki, dil bile artık bir iletişim aracı olmaktan çıkar. Herkes dilini kendi hayali gerçekliğine göre biçimlendirmiş ve onu artık evrensel bir anlam taşımayacak şekilde özelleştirmiştir. Cinscllik gibi başka anlaşma ve davranış biçimleri de çarpıtılmış ve bayağılaştınlmıştır: Kien ile Therese, Therese ile ona ev bulan adam, ev bulan adam ile karısı ve kızı, kör adam, Fischerlc ve "bayan pansiyoner" arasındaki iliskiler buna örnek verilebilir.(ll) Yalnızlaşma, bireylerin cevrelerini artık nesnel bir şekilde değerlendiremeyecek duruma gclmelerine de neden olmaktadır. Bireysellik ile kitlescllik arasında bir alışveriş oluşmaz. Körleşme'de ele alınan çağdaş fenomenlerde önemli olan, Kitle ve iktiJarda incelenen, zamansal olarak değil ama, kültür tarihi açısından kitlenin bir ön aşaması sayılan sürüde (91ff.) olduğu gibi, bireyin zaman zaman desarj olması değildir. Çünkü o tür toplumlarda grup içinde gerçekleştirilen seylerle bireysel girişimler arasındaki fark daha azdır. Daha önce Körleşme'de kitle sembolü olan ateş ile isaret edildiği gibi, burada söz konusu olan, her türlü kontrolün dışındaki "çılgın kitleler"( 12) veolaylardır. ünceden patolojik olarak içine kapanık olarak, gcriye döniişü mümkün olmayan ve ilerıki bir zatnanda sağlıklı bir varokışa imkân vermeyecek bir kitle psikolojisine sevk edilmektedir. Tekrar tekrar ortaya çıkan, Ikinci Dünya Savaşı'na ya da Vietnam Savaşı'na katılanlann veniden sosyalleştirilmesi ve uyııştunıcu Dağımlılarının, özellikle halüsinasyona bağlı kitle yaşantılarının başgösterdiği bağımlıların renabilitasyonu düşünüldüğünde bu durum büyük bir sosyal aktüalite değeri taşıyan bir gözlemdir. Körleşme, Kitle ve Iktidar'da ele alınan spektaım içerisinde özellikle cn aşırı olan durumları gösterir: Canetti, Steinhoftaki Viyana Akıl I lastalıkları Tedavi Merkezi'nin(13) eütisi altında bir "Comedie Elias Canetti den 'Kitle ve İktidar ile 'Körleşme' Çrigınkiaeler C anetti'nin romanı ile kitle fenomenleri üzerinde yaptığı araştırmalar arasında uzun bir zaman dilkni bulunmasına rağmen, biçimsel olarak da çok farklı olan DU yapıuar arasında bir bağlantı kurmak zor değildir(l). Canetti'nin henüz 1925'te ilk defa kide üzerine bir eser verme(2) planı üzerinde düşündüğü göz önüne ahnırsa, bu durum daha da anlaşılır hale gelir. Savaşyıllarında başlayan teorik çalışmaları Kitle ve tktidar'ın yayımlandığı 1960 yılına dek sürerken, 1935'te yayımlanan Körleşme(3) 19301931 yıÛarı arasında tamanılanmıştır. Canetti'nin savaş yıllan sırasında yaşadığı ikilem, yayın yapamaması ve bunun olası nedenleri üzerinde spekülasyonlar yapılabilir. Ortada olan şey ise kendisini Avusturyalı olarak gören ve dil olarak Almancayı seçen bir Yahudi'nin yaşadığı ikilemdir.(4) Canetti'nin Notlar'ından görüldüğü üzere Kitle ve tktidar'daki ayrıntılı duşünce dizileri, savaş öncesi ve savaş sonrası yıllarına rastlar. Buna karşılık Canetti'nin kitle olgusu hakkındaki düşüncelcri, Waldinger'in de gösterdiği gibi(5), aradan geçen yıllar içinde oldukça değişmiştir. Yazar başlangiçta, Marksist olmayan mistik bir komünizm anlamında, kitleyi insanları uygarlığın dayatmalarından ve izolasyondan kurtuluşa ulaştıracak pozitif bir yol olarak görürken, Kitle ve lktidar'da da olduğu gibi Körleşme'de kitle olgusuna şüpheyle yaklaşır. tster insan kalabalığı ya da insan kümeleri şeklinde, yani kendisini dışavurucu özellikler kitleler olsun, Körleşme'de Theresianum'un önündcki sahneyi anımsayın, isterse Kien'in kafasmdaki kitap kidcleri, Fischerle'nin hayal dünyasındaki para kitleleri ve satranç ycnginlerinden oluşan kitleler, Therese'nin gerçek ya da hayalden oluşan mobilyaları vb. gibi içselleştirilmiş kitleler olsun, kitle bir giic, olarak yıkıcıdır. Kitle hezeyanı, yani Georges Kien tarahndan grotesk bir "doğaya geri dönüş" olarak ciddiye alınması mümkün oıamayacak bir şekilde yüceltilen maymıın insanlarda olduğu gibi, içsel olarak bastınlmış kitle ihtiyacının patlaması da, eğer gerçekten özgürlük söz konusu isc sadece görüntüde bir kurtuluştur;(6) Kien'in hastalığı zatcn kitle hezeyanınm bir çeşididir, ki Canetti delirtum tremcm\ de bir çeşit kitle hezeyanı olarak görür. Canetti kitlenin etkilerini kurgu ve teori şeklinde ortaya koyar: Birey kitleoluijUiııu atılannda dokunulma korkusunu (Kİ, 15),bıreyselliğin kaynağıolan "ken humaine an Irren" (Gewissen, 244) yazmayı planlar. Kendi ifadesine göre, dünya, kenar kısımlarından itibaren gümşığına kavuşturulursa daha çabuk kavranılabilir. Canetti'nin akıl hastalıklarına karşı duyduğu ilgi de buradan kaynaklanmaktadır.(14) Tiyatro yapıtlarında olduğu gibi romanınua da "sağlıklı" toplumsal ve kişisel olarak sorunsuz kişiler ortaya konulmamıştır. Moser'in deuiği gibi, olaya katılan bütün kişiler baştan beri içlerinde akıl hastahğı embriyonunu taşımaktadırlar (Moser, 22). Bir Kien toplumu, tüm hayatın sonu anlamına gelir (Moser, 175). Bununla beraber Moser'e göre Canetti'nin figürlerinin istisnai anormal durumları temsil ettiği de söylenemez. Barno uw'un Kitle ve îktidar hakkında söyledikleri Körleşme için de geçerlidir: "Zamanımızın politik ve psikoloiik sorunlarının gercekten tutarlı bir şekilde toplumsal sorunlar olarak görülmesi gerekliliği, yüzyılımızın pek az yapıtı gibi ısrarla ve somııt olarak destekleyen bir yapıttır" (Barnouw, 78). Gerek Kide ve İktidar gerekse Körleşme, çağdaş süreçlerin, "en gizemli" yüzyıl olan 20. yüzyJın dinamiklerinin anlaşılması için yapılan girişimler olarak dcğerlendirilmelidir.(15) Tabii ki sorunun ortaya konuş biçimleri bu yapıtlarda birbirlerinden iarklıdir. Yapay kitle ohışumlam Canetti'nin gerçeklft arayışı Kendi ifadesine göre, artistik olandan büyülenen Canetti, peşinde olmak istedjği gerçekliği sanatın önüne koyar. Roman ile tiyatro yapıtı arasında kesin bir sınjr görmez ("Edebiyat Atölyesi"). Onun gerçeklik arayışı, teorik yapıtı ve yazın yapıtı arasında bir bağ oluşturur. Kide ve iktidar tarih ile kitle fenomenlerindeki gelişimi npktasal ve prizma şeklinde ortaya koyar. Örneğin, üzerinde inceleme yapılan "insan sürüsü" kitle ile bir tutulamayacağı gibi, onun tarihselkronolojik önceli de değildir. Bununla birlikte, insan sürülcrinin analizi, benzerlikleri ve karşıtlıkları ile büyük modern kitle süreçlerinin dinamiklerini aydınlatma özclligi gösterir. Buna karşın Körleşme, Kide ve tktidar'ın en küçük bölümünü oluşturan günümüz panoramasını kurgu biçiminde sunmaktadır: Ancak 1914 Versailles Antlaşması AIman ordusunu terhis etmeseydi, Hitler amacına asla ulaşamazdı. Askerlik hizmetine konan yasak, en temel kapalı kitlelerini Almanların ellerinden aldı. (...) Askerlik hizmetinin yasaklanması Nasyonal Sosyalizmin doğuşu oldu. Zor kullanılarak çözülen her Kapalı kitle bütün karakteristik özelliklerini aktardığı açık kitleye dönüşür. Parti ordunun cankurtaranı haline gcldi ve partinin yeni askerlerini ulusun içinden çıkarmasının önünde hiçbir engel kalmadı. (Kİ, 179f.) Körleşme'de, Kide ve tktidar'da turif edilen, meşru bir kapalı kitleye sahip olmayan işte bu toplum anlatılmaktadır. Bu toplumun karakteristik özelliği, üyclcrinin aşırı şekilde yalnızlaşmış olması ve içselleştirilmiş kitle ihtiyacı aracılığı ile kendinden geçmiş bireylerden oluşan bir birlik kurmak suretiyle acı veren "ben" duygusunun üsresinden gelme çabasıdır. İnsan yığınlarındaki kişi adedi açısından da bir kitle söz konusudur: Orneğin, büyük bir kent olarak Viyana. Hâlâ dağılma durumu hâkimdir: Kien'in kitaplarına, Fischer le'nin satranç yengilerine, para hırsına, Therese'nin mobilyalarına, Puda'nın çevrcsindeki hayali kadınlara, evi temin eden kişinin dayağına ve yemek tutkusuna topluca konulabilecek bir ad yoktur. Yine de bu gizli kitle, eski meşru kitleden daha tehlikeli bir potansiyele sahipür. Çünkü, tiyatro ya da spor gösterisi gibi C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 5 0 0 YriacıUrgüç SAYFA 16
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle